çevreyi kirletenler

[shamanic]

karbon emisyonu en çok malezya’da arttı
birleşmiş milletler, malezya’nın karbon emisyonlarının 1990’dan bu yana 221 kat arttığını ve bu oranla dünyanın önde gelen kirleticileri arasında artış oranı en yüksek ülke olduğunu açıkladı.

kuala lumpur - bm kalkınma programı (undp) bölgesel temsilcisi richard leete, tarımsal ekonomiden hızlı bir şekilde sanayileşmeye geçen malezya’nın, bu oranla dünyada sera etkisi yaratan gazları yayan ülkeler arasında 26. sıraya yerleştiğini açıkladı.

malezya’nın, 27 milyonluk nüfusu ile dünya nüfusunun binde 4’üne, küresel emisyonların binde 6’sına sahip olduğuna dikkat çekildi.

dünyanın karbondioksit salımı en yüksek 30 ülke arasında 1990’dan 2004’e kadar malezya’nın karbondioksit emisyonlarının yüzde 221 arttığı belirtildi.

raporda, 30 ülke arasında 23. sırada bulunan türkiye’nin 1990-2004 arasında emisyon artışının yüzde 55 olduğu kaydedildi.

dünyanın en çok kirleticileri arasında ilk üç sırayı abd, çin ve rusya paylaştı.

[shamanic]

dünya ekolojik bir felaketin eşiğinde
kötü gidişi tersine çevirebilmek için 10 yıldan az süre var...

istanbul - birleşmiş milletler kalkınma programı’nın (bmkp) insani kalkınma raporu açıklandı. rapora göre, dünya ekolojik bir felaketin eşiğinde ve bu kötü gidişatı tersine çevirebilmek için kalan süresi de 10 yıldan az. üstelik, raporda meydana gelecek felaketlerden en çok yoksul ülkelerin etkileneceği belirtiliyorbirleşmiş milletler kalkınma programının son raporu, dünya üzerinde hiçbir ülkenin küresel ısınma tehdidinden korunamayacağını bir kez daha ortaya koydu.

2007-2008 insani kalkınma raporuna göre,atmosfere en çok karbon gazı salan abd, kanada, avustralya, çin gibi ülkeler tüm dünyayı büyük bir tehlikeye sürüklüyor.

üstelik bunu durdurabilmek ya da en azından yavaşlatabilmek için gerekli süre liderlerin sorumsuzluğu yüzünden boşa harcanıyor.

rapor, olumsuz gidişata “dur” diyebilmek için dünyanın en fazla 10 yılı kaldığını söylüyor.

şu tespit de çarpıcı, öyle ki dünyadaki her fakir insanın abd’li ya da kanadalılar gibi enerji tüketmiş olsaydı atmosfere salınan tüm karbon gazının emilmesi için dünya gibi 9 gezegene daha ihtiyaç duyulacağı vurgulanıyor.

zira, new york’ta yaşayan 19 milyon kişi dünyanın en az gelişmiş 50 ülkesinde yaşayan 766 milyon insandan daha fazla karbon salımı gerçekleştiriyor.

raporda, uluslararası toplumun önüne
* 2050 yılına kadar gelişmiş ülkelerin karbon salımlarını yüzde 80, gelişmekte olan ülkelerinse yüzde 20 oranında azaltması,
* kyoto protokolü uyarınca atmosfere salınan karbon miktarı için belirlenen vergilerin tahsilinin sağlanması,
* yoksul ülkelerin verimli enerji teknolojilerine uyumu için yıllık 86 milyar dolarlık fon ayrılması
hedefleri konuluyor.

bu felaket öngörülerinin senaryo olmadığı da özellikle vurgulanıyor ve her ne kadar hiçbiri bundan kaçamayacak olsa da felaketin getireceği sonuçlardan en çok etkileneceklerin aslında atmosfere en az zarar veren yoksul ülkeler olacağı belirtiliyor.

Göçler ve düzensiz şehirleşme,
Kişi başına kullanılan enerji, su, kağıt, kömür vb. artışı,
Ormanların tahribi, yangınlar ve erozyon,
Aşırı otlatma ve doğal bitki örtüsünün tahribi,
Konutlardaki ve işyerlerindeki ısınmadan kaynaklanan (özellikle kalitesiz kömür kullanımı) hava kirliliği,
Motorlu araçlar ve deniz araçları,
Maden, kireç, taş ve kum ocakları,
Gübre ve zirai mücadele ilaçları,
Atmosferik olaylar ve doğal afetler,
Kanalizasyon sularının arıtılmaksızm alıcı ortamlara verilmesi ve sulamada kullanılması,
Katı atıklar ve çöp,
Sulak alanların ve göllerin kurutulması,
Arazilerin yanlış kullanımı,
Kaçak avlanma,
Televizyon, bilgisayar ve röntgen; tomografi vb; tıbbi cihazların yaygınlaşması ile meydana gelen radyasyon,
Endüstriyel ve kentsel kaynaklı gürültü.

maalesef bu sorunlar olduğu sürece çevre kirliliğine çözümler bulunamıyacak gibi görünüyor....

[jaunty]

pazarda bir şey satın alabilmek için paramızı harcar gibi,galiba varolmak için de kendi varlığımızı ve çevremizi harcıyoruz.
ancak unutmamak gerekirki bu harcamalar sırsında,eger denge oluşturamassak,iflas edebilirz veya çevremizi iflas ettirebiliriz..
varolabilmek için kendimizi bir miktar yok etmemiz gerekiyor.hayatta başarılı olabilmek için,yarına kalmak istiyorsaniz çok çalışmalısıız,çok çalışırsanız az uyursunuz,ömrünüz kısalır.öok uyursanız ömrüüz uzar,ama yeterince başarili olamazsınız uzun ömrüüz fazla işe yaramaz.
''insanlar gençliklerinde para kazanmak için sağlıklarını harcarlar;yaşlandiklarında ise sağlıkları için biriktirdikleri paraları'' sözü tercihlerimiz arasında denge oluşturmamanın yada oluşturamamanınyaratığı sıkıntıyı dile getiriyor.gerçekten tercihler arasında denge oluşturmak zordur.
zordur ama imkansız değildir.
denge oluşturmak için yaratıcılık gerekir.
insan yaratıcı olabildiği oranda kendisini ve çevresini kollayarak gelişebilir mutlu olabilir.

varolmak için dünyayı sürekli yok ediyoruz.
daha rahat yaşamak için ormanları yok ediyoruz,kıyıları doğal yaşama yasaklıyoruz,verimli tarım toprakları üzerie şehirler fabrikalar kuruyoruz.
kalıcı bir anıt yaparak yarına kalmak istesek,dağın bağrıı deşip mermeri çıkarıyoruz;dağı tahrip etmiş oluyoruz.
güzel görünmek isteyenlerimiz,hayvanları öldürüp postlarıı giyiyorlar.
bir yadan yaşamak bir yandan dünyayi evlatlarımıza saklayabilmek için denge kurmalıyız.doğayla uzlaşmalıyız.
yeterince vermeden sadece almaya devam edersek doğa ölecektir.
kaynak: Üstün Dökmen

doğayı öldürmemeye çalışmak cok önemli bir eylemdir.bunu yanında da elimizden geldiğince yaratıcı olup katkıda da bulunmak cok erdemli bir eylemdir.
sevgiler

[shamanic]

iklım degısıklıgı – evrensel sıyaset- evrensel ınsan

2007 de bali’de ıklim degisıkligi cerceve sozlesmesi’nin 13. kyoto protokolu’nun de
3. taraflar konferansi gerceklestirildi.

bali eylem plani adi adi altinda bir calisma olusturuldu.
fakat bu calisma hemen simdi burada baslayan bir eylem kararindan ziyade,
konferansta gorusulen konular ve yapilacak anlasmalar ile nereye gidilecegini
gosteren baslangicin baslangici karari gibi bir hazirlik calismasi niteligindeydi.

