Administrator
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Bağlantıyı koparmayın! Bağlantıyı koparmayın! Siz hâlâ Reiki/NLP seviyesinde misiniz? Bir seminer için İstanbul'a gelen Dr. Eric Pearl, keşfi Reconnection (Tekrar Bağlantı) ile evrensel hatlarla bağlantısını kaybeden meridyen hatlarımızı aktive ederek, enerji dışında, bilgi alışverişini de mümkün kıldığı iddiasında. Pearl ve Türkiye temsilcisi Nilgün Sarar anlattı 15/03/2008 SEDA NİĞBOLU
Fiziksel veya mental rahatsızlıklarda tıbbı destekleyici tedavilere olan bakış, hekimlerin konuya eğilmeye başlaması ve hastaların sözde 'alternatif' tıp tekniklerine karşı bilinçlenmesiyle son yıllarda değişime uğradı. Kendilerini ister teknik, ister metot olarak adlandırsınlar, bu tamamlayıcı tedavilerin ortak söylemi tıbba alternatif olmadıkları ve her disiplinin farklı ihtiyaçlara cevap verdiği yönünde. Aralarında Elektro Manyetik Dengeleme, EFT, Kuantum teknikleri, Reiki gibilerinin de bulunduğu pek çok farklı metodun arasında görece yeni tanıştığımız bir tanesiyse, asla bir teknik olmadığını ve daha önce hiçbir enerji yönteminin erişemediği frekanslarla bağlantı kurduğunu söylemesiyle dikkatleri üzerine çekti.
Geçen hafta İstanbul Dedeman Oteli'nde seminer vermek üzere tüm dünyadan asistanlarıyla birlikte İstanbul'a gelen Dr. Eric Pearl'ün keşfettiği Reconnection (Tekrar Bağlantı), evrensel hatlarla bağlantısını kaybeden meridyen hatlarımızı aktive ederek sadece enerji değil, bilgi ve ışık alışverişini de mümkün kıldığını ileri sürüyor. Bu yolla DNA kodlarımız asıl kaynakla bağlantıya geçiyor ve bu sayede DNA iplikçiklerinin yeniden birleşimi mümkün oluyor. Tıbbi teşhis ve tedavi konusunda ise kesinlikle garanti vermiyorlar.
Eric Pearl, kuantum fizikçilerine göre her hücrede belli miktarda ışık olduğunu belirtiyor. Buna göre, bilgi ışıkla geliyor. Sağlığımız azaldığında ışık da azalıyor, ışık hızında titreştiğimizdeyse sağlıklı oluyoruz.
Bedenimizdeki ışığı evrensel ışıkla bağlayabileceğini öne süren Tekrar Bağlantı ile Tekrar Bağlantı Şifası arasındaki farksa, kafa karışıklığına sebep olabilir. Dr. Pearl, aradaki farkın sadece niyet olduğunu söylüyor. Birden fazla sefer tekrarlanabilen Tekrar Bağlantı Şifası'nın niyeti şifa vermek. Bir kere almanın yeterli olduğu Tekrar Bağlantı'nın niyeti ise kişiyi dünyanın aksiyonel kafesiyle yeniden temasa geçirmek. Ama bu iki süreç birbirinden tamamen bağımsız değil; aynı anda deneyimlenebiliyor.
Tekrar Bağlantı, şifayı verenin kişinin kendisi değil, evrensel zekâ olduğunu söyleyerek, şifacının egosunu tamamen ortadan kaldırmaya çalışıyor. Aktarmaya çalıştıkları şifanın, bir ucunda new age'cilerin 'sevgi ve ışıkla' sloganları, diğer ucundaysa modern tıbbın tedavi yöntemleri bulunan skalanın neresinde durduğunu, Eric Pearl anlattı.
Tekrar Bağlantı Şifası modern tıp teknikleriyle desteklenebilir mi? Yoksa onlarla çelişkiye mi düşüyor?
