yine ben geldim günlükcüğüm
kendimi hergün yeni birşeyler bulmak veya yapmak zorundaymış gibi hissediyorum nedense...
affetme meditasyonundaki ufak bir bilgi bana ilham verdi...sevginin renginin pembe olduğunu öğrendim..hatta pembenin de toz pembe olan tonuymuş...sosyal fobinin ve onun getirdiği diğer sorunlarının kaynağının hep özgüven eksikliğinden olduğunu söyler dururum..bu da kendimizi sevmemekle aynı anlama geliyor zaten...
bugün naptım biliyomusun...oturdum ve netten bulabildiğim kadar ne kadar varsa pembe renkte duvarkağıtları topladım masaüstüm için...böylece bilgisayarın başında geçirdiğim her dakika kendime pembe rengin enerjisini yüklemiş olacağımı düşündüm...tamamen doğru bir yöntemmi değilmi bilmem ama bugün hep pembeydi bilgisayar ekranım ve hakikaten bi yumuşama hissettim ruhumda...yani bazı şeylere kızsam da eskisi kadar sert kızamıyorum...pembe renk teskin etti sanırım...eskiden bu renge biraz önyargılı bakardım çocuksu bir renk diye..ama sevginin rengi pembeyse yapıcak birşey yok...
yaradan sevgiyi o renge tahsis ettiyse vardır bi bildiği elbet..
ve bugün ego ve kendine güvenin yanına kilo verme güven telkini ekledim..yeni telkinimde ilk günüm...
diğer telkinlerin yaptığı gibi aşırı zihin doluluğu (hani baş ağrısı ve başım şişti kazan gibi oldu hissi) olmadı...sanırım içindekine benzer sözlere beynim önceden alışkın olmalı...
telkin içeriğini okudum...karar verme konusunda ve başkalarının sözlerine kulak asmama konusunda da sözler geçiyor..ve tabi adından da anlaşılacağı gibi güven konusu da geçiyor...belki de zamanında bu 3 ayrı konu için 3 ayrı telkin dinleyerek boşa beynimi yorup zorlamışım sanırım...bunların da yanında bonus olarak fazla kilolarımdan da kurtulucam inşallah
ben anladımki fazla telkin çeşidi bana yaramıyor..halbuki acele etmeden yavaş yavaş eklemeler yaptım ama buna rağmen şu günkü aldığım yüksek performansı almadım...olsun bana tecrübe ve altyapı oluşturdular..