Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Diğer Sağlık Haberleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/diger-saglik-haberleri/)
-   -   DİABET/ŞEKER HASTALIĞI 2 (http://www.hayatimdegisti.com/forum/diger-saglik-haberleri/556295-diabet-seker-hastaligi-2-a.html)

Bluesky24 22-04-2010 01:33 AM

DİABET/ŞEKER HASTALIĞI 2
 


Sayfa: 2/7

Diabet Tedavisinin Amaçları

Çok su içme, çok ve gece idrar yapma, halsizlik gibi günlük yaşamda rahatsızlık yaratan bulguların önlenmesi,



Diyabetik ketoasidoz ismi verilen diyabet komasının önlenmesi,



Şişmanlığa neden olmadan büyüme ve ergenlik gelişiminin sağlanması,



Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) ataklarının önlenmesi, sayısının ve şiddetinin azaltılması,



Okul ve spor gibi normal yaşam aktivitelerinin ve ruhsal iyilik halinin sürdürülmesi,



İş sahibi olunması ve evlenerek aile yaşamı kurulması,



Uzun dönemli diyabet komplikasyonlarının önlenmesi.

Diabetik Ketoasidoz Koması

Daha çok, insüline bağımlı diyabet hastalarında gelişir. Burada en önemli faktör insülin eksikliğidir. İnsülin eksikliğinde glikoz hücre



içine giremez ve enerji kaynağı olarak kullanılamaz. Vücuda gereken enerji yağlardan elde edilir ve keton cisimleri oluşur. Bunun sonucunda vücudumuzda



keton üretimi artar ve ketonlar zehir etkisi yaparlar. Hastanın bilinci bozulur ve tedavi edilmezse koma tablosu gelişir.

Keton birikimine bağlı kusma, bulantı, yorgunluk, karın ağrısı, zor ve hızlı nefes alma, nefeste aseton kokusu, bilinç bozukluklarıve



diyabet koması gibi bulgular görülür. Bu bulgular hemen hekime başvurmayı gerektirir.

Hipoglisemi (Düşük kan şekeri)

Düşük kan şekeri en uygun koşullarda bile beklenmedik bir anda karşımıza çıkabilmekte, hastaların yaşam kalitesini bozmakta, günlük yaşamı



olumsuz etkilemekte, hastanın motivasyonunu azaltmakta, çok seyrek bile olsa hastanın yaşamını tehdit edebilmektedir. Kan şekeri düşüklüğü, insülin,



sülfoniüreler, meglitinidler gibi dolaşımdaki insülin düzeylerini artıran tedavi biçimleriyle görülmektedir. İnsülinle oluşan hipoglisemiler daha sık görülmekle



beraber kısa süreli ve kolay tedavi edilebilir niteliktedir. Buna karşın ağızdan alınan ilaçlarla görülen hipoglisemiler daha uzun süreli ve tedaviye



dirençlidir. Bu nedenle ilaç hipoglisemilerinde hastaların hastanade izlenmesi gereklidir.

Diabetik hastalar için önemli bir problem olan hipoglisemi, yaşlı diabetiklerde daha büyük sorunlara yol açabilmektedir. Vücudun,



hipoglisemi ortaya çıktığında kendini savunma mekanizmaları vardır. Bunlar insülin karşıtı yaşam kurtarıcı rol oynarlar. Bu hormonlar sayesinde özellikle



genç hastalarda hipoglisemiden fazla korkmadan normale yakın kan şekeri değerleri hedeflenir ve bu insanlar diabetin uzun süreli komplikasyonlarından



korunabilirler. Hipoglisemi ortaya çıktığında insülin karşıtı etki yaparak şekeri yükselten hormonlar, adrenalin (epinefrin), glukagon, büyüme hormonu ve



glukokortikoidlerdir (kortizon). Bu yaşamsal savunma mekanizmaları özellikle yaşlı hastalarda bazı olumsuz etkilere yol açabilir.

İnsanlar yaşlandıkça önemli organları besleyen damarlarda, örneğin kalpteki koroner arterlerde veya beyin damarlarında ateroskleroz veya



damar sertliği denen daralma ve sertleşmeler meydana gelir. Diabetlilerde damar sertliği daha yaygın ve şiddetlidir. Bu nedenle yaşlandıkça kalp krizi, felç



gibi damarsal hastalıkların sıklığı artar. Diabetik insanlarda aynı yaştaki diabetli olmayan insanlara oranla bunların görülme sıklığı daha da fazladır.

Hipoglisemi meydana geldiğinde ilk oluşan savunma mekanizmalarından biri böbrek üstü bezinden adrenalin salgılanmasıdır.



Adrenalinin kan şekerini yükseltici etkisi yanında kan basıncını yükseltici, kalp hızını artırıcı ve bazı damarlarda daraltıcı etkisi vardır. Zaten



damarlarında daralma ve sertleşmeler olan yaşlı bir diabetlide bu etki, sınırda beslenmesi olan kalp veya beyinde iskemi denen beslenme bozukluğuna yol açıp,



miyokard infarktüsü veya felçlere sebep olabilir.

Bu nedenle yaşlı diabetliler tedavi edilirken hipoglisemiden gençlere oranla daha fazla korkulur. Yaşlıların tedavi hedefleri



belirlenirken hipoglisemilere yol açmamak için daha esnek davranılır. İnsülinle oluşan hipoglisemiler, ağızdan alınan ilaçlara oranla daha kısa süreli ve kolay



tedavi edilebilir nitelikte olduğu için yaşlı hastalarda hap yerine insülin tercih edilmelidir.

Düşük kan şekerinin nedeni nedir?

Kan şekerinin azalmasına en çok yol açan nedenler



şunlardır?

Çok fazla insulin veya şeker düşürücü ilaçlar almak



Yemekleri veya ara öğünleri yanlış zamanlarda yemek, kaçırmak veya bitirmemek



Her zamankinden daha fazla egzersiz yapmak



Alkol alınması



Kadınlarda mensturasyon (adet kanaması) başlaması



Yeni insulin şişesinin kullanılması



İnsülin enjeksiyon yerinin değiştirilmesi



Sindirim güçlüğü ve mide boşalmasının gecikmesi

Düşük kan şekerinin belirtileri:

Sinirlilik



Titreme



Yorgunluk



Terleme



Açlık hissi



Baş ağrısı



Bulanık görme



Çarpıntı hissi



Dikkat dağılması

Düşük kan şekeri nasıl tedavi edilir?

Kan şekerinizin aşırı düştüğünden şüphe ediryorsanız, kan şekerinizi ölçün. Bulduğunuz değer 70 mg/dlden (veya doktorunuzun sizing için



belirlemiş olduğu değerden) daha düşükse, kan şekeri düzeyini yükseltmek için hemen şekerli bir şeyler yemeniz gerekir.



Şeker, kandaki şeker düzeyinizi diğer besinlere kıyasla daha çabuk yükseltir.



Eğer kan şekeri düzeyinizin düşmüş olabileceğinden şüphe ediyor, ancak ölçüm yapamıyorsanız şeker içeren birşeyler yiyin. Şüpheli bir



durumda kan şekerini çok düşük düzeylerde bırakmaktansa, biraz fazla şekerli besin yemek daha güvenlidir.

Bazı şekerli besinler:

Küçük kesme şeker ( 2-3 adet suda eritilmiş)



Toz şeker ( 2 tatlı kaşığı suda eritilmiş)



Meyve suyu ( 1 çay bardağı)



Kuru üzüm



Kurabiye

Sık sık hipoglisemi meydan geliyorsa ve yukarıdaki önlemlere rağmen kan şekeri düzeyiniz yükselmiyorsa, doktorunuza, hemşirenize



veya diabet eğiticinize haber verin.

Uzun dönemli diyabet komplikasyonlarının önlenmesi

Kan şeker düzeylerinin normal sınırlara yakın tutulması, söz konusu komplikasyonların zararlı etkilerini azaltabilir ve önleyebilir.



Sigara içmemek, tansiyonu ve kan yağlarını normal değerlerde tutmak, belirli bir egzersiz programının uygulanması ve doğru beslenme planı riski azaltan güçlü



önlemlerdir.

Diabet ve Komplikasyonları

Diabetik Nöropati

Diabetik nöropati, diabet komplikasyonları içinde en sık rastlanan komplikasyonlardan biridir.



Hastanın yaşı ve diabetin süresi ile yakın ilişkisi gözlenmiştir. Kan şekeri yüksek olduğunda sinir hücreleri şişer. Şişen sinir



hücreleri zamanla vücuttaki organlara sinyaller taşımak gibi temel görevlerini yerine getiremez olurlar.

Nöropati görünüm itibariyle şeker hastalığının ilk tanısındaki metabolik düzensizlik döneminde vücutta dolaşan ağrı, batma, uyuşma,



yanma hissiyle ortaya çıkıp, regülasyonun temini ile kaybolan geçici nöropati tipi yanında, sessiz, sinsi başlayan, giderek ağırlaşan ağrı, yanma, iğnelenme,



keçelenme ve batma hissiyle tedaviye (regülasyon) rağmen çözümlenemeyen, çok değişik araz ve klinik tablolarla seyredip her çeşit nöropatiyi taklit eden



kalıcı tip olarak iki değişik şekilde gözlenmektedir.

Nöropatiye ait belirtiler hem çevre sinirlerinde, hem de otonom sinir sisteminde ortaya çıkabilir: En önemli özelliği de diabetik



nöropatiye özgü belirti ya da belirti kompleksine rastlanmamasıdır.

Sadece beyin-omurilik sıvısında protein artması yegane spesifik bulgusudur. Diabetik ayak ampütasyonlarının nedenlerinden % 60 oranında



sorumludur. Diabetik nöropati sinir sistemini tek taraflı veya kombine şekilde alakadar eder.

Başlangıçta sessiz ve belirtisizdir. Genellikle diabet süresi ve ayarıyla paralel giden bir artışla ortaya çıkar. Ortaya çıkış belirtileri genellikle



diabetin damarsal komplikasyonlarının belirtilerini de içerdiği için klinik olarak hastalarda bu bulguları, tanıda ayırmak zorlaşabilir. Bu yönden



hastaların tip 1 veya tip 2 oluşuna göre ayrım yapmak gerekir.

Nöropatiden korunmada genel ilke metabolik kontrolün Tablodaki gibi düzenli olması ilk ve önemli ön şarttır.

Burada kan şekeri ve HbA1cnin ideal normal sınırlar içinde tutulması bütün güçlüklere rağmen şarttır.

Küçük damar arızalarını (Hipoksiyi) önlemek için sigaradan kaçınmak ve hipertansiyonun önlenmesi gerekmektedir.

İnsülin direncinin doğurduğu kandaki yüksek insülin seviyesinden (hiperinsülinemiden) uzak durulmalıdır.

Diabetik Nöropati Tedavisi

Tedavinin 1. Şartı diabetin ayarlanması, 2. Şartı ise diabetik nöropatiye neden olan patolojik mekanizmaların önlenmesidir.

Ayrıca, diabetik nöropatinin en mühim bulgusu olan ağrı ile mücadele ve bu sahada basit analjezikler, antidepresanlar, antikomvülzif ilaçları lokal



anestezikler bu grupta kullanılan ilaçlar olarak söylenebilir.

Sonuç olarak, diabetik nöropati şeker hastalrının % 90ında ortaya çıkan ve hastayı çok uğraştıran bir komplikasyon olduğu için ne kadar erken tanı konursa



hastaya yöneltilecek tedaviden o derece fayda sağlanmış olur.

Nöropatiye bağlı olarak gelişen fonksiyon bozuklukları:

Diabet ve Seksüel İşlev Bozukluğu



Karpal Tünel Sendromu



Nöropati ve ayaklarımız



Diabet ve ağrı


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:29 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.