Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-08-2007, 02:01 PM   #21 (permalink)
hayatimdegisti
Administrators
Atakan Sönmez
 
Üyelik tarihi: May 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
hayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond repute
Standart Ynt: ARTIK BİR PSİKOLOĞUM

Alıntı:
PSİKO Nickli Üyeden Alıntı
şu saat itibariyle kendim için büyük bir değişiklik yapmaya karar verdim
sabah girdiğim nöroşirurji ameliyatında yanlış yerde olduğum hissine kapıldım
ben cerrah olmalıydım dedim
bu heves bi iki dk içinde geçer dedim ama olmuo galiba bırakıp buraları tekrar tusa gircem
psikiyatrsist değilde cerrah olcam
neşteri özledim zaten
en son 6 sınıfta sütur atmıştım ,acilde
ewet kararım kesindir eylül tus başvurumu yap cam

Senin için hayrli olsun Psiko...Psikoloji biraz daha sosyal bir iş ve kendine vakit ayirabilirsin.Cerrahi'de ise çok büyük özveriler gerekiyor.Tüm yaşamını bu işe adaman gerecek...
Kesin kararini vermissin ama konu ile ilgili bulduğum bir makaleyi paylaşayim..
Cerrah olmak ya da olmamak

Küçükken hepimiz masallardan etkilenmişizdir. Özellikle çocuklar ilginç ayrıntılara takılırlar. Pamuk Prenses yerine bir ceylanın kalbini Kraliçe’ye getiren asker etkiler bazılarını mesela. Hani cerrah olacak çocuk anımsadığı film karesinden bellidir belki de. Filmde Hüseyin Baradan kitaplardakine hiç benzemeyen kalbi kötü kadının önüne fırlattığında ürkse de aslında.

Doktor olmak dönemsel bir tür moda olarak görülüyor ülkemizde. İsteyen istemeyen biraz da baskılarla hastanenin koridorlarında buluveriyor kendini. Sınıflar ilerleyip hastalarla iletişim başladığında gerçeklerle yüzleşiliyor.

Önceleri her hastalığı kendi üzerinde bulur öğrenciler. Kan görünce bayılan olur. Hasta kaybedildiğinde ağlarsınız. Gelecek için kararlar da bu dönemde alınır.

Hastalar sorunlarla geldiğinde bir tedavi önerip beklemek bazılarına göre değildir. Balıklama dalmayı severler belanın içine.

İşte bu hafta cerrah olmanın farklı yönlerini işlemek istiyoruz. Bir zamanların gözdesi olan mesleğimiz günden güne itibar kaybederken…

Toplumda doktorluk ve cerrahlık birbirinden çok farklı iki kavram gibi kabul görüyor aslında. Cerrahlık Kızılderililerden beri kendine has bir saygı görüp Tanrılarla eşdeğer görülmüş örneğin. Tanrı’nın yaratıcı gücünün bir yansıması gibi. Modern felsefe ise sanatsal yaratı süreci –state of art- kabul ediyor cerrahi bilimleri.

‘Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’ndeki ana karakter doktor hatta bir beyin cerrahı olmasa aynı etkiyi yaratamaz. ‘Melekler Şehri’ filminde Meg Ryan yetmez, meleklerle ilişki kurabilmek için kalp cerrahı olması gerekir. Cosby bile Kadın-Doğum uzmanıdır.

Türk filmlerinde ilk karşılaşılan doktorlar cerrah değildir. Hep eve gelir ve kanser teşhisi koyar, sonra da tedavi için yurtdışındaki cerrahlara gönderirler. Trafik kazalarında ise hastaların bir tek gözleri zarar görür. Hastanedeki mevcut dahiliye doktoru eli değmişken iş uzamasın diye hemen ameliyathaneyi hazırlatıp bir göz nakli de attırıverir.
Yeniden gündeme gelen ‘canım cicim doktor’ şarkısının kahramanına bile derde çare bulabilmek için ameliyat teklif edilmektedir.

Kalp tıbbın tabularında biri olmuş tarih boyunca. Göğüs kemiği ile kalp arasındaki mesafe 3 cm. olsa da bilim dünyasının burayı aşması asırlar sürmüş. Suç felsefeciler ve edebiyatçılarda diyebiliriz aslında. Kalbi böyle abartıp, aşktan tutun, bütün açıklayamadıkları kavramların baş sorumlusu tutarlarsa ona hiç bir babayiğit bıçak vuramaz işte. Hele bir de 20. yüzyıl başlarında zamanın en meşhur cerrahlarından Billroth ‘insan kalbine dikiş koymaya kalkan cerrah meslektaşları arasında saygınlığını yitirmeye mahkumdur’ deyince ilk kalp ameliyatının gerçekleşmesi 1957 sonunu bulmuş.

