13-04-2010, 10:39 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Juno - Mizah Yüklü Teenage Dramı Thank You For Smoking (2005) adlı filmiyle geçtiğimiz yıl adından söz ettiren genç yönetmen Jason Reitman; bu ilk uzun metraj senaryosuyla Oscar kazanan Diablo Cody ve filmin tamamını üstün bir başarıyla sırtlanan Oscar adayı aktris Ellen Pagein kolektif parlaklığının bir ürünü olan Juno, her yaştan herkese hitap edebilecek, zekice yazılmış, yönetilmiş ve oynanmış bir film. Film, 16 yaşında bir genç kızın ilk cinsel deneyiminde hamile kalması ve henüz kendini bile tanımakta güçlük çekerken doğacak bebeğinin sorumluluklarıyla yüzleşmek zorunda kalışını, görülmeye değer bir mizah duygusuyla anlatıyor. Juno, geçen yılın ayrıksı, neşeli ve çocuksu bağımsız filmi Küçük Gün Işığımın tacını hakkıyla devralıyor.
Juno, liseli olmak ve yetişkin sorumlulukları almak arasında bocalanan; belli sosyal kimliklere uymak ve dışında kalmak konusunda toplumla çatışılan; sevgi arayışıyla bağımsızlık tutkusu arasında gidilip gelinen; hassas dengeleri olan teenage çağının, gerçekçi, doğal ve sempatik bir portresi. Doğacak bebeğini aldırmak yerine onu çok sevecek bir çifte verme yolunu seçen Juno (Ellen Page), mükemmel bir çift gibi görünen Vanessa (Jennifer Garner) ve Markı (Jason Bateman) ideal bir potansiyel aile olarak belirler. Bir yandan lise hayatını normal bir şekilde sürdürmeye çabalarken bir yandan da karnı burnunda kendini tanımaya ve tanımlamaya çalışan Junoyu, ‘mükemmel çiftin arasında kırılmalar baş gösterdiğinde, hala keşfedeceği bir yığın zorluk beklemektedir.
Junonun yaşadığı bu zorluklar yetişkin dünyasında da varolduğu için film, herkes için anlam taşıyabilecek noktalara parmak basıyor. Baba-kız, üvey anne-üvey çocuk, karı-koca, kız arkadaş-erkek arkadaş ve iki kız arkadaş arasındaki ilişkiler filmde görmeye alıştığımızdan farklı bir biçimde işlenmiş. Bu ilişki dinamiklerinde doğabilecek zorluklar çoğu dramda olduğu gibi tek yönlü dramatize edilmiyor. Bu bağların -zaman zaman göz ardı edilse de ya da yanlış anlaşılsa da- güçlü bir sevgi ağıyla kaplı olduğu, filmin tüm diyaloglarında izleyicinin içini rahatlatan ve umut aşılayan bir şekilde müjdeleniyor.
Junodaki anne portreleri filmin merkezindeki sevmek ve sevilmek gereksinimini; terkedilmişlik psikolojisini sembolik bir şekilde ortaya koyuyor. Junonun öz annesi kendisini terketmiş ve onun dahil edilmediği yeni bir aile kurmuş; kendisi hiç istemeden anne olmaya mahkum ediliyor ve bebeğinden kurtulmanın yollarını arıyor; bebeğini devredeceği kadın ise kendi çocuğu olamayan ve saplantılı bir şekilde bebek hasretiyle yanıp tutuşan bir kadın. Film, anne olmanın mucizesini anne olamayan, anne olmayı reddetmiş ve anne olmak istemeyen üç kadının üzerinden anlatıyor. ‘Normal bir aileye duyduğu özlemle çocuğuna sahip olacak ailenin hayatına sızan Juno, zamanla doğru seçimlerle ve elimizden gelenin en iyisini yaparak mutluluğun ‘sonsuza dek sürme ihtimaline inanıyor; yaşadığı zor durumun onu getirdiği noktada, özgürce ve cömertçe sevmeyi öğreniyor.
Sıcak bir yuvanın içinde yalnızca basit bir eşya olma düşünü kuran Junonun kahramanları Vanessa ve Mark örnek çiftinde, Junonun kendi hayatında duyduğu eksiklikler ve özlemler şekilleniyor. Vanessa hem kendi sahip olmak istediği anne, hem de onun arzulayacağı tür bir erkek seçmiş olan özdeşleştiği bir kadın figürü. Mark ise hem ideal bir sevgili (ikilinin arasında olası bir romantizmin sinyalleri veriliyor), hem de karısı tarafından kişiliği tek bir odaya hapsedilmiş biri olarak bu kez Junonun kenarda kalmışlığını simgeliyor. Sonunda Mark da Junodan cesaret alarak kendi yolunu çiziyor ve belki de aynı kaynaktan Juno da benzer tipteki erkeğiyle (çocuğun babası – Michael Cera) daha sağlıklı bir ilişkiye yelken açıyor. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |