Cevap: Tüm Şövalyelere İthafen! Haydi yaklaşacak mısın, yoksa korkuyor musun? Korkuyorsun, çünkü sizin aranızda o kadar çok şey geçti ki. Anlaşılmazlığın acısı, hoşgörüsüzlük, ıstırap, kırgınlıklar. Ne çok ıstırap, ne çok kırgınlık. Sebep olduğun kırgınlıklardan, acılardan, ağrılardan yüksek bir duvar ördün. Şimdi bu duvar sizi ayırıyor. Onu nasıl inşa ettiğini hatırlıyor musun? Günbegün, günbegün, günbegün. O zamanlar bu duvarı örmekte acele ediyor ve giderek daha da yüksek olmasını istiyordun. Eee, istediğine kavuştun! Ve o taşı hatırlıyor musun? O en büyük, en ağır, en dehşetlisini.. sen o sözleri söylediğin zaman. Bu taş aranıza öyle bir şekilde yerleşti ki bütün giriş ve çıkışlar kapanıverdi. Bu taş, en yakınlarını hapseden demir kapıyı da kapattı. Bu taş, senin kalbine öylece yerleşti, kaldı. Anne babalar sadece severler. Sana duydukları anne bana sevgisinden başka bir şeyleri yoktur. Ve ne zaman gelirsen gel- onların kucakları sana daima sonuna kadar açıktır. Başka bir Şövalye’nin öyküsünü ister misin? O zaman oku. Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar bir Şövalye yaşarmış. Bir gün bu Şövalye aşık olmuş. Kalpsiz ve ruhsuz bir güzele çılgınca aşık olmuş ihtirastan eriyerek ve acılar çekerek bu kalpsiz kuklayı fethetmeyi hayal ediyormuş. Şövalye, o zamanlar bu güzelin göğsünde bir yürek değil bir taş taşıdığını bilmiyormuş. Günler, aylar, yıllar boşuna eziyetler, üzüntüler içinde geçmiş. Günlerden bir gün bu kukla, ondan kurtulmak için: ‘Bana annenin kalbini getir, o zaman senin olacağım. Seni sevenin yüreğini bana getirirsen, senin eşin olacağım’ demiş. Sevdalı Şövalye kafası son derece karışmış bir halde eve dönmüş. Uzun süre azap çekmiş, direnmiş, ıstırap çekmiş ve kendini lanetlemiş, ama hayvani ihtiras eninde sonunda galip gelmiş. Annesinin odasına girerek onu öldürmüş, kalbini kopartmış ve hala canlı olan bu kalbi avuçlarında tutarak kalpsiz güzele koşmuş. Onu hayal ederek bastığı yerlere bile bakmadan koşarken aniden tökezlemiş ve elindeki kalbi yere düşürmüş. Ve birden bire bir ses duymuş: ‘Oğlum, oğlum benim, bir yerini çarptın mı, yaralandın mı? Acıyor mu oğlum? Ellerim olsaydı kaldırırdım seni, giysilerindeki tozu silkelerdim, bağrıma basardım seni. Hadi çabuk kalk, beni sevdiğine götür ve mutlu ol! Bunları annesinin kalbi söylüyordu. Hatırlıyor musun? Bu öykü başka bir Şövalye hakkında, belki de senin hakkındadır ne dersin?
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |