serpil22 Nickli Üyeden Alıntı
Ruhsal bağlantıların varlıkta güçlü olması, varlık ile ruhsal boyut arasındaki akışın sürekli ve devamlı olması olağan üstü mükemmel bir durumdur. Muhakkak bu kriterlerde yüce insanlar çok az olsa da vardır. Ancak genel olarak yüksek düzeydeki ruhsal enerjilerin meydana getirdiği hal ve duruşa tahammül ve takat gösterebilmek genel olarak çok zor olduğundan altın kürenin tutulduğundaki gelip geçici yüksek ve ulvi haller, ruhsal boyut prensiplerinin neler olabileceğini ancak bize öğretmekte veya hatırlatmaktadır. Bedenli ruhsal bir varlık olan insan kendisini yaşama bağlayan maddi zevklerin, hazların, tutkuların esiri olmadan, onları yeterince tadıp bertaraf ederek ruhsallığını güçlü kılar. Bağ sürekli birlikteliği anlatır. Güç yakınlığı ifade eder. Yakınlık sevginin derecesidir. Sevgili olmak bağı korumak ve birlikteliği yaşamaktır. Bunu başarabilen gücüne de girer. Sevgi tarafından kuşatılır. Başkalaşır. Yaşamı harikalar diyarında geçer. Hiçbir şey sıradan değildir. Her zaman yenilikler, sürprizler ve güzellikler vardır. Giderek güçlenen bir bağ oluşur. Güzelleşir. Güzel bakmaya ve öyle görmeye başlar. Her şeydeki kusursuzluğu ve mükemmel gidişi görür. O bağ bir daha hiç kopmaz. Bağı güçlendirmek, bir an yaşadığımız bu hali sürekli kılabilmekle mümkündür. Yaşamlarımızın sıradan ve alışkanlıklarla dönen çemberinin dışında bir süre kalabilir ve o sırada isteyerek ve severek yaptıklarımızda sadece ona dönük bulunabilirsek çukurdan düzlüğe ulaşırız. Ulaştığımızda yürüyüşümüz artık sadece fonksiyonel olmak ve pek çok yönde devamlı fayda üretmek olur. Bir ağaç gibi sürekli meyve veririz. Çünkü bağlantının doğal neticesi ve varoluş biçimi odur. Doğru insan bu bağı kurmuş insandır ve kendi sınırlı realitesinden, birlik realitesine geçmiştir. Bu bağ her insana açık ve her insandan beklenmektedir. Hangi şuur seviyesinde olursa olsun aklının erdiği ve gördüğü kadarını uygulamak, tercihlerini ona göre değiştirmek durumundadır. Sorumluluğu tercihlerinden gelir. Çünkü bilinçsiz tercih yapmak mümkün değildir. Her ne yapıyorsa kendisi düşünerek ve isteyerek sürdürmektedir. Her ne yapıyorsa, onun gücü de kendisine verilmektedir. Ömrü boyunca sayısız tercih şansı verilmiştir. Bir gün karşısına “Ne yaptın?” sorusu çıkarsa, tercihlerin dayanılmaz ağırlığı altında kalabilecektir. Ruhsal bağımızı güçlü etmek için, bağımsız bir varlığa sahip olduğumuzun bilincinde olmak, hayata özgür ve farklı bakmak, kişisel değer hissimizde saf ve inançlı olmak, ruhsal farkındalık içinde, yaşam kalitesini varoluş halinin bilgisi ile değerlendirmek gereklidir. İnsan, her boyutta kalbiyle devamlı olarak ruhsal bağlantı içindedir. Bu bağlantının güçlenmesi, kişinin hükümden, endişeden, korkudan uzak açık bir zihinle ruhsal bağlantı gerçeğini kavraması yani buna inanması gerekir. Yaratan'ın varlığını, O'nun var ettiği sonsuz âlemleri kabul eden kişi, ruhsal bağlantı gerçeğine yabancı kalamaz. Burada, kişinin O'na olan güveni, inancı, teslimiyet ve kabulü, kısaca sabır ve sevgisiyle temizlenerek ortaya çıkmış açık bir zihin çok önemlidir. Açık zihin, hükümden, endişeden, korkudan uzaktır; gerçeğe açılmış bir pencere gibidir. Ruhsal bağlantı önce günlük küçük olayların açık zihin veya şuurla karşılanmasıyla güçlenir. Bu demektir ki, günlük küçük olayları teslimiyet ve sabırla karşılıyoruz; iyi, güzel, doğru olana yönelik bir değişim, yeni bir yüksek tutum içindeyiz. Değişim, zihinden bir korkuyu, bir endişeyi, bir hükmü kaldırmaktır. Yoksa ucu zihnimizdeki korku, endişe ve hükümlere dokunmayan, doğru, iyi, güzel kabul ettiğimiz pek çok şeyi zaten her gün yapıyoruz. Zihnimizi değiştiren, yanlış duyguları yok eden eylemler, gayret ve çabanın yarattığı gücün yardımıyla gerçekleşir. Ortadan kaldırdığımız her hüküm, her korku ve endişe, şuurlarımıza yüksek enerjilerin akmasına ve bu yüksek enerjilerin de daha köklü, büyük korkuları, hükümleri ortadan kaldırmasına neden olur. İnanç yükselir, şuur penceresinden gerçek bilgileri daha net görünmeye başlar. Ruhsal bağlantı güçlenirken, bu bağlantıyı daha da yükseltecek tesirler de bir o kadar şuura akar. Benzerler, benzerleri çeker; ruhsal bağlantının güçlenme hızı bugün hayal bile edemeyeceğimiz yüksekliğe ulaşır. Bağlantıda olarak güçlendirebiliriz. Ruhsal bağlantıda olabilmemiz için; yaptığımız çalışmaların içine, ruhsallığa da katmamız gerekir. Her şeyin bir bütün olduğunu bilmeliyiz. Yaptığımız, yapacağımız, adım attığımız, her ne konu olursa olsun, içine ruhumuzu katmıyorsak eğer, o iş yarım kalmış sayılır ve ne yapsak ta içinde ruhumuz olmadığından sonlandıramayacağızdır. Her şey bir bütün dedik, bütünü oluşturan parçaların ne kadar farkına varıyorsak, ruhsal bağımızı güçlü etmek için de, o oranda, görüntüler yakalamış oluruz. Bu görüntüler, bizim; şekilci, görsel dünyamızın içinde, en değerli maden niteliğini taşır. Ruhsal bağımızın güçlenmesi; bağlantımızın sürekliliği ile ilgilidir. Bu süreklilik, görüntülerimizin üzerindeki pusu kaldırarak, anlama yaklaştırıp, ruhsal bağımızın güçlü edilmesini sağlar. ALINTIDIR.. |