Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Akrep Kartalın Tırtılıdır Akrep Kartalın Tırtılıdır
Aslında Akrep Kartalın tırtılıdır.Tırtıldan Kartala dönüşmesi efsanevi bir süreçtir.
Kuyruğunda taşıdığı zehri seruma dönüştürmeyi başardığında mucize gerçekleşir.
O yanıp, küllerinden yeniden doğan "Zümrüd-ü Anka Kuşu”dur artık.
Akrep insanlığın HABİL kutbundan, KABİL kutbuna uzanan ekseninde yer alır.
(Kaynak: Thomas Hardy, Çeviren: Nazan Öngiden) Ölüm insanoğlunun en büyük varoluşsal kaygısıdır. Ölüm bir sınır durumudur ve
insanın kişisel ölümüyle yüzleşmesi veya yakınlarının ölümüne tanık olması yaşam
biçimini yeniden gözden geçirmesini ve daha anlamlı kılmasını sağlar. Ölüm yaşamın
ertelenemeyeceğine dair en güçlü katalizördür. Ciddi hastalıklar da insanı ölümle yüzleştiren
önemli bir etkendir. İnsanoğlu ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için İnkar,
Bastırma, Saldırganlık, Kontrol, Özel olduğuna inanma ve Sihirli kurtarıcı gibi çeşitli
savunma mekanizmaları geliştirir. Bu durum nevrotik bir hal aldığında kişi yaşamayı
reddederek ölümden kurtulmaya çalışır.
Otto Rank nevrotik bireyi "borcu (ölüm) ödemekten kaçınmak için krediyi (hayatı)
almayı reddeden” olarak tanımlar.
Rank, Manilius’un "Doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz” görüşüne de katılarak, annenin
dölyatağında doğumu bekleyen dölütün güven içinde ve rahat olduğunu, doğum sırasında
bedensel olarak anneden ayrılıp kopmanın ve solunum güçlüğünün temel ölüm kaygı ve
korkusunu oluşturduğunu ileri sürmüştür.
Peki, Akrep bu süreçte nasıl işler?
Akrep, Eros ve Thanatos’la birlikte parmak uçlarında dans eder.
Zevkten ölmeye dünden hazırdır, ama en ufak bir acı onu hayata döndürür.
Kendini sürekli bir var eder bir yok eder.
Kontrol ve saldırganlık mekanizmalarını sürekli devrede tutarak ölüme meydan okur.
Acizliğe hiç tahammülü yoktur.
Yöneticisi Pluto Yeraltı (ölüm)
Tanrısı Hades'tir.
Ölüm yalnızca onun tekelindedir, öldürme lutfunu Tanrıya bile bağışlamaz.
(Ateş çemberine alınan Akrep teslim olmaktansa tüm zehrini kendine akıtarak ......r eder).
İntihar, ölüme karşı bir tür egemenliktir. Çünkü Akrep korkunç bir mekanizmanın onu
yutmasını beklemek yerine kaderi üzerinde aktif kontrol sağlamayı yeğler.
Akrep bir "TANRI" olmadığını, "ÖLÜMLÜ BİR FANİ” olduğunu ancak "ACİZ” kaldığında
öğrenir. Ölümün, danışmanlığını üstlenmesine izin verdiğinde ise "YENİDEN DOĞAR”.
Dönüşüm (Yıkmak-Yeniden yapmak): Dönüşüm doğada mevsimler, insan bedeninde
de sürekli biten ve yeniden başlayan döngülerle karakterize olur.
Vücudumuzdaki tüm atom sayısının % 98’i her yıl değişmektedir.
Derimiz 5 haftada yenilenir.
Görünüşte çok katı ve sert olan iskelet bile her üç ayda bir tamamen yenilenir.
Mide zarındaki tipik bir hücre sadece birkaç gün yaşar.
Alyuvarların ömrü 2-3 aydır.
Karaciğer hücrelerinin yenilenmesi birkaç yıl sürer.
Sadece Kalp ve Beyin hücreleri yenilenmez
(şu an ki bulgulara göre).
Akrep yaşamın sonsuz bir çizgi değil sonsuz bir spiral olduğuna, Başlangıç ve Sonun sürekli
iç içe devindiğine inanır.
