Kuslar nasıl konusabiliyor?
Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.
Mucizevi arıtma
Dünyanın en önemli kimya kuruluşlarından P&G, pis suları arıtıp içilecek hale getiren bir madde geliştirdi.
Pur adı verilen toz halindeki madde, P&G'ın Cincinnati'deki merkezinde basına tanıtıldı. Pur, suyun kirini ayrıştırıyor. Yaklaşık 5 kuruşa mal olan bir tek poşet, 10.2 litre suyu arıtıp, içilecek hale getiriyor.
Afrika'da yılda ortalama 2 milyon çocuğun pis sular yüzünden öldüğünü hatırlatan firma yetkilileri, Pur'un içme suyu sorununa çözüm olabileceğini söylediler. Proje yönetmeni Greg Allgoods, doğal afet sonucu kirlenen içme suları için de Pur'un rahatlıkla kullanılabileceğini açıkladı. P&G, Mozambik, Etiyopya, Bangladeş, Vietnam, Uganda, Kenya ve Pakistan'da okullardaki çocuklara sağlıklı su ulaştırma konusunda UNICEF ile işbirliği yapıyor.
Dünyanın en güçlü yapıştırıcısı keşfedildi
ABD'li bilim adamları nehir, dere veya su kanalı diplerinde yaşayan "caulobacter crescentus" türü bir bakterinin şimdiye kadar doğada rastlanan en kuvvetli yapıştırıcıyı ürettiğini keşfetti.
Indiana Üniversitesi'nden bir grup araştırmacının keşfettiği bakterinin ürettiği tutkal, bir insanın parmak ucuna sürülürse çözmek için 800 kiloluk bir ağırlık gerekiyor.
yakamoz
Genellikle yanlış bilinen "Yakamoz", ayışığının suya veya denize vuran yansıması değildir. Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctiluca Milliaris olan bu canlı, bir biçimde ateş böceğinin denizde yaşayan versiyonudur. Luminisens maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar. Bu canlı bir planktondur, yani milimetrik boyutlarda bir canlıdır. Bunlardan milyonlarcası bir araya geldiğinde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarına neden olurlar.
O yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır. Gırgır motorlarının köprülerinin çok katlı ve en üst kattan bile kumanda edilebiliyor olmalarının bir sebebi de budur. Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler veya doğrudan kendileri tekneye (gemiye) kumanda eder. O yüzden Lüfer avlarken Lüks ışığı kullanılır, ışık balık gelsin diye değil misinanın değdiği, yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüks ışığı ile yakamoz ışığını öldürmek için kullanılır.
Kelimeleri harcarken yanlışlara düşmeyelim. Esasında Yakamoz (eğer göreniniz varsa bilir) olağan üstü bir şeydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş gibi olur. Ama bunun için ay ışığı olmaması gerekir. Ay ışığında (daha baskın olduğu için) göremezsiniz. O kadar muhteşemdir ki, o anda tüm romantizm biter sanki uzaylılar gelmiş gibi denize yönelirsiniz. Birde Yakamozlu ve Ay ışıksız gecelerde denize girince pırıl pırıl uzaylı gibi olursunuz. Özellikle gece dalışlarında (scuba) dalış sonrası su yüzeyine çıkınca yakamozlar binlerce yıldız halinde parmaklarınızın arasından büyüleyici biçimde geçerler.