Geçmişte yaşananlara sıkı sıkıya yapışmak benim de hep yaptığım bir şeydi.. Ta ki telkinli müzikleri dinlemeye başlayana kadar.. Üstelik ben hep güzellikleri hatırlıyordum sizlerin aksinize.. Yitip giden güzelliklere hayıflanıyordum. İçim çok yanıyordu.. Bazen isyan ediyordum, neden diye.. Bazen sözde boşvermiş edalara girip, şarap kadehinde unutmaya çalışıyordum.. Kalabalıklarda yok olmaya bazen de.. Ne hatam vardı da güzel olan bitti, eksiğim neydi diye.. Yorgun ruhumu daha da üzecek ne varsa beynimde dans ediyordu..
Bazen içimdeki duygu hortumu öylesine infilak ediyordu ki, ruhumdan atamadığım duygular yerine, yediklerimi kusuyordum.. Beden ruhun karanlığına ayna tutuyordu..
Hep okuyordum da bir türlü uygulayamıyordum. Geçmişte (veya gelecekte) değil ANda yaşamalıydım.. Ama nasıl?
Bir çıkış istedim Yaradandan.. Acaba bu site mi o çıkış?
6 Ağustos'tan beri (evde ve ofiste bilgisayara kaydettiğim) telkinli müzikleri dinliyorum: ego güçlendirici-suçluluk giderici-kendine güven... Hiç mi düşünmüyorum anıları .. Elbette aklıma geliyor yine.. Ama saatlerce, günlerce, kederler içinde değil..
Bana iyi geldiniz .. (Dile getirmeye bile korkuyorum, itiraf etmek gerekirse.. O kadar dolandım ki bu fasit dairenin içerisinde.. Ne okumuş yazmışlığınız, ne iyi kalpli oluşunuz kar ediyor zira) Atakan Bey, başta size ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.. "Dinlemeye devam" diyorum..