Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Geliştiren Yazılar

Uyarılar

Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar Bütün İnsanları Kardeşin Bil! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Çocukken annem odamın duvarına Ataol Behramoğlu’nun Kızıma adlı şiirini yapıştırmıştı. Okumayı daha yeni yeni söküyordum. Annemin gazeteden kestiği minicik yazıları günlerce heceleyerek nihayet okuduğumda karşıma şu çıktı: bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım, sevginin ürünüdür insan nefretin değil kızım, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi

Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17-04-2012, 07:54 PM   #1 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Bütün İnsanları Kardeşin Bil!


Çocukken annem odamın duvarına Ataol Behramoğlu’nun Kızıma adlı şiirini yapıştırmıştı. Okumayı daha yeni yeni söküyordum. Annemin gazeteden kestiği minicik yazıları günlerce heceleyerek nihayet okuduğumda karşıma şu çıktı:

bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım,
sevginin ürünüdür insan nefretin değil kızım,
zulmün önünde dimdik tut onurunu,
sevginin önünde eğil kızım.

Ben öyle fazla sevgi dolu bir çocuk değildim. Mesela annemin arkadaşının kızı Ayşe hep güler yüzlü ve sokulgandı. Benim için kimse “Ay ne sevimli çocuk” demezdi. Çok ağlardım. Çok tepinirdim. Edepsiz derlerdi bana. Şımarık. Acayip. Sevimli, sevecen, sevgi dolu hiç değil.

O yüzden heceleye heceleye duvarımdaki şiiri söktüğümde, müthiş bir hayal kırıklığına uğradım. Annem yine bendeki bir eksikliği gözüme sokmaya çalışıyor olmalıydı. Bütün insanları sevmiyordum çünkü. Sınıfımın yarısını, köylü diye, pis diye, aptal diye sevilmez ilan etmiştim. Erkekleri zaten sevmiyordum. Erkekler diye. Böylece sevebileceğim -sevmeyi seçtiğim- ufacık bir grup kalıyordu geriye. Onlara da zaten aşırı bir tutkuyla bağlanıyordum. Annem herhalde fark etmişti bu seçerek sevme halimi, o yüzden bu şiiri gelip duvarıma uhulamıştı.

Bir iki ay sonra kâğıt parçasını duvardan söktüm çıkardım. Uykudan önce beni öpmeye geldiğinde, duvardaki yırtık kâğıdı gören annemin “Neden böyle bir şey yaptın Defne?” diye soran sesi titriyordu, hatırlıyorum. Omuz silkip duvara döndüm. Kendimi yenilmiş hissediyordum. Bütün insanları dostum, kardeşim bilmeme imkân yoktu. Gerçekten kötü kalpliydim ben. Çocuk Kalbi kitabından da nefret ediyordum zaten.

Otuz yıl sonra bugün, “Ben seçerek severim” diyen bir öğrencimin sözlerini okuyunca irkildim. Birkaç arkadaşıma sordum. Onlar da seçerek sevdiklerini söylediler. “Öyle herkes sevilmeye değmez” dediler. “Ne belirliyor peki bu değeri?” diye sordum. Bir kısmı kendilerine haksızlık edenleri sevilmeye değer bulmadıklarını söylediler. Bazıları düşünceleri, bazıları da davranışları yüzünden kimi insanları sevmeme kararı almışlar. “Sen de herkesi seviyor değilsin herhalde, muhakkak sevmediğin birileri vardır dünyada” dediler.

Durdum, kimleri sevmediğimi düşündüm. Tanıdıklarımın arasında kimseyi bulamadım. Davranışlarını eleştirdiğim arkadaşlarım var tabii. Hatta bazılarının yanında kendimi rahat hissetmediğim için onlarla görüşmekten kaçınıyorum. Ama bu onların sevmeye değmez kimseler olduğu anlamına gelmiyor. Bu benim kendi içimde aşmam gereken bir meselem. Zaten son tahlilde onları da seviyorum.

Peki, o zaman en adi suçluları düşüneyim: Hani o gencecik kız ile annesini Ümraniye ormanlarına götürüp tecavüz ede ede öldüren tinerci çocukları; Madımak otelini yakan yobaz canileri; arkadaşıma tecavüz edip sonra boğmaya çalışan taksi şoförünü; hapishanelerde işkence yapanları… Onlar karşısında oluşan hissimin nefretten ziyade, korku olduğunu keşfettim. Tek tek her birinin hikâyesini dinlesem, gözlerinin içine bakarak onları konuştursam, karşılıklı korkularımızı itiraf etsek, aramızda bir bağ kurulsa onlardan hoşlanabilir miyim?

Bilmiyorum. Zaten böyle uç örnekler üzerinden bir yazı yazmaya niyetim yok. Benim bu aralar aklıma takılan konu günlük hayatta karşımıza çıkan insanlarda hoşlanmamayı seçtiğimiz durumlar. Seçerek seven öğrencim ve ona hak veren arkadaşlarımla konuştuktan sonra, günlük hayattaki sevgisizlik örneklerini toplamaya başladım. Tahmin edersiniz ki sepetim kısa sürede doldu.

Bir arkadaşım kalabalık bir çay bahçesinde ayağını uzattığı sandalyesini hışımla altından çekip alan adamdan hoşlanmamıştı. Başka biri türbanlı kadınları sevmiyordu. Yeşil yandığı halde ilerlemeyen taksinin arkasındaki taksi şoförü, kıpkırmızı bir yüzle avaz avaz kornaya basarken öndeki meslektaştan kısa bir anlığına nefret ediyordu. Ve gürültüden rahatsız olduğu için, kornaya basan taksiciye tiksinerek bakan yaşlı kadın da taksiciden hoşlanmıyordu. Çayımı acıbadem kurabiyemle aynı anda getirmedi diye söylendiğim şaşkın çaycının da hiç sevilecek bir tarafı yoktu.

Günlük hayattan hoşnutsuzluk/sevgisizlik örnekleri ile doldurduğum sepetimi bir kenara koyduktan sonra basit bir deneye başladım. Tanımadığım insanlarla konuşurken, bir sefer gözlerinin içine bakıp gülümsedim, sonraki sefer somurtarak göz temasından kaçtım. Otobüs şoförü, yol sorduğum portakalcı, metroda yanına oturduğum adam, camiden çıkan kadın, Nişantaşı’nda bir butikte çalışan başka bir kadın, Kasımpaşa’daki çaycı, Kanyon’un en üst katında puro içen adam, trafikte beni sıkıştıran Mercedes’in delikanlı şoförü, pazar sabahları Yunanca dersine giderken arabamı park ettiğim sokakta pencerelerinden müşteri ayarlayan travesti seks işçileri ve paralarını denkleştiremedikleri için onlara otoparkın köşesinden bakan genç çocuklar… Hepsini denedim.

Göz teması ve tebessüm büyü gibi bir etki yaptı her birinin üzerinde. Somurtan ve bana şüpheyle bakan bütün insanlar, gözlerine bakıp tebessüm edince, evet belki gülerek karşılık vermediler ama yüzlerindeki ifade yumuşayıverdi. Bir an, kısacık bir an, aramızda bir bağ kuruldu. O kısacık anda ben onlara dedim ki “Seni bir (dinci, laik, Türk, yabancı, köylü, kentli, kadın, erkek, travesti, fahişe, genç, yaşlı, fakir, zengin, züppe olarak değil) aynı kendim gibi bir insan olarak görüyorum ve senden hoşlanmayı seçiyorum.”

Malum, tebessüm sevginin elçisidir.

Bütün bu gülümsediğim insanları sevdiğimi söylemiyorum tabii. Ama onlara nefretle yaklaşmadığımı biliyorum. Hatta onları, bana ruhlarının derinliğini açmaya karar verirlerse sevebileceğimi fark ettim. Kim olurlarsa olsunlar. Bu fark ediş sadece başımı değil, birden bütün ilişkilerimi dönüştürdü. Kızmaz oldum. Korkmaya devam ettim ama nefret etmez oldum. Biraz da sanki bütün dünya beni korurmuş gibi geldi. Tabii bütün bunlar benim kişisel yanılgılarım olabilir. O yüzden siz kendiniz bu deneyi bir yapın, sonra bana yazın.

Çocukken şüphelerim vardı. Şimdi şaire katılıyorum. İnsan sahiden de sevginin ürünü, nefretin değil. Yalnız insanın, sevginin ürünü olduğunu algılaması ve deneyimlemesi için onu katman katman sarmalayan korkularından ve girift inanç sisteminden bir bir soyunması lazım. Pek azımız bu sevecen yapımızın farkında olarak doğup büyüyoruz. Sevmeye değil nefrete cesaretlendirilen bir dünyada büyüyen çocukların sevginin ürünü olduklarını anlamaları çok zor. Öğrenilerek varılan bir bilgi bu. İnsanın sevecen yapısı yıllarca süren dikkatli bir çaba, çalışma ve dünyada kötü insan olmadığına dair duyulan sarsılmaz bir güvenle fark edilecek bir yapı. Annem bu şiiri benim duvarıma yapıştırdığında benim şimdiki yaşımdaydı. Benim de şaire hak vermek için bir o kadar yaşamam gerekiyormuş!

İnsanları birtakım davranışlarına göre “hoşlanıyorum” (seviyorum) , “hoşlanmıyorum” (sevmiyorum) diye iki ayrı kovaya atmak çok mutsuz edici bir alışkanlık. İnsanın davranışlarıyla düşünceleri bir günden diğerine öyle çok değişiyor ki! Size yapılan bir haksızlık başka bir açıdan bakıldığında bir başkasının mecbur kaldığı bir davranış olabilir. “Sevmiyorum” kovasına attığımız insanları oradan çıkarmak ise hiç kolay değil. Çoğumuz annemizi, babamızı, kardeşlerimizi ve çocuklarımızı berbat davranışlarına rağmen sevmeyi sürdürüyoruz. Yani bir insandan belli davranış ve düşünceleri yüzünden hoşlanmamayı (ve tabii ki sevmemeyi) seçmek sadece bir alışkanlık; doğru olduğuna inandığımız bir diğer yanılsamadan başka bir şey değil!

Evet, biliyorum zihin sınıflandırmak ister. Zihnin varoluş sebebi dış dünyayı anlaşılır kılacak kategorilere ayırmak ve sonra insanları, eşyaları, soyut kavramları o kapların içine yerleştirmek. Sosyoloji’ye Giriş dersinde okuduğumuz bir parçayı hatırladım şimdi. Yazar bir dükkâna giriyor ve satıcının kadın mı erkek mi olduğunu bir türlü anlayamıyor. Satıcının cinsiyetini ilk anda bilememek içinde hiç tahmin etmediği bir huzursuzluk yaratıyor. Bütün alışveriş süresinde bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyor. Çünkü zihin bir insana bakar bakmaz saniyenin binde birinde o insanı özelliklerine göre kategorilere yerleştiriyor, işi bitince rahatlıyor. Cinsiyet, yaş ve ırk zihin tarafından en çabuk araştırılıp sonuçlanması istenen özellikler. Bu işlev bir yerinde sekteye uğrarsa huzursuzluk baş gösteriyor.

Modern dünyada hoşlanmak/hoşlanmamak veya sevmek/sevmemek ekseninde yaptığımız sınıflandırma aslında çok eski, ilk toplumlardan beri insanın aşina olduğu bir zihin işlevi. Ben ve ötekini ayırmak. Bizim klan, onların klanı. Bizim köy onların, köyü. Bizim ülke, onlarınki. Bizim din, onların dini.

