Koskoca bir yılı acısıyla, tatlısıyla, hüznü ve mutluluğuyla geride bıraktık.
Yeni yıl, yeni dilekler demek, yeni umutlar demek, mutluluk ve huzur demek.
Ama unutmayalım ki, huzuru ve mutluluğu bizler içimizde yaratıyoruz. Mutluluk da, üzüntü de bizim dışımızda gelişen kavramlar değil.
Eğer biz beyin ve ruh olarak içimizde mutluluğu ve huzuru yaratabilirsek, çevremizde bizden etkilenecek ve mutluluğa, huzura katalizör olacağız.
Kim istemez ki, mutlu, huzurlu neşeli ve çevresini de sürekli mutlu eden bir ruh haline sahip olmayı değil mi?
Ben de eskiden birçok insan gibi, mutluluğumu hep koşullara bağlı yaşardım. Eğer biri beni severse, eğer biri bana güzel bir söz söylerse, eğer biri ile hoş bir vakit geçirirsem, eğer maaşıma istediğim zammı alırsam, eğer beğendiğim elbiseyi alırsam …..v.s. mutlu olurdum!
Zaman ilerledikçe mutluluğun tüm şartlardan bağımsız olduğunu fark ettim.
Asıl mutluluğun dışarıda bizi etkileyen şartlar her ne olursa olsun, içimde yükselen bir coşku ve huzur olduğunu anladım.
En önemlisi de, mutluluğun modellenebilir bir kavram olduğunu öğrendim. Mutsuz olmayı ve acı çekmeyi öğrenen beyin, mutlu ve neşeli olmayı da öğrenebiliyor. Bu güzel bilgiyi biraz daha açalım isterseniz.
Düzenli olarak tekrarlayacağımız egzersizler (en az bir ay) huzura, neşeye ve mutluluğa davetiye çıkartabilir.
Şimdi benim de düzenli olarak yapmaya çalıştığım bu egzersizleri sizlerle paylaşmak ve izin verirseniz 2012 yılında mutluluğunuzun, neşenizin ve huzurunuzun artmasına yardımcı olmak istiyorum.
1. Mutlu bir ruh haline sahip olmak istiyorsak, kullandığımız kelimeleri değiştirmemiz gerekir. Çünkü bilinçaltı zihnimiz işlevi itibariyle, kullandığımız kelimeleri gerçekliği haline getirir. Bu yüzden, kullandığımız kelimeleri özenle seçmeliyiz. Kötüyüm, hastayım, şanssızım, mutsuzum, kadersizim, aptalım, cahilim v.s. Bu ve benzeri kötü çağrışım yaratan kelimeleri acele olarak kelime haznemizden çıkartalım. Yerine mutluyum, huzurluyum, neşeliyim, sevgi doluyum, çok akıllıyım, sevinç ve neşe içindeyim. Günden güne daha huzurlu, mutlu ve neşeli oluyorum. Huzur daima benimle beraber…v.s. gibi cümleler kurmayı ve mutluluk veren kelimeleri söylemeyi alışkanlık haline getirelim. Bilinçaltımız tüm bunları bir süre sonra gerçekliği haline getirecektir.
2. Zihin ve beden birbiriyle paralel çalışır. Fiziksel olarak kendimizi iyi hissetmezsek, zihinsel olarak da iyi hissetmeyiz. Zihinsel olarak çok gevşek, mutlu ve huzurlu olursak, bedenimizde de bu gevşekliği ve huzuru hissederiz. O halde mutlu ve huzurlu olabilmek için hem bedenimizi hem de zihnimizi sürekli gevşetmemiz gerekir. Lütfen bir sonraki maddeyi okuyunuz…
3. Zihnimizi gevşetmek için meditasyon mükemmel bir yoldur. Meditasyon denilince bazı insanların gözü korkar. Meditasyon zihni sessizleştirmektir ve biz her gün 10-15 dakika sessizliğe zaman ayırırsak zihnimizi sakinleştirebiliriz. İlk zamanlar zihni sessizleştirmek zor olabilir. Nefesimize odaklanır ve sadece nefes alış verişlerimizi birden ona kadar sayarsak, zihnimiz yavaş yavaş sakinleşecektir. On tane saydıktan sonra, tekrar birden başlayarak yine ona kadar sayalım, sonra tekrar sayalım. Eğer bu süre içinde zihnimize düşünceler gelirse bu düşüncelere direnmeleyim, sadece gözlemci olalım. Düşüncelerin gelip gitmesine sakince izin verelim. Direnmezsek kısa sürede çekip gittiklerini görürüz.
4. Güne mutlaka tebessüm ederek başlayalım. Sabah yüzümüzü yıkadıktan sonar aynanın karşısına geçip uzun uzun gözlerimizin içine bakıp, kendimizi ne kadar çok sevdiğimizi sesli olarak ifade edip, gülümseyelim.
5. Gün içinde şimdide kalmaya fazlasıyla özen gösterelim. Geçmişi ve henüz yaşanmamız geleceği düşünmek bizi mutsuz ve huzursuz etmekten başka hiç bir işe yaramaz. Bu yüzden her anı dolu dolu yaşayıp hakkını verelim. Zihnimizi sürekli gözlemleyelim. Geçmişe gittiğimizi veya geleceği düşündüğümüzü fark ettiğimizde hemen şunu söyleyelim. Benim adım……… bugün 27.12.2011 ve ben şimdi, şu an’da buradayım. Bu işe yarayan bir egzersizdir.
6. Kendimiz dâhil, hiç kimseyi ve hiçbir olayı yargılamalayım. Her ne oluyorsa sevgiyle kabul edelim. Zira yargıladıkça, yargıladığımız olayların içinde buluruz kendimizi. (Evren yasalarından biri) Bu sık sık başımıza gelmiştir. Kendimizi sevgiye odaklayalım. Olanı olduğu gibi sevgiyle kabul edelim ki, aynı olayı tekrar yaşamayalım.
7. Şükretmek çok güçlü bir egzersizdir. Gün içinde programlı olarak şükretmeye özen gösterelim. Benim bu konuyla ilgili bir çalışmam var. Kendime sorduğum on soru ile günlük şükür egzersizlerimi yapıyorum. Bu soruları sizler de her gün kendinize sorarsanız, günden güne mutluluğunuzun ve içsel huzurunuzun arttığını göreceksiniz. Benim önerim her gün sabah ve akşam bu sorulara cevap vermeniz.
a) Şu anda hayatımın nesinden memnunum?
b) Şu anda hayatımda beni neler heyecanlandırıyor?
c) Şu anda hayatımda nelerden gurur duyuyorum?
d) Şu anda hayatımda nelere minnet duyuyorum?
e) En çok ne yapmaktan zevk alıyorum?
f) Hayatımda benim için en önemli durum ne?
g) Daha olumlu nasıl düşünürüm?
h) Problemim var mı? Bu problemin harika yanı nedir?
i) Hayatımı daha mükemmel bir hale nasıl getirebilirim?
j) Bugün beni mutlu edecek neler oldu?
k) Bugün küçükte olsa kimlere iyilik yaptım?
l) Şu anda bana iyi hissettiren şeyler neler?
8. Yediğimiz içtiğimiz besinlere dikkat edelim. Sağlıksız beslenmenin depresyona ve mutsuzluğa yol açtığını unutmayalım. Her gün olmasa da, haftada birkaç kez, tam tahıllı gıdalar, muz, kuruyemiş (özellikle, badem ve ceviz) protein ağırlıklı – yumurta, peynir, süt, et veya tavuk eti - beslenmeye özen gösterelim. Mutluluğumuz için B vitamini almamız şart. Eğer vücudumuzun ihtiyaç duyduğu gerekli B vitaminini günlük olarak alamıyorsak, B vitamini tabletleri bu görevi başarıyla yerine getirecektir.
9. Gün içinde, yarım saatte olsa rutinden çıkıp, bize keyif veren şeyler yapmaya özen gösterelim. Bu motive edici bir kitap veya makale okumak olabilir, keyifli bir müzik dinlemek olabilir, dans etmek olabilir, hatta size mutluluk veren bir hayal bile olabilir.
10. Sağlımıza özen gösterelim, her gün düzenli olarak yarım saatte olsa yürüyelim. İmkânımız varsa spor yapalım. Derin nefesler alıp, kanımızdaki oksijen miktarını artırmaya gayret edelim.
Tarafımca denenmiş bu egzersizleri uygulamanız halinde, 2012 yılında kendinize en değerli armağan olan, mutluluğu armağan edeceğinizi düşünüyorum.
Bazen her şeye rağmen, ne yaparsak yapalım mutsuz da olabiliriz, çünkü yaşadığımız dünyada dualite var. Bırakın o zaman, mutsuzluğunuzu da yaşayın bir süre, onu gözlemleyin ve “evet şu anda ben mutsuzum bunu görüyorum, ancak bir süre sonra geçecek ” diyin. Mutsuzluğunuzu içselleştirmeyin.
2012 yılının tüm dünyaya ve size, koşulsuz mutluluk, huzur ve sevinç getirmesini yürekten dilerim, yeni yılda ve her zaman her şey gönlünüzce olsun.
İstisnasız her zaman mutlu ve huzurlu kalmanız dileğimle, nice nice yıllara.
Saygılarımla,
A.Nilgün Aktaş
Kendinize mükemmel bir yeni yıl hediyesi vermeye ne dersiniz? / Yılbaşı / Milliyet Blog