Porno Bağımlılığı Telkin cd'si Hakkında (etkileri)

[o halde hayatım kurgu]

Merhabalar,

Porno bağımlılığına son ver cd’si bugün elime ulaştı. Birçok kişi google'dan bu yazıya ulaşacağını düşünüyorum ve onları düşünerek faydası dokunur diye yazıyorum. Ürün iki seçenekle sunuluyor: ya cd olarak gönderiliyor ya da e-posta adresine mp3 olarak. Ben kapıda ödemeyi tercih ettiğimden, zorunlu olarak cd biçiminde almış oldum. Sorun değil, benim açımdan daha iyi… Ne gönderilen cd'nin üzerinde ne de kargo poşetinin üzerinde porno ile alakalı bir yazı var. Kimse içinde ne olduğunu bilmiyor.

Ancak site yöneticileri, ürünün açıklaması kısmına “eğer müşterimiz siparişlerini verirken -BİLGİ NOTU BÖLÜMÜNE- mp3 olarak e-postama gönderilmesini istiyorum” diye nereye belirteceklerini açıkça yazarlarsa, daha anlaşılır ve kimi insanlar için de, daha cazip bir teklif olacağını düşünüyorum.

Ürün açıklaması kısmındaki sorulara yanıtlarım şöyleydi:

*Sürekli internet pornoları mı izliyorsunuz, özellikle her gün bir ya da daha fazla?
-Her gün porno izlemiyorum. Koleksiyonumda yok. İhtiyacım olduğu zaman kullanıyorum.

*Porno’yu sosyal ortamlara veya arkadaşlarla buluşmaya tercih mi ediyorsunuz?
-Hayır. O an yaşanması gereken bir şeyi, her zaman ulaşabileceğim bir şeye değişmem. Ayrıca kaybedilen zaman geri gelmez.

*Kendinizi Cuma/cumartesi geceleri yalnız başınıza mastürbasyon yaparken buldunuz mu?
-Hayır. Yalnız başıma değild... rjuısgfsa şaka şaka. Hayır, bulmadım eheh…

Ama beni bu cd’yi almaya iten sebep “ara sıra porno izlemenin iyi ya da normal görülebileceği” düşüncesinin pekte doğru olmadığına kanaat getirmemdir. Zamanla anladım ki pornoyu rahatlamak için bir araç değil, bir amaç olarak kullanmaya başlamışım. Peki bunu nasıl anladım?

Mastürbasyonsuz geçen, takriben 7, 10, 15 gün sonra rahatlamak için tekrar pornoyu kullanma ihtiyacı göstermemdi. Bunun da nedeni: “görüntü olmadan rahatlamanın pekte zevk vermediği gerçeğiydi!” Görünürde bağımlı olmasam da, izlemeyi önlemekte pek başarılı olamadım!

Erkek olsun, kadın olsun birçok insan porno izliyor. Gerçekten bağımlı olmadıklarını düşünüyorlar. Ama sahiden öyle mi? Bence porno izleyen herkeste bir bağımlılık derecesi var! Birçok insan tanıdım: koleksiyon yapanı, izleyemeyeceği kadar porno indireni, yukarıdaki sorulara rahatlıkla evet cevabı verebilecek olanı... Benim gibi olanları bilmiyorum, bırakabiliyorlar mı veya bırakmayı denediler ve başarılı olabildiler mi? Ne haber?

Esasen evlilik veya düzenli ilişki bu sorunu ortadan kaldıracaktır. Ama bunlar da şu anlık söz konusu değilse… işte bu noktada bu cd’yi almaya karar verdim.

Cinsellik bir ihtiyaç, ama bunun porno kullanmadan giderilmesi gerektiğini inanıyorum. Yukarıdaki sorulara evet cevabı verenlere ve benim gibi olanlara 21 gün sonra bu cd’nin üzerimdeki etkisini, bu başlığın altında anlatacağım. Ben cd’nin işe yarayacağına umuyorum, bakalım ne olacak?! Göreceğiz.
Cd’leri 4-6 gün gibi bir sürede, öyle ki özenle, hazırlayan kişilere işlerinde başarılar dilerim.

Görüşürüz.

[Dusunsel]

Hevesini güzel tonlarda yansıtıyorsun konunun takibinde olacağım değişimlerini olumlu olumsuz tepkilerini takip edeceğim :)

[o halde hayatım kurgu]

Merhabalar. Kendimi spiderman gibi hissediyorum. Sanırım başardım. Bu gönderimi düz duvarların engin tepelerinden yazıyorum. Hepsi bu cd sayesinde… artık tırmanabiliyorum. hsjfasıuş eheheh, şaka bir yana cinsel dürtülerim daha bir kontrolüm altında. Gerçi pekte bir zaman geçmedi. şimdilik on bir gün falan…

Henüz yirmi bir güne ulaşmadımsa da, şu anda gözüken gidişat sevindirici. Söz verdiğim gibi, günü gününe not almış olduğum telkin cd’sinin üzerimdeki etkilerini sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle ben telkini kulaklıkla hiç dinlemedim! Telkini cd’si elime geçtiği gün bilgisayarıma takıp mp3’leri telefonuma aktardım. Ardından bir boş cd’ye telkinleri track denilen ses cd’si olarak çektim ki, müzik setimde de çalışabilsin, o şekilde de dinleyebileyim diye.

Mp3’leri ortalama 3 saat süreyle gündüzleri müzik setinden; gece yatarken ise başucuma koyduğum telefonumdan dinledim. Telkinleri dinledim diyorum, ama şöyle ki: “o çalıyor, ben gündüz işimle uğraşıyorum ya da geceleyin uyur vaziyette oluyorum.” Yani odaklanmam çoğunlukla çalan müziğe değil, o an neyle uğraşıyorsam o işe yönelikti! Tabi güzel bir müzik çaldığının farkında oluyorsun ve insanı rahatlatıyor, bunu hissediyorsun.

Birinci Gün: İki saat boyunca yarı uyur vaziyette mp3leri müzik setinden dinledim. Dinledikçe iyi ki almışım dedim. Zira müziklerin rahatlattığına kanaat getirdim. Yüzüm güldü. Fakat dinleyeli iki saat olmuşken alnımın tam ortasına art arda delici bir ağrı saplandı, ama çabuk geçti. Gece olunca yatağıma uzandım. Telefonu yatağımın yanına, komodinin üzerine koyup bana rahatsızlık vermeyecek düzeyde bir ses seviyesine ayarladım. Uykuya geçmem on dakika sürmedi. Güzel bir uykuydu. Ortalama 5, 6 saat başucumda çalmıştır. İkinci güne uyandığımda, rüyamda bir bezle yüzümü sildiğimi, temizlediğimi hatırlıyordum. Yüzüm kirli değildi, ama yine de aynaya güleç beyaz bir suratla bakarak yüzümü siliyordum.

İkinci Gün: Dinlerken önemsenmeyecek derecede hafif baş ağrıları yer yer hissettim. Bunun telkin cd’deki mp3’lerden kaynaklanıp kaynaklanmadığından emin değilim! Mp3’leri dinlemek gerçekten güzel. Uyurken doğa seslerini, bir işle uğraşırken de klasik müziği dinlemek daha hoşuma gitse de, hepsini sırasıyla kendiliğinden çalıyorum. Gece iki de yattım, hemen uykuya daldım, üçüncü günün sabahına sekiz gibi uyandım. Güzel bir geceydi. Öyle rahatsız edici bir rüya görmedim. Şu an tel yanımda, geceden beri çalıyor.

Üçüncü Gün: Müzikleri 3-4 saat gündüzün dinledim. Baş ağrısı da olmadı bugün. Gece üç te yattım, başucumda çalan su sesiyle beş dakika geçmeden uykuya daldım. Dördüncü günün sabahına 9 da kalktım. Rüya gördüm ama hatırlamıyorum. Kabus değildi. Geceden sabaha, ortalama altı saat boyunca telkin mp3 yanımda açıktı.

Dördüncü Gün: şimdi 2-3 saat telefonumdan telkin mp3 açık kalacak bense, işlerimle ilgileneceğim. Güzel bir gündü. Gece yastığa kafamı koyduğum gibi uyudum. Rüya görmedim ya da gördüm hatırlamıyorum. Beşinci günün sabahı saat dokuz gibi kalktım ve mp3’ü kapattım.

Beşinci Gün: Çok rahatım. Kafamda porno ile ilgili hiçbir düşünce yok, sanıyorum bundandır ki mastürbasyon ihtiyacım da yok. (bundan sonraki günlerde de güneş batmadan evvel en azından 2-3 saat mp3leri dinleyeceğim. Ayrıca dinledim diye de bu yazılarda artık belirtmeyeceğim.)

Altıncı Gün: Farklı bir durum yok. Cinsel dürtülerim durağan. Müzik setinde teknik sorunlar var. Telkinleri genellikle telefondan dinlemek zorunda kalıyorum.

Yedinci Gün: Kendimi rahatlamış hissediyorum. Moralim yerinde, mutsuz değilim. Porno izleme isteği yok!

Sekizinci Gün: Telkin mp3’leri satın almadan önce, yani eski durumdayken altıncı günden sonra porno izleme isteği yavaş yavaş başlar ve şu günlerde şiddetini arttırırdı. Ama şu an izleme isteği SIFIR!

Dokuzuncu Gün: porno ya da mastürbasyon ihtiyacı duymuyorum

Onuncu Gün: sanırım ben… evet, evet, galiba a-seksüel oldum. bu siteyi dava edeceğim dshfdz eheh şaka. Her sabah, sabah ereksiyonum var; korkmayın, hala sağlıklı bir erkeğim. Cd’nin böyle bir yan etkisi yok. Sadece porno izleme isteği kafamdan çekip alınmış, cinsel arzu ise adeta teskin edilmiş gibi.

On birinci Gün: Kendimi iyi hissediyorum. Enerjik, keyifli ve mutluyum. Biraz sonra bu yazıyı sizinle paylaşacağım.

Yazdıklarıma googledan rastlayıp ya da site üyesi olupta okuyan ve aklına bir şey takılıp sorusu olan kişiler varsa, özel mesaj yolu ile danışabilir veya bu konunun altında sorusunu paylaşabilir. Görünce uygun zamanda cevaplarım.

Düşünsele düşüncesi için teşekkür ederim, alakan hoşuma gitti genç arkadaşım. Zamanı etkin bir şekilde kullanmak çok önemlidir. Bunun için önceliklerimiz doğrultusunda zamanı kontrol altına almalıyız. Çünkü yaşam yapılmak istenen ve yapılmak zorunda olan eylemlerden oluşur. Çoğu zaman da bu ikisi arasında seçim yapmak zordur. Zamanı yapılmak zorunda olan eylemler üzerine kurmanı ve sınavında başarılı olmanı dilerim.

Daha deneyimimi bitirmedim. Kesin konuşmak çok erken. On gün sonra görüşürüz.

[Dusunsel]

Azim ve hevesin için tebrik ederim düzenli ve renkli bir şekilde dinlenildiği takdirde etki almamak için sebeb yok :) bende şu sıra disiplin,kendini kabullenme,bolluk bereket,başarıyı çek ve bir kaç çekirdek inanç telkini dinliyorum bunlara ek olarakta bazen ders çalışma ve odaklanma telkini tabi yıllardır dinliyorum iyi kötü etkileri oldu elbet fakat vakti gelmeyen çiçek açmaz derler biz olumlu tohumlarımızı sulamaya bakalım :)

[o halde hayatım kurgu]

On ikinci gün: Dayanamadım kopardım arkadaşlar. Valla... Birden asılmamla elimde kaldı. Telkin dinlemeye çalışırken o kadar sabrettim, ama olmadı; ben de baktım dayanılacak gibi değil, kavradım ince yerinden sonra, çrakk!.. insan gibi çekmedim. Elimde müzik setinin kablosu… kafamda da hafiften bir şiş… Öylece düşekaldım popomun üstüne. Hahah... Böylece iki de bir kapanıp telkin keyfimin içine eden müzik setimi, müzik setime yeni bir kablo bağlayana kadar iptal etmiş oluyorum. Bundan sonra hep telefondan hep…

On üçüncü gün: Sıkıntılı bir gün. Kasmaya başladı.

On dördüncü gün: Kötü bir gün. Her nasıl olduysa viraja hızlı girdim, 20 dakikalık bir seyirle, anlayacağınız duvara tosladım. Duvara tosladım derken yanlış anlamayın sakın, mecazi anlamda yani eheh, yol kazaları olabilir, sonuçta yılların alışkanlığını yenmek kolay değil, farkındayım.

On beşinci Gün: iki katlı evler, düzenli bir kentleşme, sokaklar yemyeşil... havada üşütmeyen bir serinlik, evlerin arasından yüzüme çarpan güneş, burnumda ıhlamur ağaçlarının kokusu ve kulaklarımda kuşların cıvıltısı… nereye baksam çeşit çeşit müstakil evler… çevreye sessizlik hakim, içime de bir huzur… (bu rüyaya sebep olan telkinler midir? Sanmıyorum. geceleyin yenisiyle değiştirdiğim, mis gibi kokan yastık kılıfım ile sabahın serinliğinde, penceremden sızarak yüzümü öpen güneş. Hepsi bu.)

On altıncı Gün: “şeytan peşimde” arkadaşlar vizyondaysa kaçırmayın. Zira kült filmlerin arasına girecek. Fazla değil, birkaç kişiyle gidip izleyin. Filmdeki mecazı kavrayın. Ama tek gitmeyin, bence korkarsınız. Günü değerlendirirsem aynı, bir problem yok.

On yedinci Gün: sıkıntı yok.
On sekizinci Gün: Uzun ince bir yoldayım.
On dokuzuncu Gün: Güdülere taviz vermeden dinliyorum gündüz gece.
Yirminci Gün: Rahat geçiyor günler, izleme isteği yok.
Yirmi birinci Gün: İyi hissediyorum. Birazdan bu yazıyı sizinle paylaşacağım.

Şimdi analiz yapalım:
Bu yirmi bir günde deneyimde telkinleri dinlemeseydim, üç veya dört kez porno izlemiş olacaktım. Telkin cd ile geçirdiğim yirmi bir günde ise, sadece bir kere fire verdim. Bu bir başarı mıdır? Evet, buna “kısmen” başarı diyebiliriz. Ancak sanıyorum yüzde yüz başarı için, düzenli olarak 2 ay dinlemek önerilmekteymiş.

Telkin cd’sinin üzerimdeki 21 günlük başarısının altında –ki yirmi bir günün içinde bir tane fire var, bunu tekrar hatırlatırım- şunlar olabilir:
a) klasik müziğin ve su sesinin terapi etkisi
b) plasebo etkisi, inancın iyileştirici gücü
c) mp3’lerin altına gizlenmiş telkinlerin iknası
olabilir.

Üçünün birlikte etkili olabileceği gibi, tek başına telkinlerin etkisi de bu başarılı(?) sonucu ortaya çıkarmış olabilir. Velhasıl kelam bu cd’yi aldığıma pişman değilim. Faydalı olduğunu, olumlu bir etki gördüğümü söyleyebilirim. Sizde de aynı sonucu verir mi, ben bilemem. Bu yazıyı okuyanlara yineleyeceğim tek şey: bu cd’yi aldığıma pişman olmadığımdır.

Tabii ki kime göre neye göre diyerek başarısını da tartışılabiliriz. 21 günde 4’ten 1’e indi. Belki bir dahaki 21 günde 0 olacak. Ama pornoyu günaşırı izleyeni var. Her gün izleyeni var. Her saat izleyeni var. Bu kişilere etkisi ne olur? Sayın okuyucu ben bu sorunun cevabı için pekte uygun bir deneyimleyen değilim ya da öyle olduğumu sanıyorum.

Açıkçası kimseye yalandan umut vermeye, kendi kendimi ve bir başkasını kandırmaya niyetim yok. Gerçekçi bir insanım. Bu yirmi bir günde muhakkak telkinlerin faydası olmuştur. Bunu günlerin notlarında da zaten belirttim; ama ben de direndim yani, işte bu sebeple salt olarak telkinin sonucudur diyemem!

Düzenli iki ay dinlemek gerekli; yirmisi bitti, şimdi kırkı kaldı! Bu kalan 40 günlük süre sonunda “PB TelkinCd” hakkında, kesin bir yargıya varıp görüşümü yazacağım. Ben bu yazıyı googledan bulup okuyacak, belki yararı dokunacak o(?) kişi için -belki şu anda okuyor- onun için, senin için yazıyorum.

Benim için başarı, kesin sonuçtur. Kesin sonuç almayı umut ediyorum. Çünkü o yönde bir gidişat var. Umudum da var. Hayırlısı. (şunu da belirteyim: olumsuz sonucu yazmaktan okuyucudan çekinmem. Direkt başarısız, fiyasko, herşey eskisi gibi, değişen hiçbir şey yok vesaire diye de yazarım.)

Muhtemelen onar günler halinde bu sayfanın altında yine paylaşımlarda bulunacağım. Kırkıncı günde ise sonuç paylaşımı olacaktır. Şimdilik hoşça kalın.

(danışmak isteyen, sorusu olan ya özel mesaj ya da konunun altına yazabilir. Görünce cevaplarım.)