Bu ayrıştırma işlevi, terbiye edilmemiş ham zihnin doğal bir dalgası. Aydınlanma yolunda ermediğimiz sürece ben ve öteki ince ayrıntılarda hep kendini gösterecek. Yine de bu ayrımı en aza indirgemek elimizde olan, üzerinde çalışacağımız ve kendi mutluluğumuz için atabileceğimiz bir adım. Kişisel dönüşümü hedefleyen bütün sistemler (geleneksel, mistik veya modern) mutluluğa ve özgürlüğe giden yolun zihinsel alışkanlık kalıplarının kırılması ile gerçekleşeceğini söylemiyorlar mı?

Daha mutlu bir hayata adım atmak için, güneşin yüzümüze güldüğü bu ay içinizden ilk tepki olarak birinden hoşlanmamak geçiyorsa, bu sese kulak vermeyin. O kimseyle bir defa göz göze gelip gülümseyin. Bakalım ne olacak? Herkesin bir hikâyesi var çünkü. Ve muhakkak bir yerlerde o insanı sevilmeye değer bulan bir başka insan var. O insandan hoşlanmamak sadece bir seçim meselesi!

Ufak bir şey değil bu bahsettiğim. Hem zor, hem de çok büyük bir dönüşümün başlangıcı olabilir!

Hatta belki de devrimin ta kendisi, şu dizeleri yürekten diyebilmek:

bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım,
sevginin ürünüdür insan nefretin değil kızım,
zulmün önünde dimdik tut onurunu,
sevginin önünde eğil kızım.


Yazı Defne Suman'a aittir.

Kaynak: Kuraldışı Dergi

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-04-2012, 07:55 PM   #2 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Bütün İnsanları Kardeşim Bil!

Uzun zamandan beri okuduğum en en eeennn güzel yazı arkadaşlar. Herkese bir yerinden dokunacağını düşünüyorum. Okumanızı tavsiye ederim.

Sevgiler.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-05-2012, 11:05 PM   #3 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Beğenmene sevindim bebişim. Ben de çok severek, keyifle okumuştum.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-05-2012, 12:41 PM   #4 (permalink)
Administrator
 
sweeet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to behold
Standart Cevap: Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Seçerek sevenler gerçekten olmak istedikleri kişi yani kendileri gibi olabiliyor mu acaba? Kendileri seçtikleri için insanların onları sevmesi için seçilecek kişi olmaları gerektiğini düşünüyorlar bu durumda da iyi çocuk olma eğilimine girmeleri bence kaçınılmaz. İnsanlar bu kadar seçerek sevmeselerdi herkes daha kolay kendi gibi olurdu. Belki o zaman daha az maske takardı insanlar.

Bir tebessüm bir kapı aralar koşulsuz sevgi diyarına. Ön yargıları kırar insanları yakınlaştırır. Toplum içinde yaşayıp da kendi etrafımıza duvarlar örmemize engel olabilir. Nefretin hiç bir faydasını görmediğim için sevgiye yakın olma çabasındayım. Daha küçücük bir çocukken başlıyoruz insanları kategorilemeye. Ya bunu yapmayı öğreniyoruz ya da yazarın anlattığı gibi korkularımızın doğal sonucu bu. Peki şimdi büyüdüğümüzde hala böyle mi olmalı? Sorunun kaynağını bulduğumuzda çözüme ulaşırız. Korku nefretin kaynağı ise, sevgi de ilacı tebessüm ise ilk adımı.

Çok güzel ve anlamlı bir yazı. Kendi adıma çok şey buldum çok teşekkürler.
__________________
Benim Kişisel GeliŞim Yolculuğum: http://www.hayatimdegisti.com/forum/...olculugum.html



Hayatın düşüncelerinin aynasıdır.

sweeet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-05-2012, 08:17 PM   #5 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Ne güzel anlatmışsın sweeet.
__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Bütün İnsanları Kardeşin Bil!

Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar Bütün İnsanları Kardeşin Bil! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Çocukken annem odamın duvarına Ataol Behramoğlu’nun Kızıma adlı şiirini yapıştırmıştı. Okumayı daha yeni yeni söküyordum. Annemin gazeteden kestiği minicik yazıları günlerce heceleyerek nihayet okuduğumda karşıma şu çıktı: bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım, sevginin ürünüdür insan nefretin değil kızım, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:56 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.