İlişkilerde ve Toplumda Kanayan Büyük Yara: Kadınlar

[selinarosa]

*Öncelikle bir kadın da olsanız, bir erkek de lütfen ve lütfen tüm yazıyı MUTLAKA ve ÖZENLE okuyunuz. Yüzyıllardır kanayan yaralara belki alışır, artık fark bile edemez hale gelirsiniz; fakat unutmayınız ki yara hala oradadır ve devamlı size kan kaybettirir. Yara, sandığınızdan büyük ve durumu sandığınızdan bile ciddidir...
*Bu yazının ana amacı, kadınların çiğnenen ve belki de artık bu çiğnenme içinde bir kısmından kendilerinin bile vazgeçmiş olduğu haklarını, durumlarını derinlemesine gözler önüne sermek ve birer insan olarak hepimizin durumun artık sandığımızdan bile daha ciddi olduğunu görmemizi sağlamaktır.
*Yazının ilerleyen bölümleri bir miktar ağır olup hassas yapıda olanlarınızın şimdilik okumamayı tercih etmesi de özenle önerilir.

Lütfen günümüze bakalım; kadınlar açısından nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Neden okula göndermeme durumu daha çok kız çocukları için geçerli? Neden ilişkilerde kadın erkeğin yaptığının çeyreği kadar hata yapınca muazzam bir aşağılama görürken erkek bu hatalar için neredeyse TAKDİR ediliyor? Neden erkeğe benzeyen bir kadın takdir edilirken, kadına benzeyen bir erkek AŞAĞILANIYOR? Kadınlık, kadınsılık ayıp mıdır, suç mudur; yoksa doğa tarafından yaşam verme gücü ile onurlandırıldığından KUTSAL mıdır?
Doğa saflıktır, masumiyettir; o doğaldır; o doğadır... O olması gerekeni en iyi bilendir; bu sebepten doğurma görevini kadına vermişse bu kutsal görevi en muazzam şekilde onun yerine getirebileceğini biliyor demektir. Doğaya karşı gelip de kutsal olan kadınlığı aşağı gören kendini kendisinden koparır ve kanserli bir hücre gibi yokolup gider... Ama ne yazık ki bu arada bütüne de zarar verir...
Evet, günümüzde ne yazık ki kadın aşağı görülmekte, daima önce erkek gelmektedir. Bir anatomi kitabında bile daima önce erkeğin işlendiği sıkça görülebilir. Bu durumu en modern ülkelerdeki kadınların da farkında olmadan bir dereceye kadar kabul etmiş oldukları da ne yazık ki acı bir gerçektir.

Şimdi, günümüzde çoğu kişi tarafından bilinmeyen gerçekleri açıklama kısmına geçelim. Bu noktada günümüzde olan bu durumun kaynağını öğrenmek için GEÇMİŞE gideceğiz. Burada aktarılacak olan bilgiler çok eski belgeler araştırılarak ve günümüze saf bir gözle bakılarak elde edilmiştir. Lütfen kalbinizde bir parçacık GÜVEN duyarak bu bilgilere nasıl erişildiğini sorgulamak yerine dikkatinizi bu önemli konunun özüne veriniz. Bu belgeler olmadan da sadece günümüze ''gezegen-dışı'' yani saf bir gözle bakarak herşeyi zaten yine görmek mümkündür.
Geçmişteki belgelere göre, çok; ama çok uzun zaman önce, bulunduğu büyük ve güç sahibi toplumda lider olan bir erkek çıkarak kendisinin Tanrı tarafından gönderilmiş olan bir peygamber olduğuna insanlarını inandırmış ve liderlik statüsünü en son düzeye çıkarmıştır. Şimdi buna şaşırma zamanı değil; çünkü asıl inanılmaz olan bu liderin ne yaptığıdır. Bu lider, KADINLARIN RUH SAHİBİ OLMADIKLARINI VE ERKEKLERİN ONLARDAN ÜSTÜN OLDUĞUNU TANRININ KENDİSİNE İLETTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR. İçinde bulunduğu toplum çok güçlü ve geniş olduğundan müthiş kolaylıkla nüfusu o zamanlar az olan dünyanın her yerine erişmiş ve bu fikri her yere yaymışlardır. Kadınlar pazarlarda birer EŞYA gibi satılmış ve ruhsuz oldukları düşünüldüğünden her yerde, her alanda hayvanlardan aşağı muamele görmüşlerdir. Onları cinsel ilişkiye zorlamak ve aynı anda pek çoğuna bunu yapabilmek beyni yıkanmış erkekler için bir oyun olmuştur ve bunun sonucunda bir de daima da asıl ezilen kadınlar olduğu halde kadınlar erkekleri CEZBETMEKLE suçlanmıştır. Bunun üzerine bazı toplumlarda kadınların en güzel süsü sayıldığı için saç uzatmaları yasaklanmış ve kafaları kazınmıştır. Savaşlar esnasında düşman kadınlarının ırzına geçmek neredeyse bir gelenek olarak görülmüştür. Kadınlar kız çocuk doğurdukları için aşağılanmış ve üzerilerine erkekler tarafından her türlü suç atılınca ağızlarını açma hakları bile olmadan taşlanarak, yakılarak, yaşarken gömülerek ve benzeri en canice şekillerde öldürülmüşlerdir. Erkeklere pek çok kadın birer mal gibi hediye edilirken böyle bir durum bir kadın için asla söz konusu bile olmamıştır. Günümüzde de tüm bunların izlerini görmediğimizi söyleyen birisi kesinlikle kördür. Günümüzde bir erkek kadınlarla olan erdemsiz faaliyetleri için takdir görürken bir kadın çok masum bir durumda bile muazzam şekilde aşağılanabilmektedir. Günümüzde ''kuma'' diye bir kavram vardır ve pek çok erkeğin birden fazla karısı varken kaç tane kadın için böyle bir durum söz konusudur?
Bir başka acı olansa, ne kadar acı olursa olsun yine açıklanmalıdır ki, kadınlar ruhsuz ve bir eşya gibi görüldüklerinden maalesef ve maalesef çocukken bile de aynı amaçlarla kullanılmışlardır. Şimdi günümüzde çocuk istismarları gerçekten de aşırı şekilde yaygındır; çoğu anlatılmamakta, fakat anlatılanları bile inanılmaz sayıdadır ve bu durum daha çok erkeklerden kız çocuklarına görülmektedir. Bunun nedeni de yüzyıllar önce olan tüm bu olaylar içinde kız çocuklarını sırf kız oldukları için ruhsuz, şeytani bir eşya gibi görüp o şekilde kullanan ataların GENLERİNİN bugünün insanlarına dek aktarılmış oluşudur.
Tüm bunlar gerçeklerdir ve ne yazık ki yazı, en ufak şekilde dahi olsa abartma içermemektedir. Gördüğünüz gibi günümüzde durum muazzam şekilde yozlaşmış ve fecidir! Beynin ruhumuzun bir aracı olduğunu, düşüncelerin bile beyinde değil, sonsuz ruhta; kaynakta üretildiğini biliyor muydunuz? Pekiyi kadın ve erkeğin iki ayrı enerji şekli olduğunu ve beynin tamamen işlevsel olması için ikisine de gerek duyduğunu? Evet, kadın ve erkek şu an bilinçlerde ayrılmış olduğu için insanlığın zeka düzeyi düşüktür ve yetersizdir. Aksi halde şu an çoktan ışık hızı ile uzayda hep beraber yol alıyor olurduk değil mi?
Lütfen kadınlar olarak da erkekler olarak da artık sesimizin çıkmasından bile öte kalkıp HAYKIRMAMIZ gerektiğini anlayalım! Kadınların durumu sadece onları değil, erkekleri de en son düzeyde ilgilendirmekte! Çünkü onların da bilinçleri, akılları, ruhları bölünüyor! Bir erkek kadınsı olduğunda gidiniz ve onu TAKDİR EDİNİZ! Kadın doğa tarafından kutsanmış yüce bir varlıktır ve ona benzemek de büyük takdiri hakeder, aşağılamayı değil! Erkeklere neredeyse ağlamak, duygusal olmak bile yasaktır! Çünkü bunlar kadınsı sayılmaktadır! Bu deliliktir! Sınırlanan bu bilinçlerle mağara insanlarına yakın olmaktan kurtulamayız! Sınırlamaya lütfen son veriniz ve KADINSANIZ gözlerinizi sonuna dek açarak haklarınızın en ufağının bile ezildiğini gördüğünüz an savaşınız ve ERKEKSENİZ kadınsı olunuz ve bununla gurur duyunuz, buna dil uzatanları da utandırınız...

(*Yukarıda yer alan yazı, telif hakları korunan ve basıma hazırlık aşamasında olan bir eserden alınmıştır.)

