Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| TEYZEMİN OĞLU İLE BİRLİKTEYİM EVLENMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ.ÇOCUK KO
Soru:
Teyzemin oğlu ile birlikteyim evlenmeyi düşünüyoruz.çocuk konusunda sıkıntılarımız var benim kan gurubum A rh(-)NEGAİF onun 0 rh(+)POZİTİF kan uyuşmazlığı var ayrıca gebe kalmadan önce ne gibi yollara başvurmamız gerek genetik testi yamamız gerek yapsakta yine bebeğin sakat olma riski varmı fiziksel veya beyinde varsa erken öğrenme şansımız varmı.ayrıca belimde eğri vardı (skolyoz)-30 dan 8 dereceye kadar indi- normal doğum yapma ihtimalimde tekrar omurganın kayma ihtimali yüksekmi şimdiden teşekkür ederim iyi çalışmalar.
12.04.2008
Cevap:
"Kan uyuşmazlığı" genel kanının aksine, karı koca arasında değil, gebelik döneminde anne ile karnındaki bebeği arasında söz konusu olabilen normal dışı bir durumdur. Hangi kan grupları arasında ve nasıl bir uyuşmazlık olduğunu anlatmadan önce kan gruplarını tanımlamak gerekir. Kanımızda oksijen taşımakla görevli kırmızı kan hücrelerinde bulunan proteinler esas alındığında klasik olarak dört ana kan grubu tanımlanır: "A", "B", "AB" ve "O" grubu .. Bir de "Rh" söz konusudur. Birey, "D" proteinine sahipse Rh pozitif (+), değilse Rh negatif (-) olarak ifade edilir. Rh (-) kişilerin vücudunda D proteini hiç yoktur ve bağışıklık sistemi için tamamen yabancı bir maddedir.
Normal koşullarda hamilelik döneminde anne ve bebeğin kanları birbirine karışmadan plasenta (eş) aracılığıyla oksijen, karbondioksit ve besi öğelerinin karşılıklı alışverişi gerçekleştirilir. Anne Rh (-), bebek Rh (+) ise ilk gebelikte herhangi bir sorun olmaz. Bebek doğarken zedelenen damarlardan bir miktar bebek kanı, Rh (-) annenin kanına karışabilir. Böylece annenin bağışıklık sistemi tamamen yabancısı olduğu bir proteinle, "D" proteini ile tanışır ve ona karşı tepki geliştirir. O maddeyi tanımadığı için yok etmek ister. Beyaz kan hücrelerinin D proteinini yok etmek üzere ürettiği -o maddeye özgü- sıvısal maddeleri (antikorlar) kullanarak hedefine ulaşır. Annenin kanında bir tane bile bebek kan hücresi kalmaz, tümü yok edilir. Bu savaş sona erdiğinde geriye "anti-D antikorları" adı verilen sıvısal maddeler ve bunları gereksinim duyulduğunda her an yeniden üretebilecek akıllı beyaz kan hücreleri kalır. İkinci gebelikte çocuk eğer yine Rh (+) kana sahipse annenin kanında hazır bulunan bu sıvısal maddeler (antikorlar) kolayca plasenta (eş) engelini aşarak anne karnındaki bebeğin kanına karışırlar. Bebek kırmızı kan hücreleri yok edilmeye başlanır. Çocuğun kemik iliği, karaciğer ve dalağı yok edilen kırmızı kan hücrelerinin yenilerini üretir ve eksilen kanı yerine koyar. Bu aşırı kırmızı kan hücresi yıkımı ve yapımı sürecinde "bilirubin" adı verilen ve fazlası zararlı olan bir madde açığa çıkar, bebekten anneye geçer, annenin karaciğeri tarafından yok edilir. Bebeğin karaciğeri henüz bu maddenin tümünü zehirsizleştirebilecek kadar gelişmemiştir. Eğer üretilen kırmızı kan hücresi miktarı yok edilenden az olursa sonuçta bebek ağır bir kansızlığa maruz kalır, hatta ölebilir. Eğer arada bir denge varsa bebek bir ölçüde kansızlıkla doğar veya sağlıklı olarak dünyaya gelir. Sorun asıl o zaman belirginleşir. Çünkü kan hücreleri hala parçalanmakta, yenileri yapılırken gereken maddeler anneden temin edilememekte, çocuk kendi depolarını kullanmaktadır. Üstelik açığa çıkan sarı boyar madde niteliğindeki "bilirubin" bebeğin karaciğeri tarafından yeterince vücuttan uzaklaştırılamamaktadır. Kanda belli bir düzeyi aşan "bilirubin" göz aklarına, cilde ve sonunda asıl zararını gösterdiği beyin ve sinir sistemine yerleşerek yaşamı tehdit etmektedir. Yenidoğan sarılığının ağır şekillerinde, tedavi edilmeyen çocuklarda adalelerin sertleşmesi, zeka geriliği gibi kimi geri dönüşümsüz sinir sistemi bozuklukları meydana gelmektedir.
Yenidoğan sarılığı olan bebeklerde sarı boyar madde "bilirubin"i vücuttan daha kolay uzaklaştırmak için belli bir dalga boyundaki ultra viyole (kızıl berisi) ışınları kullanılmaktadır. Bebeklerin uygun sıcaklık ortamı sağlayan küvöz ya da yataklarda ultra viyole ışığıyla tedavisine "fototerapi" denir. Yeterli olmadığında bebeğim göbek kordonundan takılan bir sistemle, uygun bir Rh (-) kanla "kan değişimi" işlemi gerçekleştirilerek yaşamsal tehlike atlatılır. Geç kalınan durumlarda araz kalması olasıdır. Körlük, şaşılık, sağırlık, felç gibi ..
Mademki kan uyuşmazlığı ve sonuçları bu kadar ağır olabiliyor, o halde Rh (-) anneler için koruyucu bazı önlemler alınması gereklidir. Bir anne adayı eğer Rh (-) kana sahipse, ilk doğum, kürtaj ya da düşüğünden hemen sonra, bebeğinden kendisine o anda geçmiş olabilecek Rh (+) bebek kan hücrelerine karşı annenin bağışıklık sisteminde tepki oluşmadan önce girişimde bulunulmalıdır. Bunun için özel olarak hazırlanmış bir serum vardır: "Anti-D İmmun Globulin". Bu madde doğumdan (ya da düşük veya kürtajdan) hemen sonra anneye kaba etten iğne şeklinde yapılmalıdır. "Anti-D İmmun Globulin" kana karışır, bebekten geçmiş olan Rh (+) kan hücrelerini derhal yok eder. Annenin bağışıklık sistemi ne olduğu anlamadan işlem tamalanır. Bir süre sonra "Anti-D İmmun Globulin" doğal ömrünü tamamlar ve kanda yok olur. Oysa anne kendisi "antikor" geliştirmiş olsaydı bu sıvısal madde uzun süre kanda kalacak, gerekirse onu yeniden üretebilme yeteneği olan beyaz kan hücreleri tarafından eksikliği tamamlanacaktı. Pasif olarak verilmiş olan "Anti-D" için eksikliğin tamamlanması diye bir konu söz konusu değildir. Zamanla yok olan "Anti-D İmmun Globulin" bu sayede annenin sonraki hamileliklerinde çocuk için bir sorun oluşturamaz. Yalnız unutulmaması gereken bir konu bu immun globulinin herbir gebeliğin son bulumunda yeniden uygulanmasının gerekliliğidir. Kan uyuşmazlığı genel olarak ilk bebekte sorun oluşturmaz. Sonraki Rh (-) çocuk için zaten bir problem yoktur.
Rh uygunsuzluğu kadar ağır seyretmese de "kan grupları" arasında da uygunsuzluk söz konusu olabilir. Genellikle annenin "O" bebğin "A", "B" veya "AB" olduğu durumlarda meydana gelir. Farklı mekanizmalarla ama aynı aynı prensiplere dayanan süreçler yaşanır. Fakat daha seyrek olarak yaşamı tehdit eden boyutlara ulaşır.
Sonuç olarak Rh (-) olan annelerin Rh (+) doğabilecek çocukları için önceden hazırlıklı olunmalıdır. Eğer anne ve baba her ikisi de Rh (-) iseler genetik kurallarına göre Rh (+) bebekleri olamaz. Eğer anne Rh (-), bab Rh (+) ise çocuk Rh (-) de olabilir, Rh (+) de. Bu genel bilgi de göz önünde bulundurulmalı, doğum sonrası bebek kan grubu tayin edilmelidir. Anne Rh (-), bebek de Rh (-) ise uygunsuzluk yoktur, anneye anti-D immun globulin yapmak gerekmez. Annenin Rh (+) olduğu durumlarda çocuğun Rh'ı ne olursa olsun Rh uygunsuzluğu olmaz. Eğer anne ve baba her ikisi de "O" grubu kana sahiplerse çocukları mutlaka "O" grubu olur. Bu durumda anne ve bebek arasında grup uygunsuzluğu olamayacağı açıktır. Anne "O", baba "A" ise çocuk "O" veya "A"; anne "O", baba "B" ise çocuk "O" veya "B"; anne "O" baba "AB" ise çocuk "A" veya "B" olur ama "O" veya "AB" olamaz. Annenin "A" ya da "B" olduğu, çocuğun "B" ya da "A" olduğu durumlarda uyuşmazlık nadirdir, hafif seyreder. Ayrıca bazı alt kan grubu uygunsuzluklarında, hatta hiçbir uygunsuzluğun olmadığı kimi sıra dışı durumlarda kan uyuşmazlığıyla benzer klinik tablolar görülebilir, yenidoğan sarılığı meydana gelebilir.
Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için gebelikte sağlıklı ve düzenli izlem ön koşuldur. Anne baba adayları, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı arasında işbirliği bu sürecin temelini oluşturmaktadır. Uygun bir gebelik yönetimi ve doğuma uzman gözetiminde hazırlık, kan uyuşmazlığı gibi yaşamsal bir sorunun bile kolaylıkla halledilmesini sağlayacaktır.
Omurganızdaki eğrilik ise,
Omurganın üç boyutlu eğimidir. Normal omurga önden veya arkadan bakıldığında düzdür. Yine normal olarak yanlardan bakıldığında omurga göğüs bölgesinde, arkaya “kifoz†bel bölgesinde öne “lordoz†doğru eğilimlidir. Skolyozda yukarıdan aşağıya bakıldığında tüm vertebralar sırt veya bel bölgesinde bir yöne doğru eğilmişlerdir. Omurganın merkezinde üstten aşağıya bakıldığında omurgaların bir kısmı bükülmüşlerdir. Bu da “genelde sağ†kaburgaların çıkıntılı olması sonucunu doğurur. Skolyoz ailenin birden fazla üyesinde aynı vaya farklı kuşaklarda ortaya çıkabilir. “skolyoz, çocuğun veya ailesinin yaptığı veya yapamadığı bir şey nedeni ile gelişemezâ€. ötü vücut postürü veya ağır çanta taşımak skolyoza neden olmaz. Skolyoz genelde buluğ çağında ortaya çıkan bir omurga deformitesidir.
Skolyozun en çok görülen bulgularından birisi sağ tarafta belirginleşen kürek kemiği çıkıntısıdır. Bir omuz diğerinden daha yüksek olabilir ve çocuk bir tarafa eğilmeye eğilimdir. Kalça kemikleri simetrik olmayabilir ve biri diğerinden daha yüksekmiş gibi görünür. Skolyozu bozuk duruş ile karıştırmamak gerekir. Sıklıkla skolyozun ilk belirtilerinden biri daha önce giyilebilen giysilerin vücuda tam oturmamasıdır. Bu kızlarda eteğin veya giysinin çizgilerin asimetrik olması ile belirginleşir. En çarpcı bulgulardan birisi skolyozlu bir çocuğun öne eğilmesi ile ortaya çıkan kaburga çıkıntısının ortaya çıkmasıdır.
Skolyoz araştırma topluluğuna göre her 10 buluğ çağındaki insandan 1 tanesi, hehangi bir derecede skloyoza sahiptir. Bunun anlamı sadece ABD ‘de 1 milyon skolyozlu çocuk var demektir. Bu çocukların aşağı yukarı dörtte biri (veya %2-%3) tıbbi tedaviye ihtiyaç duyar. Bu tedavi çocuğun yaşı, eğikliğin derecesine göre korse ve egzersizlerle takipten ameliyat olma yoluna gider. Bazı skolyoz vakalarında eğikliğin derecesi o kadar hafif olabilir ki, tedavi hiç bir zaman gerekli olmayabilir. Hafif skolyozun erkeklerdeki sıklığı neredeyse kızlardaki kadardır. Ancak ciddi eğriklikler kızlarda erkeklerdekinden 5-8 kat daha fazladır. Tüm dünyada yürütülen çalışmalar oluşumunda gerçekten ırksal veya etnik durumdan bir fark olmadığı ortaya konmuştur.
Şu anda ne skolyoz başlangıcını önleyecek ne de skolyozu cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilebilecek bir yöntem mevcut değil. Skolyoz tespit edilebildiğinde doktor hastayı değerlendirme ve tedavi için ortopedik spinal cerrah göndermelidir. Böylelikle hasta ayakta çekilen omurga röntgeni ve periodik kontrol muayeneleri şeklinde takibe alınır. Eğer skolyoz erken teşhis edilirse büyük eğilimler bile Breyslerle önelenebilir. Ciddi eğilimler cerrahi gerektirebilir.
Yetişkinde, skolyoz hafif ise bu durum değişemeden kalabilir veya yıllar içinde çok yavaş ilerleyerek ciddi problemlere yol açmaz. Buna rağmen bazı kişilerde belirgin değişiklikler oluşabilir. Çok ciddi vakalarda solunumda bir problem olabilir. Eğimin büyüklüğü artarak ağrı yapabilir. Ve fonksiyonları engelleyebilir. Osteoporoz (kemiklerin zayıflaması) ilerleyen yaşla beraber hafif bir eğimin belirginleşmesine yol açabilir. Skolyozlu hastalarda osteoporozun tedavi edilmesi özellikle önemlidir. Yetişkinlerdeki skolyoz bluğ çağında tdavi edilmemiş bir eğimin devamı olacağı gibi, yaşla beraber gelişen dejenerasyon sonucunda olabilir.
Skolyozun pek çok nedeni vardır. Hastaların %80-85 inde idiopatik tip skolyoz mevcuttur. Idiopatik kelimesinin anlamı belirli bilinen bir nedeni olmayışıdır. İdiopatik skolyoz sıklıkla aileseldir. Ve genetik faktörlere bağlı gibi gözükmektedir. Asıl anlamadığımız, eğimin gelişmesini tetikleyen faktörlerdir. Diğer bir deyişle neden bazı eğimler hızla ilerler de bazıları yavaş ilerler. Skolyoz tam anlamıyla sağlıklı çocuklarda gelişebileceği gibi beyin felçli, kas hastalıklı, çocuk felçli, çocuklarda da oluşabilir. Doğumsal omurga anormallikleri ve bağ dokusu hastalıkları da sebepler arasındadır. Skolyozun nedenini erken teşhis, uygun tedaviye yardımcı olabilir.
Buluğ çağında skolyoz ağrı yapmaz ve tespit edilmesi zordur. Skolyozun fark edilmesinden bir kaç yıl önce başlamış olabilir. Skolyozun tespitindeki en kolay yollardan biri öne eğilme muayenesidir. Çocuğun omurgasını büyüme tamamlanıncaya kadar düzenli olarak kontrol etmelidir çünkü skolyoz buluğ çağ içindeki hehangi bir zaman diliminde ortaya çıkabilir.
Bu tavsiyeler, genel bilgilerdir. Fakat unutmayınız ki, özel rahatsızlığınız için en iyi tavsiye, şikayetlerinizi dinleyen ve sizi muayene eden doktorunuzun tavsiyesidir.
12.04.2008 Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |