Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| özel egitim.. özel egitim.. özel Egitim
özel Egitim ve Farkli Gelisenler
Otizm
Farkli Gelisenlerin özel Egitimi
Farkli Gelisenlerde Dil Egitimi özel Egitim ve Farkli Gelisenler
Kisiler arasinda çok çesitli bireysel farkliliklar vardir. Fiziksel yapisindan, yapabildikleri ve gelisimi açisindan söz konusu bu ayricaliklara, çevresel ve kültürel etmeleri de ekleyecek olursak , her bireyin kendine has bir varlik oldugunu görürüz. Tabi ki bu ayricaliklarin hepsi ögrenim ve egitim açisindan ayni oranda önemli degildir. Bizim egitim sistemimize göre milli egitimin egitim ögretim imkanlarindan yararlanabilen çocuklar normal olarak kabul edilirse, bedensel, zihinsel, görme, isitsel bazi davranis bozukluklari gösteren ve egitim sisteminden yararlanamayanlar ise farkli gelisen ayricalikli çocuklardir.
SINIFLANDIRMA
1 - BEDEN GELISIMI VE öZELLIKLERI AçISINDAN FARKLILIK GöSTERENLER
Görme özürlüler, isitme özürlüler, halk arasinda yaygin olarak spastik diye adlandirilan beyin felci olanlar, sara gibi öncelikle beyin ve sinir sistemi ile iliskili olan özürler.
Dogustan ya da sonradan sonradan edinilmis iskelet yapisi hastalik ve sakatliklari olan topallik, çolaklik, kanburluk, kemik veremi ve benzerleri bu alt kümeye girer.
Uzun süreli bakim ve tedaviyi gerektiren hastaliklari olanlar. Kalp ve dolasim bozuklugu olanlar, verem gibi solunum hastaliklari, diabetikler bunlara örnektir.
çesitli konusma bozukluklari
2 - ZIHINSEL GELISIMLERI AçISINDAN AYRICALIK GöSTERENLER
Zeka geriligi olanlar
üstün zekali, dahi olanlar
Zeka bölümleri normalin üstünde olan müzik, resim, fen bilimleri, matematik gibi bir ögrenim alaninda üstün özel yetenekli olanlar.
3 - DAVRANIS VE UYUM AçISINDAN AYRICALIK GöSTERENLER
Korunmaya muhtaç olanlar ve sokak çocuklari
Suça yönelmis veya suçlu durumuna girmis olanlar
Hareketli ya da davranissal bozukluklari olanlar
4 - öGRENME AçISINDAN AYRICALIK GöSTERENLER
Okuma, yazma, hesaplama gibi temel ögrenim dallarinin birinde, çesitli nedenler yüzünden ögrenme zorlugu olanlardir.
5 - BIRDEN FAZLA AYRICALIGI OLAN çOCUKLAR
Bu grupta kisi hem sagir, hem kör olabilir. Hem zihinsel geriligi, hem hiperaktivitesi olabilir Otizm
Otistik çocuklarin ayri bir grup olarak siniflandirilmasi ilk kez 1943 yilinda, Amerikali bir çocuk psikiyatristi olan Leo Kanner tarafindan yapilmistir. Otizm kelimesi Yunanca kendi anlamina gelen autos kelimesinden gelmektedir. Kanner bu ismi, otistik çocuklarin kendi içlerine kapanik görünmesi ve diger insanlara ilgi göstermemeleri, onlarla iliski kuramamalari nedeni ile kullanmistir.
GENEL BILGILER
Otizm, genellikle yasamin ilk üç yili içinde ortaya çikan ve yasam boyu devam eden bir özürlülük durumudur. Otizmin, beyin yapi ve fonksiyonlarindaki bozukluklarla birlikte olduguna dair güçlü bulgular mevcuttur. Otistik kisilerde iletisim ve sosyal etkilesim siddetli bozukluk gösterir. Gelismede bir uyumsuzluk vardir, öyle ki, müzik veya matematik gibi sinirli alanlarda yetenekli olabilirken, diger yandan günlük yasamla ilgili basit becerilerde eksiklikler mevcuttur.
Birçok otistikse zeka özürü veya epilepsi gibi diger bozukluklar vardir. Bazi bebekler bebekliklerinin erken döneminde otizm semptomlari gösterirler. Otistik kisileri tanimlamak için kullanilan birçok davranis özellikleri vardir. Genellikle, hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü yoktur ve genellikle hepsi ayni zamanda görülmez. Amerikan Otizm Derneginin kriterlerine göre, bir çocukta asagidaki listedeki semptomlarin en az yarisi varsa, otistik olarak teshis edilebilir.
1) Diger çocuklarla iliski kurmada güçlük
2) Isitmiyormus gibi davranma
3) ögrenmeye direnç gösterme
4) Gerçek tehlikelerden korkmama
5) Günlük hayattaki degisikliklere direnç gösterme
6) Ihtiyaçlarina jestlerle isaret etme
7) Yersiz gülme veya kikirdama
8) Kucaklanmaktan hoslanmama ve karsi koyma
9) Bariz fiziksel asiri hareketlilik
10)Göz temasindan kaçinma
11)Cisimleri çevirme, döndürme
12)Cisimlere alisilmadik baglilik
13)Tekrarlanan tekdüze oyun
14)Topluma katilmama
Otizmin rastlanma sikligi, teshis kriterlerine göre 10.000 dogumda 5 ile 15 olarak tanimlanmistir. Bu da hemen hemen görme veya isitme özürlülerin sayisina esittir. örnegin klasik otizm veya Kanner sendromu 10.000 dogumda 5tir. Insidans otistik benzeri davranislari olan digerlerinin de eklenmesiyle artar. Otizm erkek çocuklarda kizlara oranla 4 kat fazladir ve genellikle 3 yasindan önce ortaya çikar. Otizmin tek bir sebebi olmadigindan, bir hastalik olarak tanimlanamaz. Otizm, bir sendrom olup, atipik davranis özelliklerinin bir karisimi ile kendisini gösterir.
Otizmin çok sayida bilinen ve süphelenilen sebepleri vardir. Arastirmalar bazi otizm formlarindan güçlü bir genetik komponent olabilecegini göstermektedir. Bir ailede birkaç otistige birden rastlanmasi oldukça nadir olmasina ragmen, birçok böyle aile bulunmustur. Bir ailede bes otistik çocugun tesbit edildigi dahi olmustur. Fragile X sendromu ile otizm formu vardir.
Bazi virüs infeksiyonlarindan sonra otistik davranislar görülür. Bu, özellikle gebeliklerinde kizamikçik ve sitomegalovirüs infeksiyonu geçiren annelerin çocuklarinda görülür. çok erken bebeklik dönemindeki siddetli infeksiyonlarin da otizm ile iliskisi vardir.
Otizmin, psikojen sebeplere bagli, anne-baba problemleri ile iliskili olduguna dair geçerliligini yitirmis çok sayida literatür hala bulunabildigi halde, bu teorilerin yanlis oldugunu bugün biliyoruz. Otizmin, bilinen psikolojik sebepleri yoktur. Anne-babalarin kisilik yapilarinin da saglikli çocuklarinkinden farklilik göstermedigi saptanmistir.
Erken çocukluk otizmi kronik bir seyre sahiptir. Henüz kesin tedavisi yoktur.
özel metodlarla, uzman kisilerce sosyal ve temel beceriler (giyim, yemek yeme) verilebilmektedir. Bazilari da okuma, yazma, matematik, el becerileri ögrenebilirler.
Prognoz konusunda, önemli göstergeler 5 ile 6. yaslardaki zeka ve konusma gelisimidir. Bu sürede çocuklarin konusmalari ve zeka gelisimleri iyi ise, iletisimi kurmaya yetebilecek dil kullanimi varsa, ayni sekilde olumlu bir prognoz söz konusudur.
Otistik her 100 çocuktan 5 ile 10u eriskinler gibi yardimsiz yasamini sürdürebilecektir, 25 ile 30u iyi bir gelisme gösterebilecektir fakat hala destek ve süpervizyona gereksinimleri olacaktir. Geriye kalanlarin ileri derecede özürlü ve bagimli olarak kalmalari söz konusudur.
OTIZMIN BELIRTILERI VE ERKEN TANI
GENEL BELIRTILER
çok sakin bir bebegim vardi. Mama saatinde karnini doyuruyor, altini temizledikten sonra yatiriyordum. Ben tekrar yanina gidene kadar aglamiyordu. Dikkatimi çeken ilk sey, yanina yaklastigimda kucaklamam için kollarini kaldirmamasi, oyunlarima hiç karsilik vermemesi oldu...
Bebegim dogdugundan beri adeta bir kabus yasiyoruz. Bütün gün aksama kadar, bütün gece sabahlara kadar sürekli agliyor. Mamasini yedirmek, altini temizlemek mümkün degil, ancak kucakta sallanirsa veya arabasinda gezdirilirse biraz sakinlesiyor...
Otistik bebeklerde yukarida ifade edildigi gibi, iki tip davranis biçimi gözlenmistir. Birinci örnekteki gibi sakin ve bütün gününü yatakta geçiren bebeklerin bakimlari kolaydir, ancak çevrelerine karsi ilgisizlikleri anne babalari endiselendirir.
Ikinci tip bebekler ise sürekli aglayan, huysuz bebeklerdir, sürekli sallayarak susturulur.
Otistik çocuklari olan birçok anne baba, çocuklarinin bebeklik döneminde olagandisi bazi seyler hissettiklerini, ancak bunu tam olarak yorumlayamadiklarini belirtmislerdir. Bazilari ise bu farkliligi düsünmek bile istemediklerini söylemislerdir.
çEVREYI ALGILAMA
Anne ve babanin ilk gözüne çarpan, çocugun çevresine karsi olan ilgisizlig ve kendisine yönelik olusudur. Belirli sesli uyarilara hiç reaksiyon vermez. Kulaklarinin duymadigi zannedilir. Diger bazi seslere ise özel ilgisi vardir. Hisirti, sürtünme seslerine duydugu ilgi nedeniyle çesitli yüzeyleri elleriyle kazir, tirmalar. Insanlarla göz kontagi kurmaz, çok uzun süre bos bakislarla oturabilir.
2. yastan sonra bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmistir. çevresindeki kisilerin, anne ve babalarin yüzüne bakmama, hemen her otistik çocugun özelligidir. Insanlarin gözlerine bakmadiklari veya kisa bakislardan sonra gözlerini kaçirdiklari görülür. Kendi dünyalarinda yasarlar. Uyaranlara az veya asiri cevap verebilirler. çocuklarin seslere tepki vermemesi , birçok anne babayi, isitme problemi endisesi ile doktorlara gitmeye yöneltmektedir. Yapilan muayeneler çocuklarin isitmelerinde organik bir sorunun olmadigini göstermektedir. Gerçekten de bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen en ufak seslere asiri tepki gösterdikleri, alisilmis seslerden rahatsiz olup kulaklarini kapatabildikleri, bazi seslere de çok duyarli olduklari gözlenmektedir. örnegin su, motor ve müzik gibi seslere özel ilgi gösterdikleri görülür.
Görsel uyarilara da normal disi tepkiler görülür. Insan yüzlerine ve çevredeki birçok nesneye bakmamalarina karsin, hareket eden, dönen ya da parlak olan cisimlere uzun süre bakabilirler. Bazen de isikla karsilastiklarinda kulaklarini, yüksek bir sese reaksiyon olarak da gözlerini kapama gibi ters tepkiler gözlenebilir.
Bazi çocuklar agriyi, sicagi ve sogugu farketmede güçlük gösterirken, diger bazilarinda ise soguk suyla ellerini yikarken aglama, eline toplu igne battiginda çigliklar atma seklinde, uyarilara asiri tepkiler görülür. Tek bir duyu tipine dikkat edip , digerini ihmal edebilirler.
KONUSMA VE ILETISIM
Otizm tanisi için gerekli olan kriterlerden biri olan, konusma ile ilgili siddetli bozuklugun erken taniya gitmede farkedilmesi çok daha zordur. Normal bebekler 1 yas civarinda ilk kelimelerini söylerler. Sesler çikarir, çikardiklari sesleri farklilastirir, bu sekilde duygularini, isteklerini ifade ederler. Ancak, normalde görülen bu ba-ba seslerinin otistik bebeklerde görülmedigi belirlenmistir. Ayrica diger kisilerin kendileriyle konusmalarina ya da kendilerine seslenmelerine karsi tepkisiz kaldiklari gözlenmistir. Bazi otistik çocuklar 0 – 2 yas döneminde tamamen sessiz kalabilir, bazilari ise yasitlari gibi birkaç kelime ögrenebilir; hatta bazilari bu birkaç kelimeyi kullanmayi ögrenebilirler ancak bunlar tekrar kaybolabilir.
Sözel iletisim ve sosyal etkilesimdeki sapmalar , sözel disi iletisim ve fantezi kurmadaki bozukluk veya eksiklikle birliktedir. Normal ilgi ve sevgi davranisini gelistiremezler.
Otistik çocuklarla yapilan çalismalar, konusulanlari anlama kapasitelerinin oldukça sinirli oldugunu göstermistir. Tek kelimeleri anlayabilirken, kelimeler soyutlastikça ve cümleler karmasiklastikça anlamalari da güçlesir. Konusulanlari anlama becerisi oldukça yavas gelisir. Gelismenin her çocuga göre farkli düzeylerde oldugu gözlenir.
EKOLALI
Ekolali, çocugun duydugu kelimeleri, cümleleri, konusmacinin hemen arkasindan veya daha sonra taklit etmesidir. Normalde çocuklar konusmaya duyduklari kelimeleri taklit etmekle baslarlar; ancak bu taklit dönemi, 2,5 yas civarinda sona erer. Otistik çocuklar da bazen kelimeleri, bazen de cümleleri papagan gibi taklit ederek ögrenirler. Kelimeleri, taklit ettikleri konusmacinin aksani ve vurgulamasi ile söylerler.
GRAMER BOZUKLUKLARI
Konusabilen otistik çocuklarda gramer bozukluklari da yaygin olarak görülür. çogunlukla kendisinden sen veya o diye bahseder.
Bütün otistikler anne babalri ve diger kisilerle iliskilerini gelistirmekte degisik derecelerde yetersizdirler. Göz kontagi kuramazlar, tesadüfen böyle bir kontak kurduklarinda gözlerini kaçirirlar. Kisilere sanki orada yokmus gibi davranirlar. Bazen yollarini tikayan bir mobilya parçasi gibi onlara vurur ve kenara iterler. Bazen de üzerlerine tirmanarak onlari oyuncak veya bir obje gibi görürler. Bu çocuklar sik sik hayatlarinda çok önemli olan anne baba, kardes, ögretmen gibi kisileri tanimiyor gibi görünürler.
Otistik çocuk öpebilir, ancak bu mekaniktir ve duygularin getirdigi bir özelligi yoktur.
SOSYAL DAVRANIS
Diger çocuklarin kasine kucaga alinmaya karsi isteksizlik gösterme, kucaga alininca huzursuz olma en belirgin özellikleridir.
Genellikle 3. ve 4. aylarda görülen reaktif gülme görülmez ve çocugun çevreyi tanidigina dair hiçbir belirti de yoktur. Otistik bebekler, genellikle çevreleriyle iliski kurmaz, kendi kendilerine gülümserler.
Normal bir bebek yasaminin ilk 3 ayinda annesine bakar, annesi onunla konusurken gülümser. Daha sonraki aylarda ise her firsatta kucaga alinmak için kollarini kaldirir. Tanidigi kisileri görünce heyecanlanir. Insanlarla iliski kurmaktan hoslanir. Otistik bebeklerin reaktif olarak güldükleri ancak gidiklandiklari, havaya hoplatildiklari zaman gözlenmistir. Birçok otistik bebek yalniz birakildiklarinda mutlu görünür; bazilari saatlerce yastigini veya çarsafini tirmalar. Bazilari ise yataklarinda oturur ve öne arkaya sallanir veya baslarini yatagin kenarina vururlar.Anneler genellikle bebeklerinin yüzlerinin ifadesiz oldugunu, gülümsemekle birlikte yüzlerinde sevinç, utanç, rahatsizlik gibi duygusal ifadeler görmediklerini, bebeklerin yüzlerindeki ifadenin ve gözlerindeki bakisin hiçbir olay karsisinda degismedigini belirtmislerdir.
Otistiklerde hiperkinezi (asiri hareketlilik) sik karsilasilan bir problemdir. Hipokinezi (hareket azligi) daha az görülür. Degisiklik karsisinda veya ortada bir neden yokken saldirganlik ve öfke nöbetleri görülür. Kendi kendine zarar vermeye yönelik, kafasini vurmak, isirmak, tirmalamak, saç çekmek, kendini yumruklamak gibi davranislar vardir. Bu davranislar zaman zaman stereotipik bir karakter gösterir. Neden ortaya çiktigi bilinmeyen, kendiliginden baslayan ve bazen kendiliginden sönen olaylardir. Kendi etrafinda dönme, öne arkaya sallanma, parmaklari ile havada bir takim sekiller çizme gibi davranislardan çocugun zevk aldigi , bazilarinin sallanma, dönme gibi vestibüler sistemi uyaran hareketlerden hoslandigi bilinmektedir.
Kisa süreler için dikkatini toplayabilme, bir ise tamamen konsantre olamama, beslenme problemleri, idrar ve diskisini tutamama da siklikla görülür.
Eve bir misafir gelmesi, odanin farkli bir düzene sokulmasi, sürekli kullandigi çarsafin degistirilmesi gibi durumlar, otistik çocugun huzursuz olmasina, saatlerce aglamasina, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir. Uzmanlar, çocugun yapilan her degisiklikten dolayi kendini güvensiz hisettigini, ancak çevresindeki ayniligi koruyarak rahatladigi görüsünü paylasmaktadirlar.
Otistik çocuklarin genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkinda olmamalari , anne babalari en çok endiselendiren özelliklerdendir. çocugun ince yüksek bir duvar üzerinde korkusuzca yürümesi, yogun trafik olan bir caddeye firlayabilmesi, sicak sobaya yaklasmasi gibi davranislar örnek olarak verilebilir.
çevrelerindeki nesnelerin, kisilerin tamami yerine ayrintilarina, küçük parçalarina dikkat ederler. Annenin yalnizca küpesi, oyuncak arabanin yalnizca tekerlekleri çocugun dikkatini çekebilir. Otistik çocuklarda hayal gücünün yetersizligine bagli olarak yaratici oyun oynama becerisinin bulunmamasi yaygin olarak gözlenir. Bir oyuncakla gerçek amacina uygun olarak oynamaz, farkli bir sekilde manipüle eder. çogu çesitli nesnelere tutkun olabilirler ve onlari kullanmakta mükemmel bir ustalik gösterebilir. Bu yetenegin bir kismi, süphesiz bu islere fazla zaman ayirmaktan kaynaklanmaktadir. Normal bir çocuk bir seyi çevirmek için saatler harcamaz.
Konusmanin olmamasi veya çok az olmasi ve olgunlasmamis sosyal davranislar nedeniyle diger çocuklarin oyunlarina katilamazlar.
özel korkular, nedensiz gülme ve aglamalar gibi bazi duygusal tepkiler, otistik çocuklarda siklikla gözlenen özelliklerdendir. Bir ayakkabi ayagini siktigi için ayakkabi giymeyi reddeden çocuk, elini küvetteki sicak suya sokarak yaktigi için küvette yikanmaktan korkan küçük kiz, özel korkulari olan çocuklara örnektir. Zaman zaman bu korkularin nedenini bulmak oldukça güç olabilir. çevresindekilerle iletisim kuramayan, bu nedenle de çevreden korkusu ile ilgili hiçbir yardim alamayan otistik çocukta bu korkular oldukça uzun sürebilir.
MOTOR DAVRANIS
Fiziksel gelisimleri yasitlarindan farkli degildir. Otistik bebeklerin büyük bir çogunlugunun özel bir görünümü yoktur. çogu sevimli ve çekicidir. Fiziksel olarak birçok motor beceriyi olagan yaslarda kazanmaya hazirdirlar, ancak bazi otistik bebeklerin çevrelerine karsi ilgisizlikleri nedeniyle geç yaslarda oturduklari, yürüdükleri gözlenmistir.
öZEL BECERILER
Bazi otistiklerin çesitli problemlerin yanisira bazi özel becerileri vardir. Bu beceriler genellikle konusmayi gerektirmeyen alanlardadir. örnegin; bu çocuklarin çogu müzigi sever ve çok güzel sarki söyleyebilir. Sekillere yönelik yap-boz (puzzle) ve konstrüksiyon gerektiren oyuncaklarda basarilidirlar. Bazilari mekanik ve elektronik konularinda yeteneklidirler.
Ender olarak bazi otistik çocuklar olaganüstü becerilere sahiptirler. Bunlar büyük ve karisik rakamlari zihinsel olarak büyük bir hiz ve kesinlikle hesaplayabilirler. Bazilari müzik aleti çalabilir ve hatta melodi besteleyebilirler.
DIGERLERI
Otistik bebeklerin bu gelisimsel özellikleri yanisira, çok yaygin görülen beslenme ve uyku problemleri vardir. Bunlardan çogunun ilk alti ayda emmesi zayiftir, altinci aydan itibaren beslenme problemleri artar. Birçok bebek, süt disinda tüm yiyecekleri reddeder, bazilari ise normalin üzerinde ve hemen herseyi yiyebilir.
Uyku problemi genellikle sürekli aglayan, susturulmasi kolay olmayan bebeklerde gözlenmektedir. Aglamalarin, bagirmalarin gece gündüz araliksiz tekrarlanmasi , anne babayi çaresiz birakmaktadir.
Süt çocuklugu döneminde görülen bu otizm belirtilerinin toplu degerlendirilmesi için asagidaki form önerilmektedir :
ERKEN çOCUKLUK OTIZMINDE BIRINCI YASTAKIBELIRTILERIN DEGERLENDIRME FORMU
ALGILAMA
* Belirli sesli uyarilara hiç reaksiyon vermez, kulaklarinin duymadigi zannedilir.
* Belirli bazi diger seslere özel ilgisi vardir.
* Yedinci ay sonunda bir ses kaynagina veya bir temasa dogru dönmez, yönelmez.
* Sik olarak ve uzun süre bazi satihlari elleriyle kazir, tirmalar.
* Uzun süre ve sik sik belirli bazi görüntülere sabit bir sekilde bakar. Diger bazi görsel uyarilara hiç reaksiyon göstermez.
KONUSMA
* 5. ay sonunda henüz daha hiç hece yapamaz.
* 7. ay sonunda daha kendisini fark ettirecek konusma seslerini çikarmaz (örnegin; ba-ba).
* 9. ayin sonunda heceleri tekrarlama yoktur.
* 12. ayin sonunda henüz hiçbir kelime söyleyemez.
SOSYAL DAVRANIS
* Genellikle 3. ayin sonunda gülme yoktur, anne seslendiginde, yüzünü yaklastirdiginda tanima belirtisi göstermez.
* 6. ayin sonunda kucaklayan kisiye kollarini uzatmaz.
* 6. ayin sonunda kucaga alinmak veya ilgilenilmek istendigine ait belirti yoktur, kendi kendine olmaktan memnundur rahay bebek.
* 10. ay sonunda yapabilecegi halde taklit yapmaz.
* 12. ay sonunda çevredeki cisimlere az ilgi gösterir, eliyle isaret etmez.
* Diger çocuklar gibi oynamaz, daha ziyade kendi kendine oyalanir, ayni türdeki hareketleri yapar.
MOTOR DAVRANISLAR
* Güçsüz, gevsek veya sokulgan olmayan, sabit durus agirkanlilik.
* Agir hareketler, ellerle yüzü, gözleri kapama.
* Sevdigi bazi cisimleri yüz ve gözler önünde tutma, çevirme.
* Dolasarak çevreyi ögrenmesi yetersizdir.
DIGERLERI
* Besinlerin alinmasinda çesitli bozukluklar.
* Buna bagli diskilama bozukluklari.
* Uzun süren ve izah edilemeyen aglama ve bagirmalar.
* Uzun süren taskinliklar veya ilgisizlik halleri.
* Uyku bozukluklari.
* Genelde alisilmamis derecede rahat davranis tarzi.
* Saglikli, çekici fiziksek dis görünüs.
çOCUKLARDA ERKEN OTIZMIN TANISINA GöTüREN BELIRTILER :
Eger çocuk dogustan otistik ise, ilk aylarda bun tespit etmek oldukça zordur. Siklikla erken çocukluk otizmi tanisi en erken, yasamin ikinci veya üçüncü yillarinda konur.
çogu çocuklarin birçok belirtileri, süt çocuklugu döneminde farkedilir, ancak bunlar kesin bir tani için yeterli degildir.
Degisik yaslarda, otistik çocuklara ait belirtiler farklilik gösterir, çesitli devrelerden geçer. Degisik yaslarda bizi otizmin erken tanisina götüren tipik belirtiler söyle siralanir :
Dogum : özel bir belirti veya bulgu yoktur.
Dogumun 3 – 10. günlerinde : özel bir belirti veya bulgu yoktur.
4 – 6. Haftalarda : Sik bagirmalar ve aglamalar görülür, ancak bunlar sebepsizdir. örnegin açlik gibi bir ihtiyaca isaret etmezler.
3 – 4. Aylar : Gülme yoktur veya reaktif olarak gülümseme görülmez. Annenin yüzünü tanimaz.
6 – 7. Aylar : Oyuncaklara hiçbir ilgi yoktur. Kollarini uzatmaz. Kucaklandiginda hipononiktir (kaslari gevsektir).
10 – 12. Aylar : çevreye ilgisi yoktur. Kendisi tek basina olmaktan memnundur. Uzun süren aglamalar ve bagirmalar, sik stereotipik hareketler (ayni hareketin tekrarlanmasi) saga sola sallanma, cisimleri tirmalama, kazima seklinde hareketler görülür. Hiç oyun oynamaz. Yalnizca oyuncaklarla stereotipik hareketler yapar. Annenin gözleri ile temas kurmaz, degisik kisileri ayirdetmez. Sesli uyarilara dogru yönelme yoktur, sagir gibidir. Kisi veya esyalara isaret etmez. Konusmada gecikme görülür. Monoton, garip sesler çikarir. Bunlarda taklit ve anlam yoktur.
21 – 24. Aylar : Derin uykuya dalmasi zordur. Gece uykusu yoktur. çigneme yoktur. Sivi veya lapa gibi besinler alir. Stereotip el hareketleri (döndürma, sallama, vurma, kazima ve tirmalama hareketleri) hipotoni (kaslarda gevseklik), sik olarak arka üstü düsme görülür. Göz temasi kurmaz hemen gözlerini çevirir; merak yoktur. çevresinin degistirilmesini istemez ve bundan korku duyar. Ekolali (söylenenin tekrarlanmasi) görülmesi mümkündür, bu da gecikmis olarak ortaya çikar. Kimi kez dogru anlamaksizin kelime sablonlari kullanir.
3 – 4. Yaslarda : Yersiz gülme veya gülümsemeler, ayaklarin ucunda yürüyüs veya sekerek yürüme, garip yeme tarzi ve ihtiyaçlari, cansiz varliklarla stereotip mesguliyet, oyunda perseverasyon ( ayni oyunda sebat etme), aliskanliklara siki sikiya sarilma, agrili ve soguk uyarilara az cevap verme görülür. Kendine zarar verme egilimi vardir (Parmagini gözüne batirmak gibi). Temas kurma; koklayarak dudaklarla dokunarak ve öperek, elle dokunarak, vurup yoklayarak olur. Belirli sesli uyarilara kulaklarini tikar. çevre ile konusmaksizin temas kurar. Kisileri aletler gibi görür. Anne baba ile temasi daha iyidir (ön planda bedensel temas). Ayni yastakilere tutumu olumsuzdur. Hareketlerinde taklit yoktur. Konusma becerisinde yetersizlik açik biçimde görülür. Mutizm (içine kapanma), kendi kendine konusmaya egilim, zamirlerin yer degistirmesi, konusma müzikalitesinin bozuklugu söz konusudur. Genel olarak konusma gerilig vardir.
DSM IV KRITERLERI
Amerikada yayinlanan ve uluslararasi kabul gören hastaliklarin siniflandirilmasi, DSM IV kiteri olarak adlandirilmaktadir (1998). Bu kriterler diger bozukluklar ile otistik bozukluk veya erken çocukluk otizmi , Ingilizce literatürüyle early infantile autism ya da kisaca otizm diye adlandirilan bozuklugun sinirlarini, yaygin gelisim bozukluklari içinde söyle çizmektedir.
YAYGIN GELISIM BOZUKLUKLARI
Asagidaki 16 maddeden en az sekizi bulunmalidir, bunlar arasinda en az iki madde Adan, bir madde Bden, bir madde Cden olmalidir.
Not : Kisinin davranisi ancak gelisim düzeyine göre olagandisi ise tani ölçütünü karsiladigini düsünürüz.
A - Asagidakilerle kendisini gösteren, karsilikli toplumsal etkilesimde nitel bozukluklarin olmasi :
(Parantez içinde yer alan örneklerden ilk sözü edilenler, daha çok, bu bozuklugu olanlardan daha ileri yasta ve daha az agir durumda olanlarina uygulanmak üzere düzenlenmistir.)
1. Baskalarinin varliginin ya da duygularinin hiç farkinda olmama (örn. Bir kisiye sanki o bir esyaymis gibi davranir; diger bir kisinin sikintisi oldugunu anlayamaz; baskalarinin mahremiyet gereksinmelerinin oldugu kavramindan açikça habersizdir)
2. Sikintida oldugu zamanlarda avunma arayisi içinde olmama ya da olagandisi bir biçimde avunma arayisi içinde olma (örn. Incindigi zaman ayni sözcügü yineleyerek söyler)
3. Taklit etmeme ya da bozuk bir biçimde taklit etme (örn. Bay-bay diyerek el sallamaz, annenin ev içi etkinliklerini taklit etmez, hiç yeri yokken baskalarinin eylemlerini mekanik bir biçimde taklit eder)
4. Toplumsal oyunlara katilmama ya da olagandisi bir biçimde katilma (örn. Basit oyunlarda etkin bir biçimde yer almaz, tek basina oynadigi oyun etkinliklerini yegler, diger çocuklarin oyunlarina sadece mekanik yardimci olarak girer)
5. Yasitlariyla arkadaslik etme yetisinde büyük bir ölçüde bozukluk olmasi (örn. Yasitlariyla arkadaslik etmeye karsi herhangi bir ilgisi yoktur. Arkadaslik kurmaya karsi ilgisi olmasina karsin, toplumsal etkilesimin alisilagelen kurallarini anlamadigini gösterir; sözgelimi ilgilenmeyen bir yasitina telefon rehberini okur)
B - Asagidakilerle kendisini gösteren, sözel ve sözel olmayan iletisimde ve hayal kurmaya dayali etkinliklerde nitel bozukluklarin olmasi.
1. Anlasilmaz da olsa iletisim kurmaya yönelik sözler söylememe, konusulan dille iletisim kurmama, ya da yüz ifadesi, el ve yüz hareketleriyle bile olsa herhangi bir iletisim tarzinin olmamasi.
2. Gözünü dikip bakma, yüz ifadesi, vücudun durus biçimi ya da toplumsal etkilesimi baslatan ya da düzenleyen el hareketlerinde görüldügü gibi, belirgin bir biçimde olagandisi sözel olmayan iletisimin olmasi (örn. Kendisine sarilinmasini beklemez, sarilindiginda kendini koyvermez, gergin durur. Toplumsal bir yaklasimda bulunurken , karsisindaki kisiye bakmaz ya da gülümsemez; anne babasini ya da konuklari selamlamaz, toplumsal etkilesimde bulundugu durumlarda sabit bir bakisi vardir)
3. Eriskin rollerinin, düslemlerdeki karakterlerin ya da hayvanlarin taklidini yaparak oyun oynama gibi hayali etkinliklerin yoklugu; hayali olaylar hakkindaki öykülere karsi ilgisizlik.
4. Sesin yüksekligi, perdesi, vurgulamasi, hizi, ritmi ve ses tonunun yükselip alçalma biçimi (örn. Tekdüze bir ses tonu ile konusma, soru sorarmis gibi ya da yüksek perdeden sarki söyleme ).
5. Konusmanin biçiminde ya da içeriginde belirgin olagandisiliklarin görülmesi. Bunlar arasinda basmakalip ve ayni seyi yineleyerek konusma (örn. Hemen ortaya çikan ekolali ya da televizyon reklemlerinin mekanik bir biçimde yinelenmesi). Ben dememk istediginde sen demesi (örn.Ben bir çörek istiyorum yerine çörek istiyor musun ? denmesi). Sözcükleri ya da deyisleri özel anlamlar yükleyerek kullanmak (örn. Salincakta sallanmaya gitmek istiyorum demek için yesil sürmeye git denmesi). Sik sik konudisi yorumlarda bulunma (örn. Spor hakkinda bir konusma sürdürülürken, tren tarifeleri hakkinda konusmaya baslama).
6. Konusma düzeyinin yeterli olmasina karsin baskalariyla bir konusma baslatma ya da sürdürme yetisinde belirgin bir bozukluk olmasi. (örn. Baskalarinin söz aralarina girmelerine aldirmadan bir konu üzerinde uzun monologlara girme).
C - Asagidakilerle kendisini gösteren, belirgib bir biçimde sinirli etkinlik ve ilgi alanlarinin olmasi.
1. Kaliplasmis yineleyici vücut hareketlerinin olmasi (örn. Fiske vurma, el vurma, el çirpma, firildak gibi dönme, kafa vurma, karmasik tüm vücut hareketleri).
2. Esyalarin parçalariyla asiri ugrasip durma (örn. Esyalari koklama, kumaslarin dokumasina dokunup durma, oyuncak arabalarin tekerleklerini egirip, bükme) ya da alisilmadik nesnelere baglanma (örn. Bir parça ipi tasiyip durmada israr etme).
3. çevresindeki görüntülerde olan ufak ve önemsiz degisikliklerin belirgib bir sikinti dogurmasi (örn. Bir vazonun her zamanki yerinden kaldirilmasi).
4. Bütün ayrintilariyla alisilageleni yapma konusunda anlamsiz israr etme (örn. Alisveris yaparken her zaman kesinlikle ayni yoldan gidilmesi konusunda isra etme).
5. Ilgi alanlarinda belirgin darlik olmasi ve dar kapsamli bir ilgi alani içinde ugrasip durma (örn. Sadece nesneleri siraya koyma ile ilgilenme, meteororloji hakkindaki gerçekleri toplama ya da hayali bir karakter gibi davranma).
D - Bebeklik ya da çocukluk sirasinda baslamis olma.
* (Rehberlik ve yardim almak için Otistik çocuklari Koruma Dernegi :
Doç.Dr.Fehim Arman
Pedagog Lika Behar
Pedagog ülker Yasin'den yardim alabilirsiniz). Farkli Gelisenlerin özel Egitimi
çocuk yetistirmek bir insan iliskisidir ve insan iliskileri belirli konularla sinirlandirilamaz. Bu nedenle benim önerdiklerim de dahil hiçbir kurala bagli kalmayin. Kurallar sadece size rehberlik edecektir. Siz ve çocugunuz öteki insanlardan farkli bireylersiniz, çocugunuz ile olan iliskiniz yeryüzündeki herhangi bir kisinin iliskisinden çok daha degisik, özgün bir iliskidir. Bu iliskiyi hiçbir genelleme içinde tanimlamaya veya genellemeye oturtmaya çalismayin.
4 Ana baslikta özel egitimi (Zihinsel engelli çocuklarda) veriyoruz.
1- Ailenin bilgilendirilmesi
2- Iletisim becerileri
3- Konusma ve dil gelisimi
4- Dil ögrenme
1- AILENIN BILGILENDIRILMESI : Zihinsel yönden oldukça yetersizlik gösteren çocuklar, zihinsel gelisimleri herhangi bir nedenle engellenmis olan çocuklardir. Bu çocuklar kendi hizmetlerini görme, kendilerini tehlikelerden koruma, sosyal uyum saglama, ekonomik bagimsizligini alma, temel aliskanliklari dogal olarak ögrenme gibi yönlerden gelismeleri yasitlarindan geri olan çocuklardir. Bu çocuklarin özel egitime gereksinimleri vardir, bedensel gelisimleri de zihinsel gelisimlerine oranla daha geç gelisir, geç yürür, geç konusur, tuvalet kontrolünü daha geç kazanabilirler. Bu tür çocuklar için ülkemizde devletçe saglanan özgün egitim kurumlari çalismalarina baslamistir.
