Tedavi yöntemi olarak sanat
Ruh sağlığı hastalıklarının en ağırları arasında gösterilen şizofreni hastaları, ebru ve imitasyon takılar yaparak rehabilite ediliyor.
Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde, ruh sağlığı hastalıklarının en ağırları arasında gösterilen şizofreni hastaları, ebru ve imitasyon takılar yaparak rehabilite ediliyorlar. Yorulmak bilmeden çalışıyorlar
Hastane bünyesinde oluşturulan sanat atölyesinde masaların üzerine serdikleri boncuk, iplik ve diğer imitasyon takı malzemelerini kendi tasarımlarıyla küpe, kolye, künye, bilezik, anahtarlık ve çeşitli süs eşyalarına dönüştüren şizofreni hastaları, gün boyu yorulmak bilmeden çalışabiliyorlar.
Bazı hastalar ise sulu boya fırçasıyla suya damlattıkları renk renk boyalara şekil vererek, minyatür ayakkabı üzerine oluşturdukları desenlerle ortaya bir eser çıkarmanın heyecanını yaşıyorlar. Dışlanıyorlar
Hastane Başhekimi Dr. Bülent Demirbek, gerçek hayatla hayal ettiklerini ayırt edemeyen şizofreni hastalarının toplumda 'tehlikeli ve korkulacak bireyler' diye adeta damgalandıklarını ve dışlandıklarını söyledi.
Şizofreninin ruh sağlığı hastalıkları arasında en ağır seyredenlerinden olduğunu, ancak ilaçlı ve rehabilite odaklı tedavinin olumlu sonuçlar verdiğini vurgulayan Dr. Demirbek, "Oluşturduğumuz sanat atölyelerinde, sanatsal faaliyetlerin en az ilaçlı tedavi kadar etkili olduğunu görmek bizi mutlu etti" dedi. Hobi bahçeleri oluşturuldu
Dr. Demirbek, hastaların özellikle takı tasarımı ve bu tasarıma dayanarak yaptıkları kolye, bilezik, künye, anahtarlık ve çeşitli süs eşyaları ile ebru çalışmasında sağlıklı bireyler kadar başarı gösterdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Hastane bahçesini yeniden düzenleyerek her hasta için hobi bahçeleri oluşturuyorlar. Şizofreni hastaları çok uzun süreli tedavi gördüklerinden bahçede fidan dikmeleri ve diktikleri bu fidanı büyütmelerinin tedavilerine olumlu katkı sağlayacağını umut ediyoruz." "Tedaviden kaçılıyor"
Dr. Demirbek, şizofreni hastalarının da tedavi sayesinde toplumun birer ferdi olarak yaşamlarını sürdürebilecekleri gerçeğine rağmen ya batıl inanışlar ya da bilinçsizlik nedeniyle bazı ailelerin hastalarını evlerine kapatmaya, ayaklarına zincir vurmaya devam etmelerine üzüntüyle tanık olduklarını bildirdi.
Bazı ailelerin ise "utanılacak hastalık" olarak görmeleri nedeniyle hastalarını toplumdan uzaklaştırdıklarına dikkati çeken Demirbek, "Tedavinin gecikmesi hastalığın daha kronik hal almasına neden olmasının yanı sıra tedaviden olumlu sonuç alma olasılığımızı da düşürüyor. Bu nedenle her 15 günde bir kez gerçekleştirdiğimiz eğitim faaliyetleriyle hasta ailelerini bilgilendirmeye çalışıyoruz" dedi. "Çocukları özledim"
Yaşları 18 ile 70 arasında değişen, duruşları, gülüşleri ve bakışlarıyla hasta olduklarını belli eden şizofrenler, bazen hüzünlü bazen neşeli halleriyle beyinlerinde kopan fırtınayla adeta mücadele ettikleri izlenimini veriyorlar.
Yeşil gözleri, sarı saçları ve sürekli gülen yüzüyle dikkati çeken hastalardan Ayla Umurbek (45), kendisiyle sohbet edildiğinde, bütün yaşamını bir çırpıda anlatırken, sık sık çocuklarına duyduğu özlemi dile getiriyor. Gerçek ile hayali ayırt edemiyorlar
Bir fabrikada çalışırken severek evlendiği eşiyle Hollanda'ya yerleştiğini, varlık içinde bir yaşam sürdüğünü, 2'si kız, biri erkek 3 çocuk sahibi olduğunu anlatan Ayla Umurbek, Hollanda'da yaşayan çocuklarını çok özlediğini belirtirken, tutarsız konuşmalarıyla da gerçek yaşamla hayali ayırt edemediğini gözler önüne seriyor.
Hatay'ın Kırıkhan ilçesinden geldiğini anlatan 20 yaşındaki Tülin Söğüt ise baba dayağından şikayetçi. Kendisinin zaman zaman taburcu edilerek evine gönderildiğini anlatan Tülin Söğüt, "Babam içki içiyor, kumar oynuyor, sonra gelip beni dövüyor. Bu yüzden beni ne zaman evime gönderseler, kaçıp tekrar buraya geliyorum. Ben burada çok mutluyum, ömrümün sonuna kadar da burada kalmak istiyorum" dedi. Milliyet
Kaynak: Ekolay Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |