E-Eft KursuAlternatif Kişisel Gelişim ve Eft E-Eft Kursu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sizinle son bir iki gündür, inançlarımızdan bahsediyorduk. Bugün sık söylediğimiz kelimelerin ve cümlelerin öneminden bahsedeceğim.
Dün bazen inançların görünmez olabildiğinden bahsetmiştim. Çoğu zaman, başkalarının inançları ile ilgili çarpıklıkları görmek, kolaydır, özellikle bizden farklı inançlara sahip oldukları zaman. Çünkü bizim düşüncelerimiz ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Eft telkin cd indir izle İstanbul Eft nerededir kimdir Eft çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Eft hipnoz Eft olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Eft hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Eft kuantum düşünce kitap haberi | |
|
05-11-2010, 05:30 PM
|
#21 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Sizinle son bir iki gündür, inançlarımızdan bahsediyorduk. Bugün sık söylediğimiz kelimelerin ve cümlelerin öneminden bahsedeceğim.
Dün bazen inançların görünmez olabildiğinden bahsetmiştim. Çoğu zaman, başkalarının inançları ile ilgili çarpıklıkları görmek, kolaydır, özellikle bizden farklı inançlara sahip oldukları zaman. Çünkü bizim düşüncelerimiz inanç değil "gerçeğin ta kendisi" dir. Bunu göremeyen diğer insanların yardıma ihtiyacı vardır her zaman.
Öte yandan, inançlar, kendilerini çeşitli şekillerde belli ederler. Genellikle de, konuşurken kullandığımız sözcüklerde, kendilerini ifade ederler. Eğer uyanık olursanız, günlük hayatta sık kullandığınız olumsuz ifadeleri fark edebilir, ve bunların yerine daha olumlu ifadeler düşünebilirsiniz.
Mesela:
"Yapamam" yerine "henüz bunun nasıl yapılacağını bilmiyorum"
"Başarısız oldum" yerine "bu yöntemin işe yaramadığını öğrendim"
gibi.
Özellikle küçük şeylere dikkat edin.
Fatura ya da kredi kartı ekstresi geldiğinde ne düşünüyorsunuz? "Lanet olsun, yine faturalar!" mı, yoksa "Çok şükür zenginim! Hayatımı kolaylaştıran bu hizmetler için minnet duyuyorum." mu?
Geçen cep telefonu faturamı öderken aklıma geldi. Aslında zamanla hepimiz zenginleşiyoruz. Eminim vaktiyle Jül Sezar, Kleopatra'yla konuşabilmek için çok büyük zahmetlere katlanıyordu (Roma'dan Mısır'a gitmek gibi). Şu anda elimdeki cep telefonu ile, her yerden, istediğim herkesle rahatlıkla görüşebildiğim düşünülürse, iletişim imkanlarım açısından, Sezar'dan zenginim! Herkes öyle, internet, telefon, cep telefonu gibi teknolojilerin ilerlemesi ve ucuzlaması sayesinde...
Ama bunu fatura geldiğinde "Lanet olsun!" dediğimi farkedene kadar düşünmemişim. Ancak sıklıkla kullandığım negatif ifadenin yerine, daha olumlu bir ifade kullandıktan bir süre sonra bunu farkettim. Günün Uygulama Önerisi:
Bugün söylediğiniz şeylere dikkat edin. Sık kullandığınız olumsuz bir ifade bulun. Bu ifadenin arkasındaki negatif duyguyu Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile ortadan kaldırın ve bundan sonra kullanmak için daha olumlu bir ifade düşünün. Bunun hayatınıza kattığı değişime dikkat edin. Kendinizi farklı mı hissediyorsunuz? Farklı şekilde davranmaya mı başladınız? Bunları günlüğünüze not edin. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
05-11-2010, 05:35 PM
|
#22 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Sizlerle inançlardan, alışkanlıklardan, rahatlık çemberinden bahsettik. Bunların üzerine, size başarılı insanların 50 alışkanlığından bahsetmek istedim. Bunları uygularsanız, sizin de son derecede başarılı olmamanız için hiçbir neden yok!
1. Başkalarının hiçbir şey görmedikleri yerde, fırsatlar arar ve bulurlar.
2. Başkalarının sadece sorun gördüğü yerlerde, onlar bir ders bulurlar.
3. Çözümlere odaklanırlar.
4. Bilinçli ve sistematik olarak kendi başarılarını yaratırlar, diğerleri ise başarının onları bulmasını bekler.
5. Herkes gibi onlar da korkar, ama korkularının kendilerini sınırlamasına ya da kontrol etmesine izin vermezler.
6. Onları yaratıcı ve pozitif bir zihinsel ve duygusal duruma getiren, doğru soruları sorarlar.
7. Nadiren şikâyet ederek enerjilerini başa harcarlar. Şikâyet etmenin tek sonucu, şikâyet edeni negatif ve üretken olmayan bir duruma sokmaktır.
8. Başkalarını suçlamazlar (ne gereği var?). Kendi eylemlerinin ve elde ettikleri (ya da etmedikleri) sonuçların tüm sorumluluğunu üstlenirler.
9. Çoğunluktan daha yetenekli olmasalar da, potansiyellerini en iyi şekilde kullanmanın yollarını bulurlar.
10. Meşgul, üretken ve proaktiftirler. Başkaları koltukta boş otururken, onlar pek çok işi bitirir.
11. Kendileri ile benzer görüşteki insanlarla kaynaşırlar. Ekip olmanın öneminin farkındadırlar. Kazan-kazan ilişkileri kurarlar.
12. Hırslıdırlar; harika şeyler isterler - neden istemesinler ki? Bilinçli olarak yaşayabilecekleri en iyi hayatı kurmayı seçerler, akıntıyla sürüklenmek yerine.
13. Hayatlarından ne istediklerini (ve ne istemediklerini) son derecede kesin ve net olarak bilirler. Onlar gerçekten en iyi şekilde yaşamayı hayal eder ve planlarlar, başkaları yaşamda seyirci olmakla yetinirken.
14. Başkalarını taklit etmek yerine, kendileri bir şeyleri icat ederler.
15. Üşenmezler ve hayatlarını "doğru zamanı" bekleyerek boşa geçirmezler.
16. Sürekli öğrenirler. Kendilerini eğitmeye sürekli çaba sarf ederler.
17. Pratik ve gerçekçi olsalar da, bardağın dolu yarısını görürler. Her durumda iyi olanı bulmaya yetenekleri vardır.
18. O gün ne hissederlerse hissetsinler, yapmaları gerekeni istikrarlı bir şekilde yaparlar.
19. Hesaplanmış finansal, duygusal, profesyonel ve psikolojik riskleri üstlenirler.
20. Problemlerle çabuk ve etkin bir şekilde ilgilenirler. Kafalarını kuma gömmezler. Bu meydan okumalarla yüzleşir ve onları kendilerini geliştirmek için kullanırlar.
21. Kader, kısmet, şansa inanmazlar ve bunların geleceklerini şekillendirmesine izin vermezler. Kendi hayatlarını aktif ve bilinçli olarak en iyi şekilde yaratabileceklerine inanırlar ve buna kendilerini adarlar.
22. Başkalar tepkisel (reaktif) iken, onlar etkisel (proaktif) dir. Mecbur kalmadan önce harekete geçerler.
23. Pek çok insana göre, duygularını daha iyi kontrol edebilirler. Onlar da herkes gibi duygulara sahiptir, ama duygularına esir olmayı reddederler.
24. They are good communicators and they consciously work at it. (Burayı çevirmemişler.)
25. Hayatları için bir planları vardır ve sistematik bir şekilde bu planı gerçekleştirmek için çalışırlar.
26. Sıra dışı olma arzuları nedeni ile, pek çok kişinin yapmayacağı şeyleri yaparlar.
27. Pek çok insan keyfine düşkün ve en ufak, ufak rahatsızlıktan kaçınma eğiliminde iken, başarılı insanlar zorluklara göğüs germenin önemini ve değerini bilir ve pek çok kişinin kaçınacağı zor işleri üstlenirler.
28. En önemli değerlerini belirlemişlerdir ve ona uygun bir hayat sürmek için ellerinden geleni yaparlar.
29. Dengelidirler. Finansal olarak başarılı olsalar da, başarının paraya eşit olmadığını bilirler.
30. Disiplin ve kendine hâkimiyetin önemini bilirler. Güçlüdürler. Az seçilen yoldan gitmekten memnundurlar.
31. Kendilerine güvenirler.
32. Cömert ve kibardırlar. Başkalarına yardım etmekten keyif alırlar.
33. Alçakgönüllüdürler ve hatalarını itiraf etmekten ve özür dilemekten çekinmezler. Kendi yeteneklerine güvenirler, ama kibirli değildirler.
34. Değişime uyum sağlayabilirler ve onu kucaklarlar, diğerleri rahatlık ve alışkanlıklarının esiri iken.
35. Kendi sağlıklarına dikkat ederler, sağlam kafanın sağlam vücutta olduğunu bilirler.
36. Çalışkan ve üretkendirler.
37. Dayanıklıdırlar. Pek çok kişinin pes edeceği yerde, onlar daha yeni ısınıyordur.
38. Geri beslemeye açıktırlar, ve bundan öğrenirler.
39. Negatif insanlarla kaynaşmazlar.
40. Kontrol edemedikleri şeylere zamanı ya da duygusal enerjiyi boşa harcamazlar.
41. Akıntıya karşı yüzmeye, başkalarının yapmadıklarını yapmaya isteklidirler.
42. Kendileri ile pek çok insana göre daha barışıktırlar.
43. Kendileri için yüksek standartlar belirlerler, bu sayede, daha çok adanmış, daha hız kazanmış ve daha çok sonuç elde etmiş olurlar.
44. Başarısızlıklara bahane bulmazlar. Her türlü olumsuz koşula rağmen başarılı olmanın yollarını bulurlar.
45. Kapatma düğmeleri vardır. Gevşemeyi, ellerinde olanın tadını çıkarmayı ve eğlenmeyi bilirler.
46. Kariyerleri kimlikleri değil, işleridir.
47. Kolay olandan çok etkin olanla ilgilenirler. Pek çok kişi kestirme yolları ararken, onlar uzun vadede en iyi sonuç verecek yolları ararlar.
48. Başladıkları işi bitirirler. Bu eğlenceli olmadığında bile.
49. Çok yönlü, harika, karmaşık yaratıklardır (hepimiz gibi). Sadece fiziksel ve psikolojik değil, duygusal ve ruhsal varlıklar da olduğumuzun farkındadırlar. Her düzeyde sağlıklı ve üretken olmak için çalışırlar.
50. Özleri ile sözleri birdir. Teoriden bahsetmezler, gerçeği yaşarlar. Uygulama Önerisi:
Bu alışkanlıklardan en az birini (3–4 de olabilir) seçin, bu ifadeleri "onlar" yerine "ben" diyerek onaylamalar haline getirin, duygusal özgürlük yöntemleri ile (bir yandan tıplarken), gerçekten bu sizin de alışkanlığınız haline gelene kadar (3–4 hafta), günde 15 dakika bu onaylamaları tekrar edin.
Eğer bunu bir program haline getirir, bütün bu alışkanlıkları siz de kazanırsanız, tebrikler! Siz de başarılı bir insan olmuşsunuz demektir. | Offline
| |
05-11-2010, 05:38 PM
|
#23 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Duygusal Geri Dönüşümcü.
Korku, kaygı, stres gibi çöp duygularınızı alır, sevgi, coşku, şükran gibi işe yarar duygulara çeviririm.
Başarısızlık, hemen herkes için ürkütücü bir kelimedir. Kültürel şartlanmamız sonucunda, başarısızlıktan korkarız. Her şeyi ilk defada mükemmel olarak yapmamız gerekiyormuş gibi hissederiz. Oysa bu mümkün değildir. En basit beceri bile, yetkin olmadan önce, acemiliği, bol, bol hata yapmayı içerir.
Dolayısı ile ne zaman alıştığımız çemberin dışına çıksak, ne zaman yeni bir beceri edinmeye ya da bir becerimizi daha yüksek bir düzeye çıkarmaya çalışsak, geçici küçük başarısızlıklar kaçınılmazdır.
Gerçekte belki de en büyük başarısızlık, ya başaramazsam diye hiçbir şey denememektir. Denemediğiniz her şeyde başarısız olacağınız kesin. Denediğinizde, en azından bir şansınız var. İlk denemenizde başarısız da olsanız, bir adım attınız, bir sonuç aldınız ve bir sonraki adımda başarı şansınız arttı.
Aslına bakarsanız, en değerli deneyimlerimizi, kazanımlarımızı, başarısızlıklarımızdan ediniriz. Hiç başarısız olmasak, hiçbir şey öğrenemezdik.
Bu nedenle size başarısızlıklardan maksimum fayda edinmeniz için birkaç önerim olacak.
Başarısızlığın sorumluluğunu alın. Başkalarını suçladığınız, bahane uydurduğunuz sürece, hiçbir başarısızlıktan bir şey öğrenemezsiniz. Başarısız olduğunuzu kabul edip, bir dahaki sefere başarılı olmak için neler yapabileceğinizi düşündüğünüzde, ya da hasarı onarmak için yapabileceklerinizi düşündüğünüzde, ilerleme kaydetmeye başlarsınız. O nedenle zor da olsa, başarısızlığınızın sorumluluğunu üstlenin.
Bağışlayın ve yola devam edin. Başarısızlığınıza başkalarının katkısı olduysa da, sizi hayal kırıklığına uğrattılarsa bile, onları suçlamak hiçbir şeye yaramaz. Belki onlara güvenirken hata ettiniz. Belki onları yanlış anladınız. Bu durumu bir şey öğrenmek için kullanın ve yolunuza devam edin.
Her zaman bir B planınız olsun. Başarısızlıktan korkmanın önemli nedenlerinden biri de "bu tek şansım" düşüncesidir. Oysa yetişkin insanlar olarak sınırsız seçeneğimiz vardır, bazıları birinci tercihimiz olmasa da. Çeşitli seçeneklerinizi aklınıza geldikçe bir yere yazın. Bunları aksilikler oldukça değerlendirin. Böylece, ilk engelde vazgeçmek zorunda kalmazsınız. Yolu biraz değiştirseniz de, hedefe ilerlemeye devam edersiniz.
Başkalarının görüşlerini alın. Çoğunlukla tek bir bakış açısına saplanırız. Güvendiğiniz bir arkadaşınızın, ya da sizin geliştirmeye çalıştığınız beceride ustalaşmış birinin görüşlerini alın. Onlara, sizin yerinizde olsalar neyi farklı yaparlardı sorun. Bunları değerlendirin. Çoğu zaman başkaları bizim göremediğimiz şeyleri görürler.
Aynı şeyleri yapmaktan vazgeçin. Deliliğin tanımı, sürekli aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar beklemekmiş. Başarısız olacaksanız bile, sürekli farklı şeyler deneyerek başarısız olun, aynı hatayı iki kere (ya da binlerce kere) yapmayın. Başarı şansınız %1 bile olsa, 100 farklı şey denediğinizde, en az birinde başarılı olma şansınız, %63'e çıkar. Ama aynı şeyi 100 kere denemekle hiçbir şey değişmez.
Bir şeyler yapın. Yapabileceğiniz istisnasız her şey, bugün verip hemen uygulamaya koyabileceğiniz istisnasız her karar, mükemmel bir plan yapıp doğru zaman gelince uygulamaya geçirmeyi beklerken ömür boyu hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Aşırı analizle donup kalmayın.
En önemlisi de, başarısızlıklarınızı değerli deneyimler, dersler taşıyan hediyeler olarak görün ve onlardan maksimum faydayı almaya bakın. Uygulama Önerisi:
Bunları okuduktan sonra, mantıklı gelse de, bunlara duygusal olarak direnciniz varsa, bu direnci Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile aşın. Örneğin, benim burada "yapın, edin" diye yazdığım ifadeleri, "yapıyorum, seçiyorum" diye, birinci tekil şahıs şimdiki zaman kipinde onaylamalara dönüştürün. Ve bunları tıplarken kullanın. "Başarısızlığımın tüm sorumluluğunu üstleniyorum. Suçu başkalarına atmak yerine, bu deneyimden dersimi alıp yoluma devam etmeyi seçiyorum" gibi. | Offline
| |
05-11-2010, 05:40 PM
|
#24 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Bugün size içgörülerden ve gün içinde kısa molalardan bahsedeceğim.
Günümüzün sürekli son derecede meşgul batı kültürü, sadece sol beyinin analitik foksiyonları üzerine kurulu. Sağ beyinin hayalgücü, yaratıcılık gibi faaliyetleri genelde arka plana itiliyor. Bütün gün, durmadan, dinlenmeden, sürekli aktif olarak, sürekli telaş ve koşturmaca içinde çalışarak geçiyor.
Halbuki, vücudun ve beynin, doğal bir ritmi var. Ortalama her 90 dakikada bir (bazı insanlarda 120 dakikaya kadar çıkabiliyor), sol beyin yorulup sağ beyine kontrolü devretmek istiyor.
Bunların belirtileri, dikkat dağınıklığı, gözün dalıp gitmesi, uykunuzu almış olmanıza rağmen durmadan esneme, ya da iç çekme, hafif bir halsizlik hissi.
İşte tam bu sırada 20 dakika kadar ara vermek, biraz hayal kurmak, hedeflerini zihninde canlandırmak, meditasyon yapmak, ya da içindeki sesi dinlemek, insanın sezgilerini harekete geçirebiliyor, dinlendiriyor, dikkatsizlik hatalarını ve stresi azaltıyor, daha iyi ve yerinde kararlar verilmesini sağlıyor, genel verim ve performansı azaltıyor.
Bu nedenle yaklaşık her 90 dakikada bir 20 dakika ara vermek, biraz hareket etmek, sağlıklı bir şeyler yemek (birkaç parça meyve gibi), çok yönlü fayda sağlıyor. Bunlara bir de öğlen uykusunu ekleyebilirseniz, optimum performansınıza ulaşmanızda hiçbir engel kalmıyor.
Dahası, bu dönemler, insanın sezgilerinin de en güçlü olduğu dönemler. Eğer bir konuda iyi bir içgörüye ihtiyacınız varsa, "Şu sorunu çözmemin en iyi yolu ne olabilir?" gibi sorular sorup iç sesinizi dinlemek için bunlar en iyi zaman.
Bir içgörü edindiğinizde, bunu mutlaka uygulamaya geçirin. İçgörüleriniz yanılmaz, çünkü bilinçli (analitik) zihninizden çok daha fazla şey bilir. Einstein bile, en değerli şeyin içgörüler olduğunu söylemiştir.
Peki, bunun Duygusal Özgürlük Yöntemleri ile ilgisi ne?
Tahmin edebileceğiniz gibi, Duygusal Özgürlük Yöntemleri, bu 20 dakikalık molalardan elde ettiğiniz faydaları arttırabilir. Hedef belirlerken, hedeflerinizi zihninizde canlandırırken, tıplamak, negatif duygularınızı ortadan kaldırır. Sizi günlük çalışma stresinizi bu 20 dakikalık aralarda tıplayarak ortadan kaldırabilirsiniz. Kararsız kaldığınız, çözmekte zorlandığınız şeyleri, yukarıda bahsettiğim gibi, olumlu sorular sorarak, içgörülerinizle çözün. Tün bunları yaparken, bir yandan tıplamaya devam edin. Günün uygulama önerisi:
Bundan sonraki ilk çalışma gününüzde, 90 dakikada bir 20 dakika ara verme ve bu sırada tıplayarak hedeflerinizi zihinde canlandırma, karar verme, içgörü edinme, veya gün içi gerginlikleri ortadan kaldırma çalışması yapmayı deneyin.
Bu kısa araları vermenin, gün içi toplam performansınızı nasıl etkilediğine dikkat edin. Bunları uygulama günlüğünüze yazın. Eğer sonuçları beğendiyseniz, bunu sürekli olarak, çalışma alışkanlığınızın bir parçası haline getirin. | Offline
| |
05-11-2010, 05:43 PM
|
#25 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Duygusal Özgürlük Yöntemleri, Dünya Barışını sağlayabilir mi?
Bence sağlayabilir.
"Dünya barışına nasıl ulaşılır? İç barış ile. Kendi içinde barışık insanlardan oluşan bir dünya da, barış içinde olur." Dr. Wayne Dyer
Eğer düşünecek olursak, bu en doğru yaklaşım. Eğer tek tek her birey, koku, öfke, nefret gibi negatif duygularından kurtulursa, elbette dünya barış ve huzur içinde olur.
Ama bugün sizinle farklı bir şeyi tartışacağım.
Grup etkisinin, etrafa yayılan bir faydası olduğundan sözedeceğim. Bu bazılarınıza çok "uçuk" gelebilir. Benim için son derecede makul.
Grup etkisinin etrafa yayılan faydası dediğim etki, daha önce bahsettiğim grup çalışmalarında faydalı etkinin artmasından, aynı salondaki insanların birbirine faydalı olmasından biraz farklı, bunun ötesinde bir konu.
Bir grup insanın duygusal olarak negatif yüklerinden arınması ve pozitif duygular hissetmesinin, etraftaki herkese yayılan pozitif bir etkisi var.
Literatüre "Maharishi Etkisi" diye geçti bu etki, Maharishi Maseh Yogi'nin başında olduğu Transandantal Meditasyon programının, ölçülmüş etkilerinden biri. 1999 yılında, 4000 Meditasyoncu, Washington'da biraraya geldi, ve iki ay boyunca meditasyon yaptı. Bu sürede, suç oranı, %21 düştü.
Elbette, bu Transandantal Meditasyon tekniği ile ilgili bir deney. Ama benim fikrim o ki, teknik değil önemli olan. Önemli olan insanların ulaştıkları duygual enerji düzeyinin ne kadar pozitif olduğu. Sevginin, şükranın, neşenin, güvenin, mesafeleri aşan bir etkisi var.
Benzer teknikler birçok farklı yöntemde var. Vipassana'da "Metta" var, birine sevgi göndermek. Ya da en basitinden, zorlandığımız durumlarda sevdiklerimize deriz ki, "benim için dua et". Bence tüm bunlar aynı şekilde etki mekanizmasına sahip. Evrensel bir zihinsel/duygusal alan var, tıpkı manyetik alan gibi, ya da radyo dalgaları gibi. Ve hepimiz hem alıcıyız, hem vericiyiz. Hem herkesden etkileniyoruz, hem herkesi etkiliyoruz.
Bizim bu durumdaki görevimiz, her durumda olası en pozitif duygusal enerjiye ulaşmak için, sürekli kendimizi arındırmak. Sadece birebir kendimizden kaynaklanan konularda ve sorunlarda değil. Her konuda. Sorun ve negatif duygular tamamen dışımızda olsa, içinde bulunduğumuz bütün toplum, bütün Türkiye, hatta bütün dünya tarafından paylaşılsa bile, bizim sorumluluğumuz, bunu olabildiğince pozitife çevirmek.
Bu nedenle ben, kötü bir haber duyduğumda, mesela bir terör veya şiddet olayı, sadece kendimdeki gerginliği ortandan kaldırmakla yetinmiyorum. Kendi gerginliğimi ortadan kaldırıp, bağışlama, kabullenme, sevgi hissetmeye başladıktan sonra, başkaları için de bir süre tıplıyorum. O olaya karışanlar ve yakınlarından başlaıp, tüm Türkiye'de hatta tüm dünyada bu olaydan etkilenen (sadece haberi duyup sinirlenmek bile olsa bu etki) herkes için birkaç dakika tıplama devam ediyorum. Olaydan etkilenen herkes için, sevgi, huzur, bağışlama, kabullenme diliyorum. Ancak bundan sonra tıplamayı bırakıyorum.
Elbette, büyük çaplı olaylarda, benim iç huzurumun, ve başkaları yerine tıplamamın etkisi çok çok az, bunu biliyorum. Ama Duygusal Özgürlük Yöntemleri -veya başka huzur veren yöntemler- yayıldıkça, giderek her sorun daha kolay çözülecek, bunu da biliyorum. Ve kendi adıma düşeni yapmak bana büyük bir iç huzuru ve rahatlık veriyor.
Mesela ben dün Türkiye-Hırvatistan maçında, hem kendim heyecanlandıkça tıpladım, hem de "ben oyuncuların yerinde olsam ne hissederdim?" diyerek,mülli takım oyuncularımız için tıpladım. 119. dakikada yediğimiz golden sonra önce bunun üzüntüsü ve şoku için tıpladım, sonra da "gol yedik diye kendimi bırakmıyorum, bir gol de bizim atabileceğimizi biliyorum" diye tıpladım,ve 122. dakikada bu gol geldi... Sonra da penaltı oyuncuları için tıpladım "Sakinim, yapabilirim, şimdi bu gol olacak" diye...
Elbette, şu anlama gelmiyor bu, "benim sayemde kazandılar" demiyorum. Ama oturduğum yerde elimden gelen bu, kendi payıma düşeni yapmaktan mutluyum. Milyonda bir bile etkim olsa, daha ne isterim... Uygulama Önerisi:
Gün içinde, doğrudan "sizin sorununuz" olmasa da, eğer sizin dışınızdaki bir takım olaylar, gelip sinirinizi bozuyorsa, sadece kendiniz için tıplamayın.
Olaydan etkilenen başkaları için de, kendinizi onların yerine koyarak tıplayın. Kendinizi onların yerine koyduğunuzda, kendi gerginliğiniz geçince, çalışmanız bitmiştir. Hepimiz böyle yaparsak çok daha huzurlu bir dünya yaratabileceğimize inanıyorum. | Offline
| |
05-11-2010, 05:45 PM
|
#26 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Dün size grup halinde Duygusal Özgürlük uygulamanın, etrafa yayılan etkisinden bahsetmiştim. Bu arada, başkalarının yerine tıplamaktan, örnek olarak da Milli Takım oyuncularının yerine kendimi koyup, tıpladığımdan bahsetmiştim.
Bugün bunu biraz daha açmak istiyorum.
Zaman zaman, Duygusal Özgürlük Yöntemlerini uygulamak istediğimiz insan, bunu kendi kendine uygulayamayacak durumda olabilir. Size daha önce de "duygusal özgürlük yöntemlerini herşey için deneyin" demişimdir. Mesela, ameliyat geçirmiş, hastanede komada yatan bir hasta için Duygusal Özgürlük Yöntemlerini nasıl uygularsınız?
Normal, mekanik yöntemleri kullanamazsınız. Öncelikle, hastayla iletişim kuramadığınız için, sorunu onun tanımlaması, 10 üzerinden not vermesi, ve size işe yarayıp yaramadığını anlatması, ve hareket edemediği için kendine tıplaması mümkün değildir. Belki onun yanında bile olamayabilirsiniz, zaman zaman.
Bu gibi durumlarda, kendinizi hastanın yerine koyarak, onun hissettiğini tahmin ettiğiniz rahatsızlık için, kendi kendinize tıplamanız, başkasının yerine tıplamak olarak adlandırılır.
Bu Duygusal Özgürlük Yöntemlerinin ileri aşamalarından biridir. Bunu yapmak için, önce temel yöntemlerde yetkin olmanız, ve biraz da sezgilerinize (tahminlerinize) güvenmeyi öğrenmeniz gerekir.
Eğer Duygusal Özgürlük Yöntemlerinin mekanik temel uygulamaları size "tuhaf" geldiyse, bunlar iyice uçuk kaçık gelebilir, ancak bu konuda, tesadüf olamayacak kadar fazla başarılı vaka öyküsü var.
Duygusal Özgürlük Yöntemlerini her zaman fiziksel olarak parmak uçlarınızla tıplayarak uygulamak zorunda da değilsiniz. Hayali olarak tıplayabilirsiniz, yani tıpladığınızı zihninizde canlandırabilirsiniz. Ben bunu, örneğin gece yatarken yapıyorum, çünkü fiziksel olarak tıplamak, hareket ettikçe uykumu kaçırıyor.
Çoğu zaman, hayali olarak tıplamak da, fiziksel olarak tıplamak kadar etkili olabiliyor. Uygulama Önerisi:
Bu gece yatarken, zihninizde canlandırarak, hem kendiniz iyi uyumak için, hem de bir tanıdığınızın bildiğiniz bir sıkıntısının geçmesi için, kendinizi onun yerine koyarak, hayali olarak tıplayın. Sabahleyin, kendinizi nasıl hissettiğinizi, elde ettiğiniz sonuçları, günlüğünüze not edin. | Offline
| |
05-11-2010, 05:50 PM
|
#27 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu İlk gün size uygulama önerisi olarak şunu yazmıştım:
"Duygusal Özgürlük Yöntemlerini öğrenmek için sizin nedenleriniz neler? Günlüğünüze yazın.
Her şeyde olduğu gibi, bu kursa başlarken de, amaçlarınızı belirlemeniz önemlidir. Bu e-posta kursundan ne bekliyorsunuz? Çözmek istediğiniz bir sorun mu var? Ulaşmakta zorlandığınız bir hedefiniz mi var? Bugünden itibaren, önümüzdeki 30 gün içerisinde, bu kurs sayesinde hayatınızda ne gibi somut değişiklikler görmek istersiniz? Eskiden yapamadığınız neleri yapabilmek istersiniz? Bunları kısaca yazmanızda büyük fayda var.
Baştan amacınızı net bir şekilde belirler, bundan sonra alacağınız bilgileri, bu amacınız doğrultusunda kullanır, uygulama önerilerini yaparsanız, bu sizin için çok faydalı bir kurs olur."
Bugün size yeni bir bilgi vermeyeceğim. Bugün tek yapmanızı istediğim şey, son 30 günü değerlendirmeniz.
Başlangıçtaki amacınıza ulaştınız mı? Duygusal Özgürlük Yöntemlerinin faydasını gördünüz mü? Onu herhangi bir sorununuzu çözmek ya da hedefinize daha kolay ulaşmak için kullandınız mı?
Kursu genel olarak nasıl buldunuz? İşinize yaradı mı? Beğendiğiniz yönleri neler? Daha iyisi olabilirdi dediğiniz neler var? Bunları bana bildirirseniz, bu kursu bende sizden gelen tepkiler doğrultusunda geliştirebilir, daha işe yarar bir kaynak haline getirebilirim. | Offline
| |
05-11-2010, 05:52 PM
|
#28 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Hedefleri Belirlemek
1. Hayatınızı dolu, dolu yaşıyor olsaydınız, yapacağınız ilk değişiklik ne olurdu?
2. Hayatınızın hangi alanlarını geliştirmeye veya değiştirmeye ihtiyacınız var?
3. Şu anda hayatınızda en fazla farkı yaratacak hangi konu üzerinde çalışabiliriz?
4. Bu hedefi iki katına çıkarsak, kendinizi nasıl hissedersiniz?
5. Şu anda katlandığınız veya rıza gösterdiğiniz, ama hoşlanmadığınız neler var?
6. Hayatınızda nelerin daha çok olmasını istersiniz? (Bir liste yapın.)
7. Hayatınızda nelerin daha az olmasını istersiniz? (Bir liste yapın.)
8. Sürekli yaptığınız, ama sizin için faydalı olmayan, sizi hedeflerinde ulaşmakta desteklemeyen, en önemli üç kötü alışkanlığınız neler?
9. Bu hedefi nasıl daha belirli ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz?
10. Hedeflerinize ulaşmanın en önemli etkisi ne olurdu?
11. Mutlaka başarılı olacağından emin olsan, neyi başarmayı denerdiniz?
12. Bu hedefi bir şeylerden kaçmak kurtulmak yerine, bir şeylere ulaşmak ve yaklaşmak olarak nasıl ifade edebilirsiniz?
13. Neleri seviyorsunuz?
14. Nelerden nefret ediyorsunuz?
15. Ölmeden önce neyi mutlaka yapmak veya başarmak istersiniz?
16. Şimdi bu hedeflere kendinizi adamak için iyi bir zaman mı?
17. Birlikte hangi konuda çalışmak yüzünüze kocaman bir gülümseme getirirdi?
18. Hayatınızın mükemmel olması için, neyi değiştirmek gerekirdi?
19. Gerçekten, ama gerçekten, ne istiyorsunuz?
20. Hayat tarzınızda ne gibi bir değişiklik yapmak, sizin iç huzurunuzu artırırdı? | Offline
| |
05-11-2010, 05:53 PM
|
#29 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Harekete Geçmek
1. Atmanız gereken ilk (veya bir sonraki) adım ne?
2. İlk veya bir sonraki adımı belirlemek için ne gibi bilgilere ihtiyacınız var?
3. Sizi bu konuda kim aydınlatabilir?
4. Bu hedefe zaten ulaşmış ve size yardımcı olabilecek kimler var?
5. Bu bilgiyi hangi kaynaklardan elde edebilirsiniz?
6. Bu hedefe yönelik olarak, bu hafta atabileceğiniz makul mantıklı adım 3 adım ne olabilir?
7. 10 üzerinden bir not verecek olursanız, bu hedefi gerçekleştirmek için kendinizi ne kadar heyecanlı hissediyorsunuz?
8. Bu notu nasıl yükseltebiliriz? Heyecanınızı, şevkinizi nasıl arttırabiliriz?
9. Bu durumda Tony Robbins ne yapardı? Bu konuda yoğun bir şekilde harekete geçmek, nasıl bir şey olurdu?
10. Bu konuda hiçbir şey yapmazsanız ne olur? Bu hedefi gerçekleştirmemenin size maddi manevi maliyeti ne? | Offline
| |
05-11-2010, 05:54 PM
|
#30 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: E-Eft Kursu Yeni Bakış Açıları Kazanmak
1. Bu durumdan ne öğrenebilirsiniz?
2. Bu durum, hangi açıdan tamamen mükemmel?
3. Bu durumu nasıl çabucak ve keyifli bir şekilde iyiye çevirebilirsiniz?
4. Bu durumda şükredebileceğiniz neler var?
5. Neleri iyi yapıyorsunuz? Neleri daha iyi yapabilirsiniz?
6. Hayatınızdan daha fazla keyif almanın bir yolu ne olurdu?
7. Kendi danışmanınız olsaydınız, bu durumda kendinize ne akıl verirdiniz?
8. Şu andaki tutumunuz ne kadar değerli?
9. Kendinizi ve hedeflerinizi sabote etmenin en sevdiğiniz yöntemi ne?
10. Bunu bırakmanız için ne söylemem gerekiyor? | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | E-Eft KursuAlternatif Kişisel Gelişim ve Eft E-Eft Kursu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sizinle son bir iki gündür, inançlarımızdan bahsediyorduk. Bugün sık söylediğimiz kelimelerin ve cümlelerin öneminden bahsedeceğim.
Dün bazen inançların görünmez olabildiğinden bahsetmiştim. Çoğu zaman, başkalarının inançları ile ilgili çarpıklıkları görmek, kolaydır, özellikle bizden farklı inançlara sahip oldukları zaman. Çünkü bizim düşüncelerimiz ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Eft telkin cd indir izle İstanbul Eft nerededir kimdir Eft çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Eft hipnoz Eft olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Eft hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Eft kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:21 AM.
|