Zeki doktorlarla çelişkiye düştüğünü söyleyemem. 50'nin üzerinde ülkede
35 binden fazla uygulamacı eğittik. Bunların yaklaşık yüzde 20'si fizyoterapistler, kiropraktisyenler ve tıp araştırmacıları. Her problemin kendine ait bir çözümü var. Yanlış olansa bir sağlık disiplini uzmanının, başka bir disiplin üzerinde uzmanlık iddia etmesi. Uygun şifanın ne olacağına evrenin zekâsı karar veriyor. Bunu bozabilecek tek şeyse ego.
Şifayı nasıl ölçebiliyorsunuz?
Bu konuda bazı araştırmalar var. Beyin dalgalarındaki, enerji emisyonundaki değişiklikler ölçülebiliyor. Arizona Üniversitesi'nden Dr. Gary Schwartz, araştırmasında şifa vericinin kalp dalgalarının, şifa alıcının ölçülen beyin dalgaları üzerinde iz bıraktığını tespit etti. Stanford Üniversitesi'nden William Tiller bir seminer sırasında odadaki serbest termodinamik enerjinin farkını, odadaki sıcaklığın 300 derece arttığını görmüş. Sonuçlar o kadar güçlüymüş ki aletler tarafından kaydedilememiş. Tüm ekipmanı kontrol etmiş, altı ay sonra ülkenin başka yerinde bir seminer yapmış ve bu sefer daha da artmış sıcaklık. Bu, daha önce var olmamış bir yol. Tanrı, evren ya da sevgi, her şey aynı kaynaktan geliyor ama bütün şifa yöntemleri farklı. Etkileşimin pek çok yolu var. Tekrar Bağlantı şifa seviyesinde bilgiden bilme haline geçiyorsunuz. Zor görünebilir, ama bir kere yaptığınızda dünyadaki en kolay şey.
Bu metodu uygulamak için sertifikalı herkese güvenebilir miyiz?
Bütün doktorlara, hemşirelere güvenebilir misiniz? Sertifika, seminere katılmış olmak anlamına geliyor. Bu da bütün hafta sonu bu frekanslarla çalıştıkları, işin felsefesine daldıkları anlamına geliyor. Biz onlara kabiliyeti veriyoruz, bununla ne yaptıklarını bilmiyoruz. Ama herkes benim yaptıklarımı yapabilecek düzeye gelebilir.
Tekrar Bağlantı'da yeni ve daha önce var olmayan frekanslar olduğunu söylüyorsunuz. Bu frekansların farkı nedir?
Bu frekanslar sadece daha farklı değil, aynı zamanda daha kapsamlı. Dünyada şu ana kadar var olan şey, enerji ve enerji teknikleriydi. Dört boyutlu bir balonda yaşıyoruz, evren de oyun alanımız. Ama zaman giderek her yönde genişlemeye başladı. 5. boyuttan bahsediyoruz artık. Balonumuz da, kapasitemiz de genişledi. Sadece enerjiden değil, ışık ve bilginin aktarımından bahsetmeye başladık. Bu hem yeni, hem eski. Yeni, çünkü daha kapsamlı ve daha önce ulaşamadığımız frekanslara ulaşmaya imkân veriyor; eski, çünkü adına ister evren, ister Tanrı, ister sevgi deyin, çok boyutlu dünyanın kaynağı aynı.
Tekrar Bağlantı, DNA'nın yapısını nasıl değiştiriyor? Örneğin bir kanser hastasını nasıl iyileştirebilir?
Nasıl olduğunu ben de bilmiyorum. Deneyimlerimde fark ettiğim, bir şekilde DNA'yı etkileyip aktive ettiği. DNA için bilim iki iplikli bir sistem diyor, ama bugün artık 12 ipliğin olasılığından söz ediliyor. Belki bugünün mikroskopları iki ipliği görmeye yetiyor. Farklı bir ışık, lens ya da solüsyona ihtiyaç olabilir, elektromanyetik olabilir. Ama kanıt eksikliği ile eksikliğin kanıtı aynı şey değil. Kimse kanıtlayamadı belki DNA'yı değiştirdiğini, ama şu ana kadar kimse aksini de kanıtlayamadı.
Yararlanmak için inanmak bir gereklilik mi?
Hiçbir önemi yok. Bilmek, inanmanın daha ötesinde. İnanmayan pek çok hastam oluyordu. Onlara inanmalarının gerekmediğini, bunun günün ortasında gözlerinizi kapayıp dinlenmek için bulunmaz bir fırsat olduğunu söylüyordum. Şifadan yararlanamayanlar, inanmayanlar değil de, korku temelli şifa tekniklerine, ritüellerine çok fazla inananlar oldu. Deneyimleyenler neler anlatıyor? REZZAN BATUK: Enerjilerle, hastalanmadan evvel de ilgiliydim. Nilgün Sarar'a Elektro Manyetik Dengeleme (EMF) için gitmiştim, çok keyif almıştım. Beş sene önce göğüs kanseri olduğumda ameliyat sonrasında Nilgün Hanım çağırmadığım halde her gün hastaneye gelip Tekrar Bağlantı Şifası uyguladı. Yaşamadıkça tarifi zor bir huzur, hafiflik ve mutluluk hissi aldım. İnsan tedavisi güç hastalıklardan sonra destekleyici, manevi bir şey arayışına girebiliyor. Kimisi dine veriyor kendini, ben enerji konusuna ağırlık verdim. Ameliyattan sonra durumum iyiydi, kan değerlerim düşüktü. Kemoterapi sonrası tıbbın bütün desteğini almıştım, aksinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Nilgün Sarar her kemoterapi sonrası enerji veriyordu. Bu da kemoterapinin yan etkilerini azalttı. Kemoterapi sonrasında kusmuyordum, başım ağrımıyordu, yemek yiyebiliyordum. Saçlarım tabii ki döküldü, ama zımba gibiydim. İşime devam ettim, iş gezilerime gittim. Şimdi de zaten hastalığım tamamen kayboldu. Başka bir boyutun olduğuna inanıyorum. SEHER TİL: Ocak ayında Nilgün Hanım'dan iki seans Reconnection aldım. Daha önce de Japon bir doktor olan Nobuo Shioya'nın nefes tekniklerini uyguluyordum. Tekrar Bağlantı sonrasında o tekniği daha kolay uygulamaya başladım. El ve ayaklarımdaki enerji akışının arttığını hissettim. Meme kanseriyim, Tekrar Bağlantı'dan sonra yeniden bir kontrol olmadı, ancak kendimi çok daha enerjik hissediyorum. Nilgün Sarar: Bunu bir moda olarak görmesinler Tıp çevresiyle sıkı bağlarınız var. Tıbbi yöntemler ve şifa tedavileri arasında bocalayıp çatışma yaşadınız mı hiç?
Tıp, insan bedeni, bedenin acılara ve iyileşmelere karşı gözle görülen reaksiyonları, çocukluğumdan beri hep ilgimi çekmiştir. Et ve kemiği biraz olsun anlıyordum ama sinir sistemi ve reaksiyonları beni hayretler içinde bırakıyordu. Bir gün dizimi sakatladım. Tüm dikkatim dizime odaklanmıştı. Dizim adeta telefonla beynimi aramış ve haber vermişti: 'Alo beyin, dizimiz ağrıyor.' Beyinden cevap geldi: 'Anlaşıldı! Bir süre yürümene izin vermeyeceğim. Kendi içimizde bir şifa geliştireceğiz. İç sesini dinle. Senin ağrı dediğin şey, sana verdiğim mesaj.' Bir bocalama yaşamadım. Bilakis tıbba her zaman çok saygılıyım. Ama mutlaka iç sesime kulak verir, ağrılarımın nedenlerini beynime sorarım. Tekrar Bağlantı'yla tanışmanız nasıl gerçekleşti?
2002'de Paris'te Reconnection seminerindedim. Kitabını okuduktan sonra orada bulunan herkes gibi ben de büyük bir heyecanla Dr. Eric'i bekliyordum. "Bu enerji değil, teknik değil; bir sanat, felsefe ve bilim" diyen ve ardından "Şifacı ben değilim" diyen bir insan... Seminer sırasında beni çok etkileyen sözlerinden biri de "Bir tekniğe âşık olarak kalmamalısın. Ona teşekkür edip basamakları çıkmalısın" oldu. Tekrar Bağlantı Semineri, özgür bir şifacı olmamı sağladı. Bu çalışmada yapmanız gereken tek şey gözlemlemek, hissetmek ve kişiyi saygıyla izlemek. 'Ben yaptım, seni iyileştirdim, çakran kapalıydı açtım, enerjini yükselttim' gibi egonuzu okşayan düşünce ve sözlere yer yok. Başka enerji tedavileri konusunda da uzmansınız. Tekrar Bağlantı'dan sonra onlara bakışınız değişti mi?
İlk zamanlar Eric'in seminerlerinde "Eğer Tekrar Bağlantı şifasının felsefesini anlamadıysanız, lütfen öğrendiğiniz diğer şifa tekniklerini yapmaya devam edin ama Tekrar Bağlantı yapmayın" demesini çok yadırgıyordum. Seanslarıma devam ettikçe her geçen gün yeni tecrübeler kazandım. Kuş kadar hafif, kuralsız, külfetsiz ve basit bir metot olan Tekrar Bağlantı Şifası yaparken çocuklar kadar saf ve öğrenmeye açık olduğumu fark ettim. Bazı şifaların saniyede nasıl oluştuğunu sorsanız, 'Bilmiyorum' derim. Bu da bana özgürlük veriyor. Reiki ve diğer uzman olduğum şifa tekniklerine de saygı duyuyorum, tıpkı eski aşklarımı sevgi huzur ve barış içinde hatırladığım gibi. Enerji tedavilerinin son yıllarda bu kadar artmasının ticari yönü olduğunu düşünenler var. Siz ne diyorsunuz?
Başkaları hakkında yorum yapamam. Ancak 20 senedir enerji çalışmalarıyla uğraşıyorum. Enerjiyi parayla satın alamazsınız ama kendimi enerji milyoneri olarak ilan edebilirim. İnsanların şunu anlamaları gerekiyor. Bir seansa bedel ödüyorsanız o, enerjiye ödenen bedel değil. Seansı yapanın vaktine ve emeğine ödenen bir bedel. Seans almak isteyenlere önce mutlaka iç seslerine kulak vermelerini, kalplerine sormalarını tavsiye ederim. Bunu bir moda olarak görmesinler. Sahip oldukları bedeni yine kendileri şifalandırır. Bizler sadece koltuk değneği vazifesi görürüz. Ayağa kalkmalarına yardımcı olur, kollarına girerek bir süre yürüttükten sonra, hayatla baş başa bırakırız. DR. ERIC PEARL KİMDİR? 12 yıl boyunca bir kiropraktis (elle tedavi) muayenehanesi çalıştıran Dr. Pearl, aralarında AIDS'ten kansere ağır vakaların da bulunduğu hastalarının birdenbire iyileşmeye başlaması üzerine, içindeki şifa verme gücünü keşfetti. Pearl'ün Tekrar Bağlantı dediği bu fenomen, tıp araştırmacılarının ve UCLA'dan University of Minnesota'ya üniversitelerin de dikkatini çekecek bir hal aldı. Nasıl gerçekleştiğini henüz ne tıp, ne de Pearl tanımlayabilmiş olsa da, bu şifanın nasıl verildiğini aktarmak üzere Pearl ve asistanları seminerden seminere koşarak dünyayı geziyor. Pearl bir yandan da 21 dilde yayımlanan bestseller kitabı 'Tekrar Bağlantı: Başkalarını Şifalandır, Kendini Şifalandır'ın tanıtımını yapıyor.
Kaynak: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...s&haberno=7288 |