Cennet'ten Mektuplar

[ışıkk]

Özgürsünüz

Gloria Wendroff

Tanrı dedi ki:

Herkesin sizinle her konuda hemfikir olması gerçekten bu kadar önemli mi?Kesinlikle haklı olsanız dahi, bunun ne önemi var? Herkesin size hak vermesi konusundaki bu ısrarınız da ne? Herkese serbest sürüş alanı tanıyın, kendinize de.

Birine şikayetlerinizi anlattığınız zaman, onların onaylamasını bekliyorsunuz. Onların size hak vermesi sizin bekleyeceğiniz kadar çok önemli mi? Bu onaylanma ihtiyacı da ne? Ve neden onaylanmaya ihtiyaç duyuyorsunuz? Başkalarına hizmet edin, ve fazlasını istemeyin.Fikir fikirdir, ve hepsi budur. Bugün buradalar ve yarın yoklar. Yarın kendinizle aynı fikirde dahi olmayabilirsiniz! Zihninizi değistirmek iyi bir şeydir. Sık sık yapın. Yeni düzeylere ulaşın.

Herkes Benimle hemfikir değil. Bu sizin özgür iradeniz. Onu size ben verdim. Artık başkalarına özgürlük tanıma sırası sizde. Teorik olarak, herkes için özgürlük istiyorsunuz. Gerçekte, pek de emin değilsiniz. Kimseye karşı geleceğinizden değil. hayır, siz sadece herkes sizinle aynı fikirde olsun istiyorsunuz. Başkalarını aydınlatmak istiyorsunuz, bilinçlenmelerini ve sizin gibi düşünmelerini istiyorsunuz.

Bu baştan kaybedilmis bir savaş, sevgililer. Kazanmak mümkün değil. Kazansanız dahi, kazandığınız hiçbir şey yok. Belki onaylayan bir baş hareketi ya da bir söz. Bir tartışmayı kazanmak bundan ibarettir. Tartışmaya girmeyin ve böylece ne kaybeder ne de kazanırsınız, tehlikede olan hiçbir sey olmaz.

Hayatınıza bakın. Hayat, sanki bir çıktığınız, bir yürüyüş gibidir. Birisi sizinle birlikte yürümek isterse, memnun olursunuz. Farklı bir yoldan yürümek isterlerse, onda da bir sorun yoktur. Yol üzerinde, bir köşede karşılasabilirsiniz. Belki de hiç karşılaşmazsınız.

Başkasının onayına ya da hemfikir olmasına ihtiyaç duymadığınız zaman, bu harika bir şey olacak. Başkalarını serbest bıraktığınızda, kendinizi de serbest bırakırsınız. Kimse kimsenin düşüncelerine uymak zorunda değil.

Bir iş veren dahi olsanız, zihnini değistirmesi gereken belki de sizsiniz. Ancak bunun için önce dinlemelisiniz. Bir çalışan iseniz eğer,dinlemek ve boyun eğmek mecburiyetindesiniz, size hiç de mantıklı gelmese bile.

Bahsettigim uzlaşmak değil. Sadece, her şey istediğiniz gibi olmayabilir, ya da olması gerektiği gibi de. Ve anlaşmazlık, ayağınızın takıldığı bir taş olsa gerek. Bunun için telaşlanmanıza gerek yok. Gücenmenize de gerek yok. Elbette, ötesine adım atmayacağınız kesin bir çizgi var ve bu size kalmış. Bu sizin seçme özgürlüğünüz. Daima başka bir seçeneğiniz var, sevgililer. Ancak her zaman bir seçim yaptıgınızın farkında değilsiniz. Bazen her şeyin üstünde egonuzu seçiyorsunuz.

Çabuk olmakta özgürsünüz, yavaştan almakta da özgürsünüz.

İhtilaf içinde olmakta özgürsünüz, ve bundan vazgeçmekte de özgürsünüz.

Ne isterseniz o olmakta özgürsünüz.

Ağlamakta özgürsünüz, ve gülmekte de özgürsünüz.

Gerginlik yaratmakta özgürsünüz ve barış yapmakta da özgürsünüz.

Hak ettiğiniz her şeyi vermekte özgürsünüz ve hiçbir şey vermemekte de özgürsünüz.

Seçimleriniz üstünde durduğunuz basamağa göre karşınıza çıkacaktır. Daha yükseğe tırmanırsanız daha ötesini göreceksiniz, ve her şey söylendigi zaman, her seviyede, herkes için en iyi seçimleri yapacaksınız.

[sanemce]

çok çok güzel bir konu Işık'çım çok teşekkür ederim paylaşan yüreğine sağlık

özgürlüğün bendeki görseli sahilde yelelerini savurarak ağır çekim koşan bir at..

nezaman oldu, neden oldu bilmiyorum ama özgürlük ifadesinin altına bu görüntüyü kodlamışım.. ( üstteki resim değil tabii, benimkisinden bulamadım )
Bilimsel bir açıklaması olup olmadığınıda sorgulamadım açıkçası
tekrar teşekkürler bitanemm

sevgilerimle

[ışıkk]

Canım seninde güzel yüreğine sağlık.evet sahilde dört nala koşan, zaman zaman şaha kalkan beyaz at,çok mükemmel simgeliyor ben de imgeledim senin anlatımından,çok güzel gerçekten.huzur verici.
Ben de teşekkür ederim varlığın için Sanemce'cim, sevgilerimle canımcım.

[ışıkk]

Büyük Farkındalık

Gloria Wendroff

Tanrı dedi ki:

Bazen, zahiri dünyadan zevk almamanız gerektiğini ya da aldığınız kadar çok zevk almamanız gerektiğini hissediyor musunuz? Sevgili, zahiri olanın zevkine var çünkü hepiniz bunu hak ediyorsunuz. Size izin veriyorum. Dünyadan zevk almaktan sakınmanız ve sadece ruhsal ya da daha çok ruhsal olmanız gerektiğini hissetmeyin. Sevdiğinizi sevin. Zevk aldığınız ne ise zevkine varın. Kimi isterseniz sevin.

Gelin yüzleşelim. Maddi dünyayı seviyorsunuz. Hislerinizi seviyorsunuz. Çiçekleri ve birinin size çiçek vermesini seviyorsunuz. Nihayetinde, size çiçek veren Benim, size her şeyi veren Benim. Bazen sizin için. İsa, Buda ve Diğerleri ile bağ kurmak daha kolaydır çünkü onların bir şekilleri var. Hikâyeleri seviyorsunuz, sevgililer ve resimleri seviyorsunuz. Aksiyon kahramanlarını seviyorsunuz. Mitolojiyi seviyorsunuz, o zaman sevin. Krisna’yı seviyorsunuz, o zaman sevin. Herkes Benim cemalimden yaratılmıştır. Herkes Benim cemalimdir. Onlar Benim cemalime biçim ve sekil verir. .İnsanlığı sevmenin sizin için zor olduğunu düşünmüş olabilirsiniz, ancak gerçek su ki insanlığı tüm kalbinizle seviyorsunuz. Onunla büyülenmişsiniz. Ben Yaratıcıyım. Ve benim yarattığımı sevmek sizin için iyidir, güzeldir.

Sizden, tüm gün, her an, Beni düşünmenizi istemiyorum. Beni düşünün ama mecbur olduğunuz için değil. Ben daima buradayım. Farkındalığınızda Benimle olun, yaşamınıza nasıl dahil oluyorsam. Sanki bu bir yarışmaymış gibi Beni herkesin üstünde sevmeniz Gerektiğini ya da herkesi hariç tutarak Beni sevmeniz gerektiğini düşünmeyin. Ben sizin Tek Tanrınızım, ancak. İnsanları tüm kalbinizle Sevin.

Elbette, yaşamın zahiri alanına çekiliyorsunuz. Onun için var. Onun içinde oyununuzu oynamanız gerekiyor. Benimle Sessizlikte etkileşim içinde olmak harikadır, tavsiye ederim. Evet, o her şeydir, ancak tek şey değildir. Bütündür ve Bütün içinde oynanacak bir alan içerir. Kendinizi Benimle olmak için zorlamayın. Biz, her şekilde beraberiz.

Oruç tutmanızı istemiyorum. Dünyayı terk etmenizi istemiyorum. Daha fazla zevk almanızı istiyorum. Bana, zevk yoluyla hizmet edersiniz, sevgililer, zorlanmış itina ile değil.

Ben, gitmeniz gereken bir okul değilim. Ardınızdan (okul kaçaklarını takip eden) bir memur göndermiyorum. Ne uzaklaştırma cezası alırsınız ne de kovulursunuz. Kalbimdeki yerinizi korursunuz.

Hayatınızın temel amacı Ben olsam dahi, beni okul sonrası bir aktivite olarak görmenizin Benim için bir sakıncası yok. Ben 24-saatlik bir aktiviteyim, ya da aktivitesizliğim. Ben 24-saat Varım, siz de öyle.

İki nehir birbirinden ayrılır ve sonra Okyanusta tekrar kavuşur. Okyanusu onurlandırmak için akışlarını kurban etmezler. Kendilerini suçlamazlar: “Oh, bu kadar mutlu bir şekilde, kuşları dinleyerek, dalgalarımdan zevk alarak akmamalıyım. Sadece Okyanusu düşünmeliyim.”

Evet, Beni düşünün, ama aynı zamanda, Beni düşünmek zorunda olmadan düşünün. Beni düşünmek bırakın bir zevk olsun. Benim çırağımsınız, ancak sözleşmeli değilsiniz. Kim olduğunuzu bileceğiniz zamanlar yaklaşmaktadır ve gerçek kadar, farkındalığınızda ayrılmaz olacağız. Büyük Farkındalık doğal olarak gerçekleşecek, zorlanmasına gerek olmadan..

[ışıkk]

Yaşamın Değişen Parçaları

Gloria Wendroff

Tanrı dedi ki:

Mucizeler yaratmak için yapmanız gereken her durumu kutsamaktır. Her duruma olumlu yaklaşarak kutsamaktır. Her şey ne kadar olumsuz görünürse görünsün, kutsama perspektifinden yaklaşın. Bu o duruma dair zaruriyetlerden ellerinizi çekmek anlamına gelir. Bu, dikkatinizi Bana yöneltmek ve Benimle bağlantı kurmak demektir. Titreşiminizin Benimle olmasıdır. Bu hiçbir çaba gerektirmez. Endişenin altında yanan ateşi azaltarak ya da söndürerek, o endişenin soğumasını sağlarsınız. Sıkıntı ateşini düşüncelerinizle artık beslemezsiniz.

Bu etrafta hayata emirler yağdırmak değildir. Ne talimatlar vermektir ne de yalvarmaktır. Bilgelik kokan bir şeydir. Başka bir açıdan bakmaktır. Tüm dünyayı değiştiren farklı bir pozisyondan bakmaktır. Durumun değişmesini talep etmektir. Onu esir de almazsınız. Suları yatıştırınız. Suya ekmek parçaları atıyorsunuz. Ve fırsatçı ördekler gelip ekmeği yiyeceklerdir ve sular sakinleşmiştir.

Yapmacık değildir. Bir durumdan faydalanmaya çalışmıyorsunuz. Değişimini sağlamak için arayış içindesiniz. Çevirmeye çalışıyorsunuz ve bakış açınızın ayarını değiştirmek için bir kaleydoskopu çevirmek misali değiştiriyorsunuz. Mevcut bakış açınızdaki en ufak bir değişiklik gördüklerinizde büyük değişimlere neden olacaktır.

Birliğin ortasında, bölünmenin geldiği ters yönlü bir mucizedir bu. Yüzeylerine vurarak zorlukları değiştirmezsiniz. Kesinlikle, bu yeterince denenmiştir. Tekrar savaşlar yapılmıştır, peki ne işe yaramıştır? Savaşı teskin etmek için, kendinizi barış masasına oturtursunuz. Bu kahramanca bir harekettir. Geri çekilmek değildir. Sadece kısa bir süre için bu durumdan uzak durmuş olursunuz. Sadece biraz ara vermektir.

Bir zorluktan biraz uzaklaşırsınız ki onun yerinde sağlamlaşmasına izin vermezsiniz. Yumruğunuzu sıkmayı bırakırsınız. Sandalyenizin yerini değiştirirsiniz ve sessizce başka bir sandalyeye oturursunuz. Ateşi harlamazsınız veya da yangın çıkarmazsınız, çünkü bunun acil bir durum olmadığını bilirsiniz. Size daha önce acil gibi görünmüştü. Tüm görecelik alemi size aciliyeti varmış gibi göründü. Aciliyet fikri zaman kavramından gelmektedir. Ve sizin yaptığınız da bir süre için zamandan dışarı adım atmaktır.

Bir süre için, düzeltmeniz gereken hiçbir şey yok. Yaşamın değiştirilebilen parçaları rahatça siz İngiliz anahtarınızı kullanmadan yer değiştiriyor. Düşüncelerinizi susturmak, dişlileri yağlamak gibidir ve böylece düzgün ve sessizce çalışabilirler. Her değişimin sessiz bir zamanı vardır. Veya buna gebelik dönemi diyebilirsiniz. Bir bitkinin büyümesini istiyorsanız köklerinden sökmemeniz gerektiğini bilirsiniz. Dallarında çiçeklerin açmasını istediğiniz bir ağacın dallarını budamamanız gerektiğini bilirsiniz.

Kendiniz ya da başkaları için bir durumun tüm adaletsizliğini deşip yinelemezsiniz. Haklı ya da haksız olduğunuzu kanıtlamak zorunda değilsiniz. Hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz. Bir süreliğine kendi haline bırakmalısınız. Kendinizi kasmayı bırakın. Ve böylece bölünmenin olduğu yere kutsama gönderirsiniz, ve bu şekilde acıyı salıverirsiniz, durumu salıverirsiniz. Bir durumu salıverirseniz, Benden başka nereye gider ki?

[nevresim]

benm ksinliklle böle yazılar okumam gerekiyo.çok iyi geliyo.değerli olduğumu hissediyorum.

[ışıkk]

Tanrıyı Bilmek

Gloria Wendroff

Tanrı dedi ki:

Kutsal kaplar, sizinle Kendimi dısarı akıtıyorum. Siz Benim içinden aktıgım testisiniz. Nasıl iseniz öyle akarım, asla bos degilsiniz. Sonsuzum Ben, sonsuzsunuz siz, ve sonsuzdur benim kaynagım, sizinki de öyledir. Tanrı için kıtlık yoktur. Sizin için de kıtlık yoktur. Bereket boldur. Sonsuz bereket boldur. Siz Benim içinden aktıgım testisiniz, ve siz Benim testinin içindekileri akıttıgım kapsınız. Siz Benim sınırsız Benligimsiniz. Bukendinizden saklamıs oldugunuz bir sırdır.

Benim sınırsız Benligim oldugunuzu duymus olabilirsiniz. Bu sözleri kendinize tekrarlamıs da olabilirsiniz.Kalbinizin kuyusundan farkındalık yükselene kadar, bu sadece bir sözdür, ve siz de dudaklarınızla ona hizmet etmis olursunuz. Bu Gerçegi Bilmenin anlamıdır, çünkü Gerçek sizi özgür kılacaktır. Yazılı gerçek, dogru olabilir, ancak sizin Gerçeginiz olmayabilir. Çünkü sizden çıkmadı. Kulaklarınızla duydunuz, ya da gözlerinizle okudunuz, ve dudaklarınızla tekrar ettiniz. 1kinci-el gerçek, ikinci-el gerçektir. Siz birinci-el gerçege sahip
olabilirsiniz. Birinci-el Gerçege sahip olmanız gerekiyor. Birinci-el gerçege sahip olmanızı niyet ediyorum.

Su içmek için kuyuya gidin. Kuyudan doldurulmus bir sise su, sise sudur. Sınırları vardır. Kapagı vardır. Sisesi sekillendirilmis, tartılmıs ve ölçülmüstür. Artık su serbestçe akmamaktadır.

Su içmek için Kalbimin pınarına gelin. O daima akmaktadır. Taze su her zaman en iyisidir. Bu su tazedir çünkü daima akmaktadır. Sevgim daima size akmaktadır. Üzerinize yagmaktadır. Ondan yararlanın.Ellerimden için. Burada, nasıl yapacagınızı gösterecegim. Elden ele aktarılan su, elden ele aktarılmıs sudur.En iyisi herkesi kuyuya getirmektir. Onlara nerede oldugunu gösterin. Kendilerinin görmelerine izin verin.Tüm yasamın aktıgı pınara avuçlarını açmalarına izin verin.

Yasam suyunun üzerinde günes parlamaktadır. Daglar onu soguk tutmaktadır. Bu su sizin içmeniz için degilse,ben neden buradayım? Üzerinize akıttıgım Cennetten gelen suyu içmeyecekseniz, neden Yeryüzüne geldiniz?1zin mi istiyorsunuz? Kimin iznine ihtiyacınız var? Sadece kendinizin. Benim askımın girisine gelmek ve onu nereye giderseniz beraberinizde götürmek için kendinize izin verin. Benim bilgim, dagdan gelen sudur ve sizi kendinize getirir. Benim askımla okyanustan yükselen sisi dagıtırsınız.

Tanrı’nın bilgisinin varoldugu pınarın yönüne isaret edin. Bu pınarı nerede kendilerine ait kılabileceklerini onlara gösterin. Benim vermem ve onların almaları gereken suyu süzgeçten geçirmeyin. Siseleme fabrikası olmayın. Sevgi dagıtın. Çocuklarımı Bana getirin, kendinize degil. Siz Benim yol göstericimsiniz. Onları alıkoymayın. Sizin için oldugum kadar Ben onlar için de varım. Borulara gerek yok. Borular, sarabın akmasına izin vermeden önce daralır. Benim bilgimin Benden akmasına izin verin.

Cennetin girisi büyüktür. Herkes için yer var. Beni isaret edin. Cenneti isaret edin. Konusmam basittir. Beni herkes duyabilir. Herkes benim için özeldir. Arkadaslarınıza beni tanıtın. Beni kendilerinin bilmelerine tesvik edin. Benim bir tercümana ihtiyacım yok. Ben tüm dilleri konusurum.

[ışıkk]

Tanrı’ya Ne Kadar Yakınız

Gloria Wendroff

Tanrı dedi ki:

Kendinizi çok yalnız hissetseniz bile, yalnız degilsiniz. Asla yalnız degilsiniz, çünkü Ben daima sizinleyim. Asla Benim görüsümün, isitme alanımın dısında, erisimimin dısında, Kalbimin dısında, Temasımın dısında degilsiniz, çünkü kalbiniz daima Benimkinin içinde atıyor. Her hareketiniz Benim farkındalıgım dahilindedir. Ben sizin farkındayım. Benim tarafımdan bilinmeyen hiç bir hissiniz yoktur.

Daima tetikte olan bir Denetmen degilim Ben. Ben daha çok Büyülenmis bir Dostunuz gibiyim. Ben bildiginiz bir mektup yazarıyım,ancak nerede ve ne zaman tanıstıgımızı unutmussunuz. Adımı ve yakın münasebetimizi unutmussunuz. Öyle yakınız ki Benim varlıgımı tamamen unutabilirsiniz, ancak Ben sizinkini asla unutmam. Her daim aklımdasınız. Sürekli Benim radarımdasınız.

Benim güçlerim çok büyük ancak Ben Yeryüzünde kendi oyununuzu oynamanıza izin veriyorum. Yoldan çıkmanız gerekiyorsa, çıkın. Yoldan çıktıgınız sadece sizin düsüncenizdir, sevgililer, çünkü asla, hangi sartlar altında olursa olsun, Benden uzak degilsiniz, bir adım dahi; kendi tasavvurlarınız ya da kayıtsızlıgınız hariç. Sizi her yerde takip ediyorum.Kendi basınıza bir yere gitmenize izin veremem. Sizden ayrı, baska olmak Benim için imkansızdır. İste bu kadar yakınız Biz.

Benim sevgim böyledir. Onu atlatamazsınız. Ondan kaçamazsınız. Sakınamazsınız. Onsuz olmanız mümkün degildir.Sadece, çok sıklıkla, baska seyler düsünüyorsunuz. Beni düsünmeye geri dönün. O zaman uyum içinde oluruz, çünkü Benim düsüncelerim daima sizinle.

Evrenin kurulu düzeni var. İzlemem gerekmiyor. Gözümü üzerinde tutmam gereken sizsiniz. Gözlerimi asla sizden ayırmam. Benim sevgimin sizi çevreledigini hayal edin, ve sizi saran, koruyan, yükselten, aydınlatan ve yakalayan sevgiye dair ufak bir fikre sahip olursunuz. Size kol kanat geriyorum. Dokunulamayan Ben, sizden asla vazgeçmem,düsmenize asla izin vermem.

Dünyada olmaktan rahatsız oldugunuz zaman, Kollarımın arasında rahatlarsınız. Kimin kolları arasında oldugunuzu bilin.Kimin gögsünde dinlendiginizi bilin. Kimin gözlerinin karsınızda oldugunu bilin. İstediginiz her an Benim gözlerime bakabilirsiniz. Evet, önünüzde dans eden Benim gözlerim. Gözlerim sizin görüs alanınızda olmaktan dolayı nese ile dolar.Gözlerim asla yasla dolmaz, sadece sevgi ile dolar, sadece ısık ile, size duydugum sevgi, ısık ve hayranlık ile dolar. Size olan sevgim bir nehir gibi akar. Size duydugum sevginin nehrini durdurabilecek hiçbir sey yok.

Benim sevgimde eksik olan tek sey, ondan bihaber olmanız ve sizin olarak kabul etmemenizdir. Onu size veriyorum, o zaman, onu fark edemeyecek kadar yogun olmanızın haricinde neden sizin olmasın ki? Belki de oradan oraya kosusturuyorsunuz ve bakmayı unutuyorsunuz. Yıldızlara bakmayı unutuyorsunuz, ve Bana bakmayı unutuyorsunuz. Bir an ayırın simdi, sevgililer, her nerede olursanız olun, günün hangi saati oldugunun bir önemi olmaksızın, ve Gökten /Cennetten basınıza akıttıgım sevgimin bir parçasını yakalayabiliyor musunuz bakın. İste Benim sevgim, üzerinizde parlıyor. Hiçbir sey ugruna onu kaçırmayın.

[tiriniti]

ışıkk astral seyahatle ilgili mutlaka konuşalım bebeğim....

[ışıkk]

Dünyadaki Tüm Kristal Samdanlar

Tanrı dedi ki:


Tüm hayalleriniz gerçekleşseydi eğer, ya sonra? Yasam hissiniz ne kadar farklı olurdu sanıyorsunuz? Mutluluğunuz ne kadar sürerdi? Yeni Bir arabanın mutluluğu ne kadar sürüyor? İste o kadar sürerdi mutluluğunuz. Dışarıdan gelen mutluluk, bir ömre sahip. İçsel mutluluk ise asla kesintiye uğramaz. İste böyledir, sevgililer.

Oyuncaklar sadece oyuncaktır. Oyuncakların çok olması size daha fazla mutluluk vermez. Çabuk sönen bir mutluluk belki, daha fazlası degil. Er ya da geç, tüm oyuncaklar eskir, ya da parlaklıkları söner, ya da onlardan aldığınız keyif azalır, hala parlaklıklarını korusalar
bile.

Tekrar ve tekrar, maddi hazinelere odaklanıyorsunuz.

Beni yanlış anlamayın. Sizi dünyanın hazinelerinin tadını çıkarmanız için teşvik ediyorum. Neden olmasın? Ancak mutlu olmak için onlara dayanmayın. Onlara sahip olun. Keyfini çıkarın. Paylasın. Tüketin. Giyin. Kullanın. Harcayın. Hazinelerinizi ne kadar çok severseniz
sevin, yeterli olmazlar.

Parlak kırmızı bir araba arzu etmek aslında ona sahip olmaktan çok daha eğlencelidir. Keyif gerçekten sahip olmakta değil.

Kırk çift pahalı ayakkabı? Bir yeni çift ayakkabı bir kişi için daha çok mutluluk verebilir. Güzel bir ev? Bir süre sonra, yaşamınızın kalitesi sizin için pek farklı olmayacak. Siz hala oradasınız, ve hala birlikte yasadığınız insanlar ve ilişkileriniz var.

Bankada bir milyon dolar? Çok güzel, ancak, her şeyden önce, o sadece bankadaki para. Sevgi değil. Ve hatta sevgiyi satın da alamaz.Sevgi için ödeyebileceğiniz bir bedel yok. Kalbinizden gelen sevgi, bir milyon dolarınız da olsa, beş milyon da olsa aynıdır.

Dünyanın tüm hazinelerine sahip de olsanız, zihniniz daha önce olduğu gibi yine onlarda olur. Dünyanın hazineleri öyle ya da böyle bir tasadır.

Ancak sevgi, ki o hiç yer kaplamaz, kalbinizi doldurur, dünyayı doldurur. Sevginin küçük bir kıvılcımı dahi, hayatınızı öyle bir aydınlatır ki dünyanın tüm kristal şamdanları yansa dahi o parlaklığa erişemez.

Sizin için yasamdan aldığınız küçük zevkler nelerdir? Onları simdi yapın. Onlardan simdi keyif alın. Zengin oluncaya kadar beklemeyin. Ne seviyorsunuz? Yeni sulanmış çim kokusu? Karda botlarınızın çıkardığı çıtırtı mı? Kayak mı? Kar topu yapmak mı? Kumsalda yürümek mi?Kumu ayak parmaklarınızın arasında hissetmek mi? Dalgalarla sörf yapmak mı? Çocuklarla birlikte olmak mı? Yalnızlık? Size ne zevk veriyorsa, simdi kendinizi onun için müsait kılın.

Size zevk veren her şeyi hayal edin, ve kendiniz için onları simdi tahsis edin. Bekleyecek bir şey yok. Keyfinizi başka bir zamana ertelemeyin. Simdi zamanıdır. Simdi keyif yapmanın tam zamanıdır. Keyif yapmanın sezonu tam su andır. Bir şeylere kapılmanız gerekiyorsa, neşeye kapılın.

Bu sabah ise yürüyün. Bu sabah ise gitmeyin. İşe erken gidin. Mesaiye kalın. Başka bir is bulun.

Rutininizi çeşitlendirin. Size gerçekten zevk veren şeyler için yer açın. Yapabilirsiniz. Bunu bir tek siz yapabilirsiniz. Kimse size hakettiğiniz zevki veremez. Sadece siz verebilirsiniz.

Mutluluğun dışınızdan geleceği fikrine bir son verin. Kendinizi mutluluk için simdi restore edin. Ayakkabılarınızda delik dahi olsa, mutlu olabilirsiniz. Ayakkabınız olmasa bile mutlu olabilirsiniz. Ne zaman ne kadar mutlu olabileceğinize sınırlar koyan sizsiniz.