Hasta bina sendromu

[Bluesky24]

Hasta Bina Sendromu kişinin çalışma alanı ile ilişkili şikayetlerinin bileşkesidir. Zaman zaman konutlarda da Hasta Bina Sendromu'na rastlandığı olmuştur. özellikle çalışılan iş alanı nedeni ile, kapalı ortam havası ve yüksek katlı binalarda görülebilen Hasta Bina Sendromu 1970'lerde Amerika'da gündeme gelmiştir. Dünya Sağlık örgütü'nün 1984 tarihli bir raporuna göre dünyada yeni ve tadil edilmiş binaların %30'una yakını, bu sendromları oluşturuyor olabilir.



Yaşadığımız binalarda giderek artan boyutlarda klima kullanılması artık günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. özellikle büyük binaların akciğerleri olarak nitelendirilebilecek bu havalandırma sistemleri bina dışındaki havayı alarak temizliyor, ısıtıyor veya soğutuyor, filtreliyor, nemlendiriyor ve bina içerisindeki sirkülasyonunu sağlıyor. Hasta Bina Sendromları genellikle havalandırma sistemlerindeki kusurlarla bağlantılı olarak ortaya çıkıyor ve dış hava beslemesi oranını arttırarak tedavi edilebiliyor. Hasta Bina Sendromu'nun diğer etmenleri, bazı bina yapı malzemelerinden sızan kirleticiler veya iç ortamda kullanılan hafif endüstriyel kimyasallarının yanlış egzoz edilmesi olarak belirlenmiştir. Ancak sigara gibi kirleticilerden farklı olarak binalarda bu konuda uyarı etiketleri yer almamaktadır.

Dünya Sağlık örgütü' nün raporlarına göre; günümüz insanı zamanının ortalama %70' ini iş, %20' sini ev ortamında olmak üzere yaklaşık %90'ını kapalı mekanlarda geçiriyor. Binaların havalandırılma şekli ve sistemleri, hava kaynaklı kirleticiler, iş stresi, binaları saran mikroorganizmalar sendromun oluşmasındaki başlıca etmenler olarak sıralanıyor. Havalandırma sistemlerinin standartların altında kalmasıyla bina içerisindeki hava iritasyona ve çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. Global ısınmanın getirdiği sorunların eklenmesiyle yaşadığımız binaların inşaat ve havalandırma sistemleri kalitesinin önemi giderek artıyor. Havalandırma ya da klima sistemlerinin bakımı da özellikle çok önem taşımakta filtreleri düzenli olarak temizlenmeyen havalandırma sistemleri zamanla bir mikrop yuvasına dönüşebiliyor.





Hasta Bina Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Hasta Bina Sendromu rahatsızlığı olan hastalarda baş ağrısı, göz, burun, veya boğazda tahriş, kuru öksürük, kuru veya kaşıntılı cilt, baş dönmesi ve mide bulantısı, konsantrasyonda zorlanma, yorgunluk, kokulara duyarlılık, astım vakalarında artış, kişilik değişimleri (asabiyet, ağlama, paranoya, depresyon), antibiyotik tedavisine cevap vermeyen saklı bronşit ve zatürre görülebilir.







Kimler Risk Altında?







Hasta binalarda yaşayan tüm insanlar hasta olmamakta; insanların bağışıklık sistemi ve direk temas önemli rol oynamaktadır. Kadın olmak, bina hiyerarşisinde daha sıradan işçi konumunda olmak , kağıt tozu, sigara dumanı, ofis tozu gibi tozlu ortamlara karşı hassasiyetin olması ve bilgisayarın daha fazla kullanılıyor olması, çalışma ortamının yakınlarında fax makinesi, yazıcı gibi ek elektronik aletlerin bulunması, çalışan ve/veya ortamda bulunan kişi sayısının fazlalığı, sendromun gelişme olasılığını arttırır.

Alınacak önlemler







Genellikle rahatsızlığa neden olan ortamdan uzaklaşılınca belirtilerde hafifleme gözlenir. Ancak özellikle iş ortamından tamamen uzaklaşmak mevcut iş olanakları dahilinde güç olduğundan kirlilik nedenlerinin azaltılması, duvarlar ve havanın yılda bir kez profesyonel yöntemlerle temizlenmesi, havalandırmanın güçlendirilmesi, havanın temizliği, temiz havanın bina içinde dolaşımını arttıracak yöntem ve uygulamaların kullanılması, havadaki nem oranının %60'ın üzerine çıkmamasının sağlanması, içeri hava alınan bölgenin yükleme ya da park alanlarından uzak olması, hava filtrelerinin düzenli olarak değiştirilmesi, solunan havanın kalitesinin arttırılması, ortamda bulunan bireylerle iletişimin geliştirilmesi ve sürekli eğitimin sağlanması, ortamda bulunulan süre içerisinde içilen su miktarının arttırılması, ek olarak bu tür binalarda çalışanlar için en iyi performansın 19-20C de sağlandığının bilinmesi ve bu yönde uygulamalara gidilmesi, kullanılan donanım, elektronik eşyalar ve bilgisayarların her altı ayda bir düzenli olarak önerilen temizleyicilerle temizlenmesi bu sendromla baş edebilmek açısından faydalı önlemlerdir.

Bütün bu tedbirlere rağmen şikayetleri devam eden kişilerin Göğüs Hastalıkları, Kulak Burun Boğaz ve Psikiyatriden oluşan bir ekip tarafından değerlendirilerek olası başka bir rahatsızlığın değerlendirilmesinin de ihmal edilmemesi gerekir.

Amerikan çevre Koruma Bakanlığının 25 Mart - 12 Nisan 1999 tarihleri arasında yaptırmış olduğu araştırmalarda çok çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. çeşitli binalardan alınan 119 iç hava örneğinde ortalama 50 mikrogr/m3 miktarda uçucu mikro bakteriyel organizmalara rastlanmıştır. Oysa incelenen 20 dış hava örneğinde ise bu oran ortalama 6,5 mikrogr/m3'e düşmektedir. Ayrıca iç hava örneklerinin %90'nında, dış hava örneklerinin ise sadece %40'nda bu organizmalar bulunmuştur. öyleyse binaların içerisindeki hava sokaktakine oranla kat kat daha fazla kirlidir.





Kaynak: saglicaklakal.com