Çürüyen, bozulan ne varsa söküp atar yerine yenisini yaratır. Dönüşüm (Transformasyon)
ve Başkalaşım (Metamorfoz) onun temel içgüdüsüdür ve önünde duran her şeyi silip
süpürecek güçtedir. Bu aynı zamanda Simyanın son safhasıdır. Önce saflaştırılıp
(Başak) sonra birleştirilen (Terazi) maden (ruh-beden) en sonunda simyacıların "Siyah
Altın” dedikleri (Akrep) cevhere dönüşür.
Güç ve İktidar Tutkusu:
En manyakça tutkusudur. Akrep'in olduğu her yerde (olmadığı hiçbir yer yoktur) güç savaşları yaşanır.
Irvin Yalom "İnsan güce ulaştığı derecede ölüm korkusu hafifler ve özel oluşuna dair inancı
güçlenir" der. Bunun astrolojik tercümesi Akrep sürecidir. İktidarsızlık Akrep için ölüm
anlamına geldiğinden sürekli iktidar peşinde koşar. Bir Örümcek gibi durmadan ağ örer.
Ağa takılan zavallı kurbanıyla oynamaktan haz duyar. Ama ipin bir ucu da kendisindedir.
En ufak bir gevşemede avının azat olacağını bildiğinden ipin ucunu kaçırmaktan ödü kopar.
Kendi gücüne tutsak olur, avıyla birlikte kapana kısılır kalır. Kaderi güç ve acizlik
deneyimlerinin bir toplamıdır.
Melek mi - Şeytan mı?:
Bu, insanoğlunun en önemli ikilemlerinden biridir, ama genellikle Melek baş tacı edilirken,
Şeytan kapı dışarı edilir. Onu kimse sahiplenmek istemez bu yüzden de o herkesi
sahiplenir. Şeytan tüm kötülüklerin bilinen adresidir.
C.Jung’un bu konuya yaklaşımı tam isabet; "Kötülüğün insanın, kendi seçimi olmadığı
halde, doğasında daima yaşadığı gerçeğini idrak edersek, psikolojik dünyamızda kötülük
iyinin eşit ve zıt partneri olarak yerini alır.”
Akrep'ler ya da yoğun Akrep etkisi olanlar çoğunlukla içlerindeki şeytanı bastırıp, melek
maskesi takarak masumca ortalıkta dolanırlar, ta ki kuyruklarına basılana dek.
Zehirli iğnesi kuyruk ucundan damarınıza bodoslama girdiğinde canınız fena yanar, ama
Akrep'in gerçek yüzüyle de tanışmış olursunuz. Aslında siz bu yüzü bir yerden
tanıyorsunuzdur, o biraz size de benzemiyor mu?
Hani korkup kapıyı yüzüne çarptığınız yabancı vardı ya!
Hatırladınız değil mi?
Oturup halleşin o zaman. Kaçmakla kurtulamazsınız.
Kuşku, Gizlilik (Dedektif Ruhu):
Akrep'in dünyası gizli saklı ve şifrelidir. Ketumdur. Kendini kolay açığa vermez fakat
başkalarına ait gizli kapaklı ne varsa bir dedektif gibi ortaya çıkarmakta üstüne
yoktur. Sır olan, Tabu olan her şeyi hallaç pamuğu gibi atmaya bayılır. Görünenin ötesini
keşfetme dürtüsü onu Faust yapar. Stratejisi iç gözlem, delip geçme ve sağlıklı şüphedir.
Fakat sıkça yaşadığı doz aşımı onu normal olandan anormal olana doğru hızla savurur.
Merak nasıl kediyi (İkizler'i) öldürürse, kuşku da Akrep'i öldürür. (Kedi dokuz canlıysa,
Akrep kırk canlıdır.) Kuşku onu yetenekli bir dedektif yapabileceği gibi tehlikeli bir casus ya
da aşk katili yapabilir.
İçimizdeki Şifacı-Büyücü-Vampir:
Akrep muazzam bir ruh gücü taşır. Bu gücün olumlu yüzü Şifacıdır. Psikanalist ve Cerrah
olarak eşi benzeri yoktur. Şefkat yerine neşteri tercih eder. Keser, deşer, oyar. Acı reçeteden
yana katı bir tedavicidir. Olumsuz yüzü ise Büyücü (Manipülatör) ve uç noktada kan içici
Vampirdir. Kurbanını kendine bağımlı kılmak, kullanmak hatta yok etmek stratejisi izler.
