05-05-2010, 11:39 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| İkinci nizamiye düştü, komutanım
Hekim kimliği ile askerlik yapmayı yadırgamış, pek içime sindirememiştim. Askeri bir hastanede askeri üniforma ve kurallar içinde hekim olarak çalışıyordum. İnsan aynı insan, hasta aynı hastaydı ama şartlar farklıydı. Düşmanı tanıma, ona karşı önlem alma ve yok etmeyi gerektiren meslek mensubu olarak, ettiği Hipokrat yemini ile kendini tüm insanların sağlığına adamış mesleği icra etmeye çabalamak başlı başına paradokstu, zaten.
Hastalar hakkında birlikte karar verdiğimiz hekim arkadaşınızın rütbece sizden üstün olması tıbbi karar alma süreçlerine yansıyabiliyor, ne zaman hekim, ne zaman asker olduğunuzu ayırt etmek giderek zorlaşıyordu. Sizden önce asker sonra hekim olmanızı isteyen komutanlarınız ile sizden önce hekim sonra hasta olmanızı isteyen hastalarınız arasında kalabiliyordunuz. Hastanız hakkında bilgi vermek için bile üstünüze tekmil vermek zorundaydınız.
Bu şartlar altında bir Cumartesi günü askeri hastanenin nöbetçi amir nöbetini tutuyordum. Başhekimimiz de il dışındaydı. Önce gelen haberi pek önemsemedim. Komşu ilçedeki bir tekstil fabrikasında patlama olmuştu. Ölüler ve yaralılar olduğu haberi geliyordu. İlçe devlet hastanesinin ve sonra da özel hastanenin yetmemesi ve yaralı sayısının artması üzerine kolordudan özel izin alınarak askeri hastane sivillerin hizmetine açılmıştı.
Kolordu Kurmay Başkanlığı arayarak bir miktar yaralı geliyor hazırlığınızı yapın emri verdi. Hafta sonu izninde olan uzman arkadaşlarımı kısa sürede hastanede toplayıp hazırlığımızı yaptık. Hastanenin acil servisi iç içe iki odadan oluşuyordu ve aynı anda ancak 4-5 kişiye hizmet verebilecek kapasitedeydi.
Biraz sonra sirenlerini öttürerek 7 adet ambulans ile birlikte o küçücük acil servisin önüne 45 yaralı ve 3 ölü indirdiler. Patlama etkisi ile 400'den fazla yaralı 80 civarı ölü olduğunu o ana kadar bilmediğimiz için şaşkınlık içindeydik. Beyin cerrahı arkadaşım aynı anda ameliyat edilmesi gereken 3 hasta olduğunu birini seçip ameliyata aldığını diğerleri için ise çok geç olabileceğini anlatmaya çabalıyordu. Yaralıları sedyelere, masalara ve daha sonra koridorda yerlere yatırıp tüm personeli acil servise topladım. İlk müdahaleler yapılıyor, ameliyathane tam kapasite çalışıyordu.
Bu arada dışarıda ayrı bir trajedi yaşanıyordu. İnsanlar ölü ve yaralılar arasında yakınlarını bulma çabasıyla hastanelere koşturmuştu. Büyük bir güruh halinde gelen yaralılar arasında yakınlarını bulma ümidiyle askeri hastaneye de girmeye çabalıyorlardı. Bu arada başhekimin telefonda olduğu ve görüşmek istediğini bildirildi.
Bu şartlar altında bile askeri kurallara uyulması gerektiğini her fırsatta hatırlatan Albayıma telefonda tekmil vermeye başladım:
- Komutanım saat 15.00 itibariyle hastanemiz acil servisine 45 yaralı 3 ölü duhul etmiştir. Bütün ekip görevinin başındadır. Gereken ilk müdahaleler yapılmış olup ameliyathanede halen 4 masa çalışır haldedir.
- Peki asteğmenim. Bilmem gereken başka bir durum var mı?
- Var komutanım. Hasta yakınları ile sorun yaşıyoruz.
- Hasta yakınları mı?
- Evet komutanım. Hasta yakınları ölü ve yaralılar arasında yakınlarını arıyorlar. Yüzlerce kişiden söz ediyorum. Yaralılar geldikten sonra hastanemize girip yakınlarını bulmak istediler.
- Peki ne oldu?
- Çok kalabalıktılar mani olamadık.
- Eeeee
- İkinci nizamiye düştü komutanım. Hastane bahçesine girip acil servis binasına girmek istediklerini görünce şok mangasını çıkardım. Havaya üç el ateş ettirdim. Şimdilik geri çekildiler.
Telefonda kısa bir sessizlik oldu. O taviz vermeyen komutanın sesinin ilk defa titrediğini duydum.
- Evladım. Sakin olun evladım. Ne yapıyorsunuz?
- Komutanım, acil servisin fiziki şartlarını biliyorsunuz. Ve burada 45 yaralı var. Üç eksik beş fazla fark etmez işimize engel oluyorlar.
- Tamam evladım. Ben şimdi yola çıkıp geliyorum. Ama unutmayın siz hekimsiniz, onlar da sivil. Askeri önlemlere başvurmadan işinizi yapın yeter. Hekim olduğunuzu unutmayın.
Bizden her fırsatta asker olmamızı isteyen, nöbette hastane içinde tabanca taşımayı reddeden arkadaşımıza disiplin cezası veren o komutan gitmiş, babacan tavırlar ile bizi sakinleştirmeye çalışan hekim ağabeyimiz ortaya çıkmıştı, kısa bir süre için.
O gün bütün ekip özveri ile çalışmış, kolordunun helikopterleri ağır yaralıları şehir merkezine taşımıştı.
Komutan geldiğinde ortalık yatışmıştı. Yine o ciddi ve asık yüzünü takınmıştı. Kısa bir teşekkür konuşmasından sonra meskun mahalde havaya ateş açtırma yüzünden hakkımda disiplin soruşturması açtırdı ve iki gün oda hapsi ile cezalandırıldım.
Ne öğrencilik ne de meslek hayatında disiplin suçu işlememiş biri olarak ağrıma gitmişti doğrusu. Ama bir daha nöbetçi amir nöbeti tutturulmamak gibi yararı da oldu, bu cezanın.
İkinci nizamiye ne mi oldu?
Çok sürmedi, sivillerden geri almamız. Dr. Mehmet Uhri
mehmetuhri
Not: Bu yazı Ağustos 1992'de Lüleburgaz yakınlarında Şahinler Mensucat Fabrikası'nda meydana gelen patlamada ölenlerin anısına ithaf olunmuştur. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |