Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Sağlığın Gaspı, Hastalık İcadı, Hastasını Arayan İlaçlar!
Sağlığın Gaspı, Hastalık İcadı, Hastasını Arayan İlaçlar!
Cumartesi, 09 Şubat 2008
Hastasını arayan ilaçlar Bilmem farkında mısınız bir teknik disiplin olarak tanımladığımız ve temel amacının, acıları dindirmek ve hastalıkları iyileştirmek olduğunu söylediğimiz tıp ve tıbbi bilimler artık yaşamımızın her anını belirleyen, yönlendiren bir olgu haline geldi. Hastalıklara ilaç değil, ilaçlara hastalık arar olduk… Bültenin bu sayısında Hacettepe üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji, Tıp Etiği ve Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Nüket öRNEK BüKENim Medimagazinde yayınlanan yazısını okuyacaksınz.
Muhalif söylemin en radikal yazarlarından olan Ivan Illich eğitim, politika, tıp gibi insan hayatının en önemli alanlarının kurumlaştığını, eskiden insanların daha dolaysız olarak karşıladıkları temel gereksinimlerin, çağdaş toplumda bilimsel olarak üretilmiş hizmetlerin tüketilmesine indirgendiğini, böylece bireysel özelliklerin ve yaratıcılıkların yok edildiğini söyler. Ivan Illich Sağlığın Gaspı adlı kitabında; tıp kurumunun denetlenemeyen bir otorite olarak, neyin hastalık olduğunu, kimin hasta olduğunu ve hastalara ne yapmak gerektiğini belirlediğinde sağlığımız için büyük bir tehdit oluşturduğunu; bedenlerimiz üzerindeki hakkımıza tecavüz ettiğini; ilaç tüketimini teşvik ederek toplumun hastalıklı yapısını güçlendirdiğini; sağlığa bir mühendislik modeli olarak yaklaştığı için insanların kendi insani zaafları, incinebilirlikleri ve biriciklikleriyle, kişisel ve özerk bir biçimde baş etme potansiyellerini yok ettiğini anlatır...Böylece yaşam boyu tıbbi gözetim, yaşamı, her biri özel bir tür vasilikgerektiren riskli dönemlerden oluşan bir zincire dönüştürmektedir. Hem zengin hem de yoksul için yaşam, chech-uplardan ve kliniklerden geçip, başladığı yere geri dönen bir hac yolculuğu gibidir. Yaşam, daha iyi ya da daha kötü olması için kurumsal olarak planlanması ve biçimlendirilmesi gereken bir aralık olarak algılanmakta, adeta istatistiksel bir fenomene indirgenmektedir. Bu yaşam aralığı hekimin fetusun (cenin) doğup doğmayacağına ya da nasıl ve ne zaman doğacağına karar verdiği prenatal (doğum öncesi) işlemlerle başlar ve hastaya canlandırma uygulamayınız (DNR order) komutuyla son bulur. Artık insanlar, yaşamlarının her döneminde o yaşa özgü birer özürlü haline geldiler. özellikle yaşlılar yaşlanmaya karşı yürütülen işlemlerin (anti-aging) kurbanları haline getirildiler. Yaşlanmanın geri dönüşsüz, tüm sistemleri etkileyen ve kaçınılmaz fizyolojik bir süreç olduğu öğretilmişti bizlere. Yaşlanma, Baconun 17. yyda erime, çürüme sözleriyle dile getirdiği ve Batı toplumlarında bugün hâlâ algılandığı şekliyle bir hastalık, kurtulunulması gereken bir illet midir? Yoksa normal, dinamik, fizyolojik bir geriye doğru gelişme süreci, yaşamın doğal süreçlerinden birisi midir?Eskiden yaramaz olan çocuklar şimdi tedavisi gereken hiperaktifler, içedönük olan ergenler tedavisi gereken depresyon hastaları oldular. Kadınların normal yaşam döngüsündeki fizyolojik birçok süreç, izlem ve tedaviyi gerektiren patolojik süreçler (gebelik, premens dönem, menopoz) olarak değerlendirilmeye başlandı. Toplumumuzun kimi önemli hastalıklardan kurtulması bir yana her geçen gün bir yenisiyle tanışması ve hastalık icadı diye adlandırılabilecek bir sosyoekonomik fenomenle yüz yüze kalması düşündürücüdür. Asıl sorun tek başına tıbbın kendisinden kaynaklanmamakta, toplumsal ve ekonomik bir kaynaktan da beslenmektedir. Söz konusu sorun emperyalist küreselleşmenin etkisiyle toplumların tümünde yaygınlaşmakta, bu ise küresel bir sağlık krizini derinleştirmektedir. Hastalık icadının başlıca sorumlusu ve en önemli dinamiği küresel pazar ekonomisi içerisinde büyük kârlar elde eden ilaç şirketleridir. Bu şirketler kâr elde ederken korkuya yaslanmakta, korkutarak para kazanmaktadırlar. Hastalıklara karşı hassaslaştırma kampanyaları ile sözde kişilere bilinç kazandırma oyununu sahnelemektedirler. Gerçekte asıl amaç yeni ilaçlar için pazar genişletmek, insanları hasta olduklarına ya da olacaklarına inandırarak para kazanmaktır. İlaç şirketleri aslında ilaçların değil, hastalıkların sponsorluğunu yürütmekte, kendi kendine iyileşme, doğanın iyileştirici gücü… gibi olasılıklar yok sayılmaktadır. Böylece gündelik yaşamın tıplaştırılması gerçekleşmektedir.Günümüzün en kârlı sanayilerinden birisi olan ilaç sanayi ve ilaç tekelleri kârlarını korumak ve arttırmak için yeni stratejiler geliştirmeye devam etmektedirler. Bu stratejilerin neler olduğunu bilmek ve bunlara karşı farkındalık, duyarlılık geliştirmek hekimler açısından oldukça önemlidir. İlaç tekelleri birçok tıp kongresi ve eğitim toplantılarının doğrudan sponsoru olarak bu süreçlerin ideolojik şekillenmelerini sağlamaktadır. Dolayısıyla hekimler farkında olarak ya da olmadan endüstrinin otoriter temsilcileri - ticari ajanları konumuna gelmektedirler. Hekimlerin buradaki konumu aslında amaca araç olma konumudur. Dolayısıyla bu stratejileri bilmek önlemler geliştirmenin ilk basamağıdır.Doç. Dr. Nüket öRNEK BüKENHacettepe üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji, Tıp Etiği ve Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi19. 11. 2007http://www.medimagazin.com.tr
Cumartesi, 09 Şubat 2008 ) Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |