The Secret’ da SöylenmemişlerBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası The Secret’ da Söylenmemişler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız The Secret’ da Söylenmemişler
Önce kendi düşündüklerimi yazmakla başlamak istedim. Evet, herkes seçin, odaklanın, çalışın, alın! demiş. Bunu diyenler en az on yıl çalışmış, kurslara gitmiş, denemiş ve sonunda başarmış. Hepsinin hayat hikâyesinde kayıplar var. İflaslar var. Ayrılmış aileler var. ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi |
|
21-10-2009, 09:08 AM
|
#1 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| The Secret’ da Söylenmemişler The Secret’ da Söylenmemişler
Önce kendi düşündüklerimi yazmakla başlamak istedim. Evet, herkes seçin, odaklanın, çalışın, alın! demiş. Bunu diyenler en az on yıl çalışmış, kurslara gitmiş, denemiş ve sonunda başarmış. Hepsinin hayat hikâyesinde kayıplar var. İflaslar var. Ayrılmış aileler var. Bir tek kaybetmedikleri inanç. Bu yaklaşıma bakıp "Ben sırrı bilmiyorum ya da her yolu denedim gene de onların yaptıklarını yapamadım" diye umutsuzluğa kapılanların sayısı bir hayli olmalı. Sırrı bilmediğim için bu hastalıktan ölecek miyim, bilseydim ölmezdim, bu sırrı ne pahasına olursa olsun elde etmeliyim diye yaklaşanlar yok mu? Bir dolu. Sadece bizim aramızda değil, tüm dünyada.
Ve diyelim ki tuttu yaptığımız ve istediğimiz her şeyi - madde planında - elde ettik. Evimiz, arabamız, sağlığımız, her şey var. Bu paketle beraber gelecek bir duygu daha var. Korku, kaybetme korkusu! Çünkü gelen her şeyi yanılsama ortamında yaratıyorsunuz. Buradaki tatmin duygusunun sonu yok. Bir şey daha, bir şey daha... Nereye kadar yaratacaksınız? Sizde gerçek bir tatmin duygusu yaratacak ne olabilir? Geçici olmayan, kalıcı olan tatmin duygusu nedir? Onu nasıl elde edebiliriz?
İçte olan, her daim bizde olan, bizimle gelen ve gidecek olan hangi duygu olabilir. Ben bu yasaya; ÇEKİM DEĞİL, SEÇİM DEĞİL, TESLİMİYET YASASI diyorum. İçimizde olana inandığımızda, dıştakine teslim olduğumuzda Kutsal Kitabımız bakın Enfâl Suresi 63. ayetinde diyor ki: Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Yani içinizde olanı değiştirip, evrene teslim olacaksınız. O size mutlaka ki murat ettiğinin en hayırlısını getirecektir.
Secret' ın içinde yer alan -mucizeleri gerçekleştiren- insanlar çok önceden beri varlar. Yokluktan kendilerini ısrarla ve yılmadan çalışarak kendi branşlarında önemli yerle taşıdılar. Kullandıkları yöntemleri iş hayatı için geliştirdiler. İnsanların ne istediklerine yoğunlaşarak baktıkları piyasada en yoğun talebin başarıya, zenginliğe giden yolun olduğunu gördüler. NLP de böyle doğdu. Ruhsal sıkıntılarımıza çare bulmak için değil, maddi sıkıntılara çare bulmak için. Daha çok nasıl satılır? Daha çok nasıl tüketilir? Ve derslerinden biri, başarılı olmak için başarılı olan insanlarla konuşun, hayat hikâyelerini okuyun ve onları izleyin diyor. Bu dersi uygulayan bir bayan, başarılı bu varlıkların peşine düşüp, projesini anlatıyor ve her biri ile yaklaşık üç buçuk saatlik konuşmalar yapıyor. Bu konuşmaları kırparak, aradan belki de en vurucu olanları seçerek, topluyor ve ortaya secret filmi çıkıyor. Ve bizlerin evlerine kadar ulaşıyor. Filmi olmazsa kitabıyla.
Secret' da yer alanlardan biri olan Bill Harris benim derslerini takip ettiğim, kendisinden NLP öğrendiğim, zihin eşiği cd’lerini düzenli dinleyerek, beynimi farklı frekanslara açtığım bir öğretmen. Filmde yer alan kişilerin filmde ve kitapta anlatılmayanları derlemiş. Sekiz haftalık bir seri halinde, sekiziyle yaptığı birer saati aşan konuşmaları ve konuşma metinlerini gönderdi. Ben bunlardan bazılarını seçerek burada sizinle paylaşıyorum. Satır aralarından çıkartılacak çok şeyler olabilir.
JAMES RAY
Soru: Bazıları bu işin içinde para olmasına çok kızıyor. Buna bakışın nedir?
JR- Batıda paran olmadan spiritüalite ile ilgilenemezsin, spritüel olamazsın. Araştırma yapacaksın, kurslar alacaksın, seyahat edeceksin. Milyoner ya da bilyoner olmana gerek yok ama eğer kendini geliştirmek istiyorsan bunlara yeterli paran olması lazım.
Yaratılışın herhangi bir yerini lanetliyorsan, Tanrının sana akışını lanetliyorsundur. Her şey bir kaynaktan geliyor. Zamanın başından beri böyle öğretildi. Şimdi bilim de her şeyin tek morfojenik alandan geldiğini söylüyor. Bu alana birçok ad verebilirsiniz. Bazıları sıfır noktası diyor, bazıları kuantum hologram! Bazı bilim adamları ise Tanrının zihni diyorlar. Sonuçta adı ne olursa olsun, din ve bilim her şeyin kaynağının aynı olduğunu kabul ediyor. Ve enerji bu kaynaktan üçüncü boyuta gelerek form olarak tezahür ediyor, yani son model bir Mercedes ile, kutsal Kabe taşı aynı kaynaktan geliyor. Bunun için, yaratılışın her hangi bir bölümünü lanetlemek, Tanrıyı lanetlemektir diyorum.
Soru: Ama doğuda özellikle Buda öğretisinde, maddi olan şeylerden kurtulunduğunda aydınlanmaya ulaşılacağı anlatılıyor. Onun için maddeyi bırakın deniyor. Bu bana anlamsız geliyor. Çünkü Tanrı bizim zengin olmamızı ister. Zengin olmak, birileri için değerli olan bir şey yarattığınızın göstergesidir.
JR- Evet, adına ne derseniz deyin, kaynak her şekilde sonsuz zenginliğe sahiptir. Eğer yaşamınızda mutsuzluk, parasızlık, huzursuzluk vs. varsa, kaynaktan fişiniz çekilmiş demektir. Öz fakir değildir. Öz hasta değildir. Kaynağa fişi takıp, bunun nasıl işlediğini anlayanlar, ne seçerlerse seçsinler, hak ettikleri şeyi alacaklarını bilirler. (Ben burada fişi takmaktan, o tek kaynağa teslim olmayı anlıyorum.) Her şey tek kaynaktan geldiğine göre, kaynağa ters düşen hiçbir şey olamaz demektir. O zaman - bir şeyin olması, olmamasından - daha iyidir. Yani zenginliğin olması, olmamasından daha iyidir.
Bilim, foton ve DNA ilişkisini anlatıyor. Yüzde yetmişbeşinin uyuduğunu. DNA’ nın yüzde yirmibeşini kullanabildiğimizi ve bu sarmalı rahat, gevşek tutmamız gerektiğini bunun için de endişeden, stresten uzak bir yaşam lazım.
Kalp anne karnında beyinden önce oluşuyor. Kendine ait bir idrak gücü var. Bedenin dışına yayılabilen bir enerji alanı var. Ve biliyorsunuz ki insanlar en çok kalp krizinden ölüyorlar. Negatif duygularla DNA sıkılaşıyor ve daha azı yaşıyor ve ölüyor. Kalbinizle düşünün demek onun idrak kabiliyeti olduğunu anlatıyor. DNA’nın dünyanın yapıldığı malzeme, ışık, üzerinde direk etkisi var. Kimler SİMYAGER o zaman? DNA’sını doğru kullananlar! Ve ŞÜKÜR DNA’yı açıyor.
Soru: İnsanlar iki yaşında dili kullanmaya başladıklarında, evreni oluşturan şeyleri parçalara ayırarak öğrenmeye, kategorize etmeye başlıyorlar. Ayrı olaylar, ayrı şeyler kavramı içinde öğrenme gerçekleşirken, tüm bunların kavramlar olduğunu unutuyoruz. Bir realite haritası yaratıyoruz beynimizde ve o haritaya göre hareket ediyoruz. Gerçekte evren tek bir bütün, tek bir proses ve ayrı şeyler fikri sadece bir illüzyon.
JR- Evet inansanız ‘big bange, Allah'a, her şeyin tek kaynağına, teklikten geldiğine. O zaman her şey aslında tek. O aynı noktayla bağlantılı. Arada mesafe yok. Zaman yok, mekân yok. DNA deneyleri de bunu gösteriyor. Kelebek etkisi diye anlatılan da bu.
DNA’ nın, evrenin yapı taşı olan fotonlar üstündeki etkisini biliyoruz. DNA’ yı ise kalbimize ait duygu ve hislerle direk olarak kontrol edebiliyoruz. Ve böylelikle mekânsız olan maddeyi de böylece kendimize çekebilir ya da yaşantımızda yer almasını sağlayabiliriz. Yani, tezahür ettirmek istediğim şey ile rezonansına uyumlandığım anda, o nerde olursa olsun, istek Çinde ister Hawaide, DNA’mı açarak, ona göndereceğim enerji alanı ile onu kendime alabilirim. Bu da hokus pokus değil.
Soru: Şimdi bunu dinleyip, ya ben aydan aya üç kuruş maaşla geçinen bir insanım, bütün bunları nasıl gerçekleştireceğim. Teorik şeyler bunlar, diyen birine neler söyleyebilirsin?
JR- Önce yaşamınızda ne istediğinize ve yaşamınızda neyi seçtiğinize çok net, berrak, açık bir şekilde niyetlenin. Neyi seçtiğinizi dile getirin. Neyi istediğinizi değil. İstemek süptil alanda sizde olmayanın enerjisini korumaktır. Yani, para istiyorum dediğinizde aslında benim param yok diyorsunuz. E, n’olmuş yani. Sadece bir olguyu dile getiriyorsunuz. Ve o olgunun enerjisini yaşatıyorsunuz. Bunun yerine, "Yaratmayı seçtiğim şey zenginliktir" demeniz doğru. Ama insanlara, yaşamınızda neyi yaratmayı seçiyorsunuz, diye sorduğunuzda net bir yanıt alamazsınız. Çoğunlukla size neyi istemediklerini söyleyeceklerdir.
Her neyse, yaşamınızda neyi seçtiğiniz konusunda net bir niyetiniz olsun. Her şeyin mümkün olduğu bu alanda, niyetiniz konusunda büyük düşünecek cesareti taşıyın ve cüretkâr olun. Kuantum fizik bize her şeyin tek bir parçacıktan geldiğini söylüyor. Sadece niyet o tek parçacık için yeterli. Üç boyutlu dünyada quantum fizikten bize ne demeyin, çünkü quantum fiziğin tezahür alanı bu üç boyutlu dünyamız. Onun için önce niyetinizle parçacığı yaratıyorsunuz.
Seçmek, denince; insanlar hep yaşama amaçlarının ne olduğunu bir türlü bulamadıklarını söylüyor. Ben de onlara yaşam amacı bulunmaz, seçilir! diyorum. Yaşam amacınızı seçin! Sonra yaşamınızda yaratmayı seçtiğiniz bu niyete odaklanın. İlginizi bu niyet üstünde yoğunlaştırın. Ama, bu noktada insanlar tekrar korkmaya başlıyor, ya yanlış bir şey seçersem? Ya hata yaparsam, ya beceremezsem. Bir başka deyişle, istemediklerine odaklanıyorlar, ve odaklandıkları tezahür ediyor yani istemedikleri.
İsa’dan beşyüz yıl evvel yazılmış olan Kızıldeniz parşömenlerinde deniyor ki, "Ademoğulları ve kızlarının üç barınağı vardır: düşünceleri, duyguları ve bedenleri." Bu üçü bir olduğunda dağlara yürü derler ve dağlar yürür. İncil'de İsa, hardal tanesi kadar inancın varsa, dağa yürü dersin ve dağ yürür, diyor. Evet, önce niyetimizi oluşturduk. Bu düşünce. Buna ben spritüel prototip diyorum. Bunu düşüncede netleştiriyorsunuz. İmgelerinizi yapıyorsunuz. Berrak bir resim haline getiriyorsunuz. Bunlar hep düşünce. Sonra duygular ve beden geliyor. Bunu biraz açalım. Çünkü duygular ve hisler anlam olarak karışıyor insanlarda. Duygular, harekete geçmiş enerjidir. Duygunun %99'u harekettir. Beden, duyguların harekete enerji sağladığı yerdir. Hisler ise kalp merkezidir. Hisler, düşünce ve duyguların kombinasyonundan oluşur. Hisler bedenin içindedir. Organı vardır: Kalp.
Doğuda alt çakraları filtre eden, üst çakralara geçiş kapısı olan kalp. Doğu öğretilerine bakarsanız, alt çakralar duygu merkezleridir ve bedeni hareket ettiren merkezler bunlardır. Niyete çıktığınızda, hissetmeniz, bir biliş haline geçmeniz lazım. Niyetlendiğiniz şeyin olmuş ve bitmiş olduğunu biliş haline. Bundan emin olma haline. Bu biliş hali sizi eyleme taşır. (amele) Bu biliş, bu vibrasyon, bu enerji nerde hissedilir. Kalpte. Bu biliş haline geçince, dış dünyada ne olursa olsun, biliş halimin tam tersi bir tezahür olsa bile, niyetim gerçekleşmiş bitmiş gibi hareket etmeye başlanır.
Diyelim ki dinleyici bir milyon doları yaratmayı seçiyor. Buna niyetleniyor. Gerçekten bunu bilirse, bugünkü davranışı nasıl olurdu? Bir milyon doları olan bir insan neler yapar? Ama zor olan nokta bu işte. Bedeni, düşünceyi, hissi, bedeni işin içine koymak lazım. O duyguyu tutmak, o bedeni tutmak, ve o bedeni nerde durduğunuza bakarak değil, gitmek istediğiniz noktada duruyor gibi harekete geçirmek gerek. Bilmem anlatabildim mi?
İnsanlar burada kopuyorlar. Kişisel gelişim çalışmalarının çoğunda, düşüncenin gücü öğretilir bilirsiniz. Bence bir direksiyondan başka bir şey değil. Düşünce bir direksiyon sistemi. Tekerlekler ise beden. Motorunuz olmadan harekete geçebilir misiniz? Motor, yani düşünce ve duygularınızın bir kombinasyonu olmadan olmaz. Motor ise sürücüdür. Duygu ve düşüncelerinden oluşan hisleri kalp merkezinde taşıyan sürücü. Bedeni, duygusu ve hislerini bir araya getirerek DNA’sını etkileyecek titreşimleri dış dünyaya göndererek, evrenin yapı taşı olan -mekansız- fotonları etkileyerek, seçtiğini kendine çeken sürücü. Gerçek bir tutkuyla duygularını yoğunlaştırabilmek gerek. Ve eyleme geçmek. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
21-10-2009, 09:09 AM
|
#2 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Soru: Bu noktada insanlar korkuya kapılıyorlar. Harekete geçecek param yok korkusu onların odaklarını olmayana çeviriyor ve kısır döngü başlıyor.
JR: Para ile ilgili örnekler veriyoruz çünkü enerjinin bildiğimiz en somut hali bu. İlişkilerde de aynı şey geçerli. Hepimiz tezahür üstadıyız. Hepimiz odaklanarak seçtiğimiz şeyleri yaşıyoruz. Bu döngüden çıkmak gerçek bir uzmanlık gerektiriyor.
Dünya tehlikeli bir yer, onun tehlikelerinden korunmam lazım diye düşünen birisi, hep tehlikeleri çeker. Odaklandığı nokta tehlikedir çünkü. Ve kendine zarar verir. Travma geçirir. DNA’sını kapatır. Fotonların kendisine gelmesini kapatır. Dar alanda kalp, kriz geçirir.
HALE DWOSKIN
— Bu yöntemlerle uğraşanlar menüyü yemekle o kadar meşguller ki, yemeğe bir türlü geçemiyorlar.
— Tüm duyguları, düşünceleri, sorunları yoldan çekince siz kimsiniz?
— Gerçek basittir, karışık olsaydı herkes anlardı.
— Yaşam kolaylaşınca, insanlar korkmaya başlıyor. Şimdi her şey iyiye gidiyor. Neden? Kötü bir şey mi olmak üzere?
— İnsanlar acılarına çok bağlı. Doğu öğretileri halıyı ayağınızın altından çeker, sorunda yok der, çözümde. Sen de yoksun. Tüm rolleri, kavramları çekince, tutunacak bir şey kalmaz. Zaten tutunmaya da gerek yok çünkü sen, olan her şeysin.
— Alan Watts, doğduğun andan itibaren serbest bir düşüş içinde olduğundan, dışındakilere tutunarak durduğunu sanıyorsun, oysa onlar da seninle beraber düşüyorlar. Yani bunun bir yardımı yok.
Yarattıkları bu persona, suyun üstünde durmaya çalışan bir insanın çırpınması gibi. Çırpınırsa suyun üstünde kalacağını sanıyor. Acı çeken olmasaydı, çırpınan olmasaydı, kim olacaklardı ya da ne bilmiyorlar. İnsanların çoğu özgürlüğü, bir maddeye bağlamışlar. O olmazsa özgür olabileceklerine inanmıyorlar. Her şey olduklarını bilmiyorlar.
Akışı kontrol etmeye ve hatta bir noktada durdurmaya çalışıyorlar. Bıraktığınız zaman bolluğa kavuşursunuz, kontrol ettiğinizde hep az olduğu korkusu ile tutmaya çalışmak vardır. Yokluk bilinci içinde yokluğa düşmemek için. Ve bu odak noktasından bakınca da sürekli yokluk gelir. Kendinizi iyi hissettiğinizde de, sanki daha iyi duygular yokmuş gibi bu duyguda tutunmak da yanlış. İyi duygular içindeyken de bırakmak lazım.
Sevgi ve nefret birliğin iki uç noktasından başka bir şey değil. İkisi de tek duygu aslında. İkisini de bırakmak lazım. Biri kötü deyip ötekine tutunmak bir şey değiştirmiyor. Birlik duygusu sevgide değil, olana teslim olmadadır. Birisini ye bir şeyi sevmek, onun kendinizin dışında olduğunu kabul etmektir, öyleyse bu nasıl bir birlik?
Akıl sürekli olarak, sizin ayrı bir kişilik olduğunuzu ispatlayacak düşünceleri yaratma peşinde sürekli ayrılık illüzyonunun realite illüzyonunu yaratmaktadır. Aklı susturduğunuzda, tüm sesler kesilir, gürültü biter ve geride sadece gerçek kimliğiniz kalır. Aklın kölesi olanlar, akıllı olduklarını sanırken, aklı sahip kılarlar, aklın üstadı olanlar, ihtiyaç duyduklarında kullanacakları bir akla sahip olduklarını bilirler, aklın sahibidirler.
Sizi yoran dış dünyada olanlar mı, olana gösterdiğiniz direnç mi? Suya düştünüz boğulmamak için suya gösterdiğiniz direnç mi sizi boğar yoksa su mu? Oysa su, suya teslim olduğunuzda çok eğlenceli bile olabilirdi. Siz bir şeye direndiğinizi sanırken aslında dişinizle tırnağınızla, tüm kemiklerinizle duygu ve düşüncelerinizle olan her şeye direniyorsunuzdur. Buna bir ayağınız frende iken arabayı yürütmeye çalışmak diyebiliriz. Böyle anlarda sevdiğimiz şeyleri de yapamaz, göremez, duyamaz duruma geliriz. Dur şimdi deriz hayata, çünkü direnmekle meşgulüzdür.
Bir şeyi anlatmaktan ve anlaşılmak istemekten vazgeçtiğinizde her şey aşikar olur. Olanı görürsünüz. Bütünde olduğunuzu görürsünüz. Anlatmak ve anlaşılmak ayrı olmak inadından başka bir şey değildir.
Çocuk düştüğünde, çevresinde kimse yoksa düştüğünü anlatacak, oyununa devam eder. Birisi varsa ağlar, ilgi görürse, kurban kesilir. Susması için her şey verilir kendisine. Doğal oyun kesilmiş, kendi oyunu başlamıştır. Kurban olma ve kazanma oyunu. Bu oyun sürer gider. Eski hikâyeleri kullana kullana, hep eski malzemeleri dönüştüre dönüştüre oynar dururuz ayrılık oyununu. Dur dediğinizde, asıl yaşama geri dönersiniz. Akışa kendinizi bırakırsınız ve dünya size kendiliğinden akar. Baskı altında sınırlı alanda kalmış enerji serbest kalmıştır. Bu nasıl bir özgürlük duygusu bir bilseniz.
Paranın her zaman iki yüzü vardır. Biri ya da diğeri olmak zorunda değilsiniz. İki yüzün birliğindeki enerjiyi fark ettiğinizde özgürlük başlar. Çok iyi olduğunuz bir anda her hangi bir şey sizi dibe vurdurabilir. O iki duyguyu hızlı geçişlerle yaşamaya çalışın. Sonunda bu iki titreşimin birbirinin içinde yok olduğunu, farksızlaştığını görürsünüz birliğini fark edersiniz. Bende yok diyerek istemeyi bıraktığınızda evrendeki bereketi keşfedersiniz. Evren size akmaktadır.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
21-10-2009, 09:10 AM
|
#3 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler JOHN ASSARAF
Elde etmek istediğiniz her sonuç için, sadece o sonuca özel düşünme ve davranış kalıpları geliştirmeniz gereklidir. İşiniz bunu bulmak ve ona adapte olmaktır. Esneklik gerekir. Bunda da egomuz yolumuzu keser. İnsanlar bir şey istiyor ama o şey uğruna düşünce ve hareketlerini değiştirmeye yanaşmıyorlar. Eskisi gibi düşünecek ve davranacaklar ama yeni sonuçlar alacaklar.
— Düş gücü olanlar yaratıcılar. Bir de yapanlar var.
— Amacı belirledikten sonra yola çıkıyoruz. Yola takılıyor, amacı unutuyoruz. Yol değiştirilebilinir. Ama biz yola sıkı sıkı tutunuyoruz.
— Gökyüzünde her şey yerli yerinde duruyor da, bir sizin mi peşinde olduklarınızın yeri karışık? Bu zeki doğanın kuralları içinde oynamaya başlarsanız, evren size hizmet eder.
— Önce istediğinizin net bir resmini çizin. Netlik en temel ilke. Evrene kendi iradenizi onun iradesi ile birleştirmek istediğiniz net bir talimat verin yani. Talimat hazırlamak bu konuda odaklanmanızı sağlıyor. Odaklanmak beyne talimat vermektir.
Beyninizin kumanda tablosu en karmaşık jet uçağından daha karmaşık. Onu otomatik pilota bağlamışken, şimdi rasgele bir düğmeye basıp, bu uçak niye düşüp yandı diye bakıyorsunuz. Bunda hayret edecek ne var? Ben her gün bir saat bir şey üzerinde çalışırım. Böylelikle sürekli öğrenirim.
— Talimatları verince evren içinden yanıt hemen gelir, ama şuurlu aklın lineer zamanı içinde sizin onu bulmanız, görmeniz veya duymanız zaman alır. Sabırlı olun.
Soru sormaya gelince, sizler hep bunlar neden başıma geldi diye soruyorsunuz. Evrende size, anlamadın madem bir daha anlatayım diyor. Bununla başa çıkmak için ne yapabilirim, ne yapmalıyım, nasıl bu sorunu aşarım diye düşünmeniz lazım.
— İnsanlar genellikle yaşam amaçlarını bulamadıklarını söylüyorlar, ben de onlara amacın bulunacak bir şey olmadığını, onun kararını verdiklerini, yani onu seçtiklerini söylüyorum.
— Bir sorun daha var, başarı amacınız kendini genellikle bir iş elbisesi içinde gösteriyor ve hemen siz, ama ben çalışmak istemiyorum. Tepeden inse olmaz mı diyorsunuz. Onun için amacı bulmak, üstelik hazır bulmak istiyorsunuz. Böylelikle aslında yapmak istemediğinize odaklanıyorsunuz. Ve başarıya asla ulaşamıyorsunuz. Yapmak istemediğinize odaklanmak zehir gibidir.
— Sürekli olumsuza odaklandıktan sonra bir değişim yapıp yapmak istediğinize odaklanmak biraz zaman alıyor. Değişim zordur. Bazı insanların sistemi böyle kurulmuştur üstelik. Her şeyi tersten görürler. Onları değiştirmek daha zordur. Dualite dünyasında her iki halinde olduğunu bilip, onların hiçbir yönüne duygusal olarak bağlanmadan, sonuca odaklanın.
— İş de her şey ters gidiyorsa, evde de ters gider. Bu her şey olumsuz demek değildir. Sadece size uygun değil. Hoşunuza gitmiyor. O kadar. Böyle düşünün.
Negatife odaklandığınızda beyninizde negatif kimyasallar ürüyor. Pozitif bir şeye odaklandığınızda ise, beyinde pozitif kimyasallar üretiriz. Nörobiyoloji alanındaki bu gelişmeleri bile bile kendinize zarar verecek tercihleri mi yaparsınız, yoksa yararlı olanları mı?
— Beyninizdeki otopilot programlarını yenileme vakti geldi. Yeni programlar yükleyin. Evrenle ve diğer insanlarla nasıl ilişki kuracağınıza dair kontrolü elinize alacağınız yeni programlar.
— Başkalarının istediklerini onlara veren insanlar, istediklerini alanlardır.
— Her yılbaşı kendi kendimle o yıla ait en çılgın düşlerimi içeren bağlayıcı bir anlaşma yaparım. Bu anlaşmayı imzalayarak, her ne pahasına olursa olsun bu anlaşmaya sadık kalacağıma ve onu gerçekleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma yemin ederim.
— Amacınızı seçtiniz, ona odaklandınız mı ona ait bilgi toplayın ama doğru bilgiler. Ve bu bilgiyi destekleyecek doğru eylemlere girişin. Başarı kaçınılmazdır.
— Her sabah egzersiz yaparım. Meditasyon yaparım. O gün yapacaklarımı yazarım. Her gün 6 önemli şey sıralarım. Bir saat çalışırım. Kuantum fizik, şirket kurma, beyin vs konularında. Sağlıklı beslenirim. Takdir ederim. Severim. Eğlenirim. Bana yarayan formül bu.
— Beyinde bilgileri alan ve toplayan bir merkez varmış. Bir de bilinçli olmayan kısmı var. Algılar ve davranışlarla ilgili. Bu kısım bilgi bölümünden ihtiyacı olan bilgiyi alıp, komutu veriyor. Varlığımızın ruhsal tarafı diyelim buna. Bilgi toplayan şuurlu tarafımız sürekli öbür tarafa davranışlarımızı etkileyecek bilgiyi veriyor. Bilgilerin girişi ile çıkışı arasındaki zaman, davranışlarımızın şimdideki kalitesini belirliyor. Şimdiki çocuklar öyle mi? Ben çocuklarıma hiç karışmıyorum. Bilgiyi aldınız, kararı verin ve eyleme geçin. Bilgiyi aldın, kararı ver ve eyleme geç. Hemen. Bizim de bunu yapmamız beyindeki devreleri yeni bilgilerle yükleyerek, hatları değiştirmemiz lazım. Ancak o zaman istediğimiz neticeleri elde ederiz. Şimdi siyah beyaz televizyonda, renkli film seyretmeye çalışıyoruz.
— İnsan bedeninin orkestra lideri, beynin ön lobunda. Beynin %35–40’ ını temsil ediyor. Yaşamımızdaki her şeyi idare edecek olan o olmasına rağmen çoğumuzda orkestra şefi uyuyor. Otomatik pilota bağlamış. Onu uyandırmak ve ışıkları yakmak lazım.
— Pazara ihtiyaçlarınızı değil, tohumlarınızı götürün.
— Önce elinizdeki imkânların götürdüğü yere kadar gidin. Oradan daha ileriyi görmeniz mümkün olur. Yeter ki yürümeye başlayın.
— Unutmayın ki bu beden sonunda başlangıcına dönecek yani, hidrojen, oksijen, nitrojen, karbon olacak. Yani her birimiz karbon birimleriz. Bu nedenle her şeyden önce, sevin, sevin, sevin diyorum...
“The Secret” üzerine Bill Harris’in söylenmeyenlerden derlemesi, Ayla Yasa
SEVGİYLE KALDIK
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
21-10-2009, 12:07 PM
|
#4 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 104
Tesekkür: 197
110 Mesajinıza toplam 584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Devam :)))))))))))
sevgiyle olsun | Offline
| |
21-10-2009, 12:51 PM
|
#5 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 207
Tesekkür: 1,578
283 Mesajinıza toplam 2,066 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Çok faydalı bilgiler, paylaşım için kucak dolusu sevgiler | Offline
| |
21-10-2009, 05:09 PM
|
#6 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Alıntı: olsun Nickli Üyeden Alıntı
Devam :)))))))))))
sevgiyle olsun | Alıntı: yaseminist Nickli Üyeden Alıntı
Çok faydalı bilgiler, paylaşım için kucak dolusu sevgiler | teşekkür ederim
sevgiyle kaldık
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
21-10-2009, 05:29 PM
|
#7 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 578
Tesekkür: 2,121
620 Mesajinıza toplam 3,835 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler harika bilgiler teşekkürler benimde eklemek istedigim bazı konular var hayat felsefemdir bu... deneyin sizde bence.evrende herşey yerliyerinde düzende onu degiştirmeye kalkmayın ve olaylara verdiginiz anlam ve önem o olayı önemli yapar. nerden baktıgınızla ilgilidir, sizin verdiginiz anlamla yükselir, alçalır bunu unutmayınn sevgiyle hoşçaolunnnn..... | Offline
| |
21-10-2009, 07:30 PM
|
#8 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler teşekkürler derya
sevgiyle kaldık
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
22-10-2009, 01:26 AM
|
#9 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 36
Tesekkür: 376
31 Mesajinıza toplam 234 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Harika bilgiler cent cok teşekkürler super
__________________ Seni Seviyorum
Özür Dilerim
Lütfen Beni Affet
Teşekkür Ederim | Offline
| |
22-10-2009, 05:24 PM
|
#10 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: The Secret’ da Söylenmemişler Alıntı: H.E.M.R.A.Z Nickli Üyeden Alıntı
Harika bilgiler cent cok teşekkürler super |
ben teşekkür ederim umarım faydası olur
SEVGİYLE KALDIK
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | The Secret’ da SöylenmemişlerBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası The Secret’ da Söylenmemişler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız The Secret’ da Söylenmemişler
Önce kendi düşündüklerimi yazmakla başlamak istedim. Evet, herkes seçin, odaklanın, çalışın, alın! demiş. Bunu diyenler en az on yıl çalışmış, kurslara gitmiş, denemiş ve sonunda başarmış. Hepsinin hayat hikâyesinde kayıplar var. İflaslar var. Ayrılmış aileler var. ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:54 AM.
|