Bahar yorgunluğu nedir? Belirtileri nelerdir?
Bahar yorgunluğu,
hemen herkesin mevsim dönüşlerinde hissedebildiği bir takım ruhsal ve bedensel
belirtilere verilen genel isim olarak ele alınıyor.
Havaların
ısınmasıyla birlikte birçoğumuz için yataktan kalkmak çok daha zor bir hal
alırken gündelik işleri yaparken daha isteksiz olabiliyoruz. Bu durumu
genellikle değişen hava koşullarına bağlasak da, uzun süren yorgunlukların
ciddiye alınması, altta yatan başka bir sorunun da geçiştirilmesini engellemiş
oluyor.
Bazı dönemlerde yeterli besin alınmaması, vitamin ve
minerallerin eksik kalması, tiroit bezinin çalışma düzensizlikleri, tansiyon -
kalp - enfeksiyon hastalıkları, sigaranın fazla kullanılması yorgunluk
belirtilerini artıran unsurlar olarak sıralanıyor.
Bahar aylarında
yorgunluk neden artıyor?
Bahar aylarında havadaki elektrik yükü
artıyor. Pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu
ya da olumsuz etkiler yaratıyor.
Pozitif iyonlar insanı daha zinde
hissettirirken, negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz
hissetmesine ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili oluyor. Ayrıca
bahar aylarında, aslında vücudumuz daha aktif olmamızı sağlayacak hormonlar
salgılanmasına karşın eğer ortada vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu varsa,
vücut buna aynı uyumu gösteremiyor ve yorgunluk hissi artıyor.
Ayrıca bu
aylarda neşeli ve enerjik olunmasının da temel nedenlerinden biri yine
hormonlar. Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı
hormonlar ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla
salgılanıyor.
Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise depresyondan
çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek hormonlar salgılanıyor.
Ancak kişinin ruhsal yapısı da bu durumdan ne kadar etkileneceğinde
belirleyici oluyor. Örneğin eğer kişi depresif bir yapıya sahipse herkesin
neşelendiği bir ortamda kendini daha depresif hissedebiliyor.
Yorgunluktan korunmak için neler yapılabilir?
Yorgunluğu
gidermek için vitamin ve besin destek ürünlerinin alımı büyük önem taşıyor.
Mümkün olduğu kadar sadece bahar aylarında değil, kış aylarında da eksik olan
vitaminlerin alınması bahar yorgunluğunu fazla hissetmeden o dönemin
geçirilmesini sağlar. Özellikle B ve C vitaminleri, potasyum ve çinko içeren
besinler önemlidir. Yeterli düzeyde karbonhidrat alımı yorgunluktan korunmada
önemlidir. Vücut enerjisinin yüzde 50-60'ı karbonhidratlardan sağlanmaktadır.
Rafine edilmemiş karbonhidratların tüketimine ağırlık vermeliyiz. Bunlar
taze meyve ve sebzelerde, tam buğday ekmeği ve tahıllarda bulunan
karbonhidratlardır. Protein, dokularımızın temel taşı olduğundan diyetimizde
yeterli düzeyde proteine yer verilmeli.
Mevsim meyve ve sebzeleri de daha
az kimyasal maddeye maruz kaldığı için daha sağlıklıdırlar. Bu nedenle sebze ve
meyvelerin mevsiminde tüketilmesi önem taşıyor.
Enerjimizi doğru
kullanmanın da yorgunluk giderilmesinde faydası var
mıdır?
Yorgunlukla baş edebilmek için öncelikle enerjinin doğru
kullanılmasının öğrenilmesi gereklidir. Çalışma ve dinlenme periyotlarımızı
ayarlamalıyız. Kısa ve sık dinlenme aralıkları yorgunluğun ortaya çıkmasını
önleyebilir.
Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas
ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin
olmalıyız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres
yaratır.
Vücudun susuz kalması yorgunluğu artırır
mı?
Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalmasının dahi metabolizmayı
yavaşlattığını hatırlatan Dr. Yaprak Ataker, günde en az 8-10 bardak su içilmesi
ve kahve ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekiyor.
Düzenli
egzersiz olarak neler yapılabilir?
Düzenli egzersiz ile metabolizma
hızlanır ve dinlenmiş duruma göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar
sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen
taşınımını sağlar. Özellikle aerobik tipte olan yürüyüş, koşu,
, yüzme,
dans gibi egzersizler tercih edilmelidir.
Sürekli yorgunluk hissi ne
gibi hastalıkların belirtisi olabilir?
Yorgunluk, vücudumuzun
fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap
olarak tanımlanıyor. Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı
hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle yorgunluk
uzun sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekiyor.
Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler,
yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji,
uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması
gereken sorunlar arasında geliyor.
Ne zaman doktora başvurmak
gerekir?
Yorgunluk uzuyor ve kişinin gündelik işlevlerini bozuyorsa,
ya da okul veya işyerindeki performansını engelliyorsa artık onu bahar
yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekiyor.
Elbette bu durumun ortaya
çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü var. Ama bahar yorgunluğu diye
geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı psikiyatrik durumlar da var.
Sadece psikiyatrik değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka
durumları da unutmamak gerekli.
Uzun süren yorgunluklarda, en başta
depresyon, daha sonra, kaygı bozuklukları, demans, eşzamanlı alkol ve/veya madde
kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, hatta şizofreninin
bile tanılar arasında düşünülüp dışlanması gerekiyor.
Bir de, toplumda
daha az bilinen, esas olarak fonksiyonel bedensel belirtilerle giden, eskiden
nevrasteni tanısı altında ele alınan bazı rahatsızlıklar var. Bunların başında
da fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu geliyor.
realage
Helvetica,sans-serif;">