AMAç : çocugunuza egitim verirken amaciniz ona bagimsizligini kazandirmak , kendi kendisine yeterli olmasini, temel gereksinimlerini (yemek yeme,giyinme,tuvalet,temizlik gibi) karsilamasini ve sosyal yönden uyumlu olmasini ögretmek olacaktir.
AILE BIREYLERI IçIN BILGILER:
Aile bireyleri olarak zihinsel yetersizligi olan çocuklarin egitiminde dikkat etmeniz gereken noktalar sunlardir:
1- Herseyden önce çocugunuzu kabul edin , onu oldugu gibi kabul etmeniz yapacaginiz çalismalarda size en büyük yardimcidir.
2- Anne – Baba olarak birbirinizi suçlamayin , suçlu da aramayin.
3- çocugun her türlü gelisimi için gereken ilgi ve sevkati ona sürekli gösterin.
4- Onu aileye verilmis bir ceza olarak görmeyin, çocugunuzu suçlamayin.
5- çocugunuzdan utanmayin, onun sokaga çikmasina, oyun oynamasina, arkadasliklar kurmasina yardimci olun (pek çok aile çocuklarinin sevilmeyecegini ,hor görülüp alay edilecegini düsünerek onun sokaga çikmasini engellerler. Sabirla yardim etmeniz çocugunuzun kendisini diger çocuklarla ayni hissetmesini saglayacagi gibi, çevresinde aranir bir kisi bile yapabilecektir).
6- çocugunuzun toplum tarafindan kabul edilmesi bir yönüyle dis görünüsüyle de ilgilidir. özellikle el, saç, yüz, beden giysi temizligine dikkat edin. Unutmayin ki eli yüzü pis , kötü giyimli bir çocuk normal de olsa toplum tarafindan kolay kolay kabul edilmez.
7- çocugunuzu asiri derecede korumayin. Onun bütün hizmet ve isteklerini hemen yapmayin ve baskasinin yapmasina da izin vermeyin. Yapabilecegi etkinlikleri yapmasini sabirla bekleyin, yapmasini saglayin. Basit isleri ögrenmesi için olanaklardan yararlanin.
8- çocugunuza aciyarak yaklasmayin. Acimadan dogan sevgi ve yardim, onun ögrenmesine engel olacaktir.
9- çocugunuzu beceriksiz bulmayin,sen yapamazsin,beceremezsin gibi sözlerle atilimini engellemeyin. Sabirla yapmasini bekleyin. Onu beceriksiz bulmaniz ve engellemeniz kendine güvenini kaybetmesine neden olur.
10-çocuga bakmak sadece yeme, içme, giyme, barinma gibi temel gereksinimlerini karsilamak degildir. Sosyal, duygusal, kültürel gereksinimlerininde karsilanmasi gerektigini unutmayin.
11-çocugunuzdan varolandan daha fazlasini beklemeyin. Zihinsel engeli(yetersizligi) nedeni ile yeteneklerinin sinirli, yasitlarindan geri oldugunu unutmayin. Yapamayacagi seyleri ondan istemeyin.
12-çocugunuzu baskalari ile kiyaslamayin. Baskalari ile karsilastirmak, çocugun gelisiminde oldukça olumsuz etkisi olan bir davranistir. çocugunuzu kardeslerinde veya diger yasitlarindan farkli görmeyin. Ancak unutmayin ki diger çocuklarinizi yetistirirken yaptiginiz davranislari bu çocugunuzda daha uzun süreli ve daha yogun sabirla uygulamak zorundasiniz. Egitimde en önemli nokta, acelesiz,sabirli, tekrardan bikmaz, güleryüzlü, sevecen olmaktir.
13-çocugunuzu egitirken övme, begenme, sevme gibi gereksinimleri oldugunu da unutmayin
14-ögrenilecek herseyin tekrarlar ile aliskanlik haline getirilmesini, açik, kolay ve anlasilacak sekilde verilmesine dikkat edin. Basit komutlar verin.
TüM BUNLARIN YANINDA SUNLARA DA DIKKAT EDINIZ :
1- Egitim ve ögretime erken baslamak çok önemlidir.
2- ögreteceginiz seyin veya isin tamamini birden ögretmeyin, parça parça tekrarlar ile ögretmeye çalisin. örnegin : Sabah temizligi için önce el yikamayi,sonra dis firçalamayi, sonrada saç taramayi ögretin.
3- çocugunuza ögrettiklerinizi sik sik tekrarlayin. ögrenmedigini görünce israr etmeyin, ancak vazgeçmeyin. Aradan zaman geçtikten sonra sabirla ayni islemleri yapmaya ve yaptirmaya çalisin.
EVDE YAPILACAK EGITIM çALISMALARI SU KONULAR üZERINE OLABILIR :
A. Konusma durumu ile ilgili çalismalar:
1- Konusmalarda isarete yer vermeyiniz.
2- çocugunuzun uydurdugu sözcükleri kullanmayin. Dogrusunu ögretmeye çalisin.
3- çocugunuzun yakinindaki ve en çok kullanilan esyalarin adini dogru söylemesini ögretin.
4- Sözcüklerin söylenisindeki hatalari, çocugu telasa düsürmeden ve tedirgin etmeden düzeltmeye çalisin. Sözcükleri düzgün söylemeye baslayinca onu sözle ödüllendirin aferin gibi.
5- Tren, otomobil, hayvan vs. sesleri tanitin.
6- Sevdigi veya sevebilecegi öykü ve masallari onun anlayacagi dille anlatip, onun dil gelisimine yardimci olun.
7- Konusmalari anladigi zamanlar ona cesaret verip, onu sözle ödüllendirin.
8- Konusma taklit yoluyla ögrenildigi için onunla düzgün konusun.
9- Konusmanin kazandirilmasinda en çok gereken ve kullanilan sözcük ve konusma kaliplarinin kullanilmasina dikkat edin, ve bunlari kullanmasi için ortam hazirlayin.
B. Sayi kavramini gelistirme çalismalari :
1- öncelikle söylenileni anlama ve yapma gibi aliskanliklar kazandirilmalidir. örnegin : Kalemi bana ver , paltomu al gibi
2- Daha sonraki çalismalari da Bu kadar ver emri ile ileri bir asamaya geçin. çocugunuz gösterilen miktarda esyayi örnegin (kalemi) seçebilir ve isteneni yapabilme durumuna gelebilmelidir.
3- Bu çalismalar 1 (bir)sayi kavraminin kazandirilmasi ile baslamali, bu kazandirildiktan sonra 2(iki)‘ye geçilmelidir.
4- Sayi ile birlikte renk kavraminin verilmesi, çocugun ayni zamanda renkleri de ayirtedebilmesine yardimci olur iki tane kirmizi dügme ver diyerek sayi kavrami çalismalarinda da renklerden yararlanabilirsiniz.
5- Ara sira rakamla 1 (bir) üzerinde çalismanin arkasindan, 2 (iki) tane isteyerek dikkatinin gelismesini saglayin.
6- 2 (iki) ‘yi kavradiktan sonra bir yere bir veya iki tane nesne koyarak bu kadar ver sözü ile hareket ve sayi kavramlarini gelistirme çalismalarini sürdürün.
C. Renk Kavramini Gelistirme çalismalari
1- Ilk olarak dogrudan dogruya kirmizi renk kavramini verin.
2- çesitli kirmizi renkteki esyalari göstererek kirmizi kavramini tekrar edin.
3- Kirmizi kalemi ver ,kirmizi dügmeyi al gibi emirlerle karisik renklerin arasindan kirmizi olani seçmesini ögretin.
4- Dogrudan dogruya mavi renk kavramini verin. Kirmizi renkte izlenen yolu takip edin.
5- Her iki rengi de ögrendiginde, mavi kalemi masaya koy, kirmizi dügmeyi bana ver gibi emirlerle mavi ve kirmiziyi beraber çalistirmaya baslayin.
6- Kirmizi ve mavi kagitlarla kesip yapistirma ve el-isi alistirmalari yaptirin; kirmizi ve mavi kalemlerle boyatin, çesitli yasantilarla kirmizi ve mavi renklere dikkatini yöneltin.
7- çesitli nesnelerden (kalem,dügme,iplik gibi) ayni renk olanlarini eslemesini isteyin.
D. Resimler üzerinde Konusma çalismalari
1- Renkli resimler üzerinde bu resimde neler var? diyerek çocugu gördüklerini söylemeye tesvik edin.
2- Resim üzerindeki esya, hayvan vs göstererek adlandirmasini isteyin.
3- Zamanla esya, hayvan vsnin ayrintilarina girin.
4- Resimler üzerinde ne var ? sorusu ile serbest konusmasina izin ve firsat verin.
5- Resimlerde sik sik rastlanan nesneleri çesitli kartonlara yapistirarak bir çalisma defteri olusturun.
6- Bu defter üzerinde konusmalari sürdürün.
E. Evdeki Esyalarin Tanitilmasi çalismalari
1- Esyanin adi üzerinde durarak bilmedigi veya ögrenmedigi esyalari aralikli olarak sorun.
2- Birden fazla esyanin adini ayni anda ögretmekten kaçinin.
3- ögrendigi esya adlari ile basit emirleri yerine getirmesini saglayin. örnegin Sandalyenin üzerine otur gibi.
F. El Ve Beden Hareketleri çalismalari
1- Ucu sivri olmayan küçük kagit makasi ile kesme islemini çalistirin, alistirmalar yaptirin.
2- Hamur veya çamur ile çalisin. Bir süre sonra hamur veya çamurun bir parçasi ile iki eli (avuç içi) arasinda yuvarlak yapmasini ögretin. Yapabilecegi baska sekillerle çalismasini saglayin, kendi diledigi gibi sekiller yapmasina izin verin.
3- Gazete kagit parçalarindan avuç içinde top yapmasini ve oynamasini saglayin.
4- Kagit mendil vs seyleri katlamasini ögretin.
5- Delikli boncuklari kullanarak onlari ipe (ayakkabi bagi kullanilabilir) dizmesini isteyin. Zamanla (yani çocugunuz boncuklari ipe geçirmesini basardiktan sonra) sizin belli bir sirayla dizdiginiz boncuklari ayni sirayla onun da dizmesini isteyin.
6- Kalemle önceleri gelisigüzel karalama, sonrada belirli sekilleri çizebilmesi için alistirmalar yaptirin. Bu sekillerin su sirayi izlemesine dikkat edin; daire, kare, üçgen.
7- çocuk kagit kesmeyi ögrendikten sonra belirli sekilleri , resimleri kagittan kesip çikarmasini isteyin.
8- Kesilen resimlerin veya sekillerin yapistirilmasi çalistirmalari yaptirin.
G. Sosyal Gelisim çalismalari
1- çocugu arkadas edinebilecegi yerlere götürün ve arkadaslik kurup oynamasina yardimci olun.
2- Onu çarsi, pazar gibi toplu yerlere götürerek dis çevre ile iliski kurmasini saglayin.
3- çalismalarinizda sabirli, acelesiz, tekrardan bikmadan, güleryüzlü, sevecen bir davranisi benimseyin. Ona güven verin, bazi etkinlikleri basaracagina inanin ve bunu ona da belli edin.
4- Yapilacak çalismalarin günlük programlar düzenlenerek yapilmasi, çocuk yönünden oldukça yararlidir. Günün her saatinde günlük yasantilardan da yararlanin. örnegin her sabah uyandiktan sonra çocuga temizlik,yemek yeme vs. aliskanliklari kazandirmada örneklerle çalisma olanagi verin.
5- Evinizdeki düzeninize uygun olarak çocugunuza ayiracaginiz zamanlar onun, hemen olmasa da zamanla gösterecegi gelismeleri gördükçe bosa gitmedigini anlayacaginiz zamanlardir. Sonuca ulasmakta acele etmeyiniz, sabirli olmak zorunda oldugunuzu düsünerek, çocugu özellikle döverek cezalandirmak yoluna gitmeyiniz. Yukarida birçok kez denildigi gibi güleryüz,sabir,sevecenlik,hosgörü çocugun olumlu yönde gelismesini saglayacak, zamanla bu gelisimlere tanik oldukça sizde mutlu olacaksiniz.
ZEKA ENGELLILERDE KONUSMA VE DIL GELISIMI
Insan olmanin en önemli degerlerinden biri de baskalariyla iletisim saglama becerisidir. Konusma becerisi kendiliginden gelismez. O öyle bir beceridir ki; çocuklar, birbirleriyle konusmaya baslamadan önce konusulanlari dinlemeyi ve anlamayi ögrenirler. Dil gelisim ve konusma becerisi diye ikiye ayrilmistir.
Dil, iletisim saglama araci olarak kullanilan, sesler, isaretler (semboller) ve sözcükler gibi temel birimleri olan bir sistemdir.
Konusma ise, insanlar arasinda dili kullanarak, sözlü iletisim kurma yöntemidir. Dil kullanilmadan konusma saglanamaz.
Her dilin, sözcük, ses ve gramer yapilarinin farkli oldugunu belirten kurallari vardir. Bu kurallarin ögrenilmesi bebeklik döneminden itibaren baslar, yasamin ilk yilindan itibaren de belirgin olarak ortaya çikar.
ZEKA ENGELLI çOCUKLARIN DIL GELISIMI öZELLIKLERI
Yapilan arastirmalarda, zeka engeli olan çocuklarin dil gelisimi düzeylerinin, zeka yasi düzeylerinden daha düsük oldugu bulunmustur. Ayrica zeka özürü olan çocuklarin alici dil düzeyleri, ifade edici dil düzeyinden daha yüksektir. Zeka engeli olan çocuklar genellikle konusmaya yasitlarindan geç baslar ve engellerinin siddetine bagli olarak yavas ilerleme gösterirler.
Zeka engelli çocuklarin dil gelisimleri yapi olarak normal çocuklara benzer, fakat bu çocuklarda, normal çocuklarin geçtikleri dil basamaklarina ulasmada gecikme ve bir basamakta duraklama görülebilir.
Zeka engelli çocuklarin zihin gelisiminde belleklerini çalistirmak için tekrara yer vermek gerekir. çocugun ilgisini isitsel uyaricilara çekme, aktif olabilecegi bir çevre düzenlemesi yapma, dramatizasyon gibi teknikleri kullanmak gerekir. Verilen kavramlari ya da ögretilen sözel ifadeleri degisik sekil ve zamanlarda tekrarlamak gerekir. Ayrica ögrenmeyi kolaylastirmak için verilen uyarici materyali küçük ünitelere bölüp vermekte yarar vardir; ancak çok tekrar yapmak, çocugun sikilmasina ve ilgisinin dagilmasina yol açabilir.
Zeka engelli çocuklarin dil egitiminde müzik ögelerinden de yararlanilabilir. Dil gelisimi için egitim çalismalari müzikteki ögenin (ritm, ses düzeni gibi) konusma dilini ögrenmeye yardimci oldugunu ortaya koymustur.
ZEKA ENGELLI çOCUKLARIN DIL EGITIMLERINDE DIKKAT EDILECEK NOKTALAR :
1- çocugun gelisim düzeyini tanimak ve uygun egitim yasantilari düzenlemek.
2- Verilecek olan dil egitimi programinin, diger gelisim (özellikle zeka gelisimi) alanlariyla bagdastirmak.
3- Egitim yasantilarinin çogunun yakin çevresiyle iliskili olmasina dikkat etmek.
4- Egitimde çocugun günlük yasamda kullanabilecegi bilgi ve kavramlara yer vermek.
5- Egitim yasantilarini çocugun aktif olabilecegi ve kendini ifade edebilecegi nitelikte hazirlamak önemlidir.
Egitim programinin uygulanmasinda ;
1- çocugun ilgisini çekmek.
2- Sabirli ve toleransli olmak.
3- Model olmak.
4- Uygun ödüller kullanmak.
5- Tekrara yer vermek.
6- çevresel uyaricilari kontrol etmek.
7- Dikkat kontrolünü saglamak.
8- Uygulamada çocugun aktif katilimini saglamak.
9- Egitimci ve çocuk arasinda iyi bir iletisim – etkilesim kurulmasina önem vermek,
öNEMLIDIR.
DIL EGITIMINDE AILE EGITIMI
Zeka özürlü çocuklarin egitiminde aile ile isbirligi yapmak gerekir. öncelikle ailenin gerçegi görmesine, çocugun durumunu kabullenmesine ve onun neler yapip neler yapamayacagini ögrenmesine yardimci olmalidir. çocugun egitimine aile de katilmalidir. Egitimci uyguladigi programa paralel olarak aileye de egitim vermeli ve bu egitimi çocuga uygulamalarini istemelidir. Ailenin egitime olan katilimi çesitli yollar kullanilarak denetlenmeli, uygulamada hatalar varsa olumlu bir yaklasim kullanilarak düzeltilmelidir. Aile ve egitimci arasinda karsilikli güvene dayali yogun, sicak bir iletisimin dogmasi çocugun egitiminde önemli bir yer tutar.
KULLANILAN MATERYALIN öZELLIKLERI :
Zeka özürlü çocuklarin dil egitiminde kullanilan materyalde, görsel ve isitsel uyaricilara daha fazla yer vermek uygun olur. Egitim yasantilarinin dramatizasyon içinde verilmesi çocugun daha çok ilgisini çekebilir. Dramatizasyon için kuklalar, minyatür ev, esyalar, giysiler minyatür hayvan modelleri kullanilabilir. Her bir yüzüne resim yapistirilmis kipler, ses çikaran oyuncaklar, oyuncak müzik aletleri, sopaya dizilebilen renkli halkalar, renkli bloklar vb. materyaller zeka özürlü çocuklarin ilgisini çeker.
DILIN KAZANILMASI
1. Konusma öncesi dönem
a. Refleksif dönem : 0 –1 ay
b. Gigildama (Cooing) : 2 – 3 ay (v, o, a gibi ünlü
3 – 4 ay h, k, g gibi yumusak damak ve girtlak sesi )
c. Mirildanma (Babbling) : 4 – 6 ay ( b, m, p v.b. dudak sesleri çikar)
d. Mirildanmanin tekrari : 6 -10 ay (me-ma-me-ma)
e. Ses-sözcükler (Vocables) : 11-14 aylar (acele miriltilardir)
2. Konusma dönemi
a. Tek sözcük dönemi : meme, baba, dede, baybay, anne gibi tek sözcüklerdir.
b. Birbirini izleyen tek sözcüklü cümlecikler : 18 – 21 ay
c. Iki sözcüklü cümlecikler : Isim ve fiillerden olusur.
d. üç ve daha fazla sözcüklü cümleler : 3. yasinda 4 sözcüklü cümleler baslar.
e. 4. yasinda dilin gramatik yapisini ögrenir.
DIL GELISIMI :
6. AY
1. Tonlamalari ayirt edebilir.
2. Ismine karsilik verir.
3. Insan seslerine reaksiyon gösterir.
4. Dostça ve kizgin tonlamalara uygun karsilik verir.
12. AY
1. Bir veya daha fazla kelimeyi anlamiyla kullanir.
2. Basit ifadeleri anlar.
3. çevresindeki sesleri çikarmaya çalisir.
4. Konusmanin sosyal degerinin farkindadir.
13. AY
1. Yaklasik 5 ile 20 kelimelik kapasitesi vardir.
2. Duygularini kendi ifadeleri ile anlatir.
3. Basit komutlari yerine getirebilir.
24. AY
1. çevresindeki çok kullanilan nesnelerin isimlerini bilir.
2. Basit cümleler kurabilir.
3. 150 – 300 kelime arasi kapasitesi vardir.
4. Akicilik genellikle zayiftir.
5. Sesin tonlamasi iyi kontrol edilemez.
6. Iki zamiri dogru olarak kullanabilir.
7. Bana gözlerini, burnunu, agzini göster gibi komutlara karsilik verebilir.
36. AY
1. Bazi çogullari ve geçmis zamani kullanabilir.
2. Vücudun parçalarini bilir.
3. üç kelimelik cümleyi kolayca söyler.
4. Kelime haznesi 900 – 1000 kelime arasindadir.
5. çevresi ve hareketleriyle ilgili basit sorulari anlar.
6. Ismini ve yasini söyleyebilir.
7. Anlamis olsa dahi bütün sorulara cevap vermeyebilir.
48. AY
1. Taninan hayvanlarin ismini bilir.
2. Resimli kitap ve magazinlerdeki kolay isimleri bilir.
3. Bir veya daha fazla renk bilir.
4. Dört heceli kelimeleri tekrar edebilir.
5. üstünde ve altinda kavramlarini anlar.
6. Genellikle Neden? ile baslayan çok soru sorar.
60. AY
1. Birçok sifat ve zarf olarak tanimlayici kelime kullanabilir.
2. Belli zitliklari bilir (Büyük - küçük, sert – yumusak, agir – hafif)
3. Dört veya daha fazla sayi kavrami vardir.
4. Ona kadar sayabilir.
5. Dokuz kelime uzunlugundaki cümleleri tekrar edebilir.
6. üç emiri yerine getirebilir.
7. Bozuk paralari ve bunlarin ilgili degerlerini bilir.
8. Yasini bilir.
9. Sabah, ögleden sonra, gece, gündüz, sonra, yarin, dün, bugün
gibi basit zaman kavramlarini bilir.
10. Uzun cümleler söyleyebilmelidir.
11. Konusmasi gramer bakimindan dogru olmalidir.
DIL DAVRANISI
4 Haftalik bölüm
a. Nasil sesler çikarir ?
b. Onunla konusurken güler mi ?
c. Odada yürürken gözleriyle sizi takip eder mi ?
16 Haftalik bölüm.
a. Sabah kalktiginda kendi kendine konusur mu ?
b. Yüksek sesle güler mi ?
c. Bu gerçek bir gülme mi yoksa bir kikirdama midir ?
d. Kendi kendine konusurken sesini yükseltip daha sonra bunu dinler mi ?
e.Heyecanlandigi zaman bagirir mi ?
28 Haftalik bölüm
a. Oyuncaklariyla konusur mu ?
b. Anne der mi, yoksa bunu sadece agladigi zaman mi söyler ?
c. Baska hangi sesleri çikarir ?
40 Haftalik bölüm
a. Baba der mi ?
b. Anne derken sizi mi kasteder ?
c. öksürdügünüz zaman bunu taklit eder mi ?
d. Ona söylediginizi nasil anlar ? Onun ismini, ‘hayiri anlar mi ?
‘baba nerede ? dediginizde bunu anlar mi ?
e. Kelimeler kullanabilir mi ?
f. Bir seyi ifade etmek için herhangi bir ses çikarir mi ?
Bu çikardigi ses gerçek kelimeye benzemeyebilir.
örnegin yiyecek için mama demek gibi.
g. Evet veya Hayir anlaminda basini sallar mi ?
12 Aylik bölüm
a. ‘Anne ve ‘Baba dan baska hangi kelimeleri kullanir ?
b. ‘Ayaga kalk, ‘Buraya gel, ‘Otur ‘ dediginizde anlar mi ?
c. Istediginizde elindeki birseyi size verir mi ?
d. Hayir, merhaba, güle güle, gece, yatak gibi kelimeleri biliyor mu ?
e. Kaç kelime bildigini düsünüyorsunuz ?
f. Yabanci bir dil konusuyormus gibi sesler çikariyor mu ?
2 Yillik bölüm
a. Kaç kelime bildigini düsünüyorsunuz ?
b. Artik iki kelimeyi yan yana koyabilir mi ?
c. Diger odaya gidip sizin için birsey getirebilir mi ?
d. Kendisini nasil iafde eder ? Ismiyle mi yoksa ‘ben diye mi ?
3 Yillik bölüm
a. Cümle kullanmaya basladi mi ?
b. Ismini sordugunuzda söyler mi ?
c. Soyismini de söyleyebilir mi ?
d. Baskalari da onu anlayabilir mi, yoksa sadece siz mi anlarsiniz ?
e. Onu diger odaya iki sey için gönderebilir misiniz ?
f. Ikisini de almayi unutmaz mi ?
KONUSMA GELISIMININ öZELLIKLERI
Dil, dogumdan sonra ögrenilen sosyal bir olaydir.
Dil, insanlarla etkilesimin sonucudur.
Dilin gelisimi çocugunuzun tecrübelerine baglidir.
Dil bir konusma oldugu kadar, dinleme ve anlamayi da gerektirir.
çocugunuz konusmayi ögrenmek ve konusmak zorundadir.
Onun konusmak için yaptigi tüm girisimleri ödüllendirmelisiniz.
Dil ögrenimi tabi durumlar içinde olmali ve çabuk ögrenilmesi için, çocuk baski altina alinmamalidir.
Ne istedigini ve neyi kastettigini söylemesi çocugunuz için uzun zaman alabilir. Onu hizlanmasi için zorlamayin, sabirla dinleyin. Ne istedigini söylemeden anlayip, yerine getirmeyin. Eger söylemeden istedigini elde ederse, o zaman konusma ihtiyaci duymaz ve konusmayi ögrenemez.
Mümkün olursa daima ögreteceginiz esyayi göstererek ögretin. Elma kelimesini ögretirken varsa gerçek bir elma, yoksa bir elma resmi kullanarak ögretin.
AILE EGITIMI
Evde anne her gün 2 – 3 kez, 10ar, 15er dakika çocukla ve esya ile oynayarak konusmalidir. Minyatür esya örnekleri veya esya resimlerini göstererek sormalidir.
Bu nedir ?
Tren.
Tren nasil gider ?
çuf, çuf, düüt !
Sen de yap.
Simdi top oynayalim.
Bu ne ?
Top top.
Attim.
Söyle.
At, at.
Bu ne idi ?
Top.
Topu at.
Böylece her gün esya gösterip sorma, söyletme çabalari tekrarlanir. Annelerin baslica yakinmalari, çocugun bir türlü söyleyemedigi, onun için biraktigidir. Bu çok yanlis bir tutumdur. çocuk isittikçe beyninde iz birakir. Bir gün umdugunuzdan çabuk söylemeye baslayabilir.
Acele etmek, sabirsizlik, sinirlenmek, çocugu kötülemek her türlü ögretimini engeller. Sabriniz yoksa ugrasmayiniz; ve bu alanda egitim görmüs bir egitimciden yararlaniniz. Farkli Gelisenlerde Dil Egitimi
Konusmaya baslamadan önce birçok çocuk, sözel olmayan becerileri kazanirlar. Bu beceriler, seslerden veya göstermek, uzanmak veya birseyi itmek gibi hareketlerden olusur. Diger kisileri dinlemenin ve onlara yönelmenin de, konusma öncesi dil egitiminin bir parçasi oldugu görülmüstür. çocugu karsilikli konusmaya hazirlamak, sira almak, sirasini beklemek de bunlarin içindedir. Daha önemlisi, çocuklar konusmayi ögrenmeden önce , iletisimin birçok amacinin oldugunu ve genis bir alana yayilan sosyal, duygusal ve pratik ihtiyaçlarini karsilamaya yaradigini ögrenir. Göstererek, birseyi istediklerini, el sallayarak bay bay yaptiklarini ve bas sallayarak bir seyi reddettikleri göstermeyi ögrenirler.
Konusma öncesi dönem, iletisim için normal ve aslinda bütün çocuklarin geçtigi gerekli bir dönemdir.
Bu dönemdeki degisik ve zengin bir iletisim, daha sonraki etkili ve doyurucu bir iletisimin temelini olusturur. Daha büyük yasta, konusma zorlugu çeken birçok çocuk, konusma öncesi iletisim becerilerinden ekstra bir çalisma ile yararlanabilir.
çocuk daha yasi çok küçük oldugunda ya da bu alanda zorluk çektiginden konusamiyor olabilir. Iletisim becerilerini gelistirmek için kullanilacak prosedür ayni olacaktir. Bu konuda seçilen aktiviteler, küçük çocuklar düsünülerek önerilmistir. Fakat bu çalismalar daha büyük çocuklarin ilgileri göz önüne alinarak adapte edilebilir.
Konusma öncesi ögrenimde 5 önemli alan vardir :
* Baskalarina yönelme ve karsilik vermeyi ögrenme
* Oyun oynamayi ögrenme
* Sira almayi ögrenme
* Taklit etmeyi ögrenme
* Günlük hayatta, iletisim becerilerini kullanmayi ögrenme.
Bu alanlar büyük ölçüde örtüsürler ve çocugun becerilerini gelistirmek için çalisirken, iki veya daha fazla alanda birden çalisilir.
Asagida size verdigimiz listeyi kullanarak çocugunuzun dil gelisimi ile ilgili bir degerlendirme yapabilirsiniz.
BASKALARINA YöNELME (DINLENME) VE KARSILIK VERMEYI öGRENME
Yönelme (dinleme) becerileri, iletisim için ayri bir ön kosul degildir. Bunlar, çocugun ilk göz kontagi kurmasiyla baslayan ve bütün ihtiyaç ve düsüncelerini ifade etmesiyle biten bir sürecik parçalaridir. Yönelme (dinleme) becerilerinin önemi, konusma basladigi an bitmez. çocuklar dinleme ve karsilik verme becerilerini gelistirmeye, okul öncesi ve sonraki yillarda devam ederler.
Eger çocuk zaten yüzünüze bakiyorsa ve siz konusurken cevap veriyorsa, bir yandan da bu alanlarda yavas yavas gelistirirken , bir yandan da dilin diger alanlarinda da çalisabilirsiniz.
Eger çocuk henüz yönelmiyor, dinlemiyorsa, bunu ilk amaciniz olarak hedefleyin. çünkü yönelme, dinleme, sadece iletisimde degil, diger bütün gelisim alanlarinda önemlidir.
önceliklerinizin ne olmasi gerektigi konusunda 2.1 ve 2.2 kontrol listeleri size yardimci olacaktir. Bütün sorulari, çocugun dikkatli gözlemi ile cevaplayin. özellikle küçük çocuklar çalismalara günün her saatinde esit derecede cevap veremeyebilirler. öyleyse gözlemlerinizi çocugun mutlu ve uyanik oldugu saatlerde yapmalisiniz.
KONTROL LISTESI 1 DINLEME / YöNELME BECERILERI I
EVET / HAYIR
* Onunla her konustugunuz zaman, yüzünüze bakiyor mu ?
* Bir dakika boyunca onunla konustugunuzda, en az yarisinda, gözünüzü veya agzinizi seyrediyor mu ?
* Yüzünden 30 uzaklikta tutulan bir esyaya bakiyor mu ?
* çocuk onu kaldirmak için egildiginizde veya biberonu gösterdiginizde, ne olacagini bildigini gösterir bir hareket yapiyor mu ?
1. Kontrol listesindeki sorulardan herbirine hayir cevabi verdiyseniz, çocuga dinleme/yönelme ögretmek ilk önceliginiz olmalidir. (Bu diger gelisim alanlarini unutmaniz gerektigi anlamina gelmez. Eger çocuk bu evredeyse, kaba motor alanindaki amaçlarda çok çok önemlidir)
KONTROL LISTESI 2 DINLEME / YöNELME BECERILERI II
EVET / HAYIR
* Ona seslendiginizde çocuk sizi bulmak için basini ve gözlerini çeviriyor mu ?
* çocuk bir sandalyede desteklenerek oturtuldugunda, en az bir dakika boyunca dikkatini size veya gösterdiginiz seye toplayabiliyor mu ?
* çocuk, en az 2 dk. Boyunca, sizinle birlikte bir esyaya veya resme bakiyor mu ? Yani esya veya resme ve sizle birlikte dikkat gösteriyor mu ?
* Isaretle birlikte söylendiginde, çocuk basit isteklere karsilik veriyor mu ? Mesela ver dediginizde ve elinizi uzattiginizda, bir esyayi veriyor mu ?
* Yapmasini istediginizde, yardimsiz veya göstermeden, el sallama, el çirpma gibi basit hareketleri yapiyor mu ?
2 numarali kontrol listesindeki sorularin herhangi birine hayir cevabi verdiyseniz, çocugun dinlenme ve yanit verme becerilerine hala öncelik vermeniz gerekecek. Fakat diger gelisim alanlari basarmak için asagi yukari hazir olabilir. Diger alanlara bakabilirsiniz.
Eger bütün sorulara evet cevabi verdiyseniz, çocugun dinleme / yönelme ve yanit verme becerileri için iyi bir temeli var demektir. Diger dil alanlari içinde hazir demektir. Dinleme ve Yönelme, Sosyalizasyon ve Oyun alanlarinda çalisabilirsiniz.
çocuklara yönelme ve yanit vermeyi ögretmekle geçerli olan bazi temel prensiplerle devam edecegiz.
YöNELME VE YANIT VERMEYI TESVIK ETME YOLLARI
Beraber yaptiginiz her seyde çocugu sizi dinlemeye ve size yönelmeye tesvik edebilirsiniz. Asagida önerilen yollar özellikle bebekler ve hareket edemeyen daha büyük çocuklara yöneliktir. Fakat her çocuga kolayca adapte edilebilir.
* çocukla konusun : Bir sey yaparken, yaptiklariniz hakkinda çocukla konusun. Aralarinda sessizlik birakilan birkaç basit cümle, birçok uzun konusmalar, sohbetler kadar etkilidir. Onu ismiyle çagirin ve konusmaya baslamadan evvel yüzünüze bakmasini bekleyin.
* Konusurken gülümseyin ve dokunun. Bu yüzünüzden ve sesinizden daha çok zevk almasini saglayacaktir.
* Onunla konusurken yüzünüzü, onunkine yakin tutun. Küçük bebekler 25-30 cm. Uzaklikta duran seyleri net görürler. Altini temizlerken ona dogru egilin. Mutfakta çalisirken, sandalyesini yakininizda bir yere koyun. çalisirken yüzü size bakacak sekilde, omuzlarindan destekleyerek tutun ki, yüzünüze bakabilsin. Net görebilme uzakligi gittikçe artacaktir. Bunu göz önüne alin . Gördügü seyi kesfetmesi ve dokunmasi için, ellerini yüzünüze dokundurun. Bu, dikkati dagildiginda, dikkatini yeniden toplamasi için de iyi bir yoldur.
* çocuga cevap vermesi için süre taniyin. çocuk gülümsemiyor, bakmiyor veya komutlarinizi hemen almiyorsa, cesaretinizi kirmayin. Küçük çocuklarin organize olabilmeleri için zamana ihtiyaçlari vardir. Ayni direktifi, bak...bak...bak der gibi, birçok defalar tekrarlamak nadir olarak ise yarar. 2. denemeden sonra hala cevap vermiyorsa, dokunma veya ses tonundaki bir degisiklik gibi farkli bir yaklasim deneyin.
* Birakin çocuk ne olacagini tahmin etsin. Bunu ona yaklasirken ismini söyleyerek, onu kucaklamadan evvel kollarinizi kaldirarak, beslenmeden evvel biberonunu veya kasigini göstererek saglayabilirsiniz. Size baktigi veya size cevap verdiginde, ne kadar mutlu oldugunuzu gösterin. Sizinle iliski halinde oldugunu bilmeye ihtiyaci var.
* Rastgele olsalar veya bir mesaj iletmeseler bile çikardigi sese cevap verin. Genellikle ona geri iletme aliskanligi edindirin; bu, sira almak için iyi bir altyapi olusturacaktir.
* Ayni olay ve hareketler için ayni kelimeleri kullanin. Onu her yukari kaldirista yukari veya her alt degistirmede bez degistirme saati derseniz, önceleri sizi anlamayacaktir; fakat bu çevresinde olup bitene dikkatini vermesine yardimci olacak önemli bir yoldur. Zamanla anlamaya baslayacaktir. önemli kelimelerin anlamlarini ögrenecek ve basit direktifleri izlemek için gerekli olan temeli alacaktir.
* çocugu yönelme ve yanit vermeye tesvik ederken bütün aileyi bu ise dahil edin. Erkek ve kizkardesler burada çok degerlidir. Sarkilar söylemekten ve bebegi oksamaktan hoslanacaklardir. Kardeslerin, bebegi onlarla iletisim kurdugunu anlamalarina yardim edin.
* çevresinde olmadiginiz zamanlar, bebege bakacak bir seyler verin. Büyük bir yüz resmi, canli , renkli ve hareketli oyuncaklar veya ev esyalari kullanin. Eger bebek sadece sinirli bir uzakligi görecek kadar küçükse, ona oldukça yakin olan 1-2 esyanin olmasina dikkat edin.
* Nelerle ilgilendigini, nelere baktigini belirlemek için bebegi gözlemeye zaman ayirin. Bu seylerin, dikkatini size çekmekte kullanma yollarini arastirin. özellikle dikkat sorunu olan, daha büyük çocuklarda bu çok önemlidir. Sizin dünyaniza yönelmesini beklemeden önce, siz onun dünyasina girmelisiniz. Iletisim için attigi adimlari görebilir ve hissedebilirsiniz.
* Yavas ama istikrarli bir ilerleme hedefleyin. Eger koydugunuz hedefler çok büyükse, kolayca cesaretinizi yitirebilirsiniz. Tam çocugun oldugu yerden baslayin ve her gün küçük bir sey basarmayi amaçlayin. çocugun size yöneldigi saniyeleri saymak yardimci olabilir. 20 sn.den 30sn.ye yükselen zaman, önemli ama kolayca gözden kaçabilen bir artistir.
* Dikkat dagitacak faktörleri sinirli tutun. Eger çocugun yönelme ve yanit verme becerileri yukarida önerilen teknikler ile ilerleme kaydetmiyorsa, çocukla dikkati dagilmayacak bir ortamda, hergün birçok kisa zaman dilimleri geçirmeyi deneyin. Hareketli ev islerinden uzak, sessiz bir yer seçin ve çocugun dikkatini sizden uzaklastiracak objeleri kaldirin. Bu yöntemi geçici bir çözüm olarak görün. çocuk ilerleme kaydettikçe, kazandigi yeni becerileri, her gün bulundugu ortamda kullanmasini tesvik edin.
öZEL ILGIYE IHTIYACI OLAN çOCUK
Gelismis bir dil için gereken seslerden bir veya daha fazlasini çikarmakta güçlük çeken çocuklar için, bir konusma terapistinin yardimi gereklidir.
çocugun konusmasinin gecikmis olup olmadigi üzerinde dururken, birçok normal çocugun okula basladiklari zaman bile hala bütün sesleri çikaramadigini aklinizdan çikarmayin. Bu konunun sonundaki tablo, çocugun ilk degerlendirmesinde size yardimci olacaktir. Eger süpheniz varsa, profesyonel bir kisiden yardim almalisiniz. Ayrica, eger çocuk yukarida belirttigimiz dönüm noktalarindan çok geride ise ve gösterdigimiz metodlar ile gelisme kaydetmiyorsa, yine bir uzmanin yardimini öneriyoruz. Eger çocugu bir dil terapisti görüyor ise, o kisiyle, bu program gibi evde uygulanabilecek bir program üzerinde çalisin.
DIL öGRENME
Diger insanlarla iletisim kurma ihtiyaci , insanin en temel ihtiyaçlarindan biridir. Her anne-baba iletisimin çocugu için ne kadar önemli oldugunu bilir. özürlü çocuk için, ihtiyaçlarini ve isteklerini dile getirme becerisi kazanmasi yardim gerektirir ve birçok kapi açar. Bu beceri çocuga, çevresini kontrol etme ve bu çevreden ögrenmek firsatini verir.
öneminin bilinmesine ragmen, egitimcilerin iletisim becerilerini ögrenme yollari bulmalari diger beceri alanlarina kiyasla daha yavas oldu. Sebebi açik; çocugun elinden tutarak ona kasik tutmayi veya yuvarlak çizmeyi ögretebilirsiniz, fakat ona konusmasi için fiziksel olarak yardim edemezsiniz. Bazi yapilandirilmis davranis teknikleri, çocuklara ders saatleri süresince kelime söyletebilmis, fakat çocuklara günlük yasantilarinda etkin olarak iletisim kurmayi ögretememistir.
Son yillarda çocugun iletisime olan ihtiyaci için çevresindeki insan ve esyalarla iliskisini hesaba katan teknikler gelistirildi. Bugün biliyoruz ki, dil ögrenimi hayatin ilk haftalarindan baslayarak günlük hayatin bir parçasi olmali. Iletisimin ne oldugu konusunda bilinçli, çocugun önündeki basamaklar için hazir olan anne ve babalarin çocugun dil kazaniminda çok fazla önemi oldugunu biliyoruz. Egitimciler bu anlayisa, bebekleriyle iletisim halinde olan anne babalari gözleyerek geldiler.
DIL öGRENME VE öGRETME NEYI KAPSAR ?
Dil (veya iletisim) sadece konusmaktan daha çok sey kapsar. Konusamayan ama çok etkin bir iletisim saglayan birçok insan vardir (örnegin isaret diliyle). Ayni zamanda konusabilen ama iletisim kuramayan insanlar da vardir.
Konusmayla birlikte dil;
* Dinleme ve anlama.
* Diger kisilerin dillerine cevap verme.
* Iletisim içinde sira ile konusmayi da içerir.
Bu beceriler, konusmak için daha zamani olan bebekler için de geçerlidir. Dil gelistikçe çocuklar sunlari kazanirlar :
* Türlü ihtiyaçlarin karsilanmasi (sosyal, duygusal ve maddi).
* Basta isaretler sonra sözcükler ve daha sonra sözcüklerin birlesmesiyle, degisik anlamlar ifade etme yetenegi.
* Dil bilgisi formlarini kullanmak yoluyla, daha detayli anlamlar ifade etme becerisi, düzgün sözcük sirasi (çogullar, zamanlar gibi).
* Türlü sesler çikarma becerisi.
* Bir konusmayi baslatabilme ve izleyebilme becerisi.
Bu beceriler dinleme, anlama, cevap verme ve sira alma gibi yukarida adi geçen yetenekleri içerir.
Belki bütün bunlar biraz karmasik gözüküyor. Aslinda karmasik da...çocuklar çogu dilin karmasikligini çözebiliyorlar; ama bu otomatik olarak halledilmiyor. önemli olan planlamaktir. Amaçlarin seçimi ve hangi tekniklerin kullanilacagini planlamak vaktinizin çogunu alacaktir.
çOCUKTAN CEVAP BEKLEYIN
çocuk, yüzünüze bakmayi ögrenen bir bebek de olsa, cümle kuran okul öncesi bir çocuk da olsa, tavirlarinizla, her zaman onun cevap verecegini umdugunuzu gösterin, ona zaman taniyin. Eger dikkati baska yerlerde degilse, cevap vermesini bekleyin.
Ona iletisimi baslatma firsati ve zamani da verin. Eger her zaman siz konusuyor, insiyatifi her zaman siz aliyorsaniz, çocuk iletisim sürecindeki rolünü kesfetme firsati bulamayacaktir.
çocukla konusmak çok önemlidir; fakat çocuk bakip dinliyorsa bile iki yönlü bir iletisime katilircasina konusun. Cevaplari sezmek anlamak için susun, bekleyin. Ona zaman taniyin, size katilacagini umun; katilacaktir.
çOCUGU ILGILENDIREN SEYLER HAKKINDA KONUSUN
Canli bir bebekle asagi yukari hersey hakkinda konusabilirsiniz. Cevap vermeyen, sessiz bir bebekle konusmayi zor bulan anne babalar vardir. Sizin ne yaptiginizla ilgili konusmak iyi bir baslangiçtir; çünkü herseye ragmen siz en önde gelen ilgi kaynagisiniz.
çocuk dikkatini objelere ve etrafinda gelisen hareketlere vermeye basladiginda, ipuçlarini onun oyuncak seçiminden ve neye gülümsediginden alin. Daha aktif ve oyuncu oldugunda, seçebildiginiz konular artacaktir. Tercihleri ne ile ilgili konusmak istedigini gösterecektir. Konusmuyorsa ona sevdigi seylerin isimlerini ögretin. Sevdigi seyler kelime ögrenmek için harika bir kaynak saglar. Kendinizi isimler hakkinda konusma ile sinirlamayin. Hareketler, renkler ve sesler hakkinda da konusun.
AKTIF çOCUGA DIKKATINI YOGUNLASTIRMASINDA YARDIMCI OLMAK
Küçük çocugun dikkati, bir seyden baska bir seye kolayca kayabilir. Sadece onun dikkat ettigi seyleri izlerseniz, ögrenmesi gereken seylerin anlamlarina dikkatini toplamasi güç olur. Diger yandan dil ögretimi için dikkatini çekmek istiyorsunuzdur. Bu problemi, çocukla oynamaya ayirdiginiz zamani, sinirli sayida oyuncak ve aktiviteleri bulundugu, daha önceden hazirladiginiz bir ortamda geçirmekle çözebilirsiniz. Onun sevdigini bildiginiz oyuncak ve aktiviteleri seçin ama dikkat dagitici seyleri uzak tutun. Ayni amaca çesitli yollardan ulasabilirsiniz. Diyelim ki top kelimesini ögrenmesini istiyorsunuz, bahçede çesitli renkte toplari koydugunuz bir kutu ile oturabilirsiniz. Bu toplari, yuvarlayarak, atarak, sakla bul oynayarak kullanabilirsiniz. çocuk hangi topu seçecegine ve bununla nasil oynayacagina kendi karar verebilir; ama ayni zamanda siz, onun dikkatini, amaciniza yönelik tutmayi basarirsiniz.
DOGAL BIR CESARETLENDIRME DILI KULLANIN
Iyi çocuk veya iyi konusma gibi ifadelerden kaçinin. Biz konusurken kimse bize böyle seyler söylemez. Bunun yerine çocuga onu anladiginizi ve kabul ederek cevap verin. Eger size, çok rastlanir bir iletisim yolu olarak, oyuncagini uzatirsa, alin ve onunla oynayin. Sizden bir sey istediginde eger bu verebileceginiz bir seyse, ona verin; ama veremeyeceginiz bir seyse, en azindan anladiginizi gösterin.
KONUSABILEN çOCUK IçIN
Yukarida anlatilan alanlar, konusmayi ögrenen çocuk için önemini sürdürür. Yeni kelimeler ögrenmede taklit çok önemli bir yoldur. çocuk yavas yavas istek ve ihtiyaçlarini belirtmek için, kelimeleri kullanmayi ögrenir.
Bu asamada ayrica su alanlar önem kazanir :
DEGISIK TüRDE ANLAMLARI IFADE ETMEK
çocuk, genis bir kelime bilgisinden daha çok seye ihtiyaç duyar. Tabi ki birçok kelime ögrenmesini isteriz; fakat ögrendiklerinin ona degisik seyler hakkinda konusma firsati vermesi gerekir. örnegin, bir çocuk 50 kelime biliyor olabilir, ama bu kelimeler sadece obje isimleriyle (araba, top gibi), bu objelerin ne yaptiklari hakkinda konusamayacaktir, veya neye benzediklerini söyleyemeyecektir.
DILBILGISI KALIPLARINI KULLANMAK
çocuk, bir noktaya kadar dilbigisi açisindan dogru olmasada , kendini ifade edebilir. Yani, bir süre dilbilgisi hatalari üzerinde durmaniza gerek yok; fakat ileride daha ince ayrintilar üzerinde konusacagi zaman, bu kurallari ögrenmek zorunda kalacaktir.
AGIZ HAREKETLERI VE SöZCüKLERI TELAFFUZ ETMEK
Bu alan, diger iletisim becerilerini ögrenmis olsalar bile birçok özürlü çocuk için güçlük yaratir.
KONUSMAYI BASLATMAK VE DEVAM ETTIRMEK
Olgunlasmis bir konusma becerisi, konusma baslatma ve diger kisilerin konustuklarina cevap verme arasinda bir denge içerir. Sira alma becerileri iyi gelismis çocuklar, bu dengeyi özel bir egitim almadan basarirlar; fakat bazen böyle bir denge dogal olarak gelismez. Bazi çocuklar vardir, ilgilerini çeken konular hakkinda uzun süre gevezelik edebilirler; ama diger insanlarin söylediklerine dikkat etmezler, dinlemezler. Ayrica sadece onlarla konusuldugunda konusan ve çok nadir olarak kendi baslarina konusma baslatan çocuklar da vardir. Iki uç da etkin bir iletisime izin vermez. Bu vakalarda bir denge bulmayi ögretmek önemli bir alandir.
DIL öGRETMEK IçIN TEMEL PRENSIPLER
* çocuga, cevap vermek için süre taniyin, dinleyin, bekleyin,
* çocukla onu ilgilendiren seyler hakkinda konusun,
* Planlanmis aktiviteler esliginde, çocugun dikkatini belli amaçlara yöneltin,
* çocugu dogal bir biçimde tesvik edin.
NASIL öGRETMELI ?
Ne ögretmeli? listesi size çok uzun geliyorsa, bu becerilerin ayni anda ögretebilecegini bilmek, tam olarak neyi amaçladiginizi aklinizdan çikarmadiginiz sürece sizi rahatlatacaktir. Dahasi, dil ögretmenin büyük bir kismi, günlük aktivitelerin bir parçasidir ve öyle olmalidir. Bu çocukla oynanan oyunlarin ve ona verilen bakimin dogal bir uzantisi olmalidir. çocugun gelisiminin bazi dönemlerinde, belli amaçlara ve aktivitelere yönelip, bunlara ayri bir önem vermek gerekir.
NE öGRETILECEK ?
HENüZ KONUSMAYAN çOCUK
* Dinleme ve oyun becerileri : Bebekler kelimeleri kullanabilmeden çok önce, konusmalara katilabilirler. Bunu yapmak için, diger kisilerin ne yaptigina dikkat etmeli ve oyundaki objelere dikkat etmeliler. Bebekler büyüdükçe çevrelerini tanimak için oyun becerilerini kullanir ve böylece iletisim kurmak istedikleri seyleri kesfederler.
*Sira almak : Iletisim iki yönlü bir süreçtir ve konusmayla birlikte, dinleme ve beklemeyi de içerir. Bebeklik çagi, sesler, hareketler veya basit oyunlar ile sira almayi ögrenmek için ideal çagdir. Konusamayan daha büyük çocuklar da sira alma çalismalarindan yararlanabilirler.
* Taklit etmek : Taklit, yeni sesler ögrenmede büyük rol oynar (ileride kelime üretmede kullanilacak olan sesler). Bebeklerin pek çogu taklit etmekten hoslanirlar. Birkaç günlük bebeklerin bile, annelerinin yüz ifadelerini taklit ettikleri gözlemlenmistir. Taklit sadece seslerle kisitlanmamalidir, hareketler de taklit edilebilir.
* Sesleri ve jestleri degisik amaçlarla kullanmak : çocuklar, çikardiklari seslerin ve yaptiklari hareketlerin, çevrelerindeki insanlarin hareketlerini etkiledigini ve bulunduklari ortami kontrol ettigini ögrenmelidirler. Sesler ve jestler istenmeyen bir yiyecegi, oyuncagi reddetmek için yardim istemek için veya merhaba demek için kullanilabilir.
*Anlamak : Henüz konusamayan çocuklar kisileri, objeleri, olaylari betimleyen kelimeleri anlamayi ögrenebilirler.
çocugun özürü, iletisim becerilerini ögrenmesini engelliyorsa, anne-babanin ve egitmenin, bu konuda daha duyarli olmasi gerekir. özellikle, çocugun iletisimine yönlendirecek oyun çesitlerinden ve bu tür durumlardan haberdar olmalari gerekir. Kendi konusmalarinin, dinleme ve cevap vermelerinin, çocugun dil ögrenmesinde ne kadar önemli oldugunu göz önünde bulundurmalidir. Akilda tutacak ve düsünecek çok sey var gibi gözüküyor ama Macquariede çalisan anne babalar, bütün bu düsünce tarzinin dogal gelmeye basladigini söylüyorlar. Dil ögretme teknikleri, anne babalarin çocuklariyla iletisim kurus sekilleri üzerine kuruludur. Bu konuda okuyacaklariniz aslinda bize yabanci olmayan, sagduyuyla bulunabilecek seyler.
BU çOCUK KONUSMAYI öGRENEBILIR MI ?
Agir derecede özürlü çocuklar dahil, çocuklarin birçogu konusmayi ögrenebilir. ögrenilmedigi nadir vakalarda , konusmanin yerine isaret dili ögretilebilir.
çocuk daha küçükse (bebekse) hareket veya isaret dilinde mi daha rahat olacagina karar vermek için çok zamaniniz var demektir. 2. konuda sunulan erken dil ögrenimi yaklasimi size yardimci olacaktir.
MACQUAIRE PROGRAMINDA DIL NASIL öGRETILIYOR ?
Macquarie üniversitesi, down sendrom programinda, dil ögretimi T.E.L.L.ye dayanir. (Türkçesi, Yasam Için Erken Dil ögretimi)
T.E.L.L. son gelistirilen teorileri genis kapsamli ve pratik bir programa çevirip, orta ve agir derecedeki özürlü çocuklarin ihtiyaçlarini karsilamak üzere düzenlendi. T.E.L.L.nin temel özellikleri sunlardir:
*Bebeklikten itibaren, çocuklar diger kisilere yönelmeye, sira almaya, ses ve hareketleri taklit etmeye yönelebilirler.
*Konusmadan önce çocuklara, sesleri ve hareketlerini ihtiyaçlarini karsilamak için kullanabilecekleri gösterilir.
çocuk konusmaya basladiginda, her farkli dil alaninda amaçlar belirlenir. Sira almak , degisik biçimdeki kelimeleri ögretmek ve yavas yavas dilbilgisi kurallarinin üzerinde durmak bu alanlardan bazilaridir.
* ögretim dogal ortamda, çocugun sevdigi materyal ve aktiviteleri kullanarak olur. ögretmen (egitimci) dil çalismalarini eglenceli hale getirir ki çocuk iletisim kurmak istesin.
BASLAMADAN öNCE
Bütün gelisim alanlarinda oldugu gibi, ögretim baslamadan önce, çocugu degerlendirmek gerekir. Fakat burada çocugun çevresindekiler ile spontan iliskisiyle ilgilendigimiz için, formal degerlendirme sekanslari uygun degildir; çünkü formal degerlendirmelerde çocugun bazi kesin emirlere uymasi istenir.
Bu tür dogal konusma cesaretlendirmeleri çocuga, iletisim kurmak için attigi adimlarin degerini ve ise yaradigini, ayrica dil becerilerini nasil gelistirecegini gösterecektir.
NORMAL DIL GELISIMININ SEKANSLARI
Dil konusunda çocugun su anda neler yapabildigini ve ilerde neler ögrenebilecegini, normal çocuklarin o yaslarda neler yaptiklarindan daha önemlidir. Ancak normal gelisimi de bilmekte yarar vardir. Asagida 4 yasa kadar önemli dönüm noktalarini bulacaksiniz.
Normal diye adlandirilan dönemin dil kazanimi konusunda sinirlari çok genistir. Birçok çocuk ilk sözcüklerini iki yasindan sonra söylerler ama yine de normal gelisim gösterirler. Yani verdigimiz bu gelisim basamaklarini dikkatli kullanmak önemlidir. Gelisim basamaklari ve sirasi, gösterilen yas düzeyinden daha önemlidir.
0 – 3 YAS ARASI
Bebek önceleri sadece aglayarak ses çikarir, fakat sonra yavas yavas aglamadan da sesler çikarmaya baslar. Gigildama ve girtlaktan gelen küçük sesler duyacaksiniz, daha sonra ünlü sesler çikarmaya baslayacak.
Bebek aglama disi sesleri çikarmayi ögrenirken , baskalarinin konusmasina da cevap vermeyi ögrenir. Insanlarin konusmalarina önce yüz ifadesi ve vücut hareketleriyle cevap verir. Daha sonra onunla konusuldugunda yumusak seslerle yanit vermeye baslar.
3 – 6 AY ARASI
Simdi bebek iki degisik sesli harf çikarir ve yalnizken kendi kendine gigildar.
Ba ya da Da gibi sesleri çikarabilmek için bir sesli ve bir sessiz harfi yanyana getirir.
Artik degisik duygularini degisik sesler çikararak ifade ederler. Büyüklerin yaptigi küçük hareketleri taklit eder. çikardigi seslerle , konusmalari taklit etmeye çalisir.
6 – 9 AY ARASI
Daha simdiden en az dört degisik ses kullanir. Tekrardan olusan iki heceli kelimeleri söyler (mama gibi).
çocuk yetiskin biriyle karsilikli sira alabilir (hareketler ve ses çikararak).
Dikkat çekmek için bagirir. Birisi istemedigi birsey yaptiginda aglayarak veya yüksek sesler çikararak tepki verir.
Tanidik birini gördügünde gülümser ve ses çikarir.
Taklit becerileri artmistir. El sallamak veya çirpmak gibi hareketleri taklit eder. Ayrica zaten çikarabildigi sesleri bir baskasi çikardiginda taklit ederek karsilik verir.
9 – 12 AY ARASI
Bebek artik yetiskinlerin konusmalarindakilere benzer tonlamalar kullanir. önce açik bir isteme biçimi ortaya çikar. Birseye bakar ve sonra yetiskine bakar; isaret ile veya ses çikararak ne gördügü hakkinda bilgi verir. Yetiskinle bir iletisime girmek için ses çikarir, iletisimi baslatir.
öksürmek, göz kirpmak veya dil çikarmak gibi yüz hareketlerini taklit edebilir; özellikle ses ile birlestirilen hareketleri taklit etmekten hoslanir.
12 – 15 AY ARASI
Bebek artik sohbetten zevk aliyordur. Inisli çikisli seslerle iletisim kurar ve konusmayi devam ettirir. Diger bir kisiye esya veya oyuncak vermekten hoslanir. Bunu yaparken sesler de çikarabilir. Bu asamadan itibaren selemlasma ve vedalasma için tutarli sesler ve hareketler kullanir.
Kelimeleri, onlara yakin seslerle taklit eder. Su için u gibi.
Tam olmamakla birlikte, yakin olan iki kelimeyi kullanabilir.
Bu nedir? sorusuna bir kelime veya kelimeye yakin bir sesle cevap verebilir.
Ses vurgulari gitgide daha olgunlasir, gelisir. Birsey isteme veya soru sorma ile ünlem vurgularini ayird edebilirsiniz.
15 – 18 AY ARASI
çocuk artik 4 – 6 kelime söyleyebilir. Bunlar genellikle isimler karsi çikma kelimeleri ve merhaba,bay bay gibi sözcüklerdir. Kelimeyi söyleyemedigi zaman göstermek, vermek veya el sallamak gibi hareketlere ses ekler.
Sik sik duydugu sarkilari söylemeye çalisir.
Artik basarili bir taklitçidir. Yetiskinlerin sik sik kullandiklari veya konusmalardaki sözcükleri yanki gibi tekrarlarlar.
18 AY – 2 YAS ARASI
çocuk artik 25 kelime söyleyebilir. Bunlar esya ve insan isimleri, selam,bay bay sözcükleri, hareket belirten en az iki kelime, daha çok istemek ve reddetmek üzerine kelimeleri içerir.
Kendisi kullanmasada iki kelimeli cümleleri taklit eder.
Kendisini iyi taniyan yetiskinler için konusmasi anlasilir düzeydedir; en azindan %70i.
2 – 3 YAS ARASI
Bu yasta çocuklar daha çok kelime kazanir. 2,5 yasinda en az 50 kelime ve 3 yasindan itibaren yaklasik 300 kelimeye sahiptirler.
Bu yasta kelimeleri iki kelimelik cümlelerde kullanmak için baglamayi ögrenirler. Yil sonuna dogru birçok üç kelimelik cümle kurabilirler.
Konusma boyunca sira almayi bilir. önceleri bunu sadece tek kelimeyle yaparken daha sonralari daha çok sözcüklü ve tek bir konu üzerinde yogunlasmis sohbeti 2-3 kelimelik cümlelere sürdürebilecek seviyeye gelir.
Artik dilbilgisi kurallarini da ögrenmeye baslar. (çogullar, zamirler gibi)
Bazi hatalar yapmakla birlikte, tekerlemeler ezberleyebilir.
Oynarken kendi kendine söylenir ve konusmasi oldukça anlasilir.
3 – 4 YAS ARASI
Bu yil ilerledikçe, çocuk 3 kelimeli cümleler daha sik kullanilir, ta ki konusmasindaki cümlelerin % 80i, üç ve fazlasi kelimeden olisuncaya dek.
Ne, niçin, nerede ? ile baslayan sorular sorar.
Yakin geçmisdeki deneyimleri detayli bir sekilde anlatabilir.
Soruldugunda adini ve soyadini söyleyebilir.
çevremizdeki seylerin ne ise yaradigi ile ilgili olan sorular dahil, birçok soruyu cevaplayabilir. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |