ÖLÜM
“Bir anda hem varolan,
hemde yok
olan şu dünyada…”
Ömer Hayyam
Ölüm, ruhun özgürlüğüdür.
Bir dinleniş ve huzurdur.
Aslında hayat ebedidir ve ölüm,
sadece bedene ait bir gerçektir.
O bile bir süre sonra dağılıp-çürüyerek
başka bedenlerde yaşamaya devam eder.
Ölüm hayatın sürekliliğinin ta kendisidir.
Ve değişimin yasası.
Hayatın her anı küçük bir ölümdür aslında.
Madde, bir anda varolup kaybolan enerji
paketçiklerinin gösterisinden başka
bir şey değildir. Böylece onlar var olmaya
devam edebilirler. Çünkü her yokluk anı,
aslında varoluşun kaynağıdır.
Ölüm de bunun gibi yaşamın kaynağıdır.
Hayat hep küçük ölümlerle sürüp-gider.
Aslında doğmak, bir anlamda çocuğun
anne rahminden ölümüdür.
Her bir kopuş ölümdür.
Ve her ölüm bir yeniden doğuş.
Ama ben kopup-ayrılmazsam büyüyemem.
Annemden koparım, ailemden koparım,
arkadaşlarımdan koparım. Her bir kopuştan
sonra yeni bir yere doğarım.
Ve her bir kopuş, bana büyümek ve
sevdiklerimle daha yüksek bir boyutta
bütünleşmek şansını verir.
Ve birbirlerini sevenler bütün mesafelerden
ve zamandan bağımsız olmak üzere hep bir
aradadırlar. Sevenler asla ayrılmazlar.
Ve her bir ölümü biz isteriz.
Daha da büyümek için. Daha çok hayat,
daha çok ışık, daha çok huzur ve genişleme için.
Ölümün zamanını ve şeklini de
bize en uygun şekilde tayin ederiz.
Ve ben her gün yeniden doğuyorum.
Hep böyle yaptım. Her anımı en güzel
Bir biçimde yaşayarak sonsuzca
yaşamaya devam ediyorum.
Hayatın tadını çıkararak varoluyorum.
Hayatımı bir destan gibi yaşadığım için,
ölüm de benim için bir ağıt değil,
bir kutlama şarkısıdır.
Çünkü ben bedenim değilim.
Ben ölümsüz ve sınırsız bir ruhsal varlığım.
Sevdiklerimin gözlerinde gördüğüm ışıktır
benim onlarda sevdiğim şey.
Bedenlerinde parlayan enerji!
Ölümsüz olan odur işte.
Yaşadığım her deneyimden bana
kalandır hep kalacak olan.
Diğerleri beni yolda bırakırlar.
Onlara ihtiyacım kalmayacağı için.
Bedenimi severim, çünkü ruhumun
barınağıdır. Hayatımı severim, ruhumun
isteklerini oluşturabildiğim için.
Ölümü kutsal bilirim, hayatı
bildiğim gibi. Hayatı severim,
ölümü sevdiğim gibi.
Hep canlı kalmak ve hayatta olmak
bedenimin kodlamasıdır.
Benim görevim budur.
Ve bu görevi en iyi şekilde yerine getiririm.
Ama gitme vakti gelince, son sözü ruhum söyler ve
bedenim de onu saygıyla dinler.
Ve ben şimdi sımsıkı yaşama sarılıyorum.
Her anını bir şükür, sevinç ve
yaratma şarkısına dönüştürerek.
Ve bu yüzden tam bir güven ve
cesaretle ilerliyorum.
Ölümsüzlerin güveni ve cesareti ile.
Ve hayat amacımı gerçekleştirmek için
hayata sımsıkı sarılıyorum.