05-05-2010, 11:44 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Adam gibi dost
Vücudunun sağ yanına felç geldiği için konuşma yetisini yitiren hastamız ile biraz işaret biraz da bakışarak anlaşıyorlardı. Odalarında gün boyu gürültülü bir sessizlik yaşanıyordu. Refakatçi beyefendi akşamüstü hastamızın yanına gelip gece boyu kalıyor, sabahları gözden kayboluyordu.
Hastamız ise hayli huzursuzdu. Bazı günler refakatçisi ile işaret ve bakışlarıyla tartıştığını, hatta onu sessizce azarladığını, beyefendinin ise tüm bu azarları sakinlikle karşılayıp sesini çıkarmadığını görüyorduk. Bir gün hastamızın altının bezlenmesi sırasında itişip tartıştıklarını "Sen ne dersen de gitmeyeceğim. Kızsan da seni bir daha terk etmeyeceğim" dediğini aktarmıştı hasta bakıcımız.
O akşamüstü hastamızın refakatçisi elinde torbalarla doktor odasını gelip utana sıkıla yardım rica etti. Yıkayıp kuruttuğu çarşaf ve nevresimleri ütületememişti. Kendinin de hastamız gibi yalnız yaşadığını, temizlikçisinin gelmemesi yüzünden o gün ütületemediğini hastanenin çamaşırhanesinde ütületmek için yardım istediğini anlattı.
Dahası hastamızın hayli titiz biri olduğunu, kendi nevresim ve çarşaf takımından başkasını istemeyeceğini, ütüsüz çarşaftan da rahatsızlık duyacağını söyleyip ricasını yineledi. İşler yolunda gitti. Çamaşırhane kapanmadan ütületmeyi başarmış akşam olmadan yatak takımlarını değiştirtmiştik.
O akşam hastaları gezerken vazodaki nergisler sayesinde odalarının çok güzel koktuğunu fark ettim. Nergislerin yanına gidip kokladım. Hastamız ve refakatçisi bana baktılar. Refakat eden bey hastamızın saçını okşayıp "Doktor bey, felç geçiren hastalarda koku duyusuna bir şey olmaz demişlerdi. Bizim ki nergisi çok sever, kokusunu doya doya içine çeksin diye tazesinden alıp geldim, iki dal da size vereyim odanıza koyarsınız" dedi. Hastamız da gözlerini açıp kapayarak söylenenleri onayladı.
Başucunda durup dosyayı incelemeye başladım. Bir ara elimi hastamızın omzuna koyup "eski dost olmalısınız. Gördüğüm kadarıyla hayli vefalı bir arkadaşınız var" dediğimde hastamızın yüzü ekşidi. Kafasını çevirdi. Konuşamıyordu ama kederlenmişti. Gözünde bir damla yaş belirir gibi oldu. Diğeri yanıma geldi.
-Çocukluk arkadaşıyız. Birlikte büyüdük. Liseyi bitirene kadar birlikte okuduk. Kan kardeş olmadık, hani bu günküler gibi kanka filan değiliz ama adam gibi dostuz. Biri birimize çok hakkımız geçmiştir.
-Arkadaşınız pek öyle düşünmüyor gibi.
-Sorma doktor bey. Hep benim eşekliğim. O kadar güvenmiştik ki biri birimize ortak iş kurmaya kalktık. Keşke hiç yapmasaydık.
-Ne oldu iflas mı ettiniz?
-Keşke öyle olsaydı. Batsaydı da uzaklaştırmasaydı bizi biri birimizden. İşler iyi gitti. İyi kazandık. O memur çocuğu ben esnaf çocuğuydum. O kazandığımızı yeterli görüp gezip tozup eğlenmek hayatın tadını çıkarmak istedi. Bense kazandıkça daha çok kazanmak istedim. İşi büyütelim derken anlaşamadık. İşi ben devraldım. Bunca yılın arkadaşlığı da orada bitiverdi. Yollarımız ayrıldı.
-Yani küstünüz mü?
Bir süre sustu. Arkadaşı ile göz göze geldiğinde başını önüne eğdi.
-Doktor bey, dostluklar nasıl biter bilir misin? Ya sen dostunun üzerini çizer karalar çıkarırsın hayatından, ya da dostun senin üzerini karalar. Eşekliği yapan ben oldum. Ona fırsat bırakmadan döndüm arkamı gittim. Onun gözünde kendi üzerimi karaladım. O yine dönüp iki laf bile etmedi bana. Kendimi o kadar haklı görüyordum ki, yitirdiğimin ne olduğunu bile anlamadım.
-Peki işi büyütebildiniz mi?
-Büyüttüm elbet. İyi de kazandım. Yalnız başına çok iyi yerlere geldim. Yükseldikçe zenginleştikçe yalnızlığım daha da arttı. Ailem de katlanamadı bana, ayrıldık. Para her şeyi çözer, sorunları giderir zannediyordum. Eskiden paramız yoktu 3 kuruş kazanır 1 kuruş için kavga ederdik, evde. Sonra zenginledik 1000 lira kazanıp bu kez 100 lira için aynı kavgayı yapar olduk. Paranın çokluğu hiç bir şeyi çözmedi.
Hastamız konuşulanları dinleyip kafasını salladı. Önce bana sonra hastamıza baktı.
-Bu benim hayattaki tek dostumdu. Birkaç kez yanına gidip af dilemek istedim kabul etmedi. Af dileyecek bir şey yok sen kendi üzerini kendin karaladın, benim yapabileceğim bir şey yok diyerek döndü gitti.
-Ayrıldıktan sonra onun işleri nasıl gitti?
-O da evlendi ama hanımını genç yaşta kaybetti. Çocuğu da olmadı. Gitti bir sahil kasabasına yerleşti. Uzun süre haber alamadım. Sanırım yaşamak istediği gibi sakin mütevazı bir hayat sürdürdü. Benim gibi paraya tamah edip esiri de olmadı. Beni de onun için unutmak istedi sanırım.
Bu sözler üzerine hastamız sol elini uzatıp arkadaşının elini tutmaya çabaladı. Bizimki uzanan eli tutup biliyorum beni affetmeyeceksin ama olsun yine de yanından ayrılmayacağım dedi. Sonra bana dönüp Dedim ya arkadaşımın gözünde üzerimi karalayan bendim. Ne kadar silersem sileyim izi yine de kalacak biliyorum. Ama o hayattaki tek dostum. Onu bu halde bırakıp gidersem kendimi hiç yaşamamış gibi hissedeceğim, onun için yanındayım. Uzun süre refakatçi olarak bile kabul etmedi yanına ama gördünüz pes etmedim. Gücüm yettiğince gözünün önünde olacağım. Gün gelir belki bir şeyler değişir diye bekleyeceğim dedi.
Hastamızın gözünden iki damla yaş süzüldüğünü gördüm. İzin isteyip odadan çıktım. Geride ise açık bıraktığım kapıdan koridora yayılan nergis kokusu kaldı. Günlerin uzamaya başladığı bahar aylarındaydık. Ancak akşamın karanlığı sanki o gün daha erken çökmüştü ortalığa. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |