[serpil22]

Kaderinizi kim belirliyor?

Kaderi Kim Belirliyor?

Defalarca üzerinize çektiğiniz acı ve zorluk deneyimlerinize bir son vermek istiyorsanız, öncelikle üzerinize çektiğiniz her şeyi, kendi duygu ve düşüncelerinizin sonucu olan seçimlerinizle tamamen kendiniz yarattığınızın farkına varmalı,

istediğiniz sonuçlara ulaşmak için duygu ve düşüncelerinizi kontrol etmeyi, duygu ve düşüncelerinizi kontrol edebilmeniz içinde nefesinizi kontrol etmeyi öğrenmelisiniz.

Duygularınızı ve düşüncelerinizi kontrol edebilmek için nefes tutma
çalışmalarına önem verebilirsiniz.

Dört zamanlı bir çalışmayla 20 sayıda yavaş nefes alma, 40 sayıda nefes tutma, 20 sayıda yavaş nefes verme ve 40 sayıda nefessiz kalma egzersizi 7 tur olarak yapılabilir.

Neye odaklanıyorsanız onu yaratıyorsunuz.

İstediğinizi elde edebilmeniz için, neye odaklandığnıza dikkat etmek zorundasınız. İstemediğimiz sonuçlara odaklanmanızın sebebi; olaylar ve kişiler karşısında olumlu ve olumsuz yargılara sahip olarak, beklenti ve sahiplenmeler içinde hareket ediyor olmanızdır.

Objektif, nötr ve tarafsız kalamadığınız için bilinçaltımızda saklı anıların tesiri ile belli konu ve kişilere doğru farkında olmadan bilinçsizce çekiliyorsunuz.
Bunu dengelemek için sahiplenmelerinizin oluşturduğu korkularınızla yüzleşerek geçmişin acı, sıkıntı yaratan izlerini temizlemeniz gerekiyor.

Bilinçaltınızdaki bu düğümleri çözüp özgürleştiğinizde yüksek bir farkındalıkla hareket edebilir ve gerçek ihtiyacınıza odaklanarak yaşamı istediğimiz yönde geliştirebilirsiniz.

Nasıl Yapmalıyım?

Farkındalık eksikliğini gidermek için en etkin yöntem, devamlı olarak nefes alışverişinizi gözlemeniz ve nefesle farkındalık çalışmalarına ağırlık vermenizdir.

Kuantum etkisi oluşturabilmek için nefesinizi izleyin

Şimdi, kendi üzerinizde bir kuantum değişimi oluşturabilmek için, derin birkaç nefes aldıktan sonra nefesinizi izlemeye başlayın. Nefes alan bedeninizi gözleyin.

Kendinizden birkaç metre ileride bir yerden nefes almaya devam eden varlığınızın nasıl göründüğünü düşünün. Kendinize dışarıdan bakarken objektif olmaya çalışarak bir başkasının sizi nasıl görebileceğini düşünün.

Gerçekten değiştirilmesi gereken taraflarınızı işaretleyin. Onların nasıl daha iyi olabileceği hakkında modellemeler yapın. Neden daha iyi olamadığınızı ve sizi bu konuda bağlayan kök nedenleri bulmaya çalışın.

Onları büyük bir samimiyetle kabul edin. Değiş-mesi yönünde gönülden izin verin. Şimdi değişmiş olarak kendinizi imajine etmeye ve değişmiş olarak nefes almaya devam eden varlığınızı dışardan izlemeye devam edin.

Tekrar eski duruma gelme ihtimaline karşı olarak devamlı nefes alışınızı izlemeye ve zaman, zaman dışarı çıkarak kendinizi izlemeye devam edin.

Bu üst seviye bakış açısına ulaşabilmek için; tek, tek olaylar hakkında düşünmek yerine, olaylar arasındaki bütünsel ilişkiye göz atabilirsek, daha derine inip çevreyi merkezden izleyebiliriz.

Merkezden baktığınızda, etrafınızda devamlı etki ve tepkiye bağlı dalgalanma vardır. Merkez ise bütün bu kaotik yapıdan uzak, sakin ve durağandır. Merkezde bireysel istekler yerine; bütünün tamamını gözlemlemeye dayalı olarak, hem bireysel hem bütün-sel açıdan olmakta olanın en yüksek faydayı ifade ettiğine dayalı sessiz bir kabul ve tatmin vardır.

Kendi hayatlarını ve içinde yaşadıkları dünyayı birlikte görüp, ortak alanlar yaratarak, etkileyip değiştirmiş olanlar, bilinç ve farkındalık seviyelerini yükseltebilmiş kişilerdir.

Yapılan deneylerde görülmüştür ki ışık; hem dalga, hem parça özelliklerine sahip bir yapıdadır. Sadece ışık değil bütün ‘madde’ dediğimiz nesneler ( ki buna duygu ve düşüncelerimiz hatta rüyanızda gördüğünüz adamın söz ve düşünceleri bile dahildir ) dalga ve parçacık özelliği sahiptir.

Kuantum kuramı, maddeyi enerji olarak tanımlar ve maddeler arası etkileşimleri enerji alanlarının etkileşimi olarak görür.

O halde bütün evreni birçok tesirin ortaklaşa yarattıkları bir enerji alanı olarak görebiliriz.

Aynı durum kişiler için de söz konusudur. Her birey bir enerji alanıdır.

Her birey, çevresiyle sürekli olarak tesir alışverişi yapmaktadır. Gözlemden, konuşmadan, düşünmeye kadar her eylemimizde tesir alışverişine bağlı bir etkileşme vardır.

Önemli olan sizin kendinizle ve çevrenizle nasıl bir etkileşim içinde olduğunuz ve yarattığınız duygu, düşünce tesirleriyle ku-antum alanını kendinize ve içinde bulunduğunuz evrene karşı ne şekilde harekete geçirdiğinizdir.

'Birşey değişir, herşey değişir' Kitabımdan alıntıdır.

mustafa kartal