Kalp cerrahisinin insanı çeken yönü stres dozunun ölçüsüz olması. Yamaç paraşütüne normalde aklı olan insan biner mi. Ama kanda o adrenalin dozu bir kez hissedildi mi bağımlılık yapar işte. Kalp ameliyatlarını farklı yapan bir çeşit saate karşı yarış niteliğinde olması. Kalbi durduruyorsunuz, işinizi bitirmeniz için belirli bir süreniz var, zamanı geçirirseniz veya hatalı iş çıkarırsanız sonuç ölümü getiriyor. Bir başka Tanrısal yan ise hastanın ölüm kararını kendinizin vermesi. Mevcut ekipmanlarla hastanın kalbi hiç çalışmasa bile destekle yaşıyormuş gibi uzun süre götürmek mümkün. Ta ki yeter makineleri kapatın diyen biri çıkıp sorumluluğu alana dek. Ama ya 24 saat sonra toparlayacaktıysa…
Bu denli risk altında çalışanlarda megalomani gibi bazı yan etkilerin görülmesi de kaçınılmaz oluyor galiba.

Ölümle bu kadar burun buruna olunan cerrahi de az aslında. Bir keresinde bir arkadaşımız Azrail’in sık sık yoğun bakımda dolaştığını hissettiğini ve gün gelip yanlışlıkla bizlerden birini alıp gitmesinden korktuğunu söylemişti.

İlk yıllarda kaybedilen her hastayla ağlardık. Tanırdık onları çünkü. Sabah konuşarak ameliyata girerler, sonra yok olurlardı. Bazı cerrahlar hastalarıyla sıkı fıkı olmak istemezler bu yüzden. Pek çoğu da ölüm fikrine alışır zamanla. Etkilenmez gibi görünür. İçinde bazı şeyler eksilmiştir sanki. Başka duygular doldurur boşluğu mutlaka. Ölüm haberini aileye vermek ise…

Cerrahi eğitimin oldukça ağır olması da her türlü metabolizmanızı altüst ediyor işin başındayken. Sorumluluğun başkalarında olduğu ilk 4 yıl günaşırı nöbet ve hastanede uykusuzluk; sorumluluk üzerinize geçince hastaya bir şey oldu mu endişesi ile evde uykusuzluk.

Kalp cerrahisinin en olumlu yönlerinden biri kanser hastalarının hemen hemen hiç görülmemesi . Çaresizliğe yer yok. Son tercih kalp nakli bile yapılabilir. Sonucu hemen alırsınız. Hasta ya kötüler ve kaybedilir çoğunlukla da kıpırdayamadan geldiği hastaneden yürüyerek evine gider.

Pop-kültür özellikleri de hakim kalp cerrahlarının. Bozuk Türkçe’niz bile olsa göz hastalıkları için CD doldurabilirsiniz. Cin Ali Vücudunu Öğreniyor tarzında kitaplar yazıp en çok satan olabilirsiniz. Sarıkamış’a yürüyüş düzenleyebilir, Ağrı Dağ’ına tırmanabilirsiniz. Sorarım size ülkemizde kalp cerrahı olmayan kaç doktorun fan kulübü var.

İşin ilgi çekici yanlarından biri de teknolojik yenilikler. Kalp hastalıkları bir numaralı ölüm riski olduğu için birçok öncelikli yatırım kalp cerrahisi alanına oluyor. 2 milyon dolarlık robotlar, 75 bin dolarlık yapay kalpler, 25 bin dolarlık kalp pilleri, 5 bin dolarlık ilaçlı stentler, kök hücreler daha neler neler…

Ölümsüzlüğün peşinde tutkuyla koşarak!

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
http://www.hayatimdegisti.com
Hemen ücretsiz deneme telkinlerini indirmek içinse bu link.Suçluluk ego ve kendine güveni 2 gün dinleyin
https://www.dropbox.com/sh/b6youoq8m...vwFPsoEYa?dl=0
Dinledikten sonra etkiler ile ilgili anketlere bu linkten katilin.
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...-anketlerimiz/
hayatimdegisti isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla