Çocuk Psikolojisi
cocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi kitapları,
anne çocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi eğitimi,
çocuk gelişimi psikolojisi,
çocukların psikolojisi,
çoçuk psikolojisi,
çocuklar psikolojisi,
çocuk psikolojisi kitap,
psikolojisi çocuk,
çocuk psikolojisi nedir,
erkek çocuk psikolojisi,
yaş çocuk psikolojisi,
çocuk gelişim psikolojisi
| ÇOCUK PSİKOLOJİSİÇocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Yetiskinlerde oldugu gibi cocuklarda da, yasantilarinda herhangi bir stresor uzun sureli etki yaptiginda, cocuk davranisinda gerileme ve yavaslama
goze carpacaktir. Ancak yetiskin ve cocuk depresyonlari arasinda onemli farkliliklar vardir. En goze carpan farkiiliklardan biriside sudur ki; cocuklardaki tespitlerde, depresif devre ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi | |
|
30-11-2007, 02:04 AM
|
#21 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 592
Tesekkür: 305
186 Mesajinıza toplam 549 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Yetiskinlerde oldugu gibi cocuklarda da, yasantilarinda herhangi bir stresor uzun sureli etki yaptiginda, cocuk davranisinda gerileme ve yavaslama
goze carpacaktir. Ancak yetiskin ve cocuk depresyonlari arasinda onemli farkliliklar vardir. En goze carpan farkiiliklardan biriside sudur ki; cocuklardaki tespitlerde, depresif devre tektir. Oysa yetiskinle siklikla birden fazla depresif devre gecirmektedirler.
Asagidaki listede bebeklik cocukluk ve adolesan donemi depresyonlarina iliskin belrtiler verilmistir.BU belirtiler en az 6 ay devam ediyorsa
depresyon baslamis demektir.
Bebeklik Donemi
1- konusuldugunda ya da dokunuldugunda tepki vermeme
2- aglamama' gulmeme
3- oyun oynamada isteksizlik
4- uyku ve yemek problemleri
5- sindirim sistemi problemleri
6- sese ve dokunmaya duyarlilik
7- yerinde duramama
Cocukluk Donemi
1- olumsuz dusunme ve surekli sikayet etme
2- kronik ic sikintisi
3- kolayca incinme ve aglama
4- dusuk benlik algisi
5- uyku ve yemek problemleri
6- yavas konusma ve hareketlerde yavaslik
7- kabizlik, ishal, tepkisellik
8- kronik uzuntu ve korku
9- bas agrisi, mide agrisi, kol ve bacak agrilari gib fiziksel sikayetler
10- r dusunceleri ve denemeleri
Adolesan Donemi
1- kalici mutsuzluk, olumsuzluk, sinirlilik
2- dusuk benlik saygisi,
3- bas donmesi, bas ve mide agrilari, sindirim sistemi sikayetleri gibi fiziksel yakinmalar
4- kontrol edilemeyen ofke patlamalari
5- asiri kendini elestirme, gereksiz sucluluk duygulari
6- r dusuncesi ve denemeleri
7- konsantrasyon, dogru dusunme, hatirlama ve karar verme yoklugu
8- yavslamis konusma ve hareket
9- ilgi ve gunluk aktivitelerde gerileme
10- kronik uzuntu ve korku
11- konusmalarda edebiyatta ve cizimlerde olum faktorunun yer almasi
Major depresyon tanisi icin yukarda sayilan belirtilerden en az 5 tanesinin son iki hafta ve daha uzun suredir var olmasi gerekmektedir.
Distimi ise depresyonun bir baska cesidi olup, yukarda tanimlanan maddelerin en az bir sene cocukta belirgin bir sekilde var olmasini gerektirir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
13-12-2007, 05:43 AM
|
#22 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Nov 2006 Bulunduğu yer: Eskişehir
Mesajlar: 583
Tesekkür: 1,275
238 Mesajinıza toplam 800 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Khalil Gibran
__________________ TANRIM, BANA DEĞİŞTİREBİLECEĞİM ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN CESARET,DEĞİŞTİREMİYECEKLERİMİ KABUL İÇİN SABIR VE İKİSİNİ BİRBİRİNDEN AYIRMAK İÇİNDE AKIL İHSAN EYLE... Değişmeyen Tek Şey Değişimdir | Offline
| |
11-04-2008, 03:48 PM
|
#23 (permalink)
|
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 1
Tesekkür: 0
0 Mesajinıza toplam 0 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Alıntı: PAMİRMÜHÜR Nickli Üyeden Alıntı
Hemen cevap veriyorum
Çocuk kaç yaşında
kızmı erkekmi?
| çoçugum 2,5 yaşında kız 10 gündür kreşe gidiyor 3 gündür sabahları aglıyor acaba kreş için erkenmi | Offline
| |
12-04-2008, 11:18 AM
|
#24 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Kadının çalışma hayatına girmesi ‘Sanayi Devrimi’ olarak adlandırılan, teknik, teknolojik, ekonomik ve toplumsal birtakım değişikliklere yol açan endüstrileşme ile birlikte olmuştur. Sanayileşmenin başlamasıyla erkekler toprak ve çiftlik işlerinden fabrika ve büro işlerine geçerken kadınlarda ev işlerinden kamu hizmetlerine, büro işlerine ve sanayi kesimine geçmeye başlamışlardır (Demir, 1997: 23).
Günümüzde kadınlar, gerek ekonomik zorunluluklardan dolayı aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla, gerekse yaşam standartlarını yükseltmek, meslek sevgisi, toplumda prestij kazanmak, çevre edinmek, yeni insanlar tanımak ve eşinin yanında konumunu yükseltmek gibi bir dizi psikolojik nedenlerle çalışma hayatında yerlerini almışlardır.
Ülkemizde çalışan kadınların büyük bir çoğunluğu ekonomik zorunluluklar nedeniyle; aile geçindirmek veya aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla çalışmaktadır. Yaşam standardını yükseltmek, veya eğitim gördüğü bir alanda uzman olduğu için çalışanların oranı ise oldukça azdır (Aktaş, 1994: 7). Kadının çalışması beraberinde bazı sıkıntılar da getirmektedir. Özellikle kadının evli ve çocuk sahibi olduğu hallerde bu durum daha da zorlaşmaktadır. Bu zorlukların başında; annenin olmadığı saatlerde çocuğun bakımı, işinden yorgun ve gergin gelen annenin çocuğuna yeterince zaman ayıramaması ve onunla sağlıklı bir iletişim kuramaması gelmektedir (Yavuzer, 2005: 60). Annenin çalışması çocuk açısından sakıncalı mıdır, değil midir? Sorusuna genel bir cevap vermek mümkün değildir, çünkü verilecek cevap duruma göre değişir. Annenin çalışmasının çocuk üzerinde yaratacağı etkiler bazı faktörlere bağlıdır. Bu faktörler; annenin işi, çalışma nedenleri, çalışma koşulları, annenin eğitim düzeyi, anne -çocuk iletişimi, aile içi ilişkiler, annenin yokluğunda çocuğa bakanın özellikleri, sağladığı bakımın uygun ve devamlı oluşu, nihayet çocuğun hangi gelişim basamağında bulunduğu, kısaca çocuğun yaşı gibi...
Yaş, üzerinde önemle durulması gereken faktörlerden biridir. Koşullar ne olursa olsun, annenin çalışması 0–3 yaş çocuğu ile 3–6 yaş çocuğunu farklı etkileyeceği gibi, okul çocuğu ile ergeni de farklı etkileyecektir (Razon, 1995: 229). Çalışan kadın ve çocuk konusunda ülkemizde yapılan araştırmalar, tutarlı sonuçlara ulaşamamışlardır. Gerek uygulanan yöntem, gerekse uygulamanın yapıldığı grubun sayısal büyüklüğü ve temsil gücü açısından elde edilen sonuçları genellemek güçtür. Bu konuda yapılan bazı araştırma bulguları, çalışan annelerin çocuklarında, annesi çalışmayan çocuklara göre bazı davranış sorunlarının daha fazla olduğunu gösterirken, bazıları ise tersine; annesi çalışan çocukların psiko-sosyal gelişimlerinin annesi çalışmayan çocuklara kıyasla çok daha üstün olduğunu ortaya koymuştur (Yeşilyaprak, 2004: 106).Araştırmalar çocuğun kişilik gelişimi üzerinde annenin çalışıp çalışmamasının değil, ancak anne babanın çocuk yetiştirme tutumlarının etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü çalışan annelerin eğitim düzeyi, çalışmayanlara göre daha yüksek ve kendini geliştirme çabası ve bilinçlenme düzeyi daha yeterlidir. Bu açıdan da annenin çalışmasının çocuğuna ilişkin doğru yaklaşımları benimsemesi, daha sağlıklı bir ortam yaratmasını yordayıcı bir değişken olduğu söylenebilir (Yeşilyaprak, 2004: 107).
Çalışan annelerin en önemli sorunları aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir;
Ø Suçluluk duygusu
Ø Aşırı sorumluluk yüklenme, zihinsel ve bedensel yorgunluk
Ø Çocuk bakıcısı arayışı
Suçluluk Duygusu
Çalışan anne ve çocuk arasındaki en önde gelen problemlerden biri, annenin çalışması sebebiyle suçluluk duygusu içinde, çocuğuna dengeli bir yaklaşımda olmayıp, aşırı hoşgörülü davranması ya da her gece iş dönüşü bazı armağanlarla eve gelmesidir. Anne öncelikle bu suçluluk duygusundan kurtulmalıdır (Yavuzer, 2005: 62). Çalışmayan çok sayıda anne de zamanlarının tümünü çocuklarına verememekte, ev içi ve ev dışı işleri, bunu büyük ölçüde engellemektedir. Ayrıca, annenin çalışması, onun üretken olmasına, diplomasını değerlendirmesine fırsat veren ve ruh sağlığı açısından önemli bir faaliyettir. Önemli olan, annenin evde bulunduğu süreyi iyi değerlendirmesi, bu zaman içinde çocuğuyla bütünleşmesi, ilgilenmesi, oyun oynayabilmesidir. Hafta sonlarını yoğun bir ev işi faaliyetiyle geçirmek yerine, çocuğunu tiyatroya, sinemaya, çocuk bahçesine, akranı olan arkadaşlarına götüren ve ev işiyle meşgulken dahi çocuğunu yanında tutan anne, görevini yapan annedir. Bu durumda çocuk, annesine yeterince doymasa bile; ona güvenir, ilgilendiğini ve sevdiğini görür (Yavuzer, 2005: 62).
Bu konu ile ilgili yapılmış olan araştırma sonuçlarına bakacak olursak;
Ø Çocukla geçirilen sürenin uzunluğu değil, kalitesi önemlidir. Yani, gerçekten annenin evde kaldığı süre çocuğu ile birlikte, onunla oynayarak, ilgilenerek sağlıklı etkileşime girerek geçirilmiyorsa olumlu hanesine yazılabilecek bir puan kazandırmıyor annelere
Ø Annenin çocuk ile birlikte geçirdiği süre arttıkça kalitesi azalmakta. Yani anne “bunalmakta”. Bu yüzden ev hanımları çocukları ile birlikte aynı mekanda olsalar da onlarla pek birlikte vakit geçirmeye katlanamıyorlar. Çalışan anneler ise genellikle çocukları ile “yeterince vakit geçiremedikleri”nden yakınırlar. Oysa bu konuda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, anne babası çalışan çocukların %85-90’ı böyle bir durumdan şikayetçi değil. Diğer bir ifade ile çalışan anne babaya sahip çocukları sadece %10-15’i anne babaları ile daha fazla vakit geçirmek istediğini söylüyor. Yeşilyaprak, 2004: 104-105).
Aşırı Sorumluluk Yüklenme Zihinsel Ve Bedensel Yorgunluk
Eğer çalışan kadın iyi bir organizatör değilse yaşamı kendisi ve çevredekiler için gereksiz yere güçleştirebilir. Bu yüzden çalışan kadın, anne olmadan önce ve sonra ile yaşamını ve iş yaşamını dengelemede, kendi istekleri ile çevrenin beklentilerini uzlaştırmada ustalaşmaya çalışmalıdır. İşte bu konuda bazı ipuçları: (Yeşilyaprak, 2004: 147)
Çocuk Bakıcısı Sorunu
Doğum sonrası izin süresi annenin kendini toparlaması için yeterli olmadığı gibi, kadının annelik rolünü benimsemesi ve anneliğin zevkine varabilmesi için yeterli değildir. Çocuğun ilk aylarda gerek biyolojik, gerek psikolojik açıdan annesine duyduğu ihtiyaç büyüktür. Çocuğun anne sütü ile beslenmesi, sağlığı açısından ne kadar önemliyse, duygusal gelişimi de o kadar önemlidir. Ünlü uzman Bowlby’nin dediği gibi; “yaşamın ilk yıllarında çocuğun beden gelişimi için vitamin ve protein ne kadar gerekli ise, bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimi için anne sevgisi de o kadar gereklidir.” (Razon, 1995: 226).
Bebeğin hem anne sütüyle düzenli olarak beslenebilmesi, hem de fiziksel olarak biraz kendini toparlayıp, en azından başını tutabilecek duruma gelmesi için ilk üç ay anneyle birlikte olması önemlidir. İşte bu süreden sonra çalışmaya başlayacak annenin çocuğunu başkasına “emanet etme” zorunluluğu doğar ve aile önemli bir sorunla karşı karşıya kalır. Bebeğe kim bakacak? Bebek nerede ve nasıl bakılacak? (Yeşilyaprak, 2004: 125).
Büyükanneler
Çalışan kadının, doğum sonrası işine dönmek için bebeği bir başkasına emanet etme zorunluluğu karşısında akla gelebilecek ilk seçenek elbette büyükannelerdir. Özellikle bizimki gibi aile bağları kuvvetli toplumlarda anneanne ya da babaanne en güvenilir “emanetçi” olarak düşünülür, Bu konu ile ilgili bazı noktaların göz önünde tutulmasında yarar var: (Yavuzer, 2005: 61).
Ø Bebeğin bakımının aile büyükleri ya da yakın akrabalar tarafından dönüşümlü olarak (örneğin birer hafta birer ay) paylaşılması sağlıklı bir çözüm değildir. Özellikle ilk yıl, çocuğun kişiliğinde güven duygusunun gelişmesi için anne ile birlikte, çocuğun bakımını üstlenen kişinin “sürekli” olması gerekir.
Ø Bebeğe bakan kişinin davranış biçimi açısından mümkün olduğu kadar anneye benzemesi tercih edilen bir durumdur.
Ø Çocuğunun bakımının ilk 1-1,5 yıl kendi evinde olması daha uygundur. Bebeğin bulunduğu mekanı sahiplenmesi, aynı ortamda kendini güvende hissetmesi açısından önemlidir.
Ø Büyükannenin bebek sahibi olan çiftin yanında yatılı kalması (hayatta ise büyükbaba da beraberinde) çalışan annenin işini fazlasıyla kolaylaştırabilir. Ancak bu durum, annenin sorumluluk duygusunu azaltırken, çocuk üzerindeki etkisini de kaybetmesine neden olabilir.
Ø Bebek eğer büyükannenin evinde bakılacaksa, çocuğun o evde bakıldığı ortamı “sabitlemek” gerekiyor. Çocuğun sevdiği bazı eşyalar ve oyuncakların onunla birlikte taşınması, onun “süreklilik”duygusunu yaşayarak kendini güvende hissetme gereksinimini karşılaması açısından önemlidir (Yeşilyaprak, 2004: 127).
Ø Son zamanlarda sıklıkla yapılan yanlışlardan biri de, annenin çocuğunu sadece hafta sonları görmesi, geri kalan 5 geceyi çocuğun büyükanne yanında geçirmesidir (Yavuzer, 2005: 61). Bebeğin özellikle bir yaşını dolduruncaya dek anneden ayrı olarak bir başka evde sahiplenilmesi ve gece yatıya bırakılması pek sağlıklı değildir. Bebeğin anne ile ilişkileri ve güven duygusunu zedeleyebilir (Yeşilyaprak, 2004: 127). Diğer bir yanlışta, çocuğun sürekli bakıcı değiştirmesi ya da büyükanne, hala ve teyze gibi farklı kişilerin yanında büyütülmesidir. Sözü edilen her iki yanlışın da uzun sürmesi halinde, çeşitli uyum ve davranış bozukluklarına rastlanabilir (Yavuzer, 2005: 61).
Bazı hallerde de büyükanne ile annenin eğitim ve disiplin konusunda aynı görüşü paylaşmadıkları görülür. Bu hallerde, ya iki kuşak arasında çatışma olur; çocuk da bundan ustaca yararlanır, kime nazı geçiyorsa ona sığınır, ya da anne bulduğu çözümü kaybetmemek için, uygun bulmadığı bir eğitim biçimine boyun eğmek zorunda kalır. (Razon, 1995: 228)
Çocuğu büyükanneye emanet etmenin dezavantajlarından biri de, büyükannenin geliniyle ya da damadıyla yaşayacağı çatışmaları direkt olarak çocuk üzerinden yansıtma olasılığıdır. Bu durumda, genellikle, çocuk ortada kalır ya da sağlıksız bir etki altında büyür. Büyükannenin bakımındaki çocuk, özellikle ilk yaşlarda bir tür “aynalama” süreci yaşadığı için onun konuşma biçimini, aksanını, kullandığı terimleri ya da tepki biçimini anında öğrenip yansıtması çok doğaldır. Anne baba genellikle bu durumdan kaygı duyabilirler. Ancak bu gibi etkilenmeler ana okulu ya da ilköğretime başlayınca kolaylıkla düzeltilebilir. Kalıcı bir problem haline dönüşmesi, daha çok anne babanın bu duruma aşırı tepki göstererek pekiştirdiği durumlarda ortaya çıkar (Yeşilyaprak, 2004: 128-129).
Bakıcı
Çalışma yaşamına dönmek isteyen bir annenin bebeğinin bakımı için başvurabileceği ikinci çözümse, güvenilir bir bakıcı bulmaktır. Anne babalar çocuğun birlikte olacağı bakıcıyı yeterince tanımaya çalışmalıdır. Öncelikle iyi bir referansa sahip olup olmadığına bakmak gereklidir.
Ø Çocuğa bakacak dadının, mümkünse, kendisinin de anne olması tercih edilir.
Ø Evli olup, bir aile hayatı sürdüren bakıcının düzenli yaşama alışkanlıklarına sahip olması ona olan güveni artıracak nedenlerden biridir.
Ø Bir bakıcıda aranması gereken en önemli niteliklerden bazıları; temiz, düzenli, güler yüzlü ve sorumluluk sahibi olmasıdır.
Ø Bir dadıya güvenebilmek ve emin olarak ona çocuğu emanet edebilmek için ilk görüşmeyi onun evinde yapmak ve onu kendi ev ortamında görmek anneye bir fikir verebilir.
Ø Bakıcıyla beraber çalışmaya karar vermeden önce en az iki hafta (tercihen bir ay) kadar bir süre boyunca ona çocuğun bakımında refakat edip, davranışlarını gözlemlemek yerinde bir uygulama olur.
Ø Daha sonra anne tekrar çalışmaya başladığında çocuğun davranışlarını iyi gözlenmeli ve bakıcı ile çocuk arasındaki etkileşimin yolunda gidip gitmediğine ilişkin ipuçları değerlendirilmelidir. (Yeşilyaprak, 2004: 131-132).
Kreş ve Yuvalar
Çocuk bakımında çalışan annelerin düşünebileceği bir başka seçenek de 2 yaşından küçük çocukların bakımını üstlenen kreşler ile 2-4 yaş arası çocuklar için yuvalardır. Kuşkusuz yuva ya da anaokulunun seçimi son derece önemlidir. Bu seçimin çocukla birlikte gerçekleştirilmesi, ön görüşmelere çocukla gidilip, gözlem yapılması önerilir. Elbette çocuğun yuvaya / anaokuluna bırakılmaya hazır olup olmadığı çok önemlidir. Bu yüzden bir çocuğun yuvaya verilmeden önce günde 1-2 saat için bile olsa kendisini bakım veren kişiden ayrı kalmaya alışmış olması gereklidir. Ayrıca çocuğun yaşıtlarıyla iletişim kurabilme yeteneğinin de gelişmiş olması gereklidir. Bu açılardan hazır olan çocuk için evden yuvaya geçiş çok daha rahat olur (Yeşilyaprak, 2004: 133).
ÇALIŞAN ANNELER İÇİN TOPLUM NELER YAPABİLİR?
Anne, baba ve çocuğun gelişimi ile ilgilenen diğerleri, çocukta herhangi bir davranış problemi ya da gelişim sorunu varsa bunu ‘annenin çalışmasına bağlamaktan vazgeçmelidir. Annenin çalıştığı için vicdan azabı çekmesi ya da diğerlerinin onu suçlaması haksızlıktır. Burada suçlu / sorumlu aranmak isteniyorsa şu sorunlar üzerinde iz sürülmelidir:
Ø Çalışan annenin çocuğu ile ilgilenmesi ve doğumdan sonra uygun bir süre onunla kalması için ilgililer (durumla uzaktan yakından ilgili olan herkes) gerekli çabayı gösterdiler mi?
Ø Çocuğun bakımı, güvenliği için yeterli koşullar oluşturuldu mu?
Ø Anne evde olduğu sürece çocuğuna gerekli ilgiyi gösterebiliyor mu?
Ø Çocuğun doğumundan sonra ev ve aile koşulları çocuk ve anne açısından en uygun biçimde düzenlendi mi?
Ø Eş ve akrabalar anneye gereksinim duyduğu her türlü desteği sağlayabildi mi?
Bu sorular artırılabilir. Çocuğun bazı psikolojik sorunlarının nedeni kalıtımsal yatkınlık olabilir. Genellikle “anne çalışmasaydı bu durum ortaya çıkmazdı” gibi bir çıkarsama yapmak doğru değildir. O halde önemli olan problemi ve nedenleri doğru ilişkilendirmek, doğru tanımlamak ve buna göre çözüm yollarını doğru saptamaktır (Yeşilyaprak, 2004: 108).
Beden ve ruh sağlığı yerinde, kişiliği sağlam bireyler yetiştirmek istiyorsak, çocukluk döneminin, insan yaşamındaki önemini ve annenin bu dönemdeki rolünü göz önünde tutarak, annesi çalışan çocukların da sorunlarını çözümlemek için toplumca önlemler almalıyız (Razon, 1995: 237).
Çalışan kadına yönelik toplumsal destek politikalarının geliştirilmesi ve yaşama geçirilmesi önemlidir. Bu konuda yapılabilecekler şöyle sıralanabilir:
Ø Çalışan anneler için daha esnek bir çalışma programı uygulanması ve iş yükünün belli bir süre hafifletilmesi için farklı seçenekler yaratılması.
Ø Çalışan kadının doğumdan sonra, iş yerinden bir yıla kadar “maaşlı” ya da en azından “yarı maaşlı” izin alabilmesi.
Ø Ana çocuk sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi.
Ø İş yerlerinde kreş, yuva, çocuk kulübü vb. bakım ve eğitim yerlerinin açılması.
Ø Okul öncesi eğitim kurumlarının sayı ve nitelik olarak geliştirilmesi.
Ø Nitelikli ve sertifikalı çocuk bakıcısı yetiştirilmesi.
Ø Anneye destek programlarının uygulanması (annenin gereksinim duyabileceği yardımı, bilgiyi, beceriyi sağlayacak) (Yeşilyaprak, 2004: 94-95).
Hazırlayan: Canan KOCAR
Psikolojik Danışman
KAYNAKÇA
Aktaş, Yaşare. “Çalışan Anne ve Çocuğu” Yaşadıkça Eğitim. 1994, Sayı: 36, Sayfa: 7 – 11
Demir, Gülsen. “Eğitim - Meslek - Çalışma Bağlamında Kadının Durumu” Çağdaş Eğitim. 1997, Sayı: 234, Sayfa: 23 – 24
Razon, Norma. Çalışan Anne ve Çocuğu. Ana – Baba Okulu. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1995.
Yavuzer, Haluk. Ana – Baba ve Çocuk. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2005.
Yeşilyaprak, Binnur. Çalışan Anne ve Çocuk. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları Ltd. Ş., 2004.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
12-04-2008, 11:24 AM
|
#25 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ İYİ BİR ÇOCUK YUVASININ SEÇİLMESİ
Sevgili anne babalar çocukların sağlıklı gelişmelerini tamamlamaları için en uygun ortamlar çocuk yuvalarıdır. Çocuk yuvada hem oynar hemde oynayarak pek çok beceri ve bilgi elde eder. Yaratacılığı gelişir, zeka gelişmesi hızlanır. Sosyal kurallar konusunda yeni yeni bilgilerle donanır. Yuvada günaydın, hoş geldiniz, iyi geceler, afiyet olsun gibi sosyal iletişimde gerekli olan kelimeleri öğrenir. Öğrendiklerini kullanarak sosyalliği gelişir. Yuvadaki arkadaşlarıyla oynarken işbirliğini, paylaşmayı, uzlaşmayı, gruba ait olmayı öğrenir. Hayatta ki çözüm yollarının ve seçeneklerinin ne kadar fazla olduğunu hep yuva yaşamı içinde öğrenir. Tüm anne babalara önerim, çocuklarını en az bir sene okula başlamadan önce mutlaka bir yuva eğitimiyle tanışmasını sağlamalarıdır. Bu konuda ideal olan çocuğun üç yaş ile birlikte yuvaya başlamasıdır. Yuvada çocuk okula hazırlanır. Yuvada çocuklar oyuncaklarla oynayarak hayata hazırlanırlar. Yuvalarda çocuğun gelişimini ve sosyalleşmesini sağlayan pek çok materyal vardır. Tecrübeli uzman personelin yakın ilgi ve sevgisiyle bilgi ve beceriler çocuğa aktarılır ve kazandırılır. Yuva çocuğun eğlenmesi, oynaması ve eğitimi ile çocuğa yaralı bir kurumdur. Çocuk yuvada işbirliğini, paylaşmayı, yardımlaşmayı, hakkını aramayı öğrenir. Kendisini, vücudunu tanır, temizlik kurallarını, sağlıklı olmak için uyulması gereken davranışları öğrenir. Pek çok şeyi birlikte yaptığı için arkadaşlığı, dostluğu öğrenir. Örneğin temizlik alışkanlıkları yuva eğitiminde çocuğa sevgiyle, zorlamadan kazandırılır. Yabancı ülkelerde ' yuva eğitimi ' mecburi bir eğitim olarak devlet tarafından verilmektedir. Gitmektedirler. Yuva eğitimi güzel, zevkli, rengarenk, ışıl ışıl, heyecanlı, neşeli ve sevgi dolu olmalıdır.
Yuva öğretim yapan bir okul biçiminde düşünülmemelidir. Çocuk bu yaşlarda kavramları tanıyabilir. Ama okuma konusunda zorlanmamalıdır. Yuva demek oyunla eğitim anlamına gelmelidir. Daha çok sanat dallarına ağırlık verilmeli ve birlikte gerçekleştirilen dans, bale, folklor, çevre gezileri türü etkinliklere ağırlık verilmelidir. Yani çocuğun el becerisi, vücut koordinasyonunu geliştirebileceği bir ortam yaratılmalıdır. Ayrıca şarkı söylemek, müzik eğitimi çocukların zevk alacakları alanlardır. Bahçede yapılan oyunlar, birlikte jimnastik hareketleri hem çocuğun gelişim halinde olan kaslarını geliştirebileceği gibi hem de iştahını düzenleyerek çocuğa güzel, sağlıklı bir alışkanlık kazandıracaktır. İyi bir yuvanın amacı da çocukta öğrenmeye ilgi uyandırmaktır. Ayrıca bu konuda iyi bir yuva çocuğa en uygun oyun ortamını sağlayan yer olarak da tanımlanabilmektedir. Yuvanın özgür ve uyarıcı ortamı çocuklarda zihin gelişmesini hızlandıracaktır. İyi bir yuva çocuğun yaratıcı olmasında da etkili olan bir kurumdur.
İYİ YUVA NASIL SEÇİLİR?
Sevgili anne babalar okullar açılıyor. Tatilde olan aileler artık dönmeye başlıyorlar. İyi bir yuvanın kriterlerini gözden geçirirken ilk önce yuvanın fiziki ortamını incelemekle başlayalım. İyi bir yuvada öncelikle fiziki olarak çocukların rahat hareket edebilecekleri geniş sınıfların olması gerekmektedir. Sınıfların havadar olması ve doğal güneşi alması gereklidir. Yuvanın iç mimarisi kolay temizlenebilir olmalıdır. Özellikle uygun büyüklükteki bir bahçenin olması önemli bir kriterdir. Günümüzde kent yaşamında çocuklara ayrılmış oyun alanları artık kalmamıştır. Yuvanın geniş, oyuncaklarla dolu hatta evcil hayvanların da içinde olduğu bir bahçesinin olması dikkat edilmesi gereken alternatiflerin başında yer alır. Pastel renklerden olan sınıflar ve duvarlarda yer alan çocuklara uygun eğitici ve eğlendirici resimler olmalı, yuvadaki banyo, tuvalet ve mutfak gereçleri çocukların boylarına uygun olmalıdır. Sadece banyo tuvalet gereçleri değil tabaklar, bardaklar, çatallar ve kaşıkların da boyutları küçük olmalıdır. Tüm materyallerin, mobilyaların renkleri ve kullanım kolaylıkları hijyenik olmaları açısından yuva ortamına uygun olarak seçilmelidir. Oyuncak ve yuva materyalleri özellikle kanserojen madde içermeyen boyalardan seçilmeli ve tehlikeli, kesici ve batıcı uçlarının korumalı olmasına dikkat edilmelidir. Pek çok çocuğun aynı anda oynayabileceği bol miktarda oyuncak ve kitap bulunmalıdır. Düzenli aralıklarla yuvanın ve çalışanlarının sağlık kontrolünden geçirilmesi uygun olacaktır. Çalışanların çocuk gelişimi konusunda iyi eğitim almış olmaları yanında deneyimli olması ve çocukları sevmeleri de önemlidir. Eğitim programı çocukların yaşlarına ve gelişimlerine uygun olarak hazırlanmalıdır. Yuvada öğretmenlerin dışında spor ve sanat hocaları olmalıdır. Çocuklara yönelik spor aktiviteleri basket, yüzmenin yanı sıra dans, bale, müzik resim, heykel gibi sanatsal aktiviteler de olmalıdır.
Çocuğunuz Yuvada Zorlanacak Mı?
Çocuğunuzu yuvaya götürmeden bu testi yapın. Bu testte yer alan 15 sorudan 7'sine evet cevabı veriyorsanız. Çocuğunuzu yuvaya başlatmadan önce bir psikologla görüşmenizin iyi olacağını düşünüyoruz.
Çocuğunuz hareketliyse
Çocuğunuz çok soru soruyorsa
Çocuğunuz herşeyi ellemek, eline almak, açmak, bakmak istiyorsa
Çocuğunuzda aşırı inatçılık varsa
Çocuğunuzun hayalgücü çok geniş ve zenginse
Eşyaları, giysileri ve kendisi konusunda çok titizse
Oyuncaklarını kimseye vermek istemiyorsa
Evde duygusal sorunlar yaşanıyorsa
Evliliğinizde ayrılma kararı aldıysanız
Eve yeni bir kardeş gelecekse
Ülke veya şehir değişikliği yapmanız gerekiyorsa
Ev taşımak veya yeni bir iş değişikliği gibi hayatınızda önemli bir değişiklik olacaksa
Çocuğunuza daha önce anneanne veya babaanne bakıyorsa
Çocuğunuz yemek sorunları yaşıyorsanız
Yeniden evlilik zamanıyla yuvaya başlama eş zamana geldi ise
Siz çocuğunuzdan daha önce hiç ayrılmamışsanız veya siz bu ayrılığa hazır değilseniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
12-04-2008, 11:28 AM
|
#26 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ http://www.alopsikolog.net/kc110.asp
sitede çocuk egitim için yararlı bilgiler bulabilirsin
sevgiyle kal
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana | Offline
| |
13-05-2008, 05:03 PM
|
#27 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Jul 2007
Mesajlar: 417
Tesekkür: 0
99 Mesajinıza toplam 206 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ iyi yuva seçimi kişinin beklentisine göre deişiyor..Oğlumun kreşinde diğer annelerle beklentilerimizde zıtlık yaşıyoruz.Okul yönetimide çoğunluğu dinlediği için bazı kalıplaşmış düşünceler yıkılamıyor sonuçda.
ve kreşler, yvalar İçin çocuklarımız para kazanmakdan öte bi amaç taşımıyor neyazııkki.
misal 3 yaş sınıfa ingilizce öretilmesi, satranç öretilmesine şiddetle karşı geliorum.
çünki biliorum çocuğum oyun yaşında. onun şimdi oyun oynaması, koşması zıplaması, eğitilmesi evet ama kurallar yumağında boğulmamasını istiyorum. ama ne yazııki diğer anneler sırf çocum ingilizce örenior die
mutlu olabilmek için bu sistemi destekliolar..
hayır yani bir iki yıl sonra zaten müfredatda var, az daha geç örenilse bu ikinci dil olmuyomu??
çocuklar çocuk gibi geçirseler zamanlarını....
herşeyi bilmeleri, örenmeleri gerekmese....
__________________ kaderimin kölesiyken, Hayatımın efendisi olma yolunu seçtim... | Offline
| |
19-12-2012, 09:38 PM
|
#28 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 20
Tesekkür: 0
4 Mesajinıza toplam 5 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: ÇOCUK PSİKOLOJİSİ ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Çocuk Psikolojisi, çocuğunuzun sağlıklı bir gelişim gösterdiğinin düşünülmesi için dil-bilişsel, ince motor, kaba motor ve sosyal becerilerinin yaş gelişimine uygun bir özellik sergilemesi beklenir. Her yaş dönemine uygun olarak yapılan aktiviteler ve oyunlarla çocuk gelişiminin desteklenmesi gerekir. Çocuk Psikolojisi açısından, çocuk gelişimi aşamalarından olan Özerklik Döneminde olan bir çocuğa katı kurallar koymak hiçbir işe yaramayacağı gibi olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Ya da, çocuğun sosyal kuralları ve sınırları öğrenmesi gereken çocuk gelişimi döneminde, kurallardan yoksun kalması da çok yanlış olacaktır. Önemli olan, çocuğunuza doğru zamanda doğru yaklaşımı gösterebilmektir. Çocuk Psikolojisi yaklaşımlarında, çocuk gelişimi açısından bu dönemde kriz anlarında inatlaşmak değil çocuğunuzun dikkati başka bir yöne çekmektir. Çünkü çocukla yapılan inadı kazanmak gibi bir durum söz konusu değildir ve hiç bir yararı yoktur. Bu dönem çocukları henüz paylaşmayı kavrayamazlar bu yüzden oyuncağını paylaşması için onu zorlamamalısınız. Bu yaş grubu çocuk gelişimi açısından yuva için uygun değildir. Paylaşamadıkları için arkadaşının elinden oyuncağı çekip almak ister, istediğini istediği zaman yapmak ister. Belli kurallar içinde vakit geçirmekte zorlanır.
Dr. Gökçe Küçükyazıcı
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | ÇOCUK PSİKOLOJİSİÇocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Yetiskinlerde oldugu gibi cocuklarda da, yasantilarinda herhangi bir stresor uzun sureli etki yaptiginda, cocuk davranisinda gerileme ve yavaslama
goze carpacaktir. Ancak yetiskin ve cocuk depresyonlari arasinda onemli farkliliklar vardir. En goze carpan farkiiliklardan biriside sudur ki; cocuklardaki tespitlerde, depresif devre ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:46 PM.
|