Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-04-2011, 05:16 PM   #245 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



İLİŞKİLER KADERİ: PAYLAŞMA VE SEVME ALANI

ÜÇÜNCÜ GÜN


Sonucunuz: Kişisel ilişkilerdeki kalitenizi ölçülebilir düzeyi de artırın ve en çok sevdiğiniz insanlarla duygusal bağlarınızı derinleştirmek için "başarılı ilişkiler" ile ilgili altı ilkeyi gözden geçirin,

BAŞARI, eğer onu paylaşacak kimseyi bulamazsak, değersiz olur. Aslında en çok arzulanan insanî duygu, başkalarıyla bağ duygusudur. Bu kitap boyunca sürekli olarak, ilişkilerin karakter biçimlendirme etkisinden, değerleri, inançları ve hayatımızın kalitesini etkileme gücünden söz ettik. Bugünkü uygulama da size, her ilişkide önemli olan altı ana noktayı hatırlatmaya dönük olacak. Ödevinizi vermeden önce o altı ilkeyi kısaca bir gözden geçirelim:

1. Eğer ilişki paylaştığınız insanların değerlerini ve kurallarını bilmiyorsanız, kendinizi acıya hazırlasanız fena olmaz. İnsanlar birbirini çok seviyor olabilirler. Ama eğer herhangi bir nedenle sevdikleri kişinin kurallarını habire ihlâl ediyorlarsa, bu ilişkide büyük sorunlar ve stresler başlar. Unutmayın her geçimsizlik bir kural ihlâlidir. İnsanlar birbirine çok yakınsa, bazı kuralların çatışmasından kaçınılamaz. Birinin kurallarını biliyorsanız, bu tür zorlukları önceden önleyebilirsiniz.

2. İlişkilerdeki en büyük zorluklardan bazıları, insanların ilişkiye bir şey koparabilmek için girmesinden kaynaklanır. Kendilerini iyi hissetmelerine yol açacak birini arıyorlardır. Aslında bir ilişkinin kalıcı olabilmesinin tek yolu, sizin o ilişkiyi "alma değil verme fırsatı" olarak görmenizdir.

3. Hayattaki her şey gibi, ilişkinin de beslenebilmesi için bazı şeyleri sağlamak, bazı konularda uyanık olmak gerekir. İlişkilerde bazı işaretler vardır, onların anlamı, bu sorun çığrından çıkmadan hemen üstüne eğil, demektir. Arkadaşım Dr. Barbara De Angelis Her An Sevişmenin Yolu adlı kitabında, bir ilişkiyi öldüren dört aşamadan söz etmektedir. Bunları teşhis ettiğimiz anda hemen müdahale edebilir, sorunları büyümeden, ilişkiyi bozacak hale gelmeden alt edebiliriz.

Birinci aşama, Direnme: Bir ilişkinin ilk zor aşaması, içinizde bir direnme duygusu hissetmenizdir. Herhangi bir ilişkiye giren herkes, zaman zaman karşısındakinin söylediği ya da yaptığı bir şeye karşı bu duyguyu hissetmiştir. Direnme o kişiden uzaklaşmak, ya da canı sıkılmak, kendini ondan ayrı hissetmek demektir. Belki bir partide, sizi rahatsız eden fıkralar anlatıyorlardır, keşke anlatmasalar diyorsunuzdur. Ama işin zorluğu çoğu insanın bu duyguyu hissettiğini hiç söylememesi, sonuçta duygunun büyüyüp biçim değiştirerek bir başka duyguya dönüşmesidir ki o da...

İkinci aşama, Gücenme: Eğer direnme duygusu çözümlenmemişse, gücenmeye dönüşür. Artık yalnız tedirgin değilsinizdir, karşınızdakine kızıyorsunuzdur. Kendinizi ondan ayırmaya başlar, aranıza bir duygusal engel dikersiniz. Gücenme, yakınlık duygusunu öldürür. İlişkinin yıkıcı bir paternidir. Eğer çözümlenmezse, hız kazanacaktır. Değiştirilmez, iletişimle açıklanmazsa, bu sefer yine biçim değiştirir, başka bir duygu olur, o da...

Üçüncü Aşama, Reddetme: Bu noktada, içinizde öyle çok güceniklik birikmiştir ki, karşınızdakini suçlu görecek nedenler aramaya başlar, ona sözle ya da sözsüz olarak saldırılara başlarsınız. Bu aşamada artık her şeyi tedirgin edici ya da üzücü görmeye başlamışsımzdır. Bu noktada yalnız duygusal ayrılma değil, fiziksel ayrılma da yer alır. Eğer reddetmenin devamına izin verilirse, acımızı azaltmak için bir sonraki duyguya geçeriz, o da...

Dördüncü aşama, Bastırma: Reddetme aşamasında gelen öfkeyle başa çıkmaktan usandığınızda, duygusal uyuşukluk yaratarak acınızı azaltmaya çalışırsınız. Acı duymaktan kaçarsınız, ama ihtirastan ve heyecandan da uzaklaşmış olursunuz. İşte bu, bir ilişkinin en tehlikeli aşamasıdır, çünkü bu aşamada sevgililer "oda arkadaşı" oluverir. Bu çiftin bir sorunu olduğunu hiç kimse anlamaz, çünkü kavga da etmezler, ama artık ortada ilişki diye bir şey kalmamıştır.

Bu dört duyguyu önlemenin anahtarı nedir? Cevap basit: Erkenden durumu açıklayıp konuşun. Kurallarınızı söyleyin, onlara uyulabilmesini sağlayın. Durumu gereğinden fazla büyütmemek için Değişim Sözlükçesi kullanın. "Şöyle yapmana dayanamıyorum!" demek yerine, tercih kelimeleri kullanın. "Bunun yerine şöyle yapmanı tercih ederim" deyin. Patern kesintileri oluşturarak tartışmaları önleyin, çünkü sonradan tartışmanın ne konuda olduğunu bile hatırlamaz, yalnızca kazanmanız gerektiğini düşünürsünüz.

4. İlişkilerinizin hayatınızdaki en yüksek öncelikler olmasını sağlayın; yoksa gündelik acil işlerinizin ardında geri plana itilirler. Yavaş yavaş duygusal yoğunluk ve ihtiras söner. Biz ilişkilerimizin gücünü kaybetmek istemeyiz. Yüz göz olmak yüzünden ya da ihmal alışkanlığı yüzünden o kişiye duyduğumuz yoğun heyecandan ve ihtirastan olmayı asla istemeyiz.

5. Becky ile birlikte, daha ilk başlangıçta keşfettiğimiz en önemli paternlerden biri, her gün o günü daha iyi kılmaya odaklanmak olmuş, bu da ilişkimizi kalıcı hale getirmekte çok önemli rol oynamıştır. İlişki biterse neler olacağına odaklanmak yanlıştır. Unutmamalıyız ki neye odaklanırsak o olur. Eğer sürekli olarak ilişkinin biteceği korkusuna odaklanırsak, bilincimiz dışında o ilişkiyi sabote edecek şeyler yapmaya başlarız, bir kopma olup acılar başlamadan kendimizi kurtarmaya çalışıyormuş gibi davranırız.

Bu ilkeye uyan bir de söz vardır: Eğer bir ilişkinin kalıcı olmasını istiyorsanız, asla, asla o ilişkinin kendisini tehdit etmeyin. Sırf bu sözü söylemek bile bir tehlike yaratıyor. Ayrıca tarafların dengesini bozan korkulara yol açıyor. Kalıcı ilişkisi olan hangi çiftle konuşsam, görüyorum ki, ne kadar kızgın ya da gücenmiş olurlarsa olsunlar, asla ilişkinin biteceği kuşkusuna yönelmiyorlar ve ilişkiyi bitirme tehdidini asla ortaya atmıyorlar. Araba yarışı okulunu, yan duvara çarpma meselesini hatırlayın. Bir ilişkide, nereye gitmek istiyorsanız oraya odaklanmanız gerekir, korktuğunuz şeye değil.

6. Her gün ilişkiniz olan o insanın nesini çok sevdiğiniz konusunda yeniden asosiyasyon yapın. Bağlılık duygularınızı takviye edin, yakınlık ve çekicilik duygularınızı yenileyin. Bunu yapmak için sık sık, "Hayatımda nasıl bu kadar şanslı oldum?" diye sorun. Hayatınızı bu insanla paylaşma imtiyazına tam anlamıyla asosiye olun. Bu zevki çok yoğun biçimde hissedin ve sinir sisteminize çakın. Bunu yapmazsanız, alışkanlık başlar, birbirinizi olağan kabul edersiniz. İlişkinizi bir rol modeli haline getirecek, efsanevi kılacak o özel dakikaları bulun ve yaratın!

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla