05-05-2010, 11:43 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Eski bir şarkı
Ağaçlar yapraklarını dökmüş sonbahar çoktan terk etmişti Berlin'i. Şehri ikiye bölen duvarın yıkılması ve Almanyaların birleşmesi ile yeniden başkent olmuş, büyük gelişim göstermişti. Hiç bir zaman içine sindiremediği bölünmüşlüğü arkasında bırakmış ve çağdaş Avrupa başkentlerinden birine dönüşmüştü.
Potsdam meydanında yönümü şaşırıp Brandenburg kapısına gideceğime kendimi Mendelsshon Bartoldy parkında bulmuştum. Elimde bölge haritası, şaşkın bakınırken ıslıkla çaldığım Ege türküsünü fark eden ve merhaba diyerek yanıma gelen yaşlıca beyefendiden yardım istedim. Beyefendi haritayı ters tuttuğumu ve bu nedenle ters yönde ilerlediğimi gösterdi. Parkın diğer ucundaki metro istasyonundan metroya binmenin daha iyi olacağını, kendisinin de o yöne gitmekte olduğunu söyleyip Acelen yoksa ve adımını şu ihtiyarın adımlarına uydurabilirsen, birlikte gidelim dedi.
Parkın kuzeyine doğru yürümeye başladık. İstanbul'dan geldiğimi söyleyince biraz da heyecanla Galata köprüsünü sordu. İç çekerek Galata köprüsünde gençlik anıları olduğundan, İstanbul'u özlediğinden söz etti. Hatırladığı o eski köprünün yıllar önce yandığını, yerine daha geniş ve uzununun yapıldığını, eski köprünün tadının pek olmadığını söyleyince durdu. Bastonuna dayanıp gülümsedi, biraz da soluklanmak istemişti sanırım. Sonra Olsun be oğul. Ağzının tadı yerindeyse, Haliç'e doğru, gün batımına karşı çay içmenin keyfine varabiliyorsan yeter de artar diye cevap verdi.
Ağır adımlarla yürümeyi sürdürdük. 70'li yıllarda siyasi nedenlerle ülkesinden kaçıp Almanya'ya sığınanlardan olduğunu, vatandaşlıktan çıkarıldığını, çok özlemesine karşın ülkesine geri dönemediğini anlattı.
- Siyasi görüşümüz dışında suçumuz yoktu zaten. Kimseye zarar da vermemiştik. Milletimiz daha iyi yaşasın özgür olsun istemiştik. Duvarın yıkılması ile uğruna vatansızlığı bile göze aldığımız davalar unutuldu gitti. Bizler de yok sayıldık. Sanki hiç yaşamamış gibi olduk. Ülke bizi unuttu. Vatansız olduk. Yabani ot gibi buralara tutunduk.
- Ne iş ile uğraşıyorsunuz?
- Başlangıçta her işi yaptım. Müzik eğitimi almıştım. Berlin'deki Türk düğünlerinde çalgıcılık bile yaptım. Sonraları geçimimi müzik eserlerine düzenlemeler yaparak sağladım. Pek adım duyulmasa da çeşitli müzik gruplarının beste ve aranjmanlarında emeğim vardır.
- Peki, neden özellikle Berlin? Yoksa o da mı rastlantı?
- Almanyalı olamadım ama beni her halimle kabul eden biraz da kendime benzettiğim Berlin'i çok sevdim.
Nasıl bir benzerlik olabileceği konusunda şaşkın bakmış olacağım ki açıklama gereksinimi duydu. Eliyle kalabalık caddeleri göstererek Berlin'in kendi gibi bunca savaş ve işkence görmüş olmasına, ikiye bölünüp parçalanmasına, başkent olmaktan çıkmasına karşın her daim canlılığını koruduğuna dikkat çekti.
- Bu şehir çok bilinen ve sevilen eski şarkılara benziyor. O eski şarkılar ki; bilirsin herkes kendine göre söyler ama unutulmaz. Hep bir yerlerde yaşar. Bazısı bir kuble okur, bazısı sözlerini değiştirir bazısı ritmini mırıldanır ama takılmıştır kulağa. Bu şehirde öyle bir canlılık var.
- Ne tür bir canlılık bu söz ettiğiniz? Tam anlayamadım.
- Dedim ya, öyle güçlü bir şarkı ki bu şehir, savaşlarla parçalanmış, işgal görmüş bölünüp başka şarkılara, başka dillere karıştırılıp yok edilmeye çalışılmış ama yok olmamış, unutulmamış. Parçalanıp başka şarkılara katılan, yasaklanan değiştirilen ama bestesi ölmeyen şarkılardan olmuş, hep. Bak duvarın yıkılması ile birlikte tekrar eski canlılığına kavuştu işte. Yine aynı o eski şarkı, her yerde. Bu nedenle kendime benzetiyorum. Bakma sen yaşlandığıma. Bıraksalar içimdeki o cevval delikanlı yine aynı dava için atacak kendini ortalara, bu şehir gibi.
Parkın ucundaki metro istasyonu görünmüştü. Üstümüzden gürültüyle geçen metronun sesi bir süre konuşmamıza engel oldu. Biraz daha yürüdük. Duvarın yıkılması ile yapılanları ve bu değişimin etkilerini sordum. Yanıt vermeden önce düşündü. Sonra yine bastonuna dayanıp durdu, soluklandı.
- Bana sorarsan şehre yine saldırıyorlar. Berlin'de yaşayanlar kaybolan yılları telafi etmek için acele ediyor. Müzikçi diliyle anlatırsam; Hani şimdilerde remix edip şarkıları hızlandırıyorlar ya, işte Berlinliler o eski şarkının remix olmasını istiyor, ona çabalıyor. Merkezi idare ise o eski şarkıya cover yapıp yeni baştan yorumlama derdinde. Pek anlaşacaklar gibi de görünmüyor. Bence ortaya çıkanı kimse beğenmeyecek.
- Peki ne olacak?
- Biliyoruz ki, bestesi sağlam şarkılara hiç bir şey olmuyor. Sular durulduğunda şehir yine kendi şarkısını söyler elbet. Umarım ömrüm yeter de görürüm o günleri.
Soluklanmak için durmasını fırsat bilip Peki ya İstanbul? Onun şarkısı yok mu? diye sordum. Hüzünlü gözlerle yüzüme baktı. Eliyle kalbini gösterip O şarkı hep buralarda bir yerlerde atıyor, güne onunla başlayıp, hep onunla yaşıyorum. Can bu bedende kaldığı sürece pek öyle bitesi de yok o şarkının dedi.
Geçen metronun sesinden ürken bir sincap bulunduğu ağacın üst dallarına doğru hızlıca tırmandı. Metro istasyonuna ulaşmıştık. İzin istedim. Gitmek istediğim yere ulaşmak için metroya binmem gerektiğini söyledi. Gülümseyerek oraya daha sonra da gidebileceğimi, bir süre Mendelssohn parkında kalıp o eski şarkıyı duymaya çalışmak istediğimi söyledim. Göz kırpıp başıyla selamladı. Unutma. Herkesin sevdiği ve kendine göre söylediği eski bir şarkıdır Berlin diyerek ağır adımlarla metronun merdivenlerine yöneldi. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |