![]() |
Bu Belki Son Günündür.. Bu Belki Son Günündür.. > > > > Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. > > Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona > > gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde > > birer koltukta sessizce oturup kalmıştı. > > Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu; > > -Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi > > gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen > > nolur!”muş. Bu gün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü > > vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu > > etkilesin! Bunu mu istiyorsun? > > -Tamam bey, bitti işte. > > Adam açık mavi göleği hışımla aldı; > > -Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar. > > Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini > > sakinleştirmeye çabaladı; > > -Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin. > > -Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım. > > Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara ‘Hoş geldi’ > > demeliyim. > > Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını > > çalıştırıp uzaklaştı. Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan > > eşinin halinden endişelendi, “Bir kaza yapmasa bari…” > > Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya > > çalıştı. > > -Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir > > kahvaltı hazırlayıp getireceğim. > > Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli > > müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta > > koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel > > koymayı da ihmal etmedi. > > > > Biraz sonra çocuklarına seslendi > > > > -Kahvaltınız hazııır! > > > > Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi > > dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini > > biraz daha açtı. Radyo’da zincirleme bir kaza haberi vardı. > > Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama > > kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp > > kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe > > giderken geçtiği dörtlü kavşaktı. > > > > Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun > > bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. “Geç kaldım diye acele > > edip acaba o da…” Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen > > ayağa kalktı. > > > > -Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp > > salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı > > da kimseye açmayın tamam mı? > > > > Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa > > evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu. > > > > Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi > > parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş > > olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, > > ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık > > olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki > > acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini > > kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da > > kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi. > > > > -Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi > > hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak > > akıllarında? > > > > Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık > > akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı > > çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta > > olan kocası vardı. > > > > Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; “Haberleri mi > > dinledin?” diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla > > onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını > > sildi.Hanımı zorlukla sordu; > > > > -Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün? > > > > -Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli > > bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim… > > > > O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli > > olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün > > içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, > > boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü. > > > > -Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne > > kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur > > mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm. |
Cevap: Bu Belki Son Günündür.. Valla bu akşam son gecem olduğunu düşündüm. Çok sert bir fırtına vardı. Kıyamet kopucak sandım ama sabah oldu hele şükür. Güzel paylaşım teşekkürler25889 |
Cevap: Bu Belki Son Günündür.. teşekkürler harika bi hikaye... |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:25 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.