Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-03-2010, 01:45 PM   #15 (permalink)
pinnko
Üsteğmen
 
pinnko - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2007
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 232
Tesekkür: 2,092
344 Mesajinıza toplam 1,691 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
pinnko will become famous soon enoughpinnko will become famous soon enough
Standart Cevap: Bende bi şeyler karalamak istedim...

Merhaba

Günlüğünüze yazmak istiyordum bir kaç .gündür demekki
bu yazıyı beklemişim :)

Akşam foruma girdiğimde başlığı gördüm ama
başlık bana nedense bir kağıda çiziktirelen (eskizler)i çağrıştırdı.İlgimi çekmedi.
Hani böyle ilkokul öğrencilerinin resimleri olur,(Cin Ali) tipinde:)
Bunu gibi bir şey canlandı.Başlığı okuduğum an.
Sonra gece phantomm'un mesaj eklediğini görünce konuya tekrar
baktım ve minyatür bir (dehşet) duygusuyla ne kadar (banal) düşünmüşüm o dakikalarda diye aklımdan geçti.
Yaratıcı,olumlu enerjimin olmadığına işaret bu.
Gece o saatlerde.Düşük seviyedeymişim demekki.
Gece yarım bıraktım,öğlen açıp yeniden okumaya devam ettim.

Şimdi yukarıda okuduklarım bana tekrardan eski bir anımı hatırlattı.
Uzun zaman oldu.
Liseyi bitirdikten sonraki yıllar içinde.
Ajandalara günlük yazardım filan.
Uzun dönem,bunların,ruhsal gelişim için değilde
günlük dilde anlatım yeteneğini geliştiren türden şeyler olduğunu düşünüyordum.Ki bu doğru.
Edebiyat derslerinde örneklerini gördüğümüz türden
Bununda olmasını istiyorum evet.
Ama o an benim birinci önceliğim kendimle ilgiliydi.
Bu yüzden ruhsal gelişim için hele hele (sadece o an için bile olsa)
içe kapanık bir ruh hali sergileyen bir insan için bir tür dışavurum
bazen çok gerekli olabilecek bir tür
(içini dökme) olabileceğini düşünmüyordum.
Bu yüzden çok kere
yazdıklarımın (yararsız) şeyler olduklarını düşünüp attım.

Bir keresinde iyi hatırlıyorum,sabah uyandım ve kahvaltı filan etmeden
o günkü ajandaya yazmaya başladım.
Öğleye kadar ajandanın üçte biri dolmuştu.

Sonra biraz duruldum ve (ben ne yapııyorum?) diye sordum kendime.
O günlerde yayınlanan (Nokta) dergisi vardı ,onu karıştırdım.
Engin Ardıç'ın Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir yazısını okudum.

Çok iyi hatırlıyorum bir kısmını,konusu şöyleydi.
Önce Kurtuluş Savaşı'nın Afyon'da geçtiği Tınaztepe'yle ilgili
savaş esnasında yaşanılanları anlatıyordu.

Savaş orada bitip Dumlupınar istikametine hücum başladıktan sonra
artçılar,cephede kalan şehitleri toplayıp gömmeye başlamışlar.
İşte ölü Yunan askerleri bir tarafa,bizimkiler bir tarafa ayırıyorlar.
Bu arada öyle cesetler bulmuşlar ki;
Türk ve Yunan askerleri birbirlerinin boğazına yapışmış halde cesetler.
Cesetleri ayırmak mümkün olmamış yani.
Mecburen beraber gömmüşler.
Böylesine bir hınç,öfke ve düşmanlık.
Sonrasında Engin Ardıç soruyordu.
Hemen oraya yakın aynı yerde şimdi Tınaztepe otobüs dinlenme
tesisleri var.
Her saat otobüsler dolusu gelen insanlar,
bir zamanlar bunca (vahşet)in yaşandığı yerin hemen yanıbaşında
bu olanlardan haberi bile olmadan çaylarını içiyor,
yemeklerini yiyor ve yine hiç akıllarına bile gelmeden yollarına devam ediyorlar.

Böyle bir yazıydı.
Okuyunca iç sıkıntım dahada arttı.
Döndüm tekrar masaya oturdum.
Yazdığım sayfaların kalınlığına baktım.
Baya vardı:)
-(Bu neki? Bu ne işe yarar? Hiç....)

Aklıma hep bu anılardan,günlüklerden yapılan sinema filmleri yada
yayınlanan ünlü kişilerin anıları geldi.
-(Evet,mümkün oabilir.)
Kendimi ilerde çok ünlü biri gibi hissettim.
-(Yazmalıyım,ve ileride yayınlanır,ünlü biri olarak.)
Ama bunun şu an için sadece bir yanılasama olduğunu düşündüm.
Ben şu an kendimi kandırıyordum.

Hem üstelik,aşağılık psikolojisi içinde olanlar bunu aşmak için
çok yüksek hedefler belirlermiş.
Ama gerçekleştiremezler ve öylece yıkılır kalırmış insan.

O an verimsiz,kıraç,kurak bir arazide filan geziyormuşum gibi geliyordu.
Kuurumuş tek tük otların arasında.

Sonra bu sayfaları ajandadan kopardım.
İyice şekilsiz oldu ajanda,onuda attım.
Sıkıntım dahada arttı ama hafiflemiştim:)

Sonra yukarıya çıktım,tıka basa yemek yedim.
Ve yemekten sonra,yemeğin verdiği ağırlığında etkisiyle yatıp uyudum.

Böyle bir anıyı yeniden hatırladım.
Demekki buraya yazıllması gerekiyormuş.
Verdiğin fırsat için:)
Teşekkür ederim.
Selamlar.


Not: Üstte ki mesajın silinmesini rica ediyorum.
Daha yazarken bitirmeden yanlşlıkla konuya eklemiş bulundum.
Silinmesi ricasıyla:)
Teşekkürler de var,ne yapsak:))
Saygılarımla.
__________________
İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR!

İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir.
Bilgi,realiteleri tesbit eder.
İnanç,realiteleri yaratır!

Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları

pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707
pinnko isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla