İNSANLAR "KİM OLDUĞUNU UNUTMAMALI" İnsanlar genelde hızlı bir şekilde para ve mevki sahibi olduklarında, 'kim olduklarını - geçmişi - çevrelerini' hızlı bir şekilde unutuyor, sanal bir dünyada yaşamaya başlıyorlar. İşveren işçinin halinden, kamu sorumluları halkın halinden anlamaz oluyor. Özel sektörde de kamu kesiminde de bu tür yaşamın ardında 'doymamışlık' var. Sınırlı imkânlardan, sınırsız imkânlara hızlı geçişte insanlar 'hazımsızlığa' uğruyor
Sayın okuyucularıma önce bir hikâyeyi aktarmak istiyorum. Bu hikâye Dünya'nın "Cumartesi - Pazar" sayısında Noyan Doğan'ın köşesinde yayınlandı. Hikâye, "Muhyiddin Arabi"ye aitmiş.
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle varmış. Takdir bu ya, Sultan Mahmud'un kölesi olmuş. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevmiş. Derken sultanın öylesine itimadını kazanmış ki, sultanlığın haznedarı tayin edilmiş ve en kıymetli, zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir olmuş.
Bu gelişmeyi gören saraylılar ise durumdan pek rahatsız olmuşlar. Hasetleri ve kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini, kendi rütbelerine çıkarılmasını bir türlü hazmedememişler.
Bu duygular içinde, özellikle sultan yakınlarıysa ondan gün geçtikçe daha çok şikâyet etmeye başlamışlar ve asil ruhlu kölenin itibarını zedelemek için ellerinden geleni yapmışlar.
Bir gün sultanın huzurunda bir saraylının bir diğer saraylıya şöyle dediği duyulmuş: "Köle Ayaz'ın sık sık hazineye gittiğini biliyor musunuz? Aslında her gün gidiyor; hatta izin günlerinde bile gidip orada saatlerce kalıyor. Onun mücevherlerimizi çaldığından adım gibi eminim."
Sultan kulaklarına inanamamış. "Gözlerimle görmeliyim" demiş. Böylece o da hazine dairesine gidip Ayaz'ı gözlemek istemiş. Duvara küçük bir delik yaptırıp, içinde olanları seyretmeye hazırlanmış.
Ayaz hazine dairesine bir dahaki sefer geldiğinde sultan dışarıda beklemeye koyulmuş. Kölenin sessizce içeri girdiğini, kapıyı kapattığını ve sandığa gittiğini görmüş. Köle Ayaz, sandığın önünde diz çökmüş, kapağı usulca kaldırmış ve içinden bir şey çıkarmış. Orada sakladığı küçük bir bohçaymış bu.
Bohçayı öpmüş alnına koymuş ve sonra da açmış. İçinden çıkan köleyken giydiği yırtık pırtık bir elbise! İşte köle Ayaz, saraylı giysilerini çıkarmış bu elbiseyi giymiş ve sonra aynanın karşısına geçmiş. Kendi kendine: "Daha önceleri bu elbiseyi giydiğin zamanlar kim olduğunu hatırlıyor musun?" diye sormuş.
"Bir hiçtin sen. Hepsi hepsi satılacak bir köleydin ve Allah, sultanın eliyle sana rahmetinden belki de hiç hak etmediğin nimetler lütfetti. İşte Ayaz, şimdi buradasın, ama asla nereden geldiğini unutma. Çünkü mal mülk insanın hafızasını uçurur, unutuluşlara sürükler. Şimdi sen de, nimetçe senden aşağı olanlara kibirle bakma ve daima hatırla, Ayaz hatırla."
Sandığı kapatmış, kilitlemiş ve sessizce kapıya doğru yürümüş. Hazine dairesinden çıkarken birden sultanla yüzyüze gelmiş. Sultan gözlerini Ayaz'ın yüzüne dikmiş dururken, yanaklarından aşağı yaşlar süzülüyormuş ve boğazı öyle düğümlenmiş ki, konuşmakta güçlük çekmiş.
"Bugüne kadar mücevherlerimin hazinedarıydın, ama şimdi kalbimin hazinedarısın. Bana, benim de önünde bir hiç olduğum kendi sultanımın huzurunda nasıl davranmam gerektiğini ders verdin."
Çevreleriyle ilişkiyi kesiyorlar
Bu hikâyeden alınacak çok ders var. İnsanlar genelde hızlı bir şekilde para ve mevki sahibi olduklarında, "kim olduklarını - geçmişi - çevrelerini" hızlı bir şekilde unutuyor. Önce kendi çevreleriyle, daha sonra gerçeklerle ilgi ve ilişkilerini kesiyor.
Bu özel sektörde de kamu kesiminde de rastlanan bir durum. Bu durum hem iş etiği hem de yönetim etiği bakımından çarpık davranışlara yol açıyor.
Özel sektörde, hızlı bir şekilde servet birikimine kavuşanlar, hızlı bir şekilde yönetim gücü elde edenler, para ve güç olarak kendi çizgilerinin altındakileri unutuyor. Bulundukları çizginin üzerindekilerle ortak bir davranış ve yaşam sürdürme arayışına giriyor. Politikada, şu veya bu şekilde öne çıkarak, kamunun gücünü (imkânlarını) kullanma şansını yakalayanlar, vatandaştan farklı oldukları inancına kapılıyor. Milletvekillerine, bakanlara bakınız... "Kim olduklarını - eski yaşamlarını - eski çevrelerini" unutma çabasında.
Yükselmenin sarhoşluğu
Sade vatandaş olarak dolmuşa, otobüse binen, belli hizmetlerden yararlanmak için sıraya giren, ücretinin artması için dua eden, ay sonunu getirmek için çaba gösteren insanlar birden "halkın üzerinde" farklı bir sınıfa yükselmenin sarhoşluğuna kapılıyor. Trafik ışığını beklemeyen kamu araçlarıyla dolaşıyor. VIP denen ayrıcalıklı salonlarda halktan ayrıcalıklı olmanın zevkini yaşıyor. Halk ile aynı uçağa bile binmek istemediklerinden, özel uçak arayışına giriyor. İşveren işçinin halinden kamu sorumluları halkın halinden anlamaz oluyor. İşverenin işçisi ile kamu yöneticisinin halkı ile bağı kopuyor. Sağlıklı - gerçekçi kararlar almalarına imkân kalmıyor.
Çünkü "sanal bir dünyada" yaşamaya başlıyor. Özel sektörde de kamu kesiminde de bu tür yaşamın ardında "doymamışlık' 'hazımsızlık' var.
İnsanlar hızlı bir şekilde paraya ve güce kavuştuklarında bu onlara yetmiyor. Bu para ve gücün üstünlüğünü, başkalarına göstermek arayışına giriyorlar. Bu para ve güç ile başkalarından farklı olduklarını sergilemekten hoşlanıyorlar. Açık anlatımıyla kim olduklarını unutuyorlar.
Geri kalmışlık, fakirlik, eğitim sorunu, görmemişlik bu tür davranışların olağan sayılmasına yol açıyor. Ne yapalım ki, bunlar Türkiye'nin gerçekleri... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |