İkinci Şans
Eski Washington valisi Anthony Williams’ın çok çarpıcı bir yaşam öyküsü var. Williams daha küçük bir çocukken annesi ve babası tarafından terk edildi. Öksüzler yurdunda problem çocuk olarak bilinirdi. Üç yaşına geldiği halde konuşmayı sökememişti. Hayatının kaderi daha küçüklüğünden belli gibiydi ama iki sıcak ve ilgili insan ona bir şans daha vermeye karar verince her şey değişti.
Anthony, bir opera şarkıcısı ve en az onun kadar cömert kalpli olan kocası tarafından evlatlık olarak alındı. Kısa sürede konuşmaya başladı ve bu iki güzel insan tarafından çok güzel bir şekilde büyütüldü. Anthony’nin okul hayatı da çok başarılıydı. Liseden sonra Harvard ve Yale üniversitelerinde okudu.
Silik bir çocukken, zamanla başarılarıyla adını duyurdu ve 1998’de %66’lık oy oranıyla dünyanın en büyük şehirlerinden birinin valisi seçildi. Seçildikten sonra halka yaptığı ilk konuşmasında Williams şunları söyledi:
“44 yıl önce, annem ve babam beni evlat edinerek bana ikinci bir şans tanımış oldular. Şimdiyse, sanki bu şehir beni evlat edinmiş gibi hissediyorum ve size söz veriyorum ki; annem ve babam bana sevgi, samimiyet ve yardımseverlik hakkında ne öğrettiyse, hepsini bu şehre vereceğim.”
O, kendisine tanınan ikinci bir şans sayesinde yaşamaya devam edebilmişti. Bizlere de, hayatımızın belli bir döneminde mutlaka ikinci bir şans tanınıyor. Veya tam tersi, bu şans nasıl bize biri ya da birileri tarafından tanınıyorsa, bizler de zaman zaman başkalarına verebilecek bir fırsat tutuyoruz ellerimizde.
Belki bugün, o ikinci şans bize verilecek ya da belki bugün biz birine yaşamak için ikinci bir şans vereceğiz. Kim bilir?