![]() |
HASTANELERDE KAYNAK İSRAFI HASTANELERDE KAYNAK İSRAFI[/b] Doç. Dr. Haydar SUR GİRİŞ Dünyada özellikle son 30 yılda yaşanan değişiklikler, sağlık hizmetlerinin gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Yüksek teknoloji ürünlerinin sağlık hizmetlerine damgasını vurmasıyla birlikte, hizmetlerin sınırlarında, kalitesinde ve buna bağlı olarak hizmeti talep edenlerin beklentilerinde önemli artışlar olmuştur. Tüp bebek uygulamaları, genetik çalışmalar, daha önce el sürülemeyen birçok vakalarda başarılı ameliyatlar vb. buna örnek olarak verilebilir. Bu baş döndürücü gelişmeler, sağlık hizmetlerinde harcamaların astronomik boyutlara ulaşabilecek kadar yükselmesiyle sonuçlanmıştır. Hizmetlerdeki iyileşmeye bağlı olarak insan ömründe artış olmuş ve dünya nüfusu yaşlanmaya yüz tutmuştur. İnsanlar yaşlandıkça kronik ve kaçınılmaz hastalık/rahatsızlıklar çoğalmış ve bunların tedavileri de (yaşlı insanların tedavileri her zaman daha pahalıya mal olmaktadır) masrafların artmasına katkıda bulunmuştur. Bu durum, ülkeleri kendi sağlık sistemlerini gözden geçirmeye ve hizmetleri daha ucuza getirmenin yollarını aramaya mecbur bırakmıştır. Yaptığınız her harcama, bir başka hizmeti yapamamanız demektir ve buna ekonomide fırsat maliyeti adı verilir. Kaynakların harcandığı hizmetlerin fırsat maliyetleri yeniden ele alınmış ve yatırım politikaları değişmiştir. Ülkeler verimliliği sağlayabilmek için harcamalarda belirli kurallar koymuşlardır. Bu kurallar yazımızın konusu dışındadır ama önemli bir gelişmenin altını çizmekte yarar vardır: Verimlilik için sağlık hizmetleri yönetiminde profesyonelleşme ve ekonomik yaklaşımla sorunlara eğilme. Gelişmiş ülkeler bu ilkeleri uygulayarak hizmetlerin maliyetlerini düşürme yönünde önemli adımlar atmışlardır. Sağlık hizmetleri içinde hastanelerin her zaman özel bir yeri olmuştur. Çünkü bütün hizmet zinciri içinde en çok kaynak hastanelerde tüketilmektedir. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı bütçesinde harcamaların yaklaşık % 40ı her zaman hastane hizmetlerine ayrılmaktadır. Bu durumda sağlık hizmetlerinde verimlilik, etkililik, hakkaniyet vb. ilkeleri yerleştirmek için mutlaka hastanelerde bunların yerleşmesini sağlamak zorunluluğu vardır. Özellikle yatan hastalara ayrılan kaynaklar ve ileri laboratuar tetkikleri hastane giderlerinin büyük boyutlara ulaşmasında iki önemli etkendir. Bu sebeple, gelişmiş ülkeler hastanede kalış sürelerinin minimuma indirilmesine, ayaktan tedavi kliniklerinin (outpatient clinics) başarılı olmasına ve sayılarının çoğaltılmasına, gereksiz laboratuar kullanımının önlenmesine büyük çaba göstermektedir. Hastaneler bizim ülkemizde sağlık hizmetinde verimsizliği simgeleyen en belirgin kurumlar gibi ortada durmaktadır. Bunu hizmeti sunan ve kullananlar açısından da ayrı ayrı kanıtlayabiliriz. Hizmetin planlanışı ve sunuluşu ile ilgili verimsizlikler Kaynak denince insan gücü, zaman, bina, arsa, malzeme, teçhizat, alet, gibi değerler anlaşılmaktadır. Şehrin işlek bir yerinde iş hanı olabilecek ve ayda 20 milyar lira gelir getirecek bir binayı kullanıyorsanız, binanın sahibi de olsanız bina gideriniz 20 milyar lira olmaktadır. Çünkü o süre içinde 20 milyar liralık bir gelirden mahrum kalmak pahasına o binada kalmış olmaktasınız. Hastanenin oturacağı arsanın verimsiz kullanılmasından tutun, gereksiz bina yapımının, gereksiz alet ve malzeme yatırımının, gereksiz yatak kapasitesi artırımının sanıldığından çok daha büyük mali kayıplarla sonuçlanacağı akılda tutulmalı ve çok gerçekçi tahminlerle planlama yapılmalıdır. Her hastanenin hizmet verdiği coğrafi bölge, yörenin kültürel ve sosyoekonomik durumu, eğitim düzeyi, nüfusun yaş gruplarına dağılımı, yörenin morbidite ve mortalite hızları ve dağılımı gibi temel kriterler o yörede toplum tarafından "hissedilen ihtiyaç"ı ve meslek erbabının ortaya koyduğu "normatif ihtiyaç"ı belirleyeceği için; bir yörede ne büyüklükte bir hastane açılmalı, bu hastanenin hangi servisleri olmalı, bu servislerin kaçar yatak kapasitesi bulunmalı, bu hastanenin laboratuarı ne gibi tahlillerin yapılabileceği bir birim olmalı, burada hangi branştan kaç tane hekim görev yapmalı, kaç hemşire ne şekilde çalışmalı, başka hangi meslekten kimler çalışmalı, mutfağı ne büyüklükte olmalı vb. sorulara net cevaplar verebilecek kadar yörenin ihtiyacı incelenmiş olmalıdır. Ülkemizde gerçi Sağlık Bakanlığının ve SSKnın hizmet verilecek nüfusa oranlanan bir planlama standardı vardır, ama çok özel durumları saymazsak bu planlama şeklinde hizmetin detayları ele alınmamakta, yalnızca kaba nüfus verilerine dayalı tahminlerle yola çıkılmaktadır. Şunu hemen belirtelim ki, daha gerçekçi ve ayrıntıları ele alan bir planlama seçilmiş olsa, dayanak olacak verilerin birçoğunu ülkemiz için bulamazsınız ve Amerika veya diğer gelişmiş ülkelerin verilerinden yola çıkmak zorunda kalırsınız, bu durum da yatırımlarda isabetsizliğe yol açmaktadır. Çünkü ülkemizde, istenilen düzeyde ve hızda işleyen bir sağlık enformasyon sistemi mevcut değildir. Birçok durumda merkezde planlama yapan birkaç tecrübeli uzmanın mesleki sezgileri güvenilebilecek tek dayanak olmaktadır. Hastanelerin işleyişine kaynakların nasıl değerlendirildiğini sorgulayarak yaklaşırsak hastanelerimizin verimsizliğinin boyutlarını daha iyi kavrayabiliriz. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:46 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.