LAZERİN KEŞFİ
Bir tüpün bir ucuna tam sırlı ve yansıtıcı bir ayna , diğer ucuna da yarı sırlı ve kısmen yansıtıcı bir ayna konur. Bu tüpün içine elde etmek istediğimiz lazer ışığının rengine ve türüne bağlı olarak gaz, sıvı veya katı bir madde doldurulur.dışarıdan tüpün içine ışık verme , elektrik akımı geçirmek suretiyle veya kimyasal bir yolla elde edilen enerji , tüpün içindeki maddenin atomlarına çarptırılır. Bu esnada bu atomların bazıları bu enerjiyi emerler. Emilen bu fazla enerji , atomları kararsız hale getirir. Kendisine bir foton çarpan , uyarılmış ve kararsız atomlar emdikleri bu fazla enerjiyi foton neşrederek geri verirler. Bu fotonlarda başka atomlara çarparak , diğer atomlarında fotonlar çıkarmasını sağlarlar.
Atomlardan neşredilen fotonlar uçlardaki aynalardan yansıyarak geri dönerler ve atomlara çarparlar. Bu olay foton miktarları artarak devam eder. Atomların hemen hemen hepsi foton yaymaya başlayınca kuvvetlenen ve artan ışık , yarı sırlı olan ayna tarafındaki yarıktan dışarı çıkar. Çıkan bu ışık LAZER ışınıdır.
Lazer ışığı, dalgaları uygun adım giden aynı üniforma ve aynı tip disiplinli askerlere ; normal ışık dalgaları ise rasgele, hareketleri ve davranışları bozuk bir orduya benzetilir.
Normal ışıkta dalgalar, birbirini zayışatıcı karakterde olmasına rağmen , lazerde birbirini kuvvetlendirici olurlar. Lazer ışıkları yüksek frekanslı ve foton yayarak oluştukları için güneş ışını özelliklerine sahiptirler. Ancak lazer ışınları tek frekanslı olduğu için güneş ışınlarına nazaran kayıpları azdır.
Ayrıca lazer ışınları aynı fazda yayılan ışık dalgaları olduğu için şiddetli büyük olur. Bu yüzden lazer ışınlarının şiddeti, güneş ışınlarının şiddetinin bir milyon katıdır.
Lazerler , katı lazerler, yarı iletken lazerler, gaz lazerleri , sıvı lazerler , kimyasal lazerler olmak üzere çeşitli sınışara ayrılırlar. Kullanılan malzemeye ve sınışamaya bağlı olarak farklı renklerde lazer ışınları elde edilir. Kırmızı , yeşil vs. ;ancak hiçbir zaman karışık renkli olamazlar.
1960’dan sonra , lazer ışınlarının keşfiyle bir devrim niteliğinde teknolojik gelişmeler olmuş ve hayatımıza büyük kolaylıklar getirilmiştir.
Bugün lazerin yaygın olarak kullanıldığı belli başlı alanlar ; tıpta hassas cerrahi işlemlerde, dişçilikte, çeşitli tedavilerde , tıbbi cihazlarda , marketlerdeki fiyat okuyucularında , printerlarda , bilgisayar hızlandırıcılarda , topografik ölçü aletleri ile çeşitli ölçü aletlerinde , uzaydaki ölçümlerde , inşaat ve sanayi sektöründe , hassas kesme, delme ve formatlama işlerinde ve daha saymakla bitmeyecek pek çok alanda , yüksek teknolojide kullanılmaktadır.
Buraya kadar özetlemeye çalıştığım lazerin bu anlatılanlardan daha mühim işlevi HOLOGRAM’ın bulunmasını sağlamış olmasıdır. Asıl konumuz Holografik Evren ve Holografik Beyin olduğu için Hologramı ve Holografik Sistemi anlamamızı sağlayan ve 21. asır fizik biliminin ufkunu değiştirmede yardımcı olan lazere değinmeden geçemedim.
Tek renkli, oldukça düz, yoğun ve aynı fazlı, paralel dalgalar halinde, genliği yüksek , güçlü bir ışık demeti üreten alettir. 1960 yılında ABD’de THEODARE H. MAIMAN tarafından keşfedilmiştir.
Normal ışık dalga boyları , muhtelif rengarenk , yani farklı faz ve frekansa sahip dalgalardan meydana gelir. Lazer ışığı ise aynı dalga boyuna sahip, aynı doğrultuda hareket eden fotonlardan meydana gelmiş tek renkli bir ışık demetidir. Lazerler çok yüksek frekanslıdırlar.
Lazer ışınları Tek dalga boyunda olduklarından , üretildikleri lazer cinsine göre (lazer tüpüne konan maddeye bağlı olarak) çeşitli renklerde fakat tek renk şeklinde ışınlar elde etmek mümkündür.
Normal ışıklar çok renkli , dolayısıyla farklı frekanslarda olduğu için ışık kaynağından çıktıklarından itibaren belli bir açıda yayılarak giderler ve kısa mesafelere ulaşırlar. Lazer ışıkları ise tek renkli ve tek frekanslı oldukları için ışık kaynağından çıktıkları andan itibaren hiç dağılmadan aynı huzme şeklinde çok uzak mesafelere ulaşırlar.