Steven &Jodie Forrest, düşük yolu takip eden Akrep'i çok güzel tanımlıyor;
“Yalnız kendisine zarar vermekle kalmaz, gölgelerin pençesindeki insanları anlamsızca
"kendileriyle yüzleşmeye” zorlayarak, acı psikolojik gerçeklerle ilgilenmelerinde ısrar
ederek onları da sokmaya başlar. Pandora’nın kutusu açılır.. ama kimse kutunun nasıl
kapanacağını veya serbest kalan iblislerle ne yapması gerektiğini bilmez.”
İnsanlarda bastırıcı mekanizmanın bulunmasının bir anlamı vardır. Bu
mekanizma bilinçsizce kullanıldığında bilinç büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalır.
Akrep'te bastırma mekanizması kusurlu çalıştığından başkalarına zarar verme
potansiyeli çok yüksektir. Kaş yapıyım derken göz çıkarabilir. Kuyruğundaki zehri seruma
dönüştürmeden insanları tedavi etmeyi başaramaz.
Takıntı ve Saplantılar:
Pluto insan ruhunun en derin katmanına nüfuz ettiğinden en büyük takıntı ve saplantıları
temsil eder. Tıp Literatüründe yer alan "Kazanova ve Don Juan sendromu" nu biraz
açalım. Kazanova duyguları bir yana bırakan cinsel eylem meraklısı bir erkektir. Kafasını
çalıştırdığı tek konu avını nasıl elde edeceğidir. Ahlak kuralı, toplum normu, ayıp, günah gibi
etik ve moral değerlere kafa yormaz. Onun kafasındaki tek düşünce; "Hiçbir Kadın
masum değildir ve onun içindeki şeytanı dışarı çıkarmalıyım” saplantısıdır. Burada Pluto’ya
Mars-Merkür açıları da destek verir. Don Juan ise, Kazanova gibi cinselliğe direkt değil
dolaylı yollarla yanaşır. Venüs ve Neptün işin içine girince Akrep teması yumuşar. Duygusal
ve Romantiktir. İkisinin de çapkınlık maskesinin ardında ciddi iktidarsızlık problemi
veya anneyle (kaos-bilinçaltı) çözülmemiş sorunları vardır.
Kadında ki vahim tablo ise
"Femme Fatale" (ölüm getiren, felaket getiren kadın)-
“La belle dame sans merci”(Acımasız güzel kadın)-
Tarantula (zehirli örümcek-kara dul)
şeklinde baştan çıkarıcı, ayartıcı modellerdir. Erkek de ki cinsel fetih takıntısının da Kadındaki Fahişelik saplantısının da görünenin
ötesindeki klinik tablosu ölüm korkusuna dayanabilir, çünkü aşırı seks ölümden bir tür
kaçış şeklidir.
(Yükselen Akrep, Ay-Venüs Akrep'te, Neptün Akrep'te veya bol Akrep temasıyla birlikte
Pluto-Venüs-Ay-Güneş-Neptün sert açıları rol oynayabilir. Bir diğer önemli etken de Güney
Ay Düğümüdür -özellikle bir planetle kavuşum yapıyorsa)
Derinlik,Yoğunluk ve Aşırılık:
Akrep'in felsefesi "Ya hep ya hiç"tir.
Ortası yoktur. "Ya Ak ya Kara"dır. Ara tonları yoktur.
Ya öldüresiye sever ya öldüresiye nefret eder.
Akrep içgüdülerinin emrindedir.
Bilinçaltını, bilinç düzeyine taşımak en temel iç güdüsüdür.
Bilinçaltı dipsiz bucaksız bir gayya kuyusu, kızgın bir magma tabakasıdır.
Lavlarının gazabı acımasızdır. Bilinçaltı şiddetli bir depremle sarsılmaya başladığında,
bilinçle durdurulması mümkün değildir. Bu ölümcül süreçte Mantık hiçbir işe yaramaz,
acıyı hissetmek yaraya bir nebze merhem çalsa da, ancak acizliği kabul kesin şifadır.
Ne ironiktir ki, içten içe kaynayan ve bir volkan gibi her an patlamaya hazır bu magma
tabakasının dış yüzü bir buz tabakasıyla kaplıdır. Dışında kalırsanız dondurur, içine
düşerseniz yakar kavurur.
Kıskançlık, Kin, Nefret, Hırs, İntikam:
Akrep'in zehrinin bileşenleridir.
Kuyruğuna basarsanız sokar.
Basmasanız da sokar.
Durduk yerde de sokar.
Sokmak içgüdüsel ihtiyacıdır. En derin haz kaynağıdır. Engellenemez dürtüsüdür.
Şuurunu ve kontrolünü yitirdiğinde döner kendini sokar.
Manipülasyon:
Pluto, manipülasyonun babasıdır.
Akrep İsteklerini elde etmek için ortalığı birbirine katması, hile yapması gerektiğini
konuşmaya başlamadan önce öğrenir.
Neye mal olursa olsun kendi dediğinin olmasını ister.
Amacın aracı haklı kıldığını düşünür.
Bazen Makyavelli’ye benzer. Hiç çekilmez olur.
Dayanıklılık ve Sebat:
Hayatta kalmanın acımasız mücadelesi, Akrep'in dayanıklılık ve sebat sınavıdır.
Çok badireler atlatır, ama pes etmez. Türkiye’nin burcu da Akrep'tir.
Birinci evinde Pluto vardır.
(Böcek gibi üreyen nüfus-belden aşağı takıntısı)
Türk siyaset yaşamı fokur fokur Akrep kaynar.
Siz çocukken siyaset sahnesine yerleşenler,
siz çocuk hatta torun sahibi olduğunuzda bile hala hayatta ve ayaktadırlar.
Pluto’nun metali Plütonyum dur.
Bütün metaller içinde elektriksel direnci en yüksek olan Radyoaktif kimyasal bir
elementtir. Son Tahlilde Akrep'lerin radyoaktiviteye de dayanıklı olduğu ortaya
çıkmıştır. Artık gerisini siz düşünün.
Sezgi: Akrep'in paha biçilmez ve ele geçirilmez içgüdüsel hazinesidir.
Akrep'in Gözleri:
Tuzaktır.
Akrep tepeden tırnağa manyetizmayla kaplıdır.
Mıknatıs gibi istediği her şeyi kendine çeker.
Koyu ve derin gözleri hipnotize eder, ısrarlı ve delici bakışları ruhunuza işler.
Akrep'in gözleri temsil ettiği 8.evin sokak kapısıdır.
Hasbel-kader bu kapıdan içeri adım attıysanız eğer, burnunuz sürtülmeden çıkış yolunu
bulamazsınız. Burası yarasaların çığlık çığlığa uçuştuğu, karanlık, rutubetli, soğuk, ürkütücü
bir dehlizi andırır. Buradaki Malzeme Karun hazineleri kadar zengindir, ama el sürmeye
korkarsınız.
Ölüm ve ötesi, cinsellik, içgüdüler, büyüler, gölgeler çil çil altın gibi etrafınıza saçılır.
Oysa siz sadece tek bir şey istersiniz, buradan bir an önce kaçıp kurtulmak. Buradaki ham
maddeleri sabırla işleyip cevhere dönüştürmeden bir çıkış yolu var mıdır?
Bilmiyorum.
Astrolog Stephen Arroyo’nun işaret ettiği gibi, 8.ev süreci ruhların cennete girmeye uygun
hale gelinceye kadar dünyada işledikleri günahlardan acı çekerek arındırılmaları
gereken yere "ARAF"a benzer. Ve Steven Forrest ekler; "Bu süreçte ya temizlenip,
arınırız ya da psikolojik dip akıntılara direnip depresyona gireriz. Yapılması gereken, kişiliğin
bilinçaltındaki kökleriyle yeniden bütünleşmesini sağlamaktır ve bu süreçte en
büyük dostumuz kendimize karşı dürüst olmak ve olgunlaşma yolundaki büyüme
sancılarını kucaklamaktır.”
Ve unutmamalıyız ki;
"Ağaçlar güçlü köklerini göğe uzatmazlar, aksine toprağın derinliklerine gizlerler”
sevgiler.. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. |