![]() |
Yaşlanmaya direnmek elinizde Uzun yıllar, hekimler dahil herkes ileri yaşlara kadar yaşamayı bir kader olarak görüyordu. Doğanın değişmez kanunu: "İnsan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür..." Her konuda araştırma yapan bilim insanları, yaşlılık olgusunu tamamen fizyolojik yani normal kabul etmişler ve bunun değiştirilmesi için hiçbir araştırma yapılmasına gerek görmemişlerdi. Yaklaşık 15 yıl önce bunun aksini düşünen bilimadamlarının çabasıyla "anti-aging" kavramı, yani yaşlanmayı yavaşlatıcı, bir başka deyişle gençliği uzatan tıp olgusu, her geçen gün gelişerek hayatımıza girdi. İşte yaşlanmaya 'dur' diyen, uzun ömür sürerken sağlıklı kalmayı sağlayan antiaging, yaşamı ruhsal ve bedensel tam bir denge halinde sürdürebilmenin temel koşulları olan uykuyu, beslenmeyi, stres düzeyini, egzersiz alışkanlıklarını belirler, değerlendirir, değiştirir ve dengeler. Anti-Aging'in hedefleri neler? Dr. Moris Yaşa'ın 'espoir.com' sitesinden alınan bilgilere göre; anti-aging, tedaviden ziyade hastalanmamaya öncelik verir. Daha güçlü bir bağışıklık sistemini, daha dayanıklı kalp-damar ve solunum sistemlerini, daha üretken bir beyni ve daha dingin bir ruhu hedefler. Kendinize iyilik yapın kandaki insülin düzenin yüksekliği, yetişkin tip diyabetin, kalp damar hastalıkları riskinde artışın ve uzun vadede göz, kalp, beyin, böbrek sorunlarının habercisidir. kan yağlarını iyi yorumlamak çok önemlidir. Trigliserid / iyi huylu kolesterol oranı yüksekliği, kalp-damar hastalığına yakalanma riskini sigaradan da yüksek, total kolesterol değerinden de fazla etkilemektedir. Daha düşük trigliserid düzeyleri ve daha yüksek iyi huylu kolesterol değerleri yaşlılığı geciktirmenin önemli bir anahtarıdır. Bu oran 4'ün üzerindeyse normalden daha hızlı yaşlanıyorsunuz ve kısa sürede damar sorunlarıyla karşılaşacaksınız demektir. Unutkanlık, iktidarsızlık, kalp-damar hastalıkları, böbrek sorunları, görme ve işitme problemleri sizi bekliyor olabilir. Yüksek şeker, düşük iyi huylu kolesterol, yüksek kötü huylu kolesterol, ürik asidin kalıcı yükseklikleri, homosistein düzeyinin 15 mg'dan yüksek oluşu, DHEA düşüklüğü, fibrinojen ve CRP yükseklikleri, TSH yükselmesi, PSA düzeylerinin artış eğilim hızlı, yaşlanmanın erken belirtileridir. İnsanın 3 çeşit yaşı vardır biyolojik yaş, vücudumuzun içinde bulunduğu gerçek yaş, Psikolojik yaş, kendimizi varsaydığımız ya da hissettiğimiz yaş, Kronolojik yaş ise takvim yaşımızdır. biyolojik yaş ve kronolojik yaş farkı, yaşamı uzatma tedavilerine ne zaman başlanacağı ve ne yoğunlukta bir program uygulanacağını belirler. Uzun vadede böyle bir programdan yararlanabilmek için 40 yaşından önce başlamak uygundur. Kaynak : Bayposta.com |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:12 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.