dunya ulke liderleri henuz kuresel ısinmayi durduracak eylemleri gerceklestirme
ile ilgili “kavrayisi” ve “ıradeyi” gelistirmis degildiler.

kisaca bali’de olan; dunya ulkelerinin nasil bir fikir ve eylem birligine varacaklarinin
usullerin de uzlasmaya calistiklari seromoniden ibaretti.

ve bali de gerceklestirilen rituelin isaret etigi aci gercek ise; 2012 tarihinin sonunda
eger dunya liderleri kendi aralarinda nasil uzlasabilecekleri konusunda anlasabilirlerse;
birlikte karbon salinimlari ve diger acil onlemler konusunda birlikte ciddi birseyler yapmaya
ve gercek eyleme gecmeye kara verecekleridir.

kisaca anlasilmasi gereken henuz dunya uzerinde ki hicbir lider gezegen, insanlik ve
gelecegimiz icin ciddi bir sey yapmaya karar vermis degildir. simdiye kadar ulkelerin kendi
insiyatifleri ile kuresel isinmayi durdurma maksatli bolgesel bazda yaptiklari calismalar ise
son derece yetersizdir.

dunya fabrikalari, santralleri tam kapasite tum kitalarda eski usul uretim sistemleriyle,
fosil yakit tuketerek- karbonlarini atmosfere salarak, kirli sularini – atik maddelerini dogaya
birakarak, buna ek olarak toplumsal bilincte akil almaz reklam ve davetlerle tuketim cilginligina
suruklenerek, duyarsizlik ataletsizlik, cikar catismalariyla dunyamizin ve insanligin gelecegi bir
oldu bittiye getirilmek uzere. ınsanlik medeniyeti, evren tarihinin tozlu kayitlarina her an kaldirilabilir.

bu islemden kim karli cikacak, karli ciktiginda; ne isine yarayacak anlasilir gibi degil.
yillardir dunya capinda taninan iklimbilim uzmanlari, saygin bilim akademileri, ıpcc tarafindan;
kuresel isinma ve yaklasmakta olan felaketler konusunda yapilan uyarilara kulak tikayan ve
bir turlu harekete gecmeyen dunya ulke liderlerinin artik kucuk hesap pesinde kosmaktan
vaz gecmeleri gerekiyor. yoksa dunya adina cok buyuk bir fatura evren tarafindan ınsanliga kesilmek uzeredir.

bu gun hala kyoto protokolunu imzalayip imzalamama hesaplari yapan ulke temsilcileri bilmiyorlar mi ki;
kyoto protokolu konusunda uzlasmaya varsalar ve dunyadaki her ulke karbon salinimini durdursa bile,
hemen her sey yoluna girmeyecek ve bicakla kesilmis gibi kuresel isinma-etkileri durmayacaktir.

atmosferde simdiye kadar birikmis karbon ve diger gazlarin atmosfer icinde cozunumu donusumu ve
dengeye gelmesi icin 50-100 senelik bir zamana ihtiyacimiz var.


gectigimiz senlerde birlesmis milletlerin raporlarinda hareket gecmek ve bir seyleri gezegende kalici
olarak degistirmek icin (iklim degisıkligini ve kuresel isinmayi onlemek) ne onlem alinmasi gerekiyorsa
5 sene icinde uygulanmasi konusunda aciklama yapmislardi. bu belirtilen zaman icinde onlemler alinmadigi
takdirde gec kalinmis olunacak ve gezegendeki yasam, insanlik ve medeniyetimiz buyuk bir tehlikeyle
bas basa kalacakti.

dunya ve ınsanlik yani medeniyetimiz simdiye kadar olmadigi kadar buyuk bir tehlike ile karsi karsiyadir.
ınsanoglu tarihin hic bir devrinde bu kadar “yokolusun” sinirlarina yaklasmamistir.

kisaca gezegenimiz agir, olumcul bir hastalik geciriyor. ve biz gezegenimizi hemen acil servise alip mudahale
etmeliyiz. beklide mudahaleden sonrada iyilesmesi icin ellerimizi acip dua edebiliriz!

gezegeni bu hale nasil getirdigimizi dusunup, kendimize ders cikartarak bir daha ayni hatayi yasamamak
icin gercek ve kalici onlemleri almaliyiz. butun bir insanlik olarak da yekpare hareket etmeyi ogrenmek
her zaman icin hayrimizadir.

olay bu kadar basittir.
fakat su anda ulkelerin “hala” kyoto ile oyalanmalari, “surekli” uluslarin kendi cikarlarindan bahsetmeleri,
ozel durumlarini one surmeleri (hakli olabilirler fakat bu gelmekte olan sonu degistirmiyor)
cok komik ve acikca anlamsiz.
bu aynen suna benziyor. yukarda anlattigimiz islemin tersine hareket ediyoruz.
hastamizin basinda hala hurafeler anlatip, kocakari usulleri ile onu yatistirmaya
calisiyor ve derdine care oldugumuzu saniyoruz.

siz boyle bir goruntu gorseydiniz ne yapardiniz. hasta olmek uzere can cekisiyor
ve basindakiler hala masal anlatarak mal kavgasi yapiyor.
kisaca dunyamiza ınsanlik medeniyetimize ve gelecegimize olmakta olan budur.
bunun disinda anlatilan her sey hikayedir.

bu nedenle dunya ulke liderlerini, erki elinde tutanlari, sermayenin basinda oturanlari
ve gucu bir seylere yeterek dunyanin ve insanligin derdine ilac olacak olanlari evrensel
ınsan olmaya davet ediyoruz.

eyleme gecmeniz ve birlikte gezegen ve insanlik icin birlikte hareket etmeniz gereken gun bu gundur.
karbon salinimlarini gezegen yuzeyinde ve atmosferinde ciddi oranda azaltmaniz gereken hatta
belki de durdurmaniz gereken gun, bu gundur.

2012 sonrasi degıl.
2012 sonrasinda alinacak tedbirlerin hicbir sey ifade etmeyecegini birlesmis milletler raporlarinda zaten belirtiyor.

tek bir gezegenimiz oldugunu dikkate alarak, tek bir atmosferi teneffus ettigimizin bilincinde,
yeryuzunde tek bir ınsan turunun var oldugunu idrak etmis, ulkesinde ve dunyada
yaptigi siyaseti butunlestirmis; butun gezegeni, ınsanlik medeniyetini ve gelecegimizi
dikkate alarak yapilan siyaset evrensel siyasettir.

gezegenin ve ınsanligin hepsini kucaklayan, insanliga yaklasmakta olan felaketlerin
yaninda devede kulak kalan, kucuk tarihsel hesaplari, ulkesel menfaat diyerek nereye
gittigi belli olmayan “kazanclari” insan menfaati olarak savunmalari ve nitekim gerektiginde
kalabaliklari ve kendini de asarak ve gundeminden sapmayarak,
dunyada bir insan bir insan “hepimiz” diyen siyasetci evrensel siyasetcidir.

ve ınsanlik; eger butun bu tarihsel kader anlarini sag salim atlatabilirse;
evrensel siyasetcilerinin ve evrensel ınsanlarinin ellerinden opecektir.
evrensel ınsanlar, dunyada yeni birlik anlayisinin temelini olusturacak
ınsanlik medeniyetinin olumsuz “atalari” olacaktir.

dunya sahnesine evrensel ınsanlarin ( atalarin) cikma zamani gelmistir.
yoksa 2012 sonrasi icin vakit coktan gelip-gecmis olacaktir.

yazan nilgun nart
16.01.2007
ıstanbul / turkiye
kuresel ısinma
bilinc degisim hereketi
www.kuresel-isinma.org