Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-01-2010, 11:13 PM   #6 (permalink)
echoo
Teğmen
 
echoo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 73
Tesekkür: 12
76 Mesajinıza toplam 841 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
echoo will become famous soon enoughechoo will become famous soon enough
Standart 06.Ocak.2010

''Sıradan bir gündü'' diyeceğim ama,sen ''sıradan'' kelimesinin anlamınımı unuttun sen,bulduğun,bulunduğun her yere neden bunu sokuşturuyorsun?'' diyor Murat;aslında unutmadım,gayet de bilinçli kullanıyorum.Her gün sıradışı bir olay,her gün sıradışı insanlar ve beraberinde getirdikleri bir hikaye...Yorulduğumu hissettiğim zamanlarda, bu kelimeyi tekrarlayıp''sıradan bir gün,benim gibi sıradan insanlar''v.b konularda çekim yapmayı deniyorum aslında.Hani şöyle sessiz sakin huzurlu gayet sıradan bir gün olsa?Abukluklar,sabukluklar olmasa?Hani ben yazacak tek kelime bulamasam...''Üzgün müzgün değilim günlüküm,çokk sevinçliyim çünkü bugün hiçbir olay olmadı,x,y,q dan alıntı yaptım,hadi bugün bununla idare et'' desem?Evet haklısın,bence de çok beklerim....

Pek bir mutlu,pek bir keyifliydim sabah.Evet cidden çok uykusuzum,çok geç yattım.''Sabah ezanı içeri,biz kapıdan dışarı'' olduk.Handan ablanın ''düddürüdüttt'' borusuyla apartmanın evli-bekar tüm hatunları,kocalarını,çocuklarını,sıcacık yorganlarını bırakıp,buz gibi havada ''sağlıklı yaşam'' başlığıyla kendini yollara-sokaklara attı.(Hiç sorma Handan abla kim diye;''pire''nin insan versiyonu o!!!55 yaşında olup bu kadar enerjik,bu kadar neşeli,bu kadar hayat dolu ve bu kadar akıllı bir deli olabilen,tanıdığım-tanıyabileceğim tek kadın)Hani elimizde 3-5 müzik aleti olsaydı,belediye bandosu filan solda sıfır kalırdı yanımızda;o önde,biz arkada,sol-sol-sol komutlarıyla-bu arada gözümün biri açık,biri kapalı-,''emekleme,yürüme,koşma'' arasında bir tempoda işkencemizi sağ sağlim tamamladık.Ama asıl bombayı geri dönüşte patlattı;tam herkes evine girmiş,işine gücüne bakacak(anne benim göz bandım nerede,kesinlikle ama kesinlikle geri yatacağım)derken...Bir gümbürtü,bir kahkaha,bir patırtı,''herkes ne ''oluyor'' diye kapılara koştu;Gülse Birsel bizim apartman boşluğunda ''derlerrki bu gecee yatsıdann sonraaa gökten yağmurr gibiii heriff yağacakk'' anonsu yapıyoo:))))).O yetmiyor,bir de Handan abla avaz avaz bağırıyor,''herkes hemen bizim kata gelsin,gelmezseniz sesini daha çok açarım,kocalarınızdan fırçayı siz yersiniz'' diye:)Vallahi ben dahil(ne bilim bana ne oluyor,ben neden gidiyorsam)tüm yürüyüş kadrosu koştura koştura gittik,bol kahkahalı bir ''el hubb''tepinmesi yaptık(aa,bu dansı yapmazsak düşmezmiş kocalar:))Arkasından bir de ''bu gece lazım''(bana bir koca lazım,o da bu gece lazım:))geldi.Eğer 7 Kocalı Hürmüz/2009'u izlemediyseniz kesinlikle izleyin,ya da albümü dinlemediyseniz kesinlikle dinleyin;çok eğlenceli parçalar var.Hele hele ''ay ay,el hubb,kediyi koydum torbaya ve bu gece lazım'' şiddetle tavsiye ediyorum:)

İşte böyle şıkır şıkır,fıkır fıkır başladım güne;pek bir eğlenerek,pek bir kikirdeyerek.Şu anda ise gün bitmek üzere.Sahi üzgünmüyüm(?)Şaşkın(?)Peki aslında beklediğim gibi mi oldu(?)Üç sorunun cevabı da evet aslında....

(İş ya da sosyal hayatta)Ortada yenmeye hazır bir halde bekleyen ''kocaman'' bir tencere yemek varsa,doğru olan bunu o insanlarla paylaşmak mıdır?Ya da ''madem tümü benim olmuyor o zaman ben bu yemeği dökerim,kimse yiyemesin'' demek midir?Ya da ''madem bana bir ya da yarım tabak düşecek,o zaman onun hiç tadına bile bakmam'' deyip,geri çekilmek midir?Ya da hakkına düşen yemeği alıp,kendinden daha aç olduğunu düşündüğün birine vermek midir?Ya da minicik bir lokma alıp,hemen mutfağa koşmak ve aynısını pişirmeye çalışmak mıdır?''Rende'' gibi mi olmalı insan hayatın içinde,''keser'' mi yoksa ''testere'' mi?

Güç nedir?Ya da güçlü kimdir?Ezen mi güçlüdür;yoksa ezilen,ya da ezilmiş gibi görünen mi?''Ben güçlüyüm'' diye ortaya çıkan,aslında en zayıf olan kişi olamaz mı?Ezmeye çalışırken ezilme ihtimali yok mudur?Yağmurun yağamama,ama göklerin yine de gürleme ihtimali olabilir mi?Ahh diğer bir soruda;en iyi savunma saldırı mıdır peki?Hayat sıkı bir futbol maçı maçıysa,o sarı kırmızı kartları gösterecek hakem kim peki?

Ah şu ''hırs''...Ah şu ''ego'' denen canafar(canavar değil,canafar:)) yok mu?.''Ben muhteşemim'',''ben mükemmelim'',''ben herşeyi bilirim'',''ben herkesden iyiyim'',''ben güzelim'',''ben çok başarılıyım''ben ben ben..''Jung''un muhteşem bir sözü var;''Öyle insanlar vardır ki,yaşamlarının gerçek anlamı,gerçek önemleri bilinçaltındadır,bilinçli zihinleri aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir''İşte aslında ''özgüveni'' yerlerde gezen,''korkak'' ve aslında bir ''hiç'' olan ''çirkin'' insanların,ilk başlarda kendini iyi hissetmek için takındığı,sonra ise taktığını bile unuttuğu ve hep o yüzle yaşadığı bir maske değil midir ''egoizm''?

Rüzgar eken her zaman fırtına biçiyor işte...Arpa tohumundan da asla buğday çıkmıyor işte İnsan neyse,kimse,karşıda ki hakkında ne düşünürse,ne ister ve ne yaparsa,''hayat'' önüne hep benzerini getirip bırakıyor işte.Başarılarının da,başarısızlıklarınında kaynağı sadece ve sadece sensin işte...Kaybettiklerinin de,kazandıklarınında altında senin o ''mükemmel''imzan var işte...Küp altınla da süslense,bakırla da;küpün içinde ne varsa,unutma;dışına o sızıyor işte.Göz bu;ağıza gerek kalmadan da,sızanın sirke mi,yoksa bal mı olduğunu bir bakışta anlayıveriyor işte.Bazen bir cenazenin ortasında,acı içinde kıvrandığını gördüğün ama çok iyi tanımadığın bir insanın elini tutup,usulca gözyaşını silmek,aradan yıllar da geçse,sen unutsan da,onun tarafından unutulmayıp,kimselerin kolay kolay açamayacağı kapıları bir çırpıda açıveriyor işte.''İnsan biriktirmek'' dedikleri şey bu işte...Yani bu dünyada hala paranın açamadığı,hatta kapattığı,ama ''insanlık'' olgusuyla açılan kapılar da var işte.

Haaa bir de,''sıradan biri'' olmak,''mükemmel biri'' olmaktan çok ama çook daha ''keyifli'' ve ''eğlenceli'' işte.Hani maç bitip oyuncu teyzeler değil de,''hakem'' amcalar ''fırfffff'' diye bitiş düdüğü çaldığında,''mükemmel'' taraf hastahane köşelerinde bölee kocamannn kocamannn sakinleştirici iğneler(ufffff) yerken,''sıradan'' taraf yatağına yüzükoyun uzanıp,ayakları havada,elinde elması,bir taraftan mırıl mırıl ninni dinleyip(evet,cidden ninni dinliyorum,ne var ki bunda?)diğer taraftan günlüğünü yazıyor işte...

Çok seviyorum kızılderili hikayelerini çokk;hele böyle uyku diye gözlerim kapandığı anlarda daha da bir sevdim.Hemen kopyala yapıştır yapıyorum;sonuç kısmına harf bulup cümle kurmakla uğraşamayacak kadar yorgunum,.Gün bitti,pilim bitti,otomatikman yazı da bitti;okuyacak olanların gözü aydın,bana tatlı rüyalar:)

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri torunlarına eğitim veriyordu. Onlara dedi ki: İçimde bir savaş var. Korkunç bir savaş. İki kurt arasında:

Bu kurtlardan birisi; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.

Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor.

Aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde. Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri büyükbabasına,

"Hangi kurt kazanacak?" diye sordu. Yaşlı Cherokee kısaca cevapladı

"BESLEDİĞİNİZ".

Beslediklerinize ve biriktirdiklerinize çok ama çok dikkat etmeyi unutmayın olur mu:)
echoo isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla