![]() |
BEŞ PARASIZ BİR BUTİK OTEL NASIL AÇILIR? Not: resimdeki bahsedilen butik otel değil ama gözünüzde canlandırmanıza yardımcı olması için internetten bulduğum Kapadaokya'daki herhangi bir butik oteldir. Keyifli okumalar. :) BEŞ PARASIZ BİR BUTİK OTEL NASIL AÇILIR? 13.05.2011 Geçen yıl Göreme’de bir eğitim vermeye gittik. Melekler Evi adında bir butik otel. Her bir karışı özenle süslenmiş, çok özel, çok keyifli bir yer. Sahipleri çok sevimli, çılgın insanlar. Bizim oraya ne için gittiğimizi öğrenince, oteli kurma hikâyelerini bizimle paylaştılar. Çok ilginç, tam bir kuantumsal olay. Özet şu; oteli beş parasız açmışlar! Nasıl mı? Anlatayım. Karı koca (Muammer bey ve Arzu hanım ) bir gün İstanbul’un felç olmuş trafiğinde ilerlerken bir radyo programı dinliyorlarmış. Programda bir yarışma var. O zamanlar Asmalı Konak almış yürümüş, reytingler tavan yapmış. Cem Ceminay’ın bir programında bir soru soruluyor. En ilginç repliği kim bulursa, ödül olarak Kapadokya’ya gidecek, tatil yapacak. Bunlar da yarışmaya telefondan katılıp yanıtı veriyorlar. Cem Ceminay’ın o kadar hoşuna gidiyor ki bu yanıt, ”tamamdır, siz kazandınız!” diyor. Atlayıp gidiyorlar geziye. Oraya hayran kalıyorlar. Tam dönecekken oturup bir yerde bira içelim diyorlar. Bir at çiftiği. Adam “abi buradan bir yer alsanıza, sizin gibi insanlar gelsin buraya!” falan gibi bir şeyler söylüyor. Bu fikir baştan tuhaf geliyor onlara, fakat sonradan araştırmaya başlıyorlar. Daha sonra birkaç kere daha gidiyorlar oraya. Muammer bey bakıyor ki olacak gibi değil. Hanımla birlikte ikisini yer ararken görünce fiyatlar uçuyor, yalnız başına gidip orada birkaç gün kalıyor. Oradakilerle dost oluyor. Sonunda diyor ki, “yahu arkadaşlar, bana bir yer bulun, ama normal fiyatla olsun.” Emlakçı ile bütün gün dolaşıyorlar, hiçbirini beğenmiyor. Sonunda adam, “abi senin almaya niyetin yok galiba?” diyor. Neyse son olarak bir yer gösteriyor ona. Diyor ki Muammer Bey, Dış kapıdan içeri girdik, ortada koca bir çukur. Kenarda yıkık dökük bir virane, inekler, atlar bağlanmış. Görür görmez şöyle durup baktım. O anda kafamda evin bitmiş hali canlandı. Tamam, burası dedim. Emlakçı şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Orayı aldık. Fakat ben dört gün hiç uyuyamadım. Dönüp duruyorum. Karıma dedim ki, ‘biz burayı nasıl yaparız?’ O bana dedi ki, ‘evrene negatif enerji vermeyelim, hep pozitif düşünelim. Ben sana güveniyorum. Biz iyi insanlarız. Şimdiye kadar kimseyi kandırmadık, haksızlık etmedik. Tanrı bize yardım edecektir.’ Sonra ne oldu biliyor musunuz? TOKİ ilk kez Restorasyon kredisi veriyor 75 bin lira ve o parayla başlıyorlar çalışmaya. Bu arada arkadaşları, ”yahu siz deli misiniz nesiniz, alıyorsun gecekondu gibi bir yer. Ne yapacaksın bu viraneyi?” Zaten bu ikilinin en önemli özelliği çevreden gelen seslere değil, kendi iç seslerine bakarak hayatlarını düzenlemeye karar vermiş olmaları. Sonunda kamyona eşyalarını yükleyip yola çıkıyorlar. Binayı oradan topladıkları özel taşlardan yapıyorlar. Hatta bir gün taş bitiyor. “Allahım şimdi ne yapacağız!” deyip elleri belinde kara kara düşünürken, bir belediye kepçesi önlerindeki açıklık alana gelip bir dolu taşı boşaltıyor ve gidiyor. Meğer oralarda böyleymiş, millet bu taşları toplayıp bir kenara atar, sonra da çarşıdan tuğla alıp ev yaparmış. Bizimkiler mal bulmuş mağribi gibi atlamışlar üstüne taşların. Evin sırtını dayadığı dağ, volkanik bir yapıya sahip. Kazıyorsun oda oluyor, kazıyorsun salon çıkıyor. Bu arada oranın halkı sık sık gelip, “Böyle olmaz, şöyle yapın!” diye basmakalıp fikirler veriyorlar. Anadan atadan kalma fikirler. Onlara uysan otel sıradan bir şey olacak. Bizimkiler bildiklerini yapıyorlar şaşmadan. Sonunda ortaya öyle bir şey çıkıyor ki, her köşesi özenle işlenmiş. Çok zevkli bir yer olmuş. Şimdi neredeyse bir yılları dolu. Etraftaki insanlar, ortaya çıkan bu işi görünce, kendi mekânları için sipariş vermeye başlamışlar. Çocukları o kadar mutlu ki, sokağa bir çıkıyorlar arkadaşlarıyla deli gibi oynuyorlar. “herkes toparlansın Kapadokya’ya gitsin!” demek istemiyorum tabii ki! Çünkü herkesin hayali başka, herkesin hayalinin gerçekleşeceği yer faklı olmalı. Kimi Kapadokya’ya gider, kimi Konya’ya. Yeter ki yüreğinin götürdüğü yere gitmeyi bil. Yeter ki korkmadan kendi özel yolunu izle. O zaman Yaratan Melekelerine emir verir, “Koşun gidin, Yardım edin şu kuluma! Çünkü o, benim ona emanet ettiğim yeteneği kullanmaya başladı.” “Onu ortaya çıkarmaya niyet etti! ” Tıpkı yukarıdaki örnekte olduğu gibi… R.Şanal |
Cevap: BEŞ PARASIZ BİR BUTİK OTEL NASIL AÇILIR? Çok güzel gerçekten |
Cevap: BEŞ PARASIZ BİR BUTİK OTEL NASIL AÇILIR? Güzel hayallere sahip çıkmak gerek. Hedefleri olmalı insanın ve onların uğruna mücadele etme isteği olmalı. |
Cevap: BEŞ PARASIZ BİR BUTİK OTEL NASIL AÇILIR? Kesinlikle :) |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:25 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.