[selinarosa]

Yapılması gerekenlere ek olarak ayrıca, en azından ailelerin çocuklarını tüm bu beyin yıkamalarından uzak şekilde yetiştirmesi gerektiğini de belirtmek gerekir.
Şu an belki olduğu gibi dünyayı, zihinleri değiştirmek zor, hatta neredeyse imkansız gibi olabilir; fakat dünyayı değiştirmenin en basit ve en etkili yolu dünyanın geleceği olan çocuklara özenle odaklanmaktır. Kız çocukları kendilerine güven aşılanarak yetiştirildiğinde başkanlık rollerini de düşünmeye başlayacaklardır ve yönetimde kadınların olması demek kesinlikle dünya barışı demektir. Kız çocuklarının eline oyuncak bebekler verilmeye devam edilebilir, ama akıllarına da bilgi ve güven tohumları ekilmelidir.
Bilim, kadının yapı olarak erkekten daha yaratıcı olduğunu ve çok daha engin bir düşünüş tarzı olduğunu ispatlamıştır. Bununla birlikte, araştırmalar kadınların kendilerine erkeklerden çok daha az güvendikleri için ortaya çıkmadıklarını, yani kendilerini sakladıklarını da göstermiştir. İşte bu durum gerçekten üzücü ve ciddidir. Dünyayı en harika haline taşımada önemli rolleri potansiyel olarak taşıyan varlıklar bastırılmaktadır...

[selinarosa]

Şimdi, bu konuyla ilgili olarak bir başka güzel örnek verelim...

''Negatif'' ve ''pozitif'' kelimelerinin anlamlarını, onları ne gibi durumlarda ve ne şekilde kullandığımızı hepimiz biliyoruz, değil mi? Negatif, ''olumsuz'' olarak bilinir ve pozitif de ''olumlu'' olarak...

Şimdi, kırıcı gerçeğe yavaşça yaklaşalım... ''Negatif'' ve ''pozitif'' kelimeleri, aslında ''olumlu'' ve ''olumsuz'' anlamlarına sahip DEĞİLDİR. Bu anlamlar, onlara ÇOK BAŞKA niyetlerle yüklenmiştir.
''Negatif'' ve ''pozitif'' terimlerine fizik biliminde sıkça rastlarız. Bu ikili, iki zıt kutuptur aslında. Negatif ve de pozitif İYONLAR vardır... Toz dolu bir oda pozitif iyon yüklüdür ve sizi hasta eder. Bir akarsuyun yanı ise negatif iyon yüklüdür ve bağışıklık sisteminizi muazzam güçlendirir... Yanlış duymadınız, NEGATİF İYONLARIN OLUMLU (POZİTİF), POZİTİF İYONLARIN OLUMSUZ (NEGATİF) ETKİSİ VARDIR...

PEKİ, BİZİ NİYE KANDIRDILAR DA, POZİTİF'E ''OLUMLU'', NEGATİF'E ''OLUMSUZ'' DEDİLER? Çünkü; BİLİMSEL OLARAK, KADIN NEGATİF İYON YÜKLÜ, ERKEK POZİTİF İYON YÜKLÜDÜR. İşte bu yüzden, astrolojide ''NEGATİF BURÇLAR'' VE ''POZİTİF BURÇLAR'' TANIMLARINI GÖRÜRSÜNÜZ... NEGATİF BURÇLAR, ''DİŞİ BURÇLAR'' ANLAMINA GELİR. POZİTİF BURÇLAR DA ''ERKEK BURÇLAR'' ANLAMINA GELİR...

Kısacası; bilimsel olarak kadın negatif, erkek pozitiftir. Yine bilimsel olarak, NEGATİF, SAĞLIKLIDIR, OLUMLUDUR; POZİTİF ise SAĞLIKSIZDIR, OLUMSUZDUR... AMA, SIRF KADINLAR DAHA AŞAĞI VARLIKLAR OLARAK GÖRÜLDÜĞÜNDEN-GÖRÜLMEK İSTENDİĞİNDEN, ONLARIN BİLİMSEL OLARAK GEÇERLİ YAPILARI OLUMSUZ OLARAK YANSITILMIŞTIR. KOMİKTİR, DEĞİL Mİ? AMA NE YAZIK Kİ ÇOK ÜZÜCÜ VE EN ÖNEMLİSİ, NE YAZIK Kİ GERÇEKTİR...

ÖYLEYSE, DİBİMİZDEKİ ASTROLOJİYE BİLE İŞLEMİŞ BU DURUMDAN KURTULMAK İÇİN KENDİ ÇABAMIZI VERELİM... ''OLUMSUZ'' DİYECEĞİMİZ ZAMAN, ''OLUMSUZ'' DİYELİM, ''NEGATİF'' KELİMESİNİ ''OLUMSUZ'' ANLAMINDA KULLANMAYALIM... ANNE OLAN, MERHAMET VE SEVGİ OLAN, GÜVEN OLAN KADINLARA BİLİNÇSİZCE BÖYLE BİR LEKE SÜRMEYELİM.