Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-03-2009, 03:34 PM   #1 (permalink)
defduru
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 400
Tesekkür: 31
58 Mesajinıza toplam 318 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
defduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to beholddefduru is a splendid one to behold
Standart FARKINDALIĞA Doğru YOLCULUK

Hayat öylesine ilginçtir ki olması gerekeni çözemiyorsun.

Bir oraya sallanıp gidiyorsun emin adımlarla , sonra bir bakıyorsun öbür tarafa ama aslında yanılıyorsun ,bunu biliyorsun, sadece sallanıp duruyorsun bir o tarafa bir bu tarafa…
Bir şeyleri biliyorsun , görüyorsun , hissediyorsun yaşarken, bazen şoklarıyla, acılarıyla beraber.
Sonra bir anda korkuveriyorsun, kaçıveriyorsun… Doğru mu yaptığını sanıyorsun…Çünkü biliyorsun her bir kaçışında aslında kendinden kaçıyorsun ve ne kadar , nereye kadar kaçsan da , sen sonunda sen de var olan varlığınla yaşamayı ve onu dinlemeyi öğreneceksin.

Bir gün konuşmayı azaltacak, temasları durduracak ve sonunda , en sonunda kendini dışarıda aramayı bırakarak , kendini kendinde yakalamayı , yaşamayı öğreneceksin.
Çünkü amaç bu, gaye bu. Çünkü gerçekte arayıp da bir türlü bulamadığını sandığın gerçek aşk bu.
Ve sen eninde sonunda bunu öğreneceksin.
Evet , öylesine derin bir yalnızlık ki içinde yaşadığın korkarsın belki ilk başlarda…
Eğer kendini dinlemeyi ve izlemeyi beceremiyorsan , hayatın sana sunacağıdır sonunda yalnızlık...
Önce korkarsın korkularınla var olmaya ve ağlarsın yalnızlığına …
Ne acıdır hayatta bir tek ben ile beraber olmak ,anlaşılmadığını, anlatamadığını düşünmek . Farkında değilsindir görmen gerekenin.
Aslında hayat amacındır ben ile olmak , beni kabul etmek , beni olduğu gibi sevmek , ben ile mutlu olabilmek.
Eğer bilmez de dışarıya dalar ve peşinden koşturursan , sonu hüsranlarla, hayal kırıklıkları ile dolu zamanlar ve eninde sonunda gelmesi gereken ben.

Ancak ben, işte bu mükemmelliği önce çözüp de dışarıya bakabilirsen hayat içerisinde pek de arayacağın , birleştiremeyeceğin parçalar kalmayacaktır, mucizelerden başka…

Çok zorlu günler, haftalar , aylar ve hatta yıllar sonrasında hala karşımdakilerin hatalarını gördüğüm sıralarda “nasıl olurda bu ilişkide bu insanı anlamam ,çözmem böyle zor, bu şahıs vaka incelemesi ve bunu incelemem, anlamam lazım” diyerek yola çıktım…kitaplar okudum, gözlemlerimi artırdım, özel programlara katıldım.

Hastalıklı ama bağımlı ilişkiler yaşayan insanların işin içinden çıkamadığında nasıl takıntılı olmaya başladığını ifade etmek zor doğrusu… O devre takıntı haline gelmişti bende de …
Belki de çok güçlüyüm diye dünyayı değiştirebileceğimi ya da hakimi olabileceğimi sanıyordum …
Önce karşımdakini incelemeye başladım …
Pazarlamanın bir K beş N kuralını uyguladım..Kim, Ne zaman,Nerede,Neden, Nasıl, Niçin…
Sorular beynimde döndükçe ben çıkmazdan çıkamaz olmuştum. Ancak bu çıkışsızlık o kadar güzel oldu ki ; sonunda çıkamama sebebimin kendim ile buluşamamak ,hatta çok iyi tanındığımı düşündüğüm “beni” gerçekte tanıyamamak olduğunun farkına vardım.

Vaka incelemesi şahıs bendim anlayacağınız,sadece ben biraz geç farkına vardım.
Yıllarca süren onca sohbet ortamları, konuşmalar, tonlarca kitap, seminerler,başarılar, bilgi birikimleri…
Gördüm ki hepsi yalan, aslında tek bir işime yaramış bu hayatta , o da dış kaynaktan beslenmeyi , övgüler ile kendimi büyütmeyi sevdiğim için farkında bile olamadan ,tüm bunları kullanarak kendime geniş alanlar açmışım…
Bu çıktığım yolda artık kendimi dinlemeye , kendimi çözmeye ve kendimden keyif duymaya başlamıştım.
Oysa ilk başlangıçta “yalnız mı öleceğim” diye öylesi göz yaşı döküyordum ki..Çünkü çok zordu…Hastalanıyordum yalnızdım ve ölürsem cesedim kokacak diye korkuyordum…
Geceleri yalnızdım, gündüzleri yalnızdım…sinemaya gitmek istesem kimse yok, bir akşam yemeğe gitmek istesem kimse yok… Oysa sevenlerim vardı, aynı şehirde akrabalarım vardı…hayatımda geçmişimden getirdiğim dostlarım vardı…
Ama söylesem bile , hatta söylensem bile onlar o devrede sözleşmiş gibi beni hatırlamak istemediler…
Sanki o süreçte her şey benim egolarıma ters düşecek şekilde gelişiyordu. Ve ben ağlıyordum yokluklarıma…Sürecim o zamanlar çok zor geçmekteydi ve boğuluyorum sandım.
Bir devre ölüyorum diye tanıdıklarımla vedalaşmaya bile başladım. Çünkü ben yalnızlığımla başa çıkamaz olmuş, içimde duyduğum derin üzüntüden hızla ölümü seçmeye başlamıştım.
Sonra neler gelişmeye başladıysa hayatımda tekrardan canlanma sürecime geçtim.
Hayata tekrardan bağlanmaya karar verdim.
Evet her şey bir anda olamadı ancak şu an da her şey öyle başka oldu ki sanki yalnızlık benden çok uzakta.
Artık kendi kendime yemek ısmarlıyor, sinemaya gidiyor , bir yere gidip etraf ne der diye düşünmeden keyifle vaktimi geçirebiliyor ,hiçbir şeye aldırmadan anlarımın tadını çıkartabiliyorum.
Bir gün kendi kendime yemek ısmarladığım bir Pazar akşamıydı. Yazın başlangıcı ,hava çok güzel, İstanbul, Fransız Sokağı; yemek ,canlı müzik..dedim ki “insan ne ister şu an da “, mükemmel bir akşam …Bunu diyen eski güç timsali görüntüsünde ama eşi olmadan ayağa kalkmayan ,oturmayan , yemek yemeyen aslında zavallı küçük bağımlı kadın… O sırada uzunca bir süreçte beni yalnızlığıma bırakmış olan eski dostlarımdan birisi aradı ve dedi ki ne yapıyorsun öyle tek başına , yazık, kalk gel bana..
Bir şekilde nezaketen telefonu kapattıktan sonra güldüm ,dostum bir zamanlama hatası yapmıştı,artık kendim ile öylesine mutluydum ki ,sosyal yaşantımdan hiçbir şey kaybetmediğim, hala insanlar ile geniş bir etkileşim halinde olabildiğim, ortamlarda hala kendime geniş alanlar açabildiğim halde kendimle bir o kadar mutluydum ve sonunda içimde ki küçük kız ile barışmayı hatta buluşmayı başarmıştım.
Çok zor süreçler sonrasında, çok acılar çok sıkıntılar geçirdiğimi düşünerek, acıyı, öfkeyi ve her türlü duyguyu çok derinden yaşayarak bu buluşmaya çok uzak yoldan gelmiştim ve artık yavaş yavaş yolculuğumun bazı mucizelerine ulaşmaya başlamıştım.Farkındalık…
Evet , bizler çok özel bir yolculuk yapıyoruz. Bunun amacı fazlaca bilgi sahibi olmak değil sadece bakış açımızı değiştirebilmek için dengelememiz gereken bazı hususlarda bilgilenerek zor da olsa gerekenleri hayata geçirmek, eyleme dönüştürebilmek.
İlk aşamada bilmeliyiz ki seçeneklerimiz sınırsız, sonsuz…Her an istediğimiz herhangi bir seçimi yapabiliriz. Biz hangi seçenekten gidersek gidelim kendimiz ile tanışana kadar, kendimizi tanıyana ve dinlemeyi öğrenene kadar sonuç hep aynı olacaktır.Ve hangi inanç,hangi görüşte olursak olalım seçenek çok ve yolumuz tek olacaktır.
Hayatta hiç bir şey tesadüf değildir. Sadece seçimler ve bunları değiştirme iradesi, bunun içinde önce yolculuğumuzun farkına varmak lazım
Yaşamdaki senaryolar hep aynıdır ve burada dengelememiz gerekenleri dengeleyebilmek adına aslında sürekli aynı senaryoları yaşarız …
Evet sahneden tutulmayan ,beğenilmeyen oyuncular kibarca veya kovularak çıkartılmıştır hayatımızdan ama biraz yukarı çıkıp da izlersek , rollerde bir değişiklik yoktur. Her şey olması gerektiği gibi belki biraz daha renkli, belki biraz daha farklı …ama aslında sonuçlar hep aynı.
Açıklamak gerekirse on beş sene önce hayatıma dahil ettiğim bir insan ile on beş sene sonrasında dahil ettiğim insan arasında görüntü ve konum çok farklı olmakla beraber onlar ile yaşadığım süreç ve sonuçlar o kadar birbirinin aynısı ki ancak nefesini tutup ta suyun yüzüne çıktığın zaman gözlemleyebiliyorsun. Ve gözlemlediğin gün tüm ağladıklarına sadece gülmeye başlıyorsun.
Şimdi hayatınızda ki tüm olaylara döndüğünüzde aslını eminim ki siz de göreceksiniz ve yorumlarınız bile bunun farkına varınca yavaş yavaş değişmeye başlayacak.

Bazen arkadaşlardan duyuyorum çocuk çok şanssız , patronu şöyle , böyle işten ayrılmış. birinci işi , ikinci işi, üçüncü işi…gerçekten çok şanssız ..çünkü bütün kötü patronlar ile sanki bu bu çocukcağız mücadele ediyor. Böyle durumları duyduğum zaman hafifçe gülümsemekten başka yapacak hiçbir şeyim yok.
Olanların farkına varmak bizler için zor oluyor ve bizler kendimizi zavallı, çaresiz, şanssız olarak nitelendirebiliyoruz ve böylelikle evrenin en muhteşem zekasına, eserine böyle hakaretleri yağdırıp, hatta bunları kabul edebiliyoruz.
Gülüyorum bazen kendi kendime.Yine ne yaptın diye …Artık izleyebiliyorum kendimi …İşin komik tarafı eskiden farkında bile olmadan yaptığım şeyleri şu an da güç egonuzdan sıyrılabilirseniz kendi seçimim dolayısıyla sonuçlarda benim deme erdemini gösterebiliyorsunuz.
Bir diğer avantajı ise artık bunları yapmayı bırakman lazım, bu senin bireysel faydalarının dışına çıkıyor diyebilmek.
Ne mutlu …Eskiden düşünürdüm, dünyaya geldik , yaşamayı çok seviyorum ama niye geldik , sebep ne…Güneş güzel..Evet çok güzel ..Ay da güzel…Aşk ta çok güzel …eh evet hepsi güzel ama sonuçta hepsi bir gün gidecek ve ben de …Amaç ne ,geliş amacım ne? Zor zamanlar, zor süreçler geçirmeye başlayınca hayat amacının ne olduğunu görmeye başladım sanıyorum…Önemli olan güneşin güzelliği, denizin,ayın ,aşkın güzelliği değildi ki önemli olan onların hepsinin orada oluşu idi, bir bütün halinde, bir sistemdi ya da sahne ve ne mutlu ki biz de onun mükemmel olan parçalarından ya da oyuncularından birisiydik.Ama farkına varmak oldukça zor oluyor sanırım.

Öyle günler oldu ki başta kurban yaptım kendimi. Neden ben dedim okullar okudum ,eğitimler aldım ..tanıdığım herkes hayran oldu bir zamanlar …patronlarım …her yerde kurallarımı kendim koydum…tamamen bir güçtü ortada ,çok insan yerimde olmak istedi ama o devreler sorsalardı bana belki de hemen kendi yerimi her şeyimle vermeye hazırdım..Sonra yavaş yavaş yolculuğuma başladım.. ve sonra sanırım az da olsa hayatı ve anlamını kavramaya başladım..Sadece Farkındalık…
Alıntı......

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
İnsan inandığına denktir;yapabileceğini düşündüğü kadardır.
defduru isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla