söyle bir söz var: vermeyi dilemeseydi,dilemeyi vermezdi..içimizde doğuştan bu his olduğuna göre bizim istememiz bekleniyor.birçok dua adabı hakkındaki kitaptada şu sıksık dile getirilir azda olsa ibadetin sürekli olanı makbüldür..yani birgün çoook isteyip gün boyunca düşünüp ,takip eden günlerde zaman ayırmazsak ,eylemimiz sanırım ne çekim yasasına uyuyor ne de benim okuduğum kitapdaki duaların kabul olması için gereken haller yazısına uyuyor.tabii ben bu konuda yeterli bilgiye sahip değilim kendimce yorumum
.. nefes tekniklerini birkaç gündür uyguluyorum
..mide bulantısı ile başım dertte ...ilk önce burnumdan hiç nefes alma alışkanlığım olmadığını fark ettim ve burnumdan aldığım nefesle oksijen olarak doymadgımı anladım..nefes tutma sürelerim uzadı..ayrıca aklıma kötü düşünceler geldiği zamn hemen nefesimi tutuyorum bu sayede beynımı bu düşünceden uzaklaştırıyorum nefesime yogunlaştığığm için.olumsuz etki olarak sadece eskiden olmuyordu ;artık arada derın nefes alma ıhtıyacı duyuyorum sanki rutın nefes alışımdaki oksijen yetmiyormuş gibi..yalnız benim çok hoşuma giden bir his yaşadığım..nefesımı tuttugum anlarda kalbimi hissediyorum..şimdi bu birçoğunuz gülecek belki
ama kalbim daha güçlü atıyor,güçlü kelimesi ile kastım hızlı atması değil rahatsızlık verdiği için yada sıkıştığı için değil daha kuvvetli vuruyor sadece ve bu benim çok hoşuma gitti.onu hissetmek güzel..birde bugün içimde garip bir his heyacanlı bekleme var.hani yüreğim pırpır dıye bir deyim vardır öyle..bilmiyorum bu da nefes tekniklerine ait bir etkimi ama :hani elinize bir mektup geçer üstünde ad yoktur ama siz kimin yazdığını bilirsiniz.açmak için heycanlanırsınız ama açmadan öyle durusunuz sanki içinizde şişirilmiş bir balon var gibi patlamaya hazır..bu arada okudum da tabirlerim benzetmelerim komik olmuş
ama başka türlü izah edemeyeceğim hoşgörün...