Ynt: Kendine Mektup...
Soluk soluğa kaldığımda hiç bilmediğim topraklarda,insanların yüzleri olmayan bir yerde buldum kendimi.Her yerde kan ,her yerde senin bedenin vardı.Bedenine dokunmaya çalıştıkça yüzleri olmayan insanlar engelliyordu beni,bana ait olmadığını söylüyorlardı.Biliyordum o kanlar o beden benimdi ,çırpındıkça tırnaklarını etlerime geçiriyorlardı canım acıyordu. Canım acıdıkça seninde canın acıyordu biliyorum. Canın acımasın diye sesimi çıkarmıyordum. Lime lime ediyorlardı etimi.Kanım kanına karışıyordu.
İçimden ılık ılık bir şeyler akıyor, üşüyordum. Gözlerim kapanıyor acıyı hissetmiyorum artık direniyorum ama olmuyor bi tanem gözlerim karanlıklara mahkum oluyor . Hadi tut elimi gözlerim kapanıyor, içim çekiliyor.
Bedenimi yerlerde sürüklüyorlar son kez bakıyorsun gözlerime donuk, korkuyla, acıyla… Kanların bedenime bulaşıyor. Lime lime olan etlerime kanların doluyor. Saklıyorum seni içime, en derinime. Gözlerim kapanıyor bir tanem gözlerim kapanıyor. Gözlerim , gözlerin…
Bilmiyorum ne zaman sonra kendime geliyorum, karanlık bir oda dayım dışardan sesler geliyor. Ağlayanlar , bağıranlar, öfkelerini duvarlardan alanlar… Hepsi burada bu kapının ardında…
Bedenimi hissetmiyorum. Duyuyorum ama konuşamıyorum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum seni orda bıraktığımdan beri. Sanki şimdi kapıyı açıp gireceksin alnımdan öpeceksin. Bilirsin en çok alnımdan öpülmesini severim.
Sanki “Artık muanemiz bitti, ignelerimizi yaptırdık hadi gidelim” diyeceksin.Ne çok korkardım iğneden bilirsin. Her ay işkence gibi gelirdi o iğneleri yaptırmak. Şimdi ya şimdi yüregime saplıyorlar onları.
Kapıdaki sesler daha çok güçleniyor. Kapı açılıyor. Yüzlerini göremediğim insanlar doluşuyor odaya. Ağlayanlar ve güçlü bir gürültü var. Ağlamalarından, seslerinden tanıyorum onları. Beni ağlama duvarı yapıyorlar, bana kinlerini, öfkelerini kusuyorlar
Sesim çıkmıyor bi tanem avazım cıktıgı kadar bağırmak istiyorum, aglamak istiyorum. Siz yaptınız siz öldürdünüz demek istiyorum. Bin yıllık saçma inanclarınızla , öfkelerinizle siz öldürdünüz bizi demek istiyorum. Şimdi alın o sacma fikirlerinizi de gidin demek istiyorum . sesim cıkmıyor, bağıramıyorum.
İçimdeki bütün her şeyi kusmak istiyorum. Midem bulanıyor o gecedeki kanı düşündükçe içim kalkıyor. Karşımda yüzün duruyor benden başka kimse görmüyor seni o kadar temiz o kadar berrak ki yüzün o gece görmek için yüzündeki kanları sildiğim bu yüz değil sanki.
Gitme canım ne olur gitme korkma seni kimse görmüyor benden başka.
Oda da sesler yükseliyor. Gözlerim kapanıyor yine gözlerim ağırlaşıyor. Ne olur gitme kimse seni görmüyor kimse bizi ayıramıyacak gitme… Yüzün, gözlerim…
Derin bir sessizlik sonrası….. Kendime şiir
Gittin ya Yedi Tepeli şehrimden
Ben kayboldum Beyoğlu sokaklarında
Dilencilerle konuştum,çalgıcılara eşlik ettim
Ne aradığımı bilmeden, dolaştım durdum
.......... gittim
Bir anda herkes sen oldu
Kaçtım ordan ,çıkmaz sokaklara girdim
Tinerci çocuklarla ağladım
Ateş yakıp oturduk etrafına
Hayat hikayelerimizi anlattık birbirimize
Onların gözlerinde acıyı,isyanı,çaresizliği gördüm
Hikayelerini anlatırken içlerine akıttığı gözyaşlarınıda..
Onlarda görmüşmüdür bendeki seni
Onları tanıdıkça kendimden utandım
Hayata karşı bu kadar zayıf oluşumdan
Sarıldım tinerci çocuklara ,ben ağladım
Onlar poşetlerine sarıldı
Ben ağladıkça onlar hayata tutundu
Sen gittin ya bu şehirden
Sen gittiğinden beri ben tinerci çocuğum
Elimde poşetim içinde senin kokun
Ateşin etrafına oturmuşum seni çekiyorum içime
melekceylin......
__________________ Her insanın Tanrısı, kendi aklı kadardır. Bazıları vardır görünenin arkasındaki gerçeğe uzanır gözleri. Bazıları ise burnunun ucundan ötesini göremez. Her insanın sevgisi kalbi kadardır. Bazısının sevgisi, sevdiğini durdurur, soldurur ve hatta öldürebilir de ( Buna ne kadar sevgi denirse? ) Bazısının sevgisi de güldürür, oldurur ve çoğaltır. Ne kadar da zordur bunu başarmak! |