Aikido: "Farkında Olabilmek" İ
çimizden geldiği gibi yaşayabiliyor muyuz? Aldığımız kararlar bize mi ait? Etkisi altında kaldığımız insanlar ya da olaylara mı atıyoruz suçu, sonucunu beğenmediğimiz olayları yaşadığımızda? Yoksa her ne olursa olsun bunu ben istedim diyebilecek kadar cesur muyuz? Attığımız her adımın, aldığımız her kararın bizi bir sonraki yere ulaştırması ve sonucun şu an olduğumuz yer olması. Şu an bulunduğumuz yer aslında kendi tercihlerimizle geldiğimiz yerdir. Her ne kadar çoğu zaman annem böyle istedi, bana kalsa diye başlayan cümleler kursak da. Çok farklı bir yaşamımız da olabilirdi, ama olan bu. O yüzden olayları iyi ya da kötü olarak değerlendirmektense, hepsine yaşanılanlar gözüyle bakmak belki de daha iç rahatlatıcı. Ne yaşanılacak pişmanlıkların ne de diz dövmelerin bir manası yok. Başkalarına kızmak ya da kendimize kızmak bir çözüm değil. Hele hayata kızmak hiç değil. Bu bir kabulleniş belki ama asla kadercilik ya da boyun eğme değil…
Hayata aikido gözü ile bakabilmek…Sahip olduğun enerjinin, zihninin gücünün farkında olabilmek, vucüdunla beraber zihninin güçlenmesi ve bu gücü rakiplerine karşı değilde kendine, kendi egona karşı savaşırken kullanabilmek…
Hayatıma nasıl girdi aikido ya da neden aikido? Başlangıçta fazla enerjimi atıp, fiziksel yorgunluğu hissedebilmek içindi. Bunu hala istiyorum ama artık tek neden bu değil. Başka anlamları da oluşmaya başladı benim için.
İnsanın vucüdunu tanıması fevkalade bir şey. Ne kadar dayanıklıyız acıya, ya da ne kadar acıtabiliriz başkalarını? Saldırganın kolunu kırmak ile kırmamak arasındaki o ince çizginin farkında mıyız? İnsanın kendine hakim olabilmesi, hem de tüm ipler elindeyken bile öfkesine yenilmemesi. Olgunluğa erişmek bu olsa gerek…
Akışa engel olmamak, su gibi yolunu bulmak ve yolunda akıp gitmek… Belki bütün ömrümüzü yolumuzu bulmaya çalışarak geçiririyoruz. Herşey olabileceği kadar mükemmel yaşanır. Hayata o gözle bakınca da sorun diye nitelendirdiğimiz şeylerin aslında sorun olmadığını, hatta bunların da hayatın bir parçası olduğunu kavrarız.
Hayatı bir bütün olarak algılamak. Zincirleme reaksiyonlara her an yenisinin eklenmesi. Arada hiçbir kopukluk yok, herbirinin sonucu diğerinin başlama nedeni. Hiç elimizi kaldırmadan bir daire çizmek, belki hayat bu kadar kolay, belki de değil…
İnsanın kendini tanıması, başkalarını daha kolay tanımasını sağlıyor. Hayata o gözle bakınca da tüm sular duruluyor. Açıklamaya kavuşuyor herşey, haklı ya da haksız demek bile gelmiyor içinizden. Mahkemelerinizi, yargılarınızı, tabularınızı yıkıp, bir kenara atıp herşeyi olduğu gibi kabul etmek… İyi ya da kötü diye adlandırmadan, olduğu gibi sadece. Hayatta mutlu olmanın yolu belki de böyle düşünmek. Alınyazım bu demek değil bu, olana olan gözüyle bakmak…
Sezer Türk
http://www.ozgunaikido.com
[youtube=425,350]-RaUpEMpxuY[/youtube]