BİR TERAPİ YÖNTEMİ : AFFETMEK BİR TERAPİ YÖNTEMİ : AFFETMEK
alinti:psikospritüel.com
Antalya Ruhbilim Okulu 3 yıldır " Birey ve toplum sağlığında affetmenin koruyucu ve geliştirici etkisini vurgulamak amacıyla ve affetme kapasitesini arttırmak için bir şampiyonluk "düzenliyor. İlki 2003 Antalya Dolphinland'de , ikincisi 2004 İstanbul Naturel Beden,Zihin, Ruh Festival'inde yapıldı. Biz affetmeyi hep karşı tarafı affetmek diye düşünürüz. Bense daha çok kendimizi bir durumdan affetmek, bağışlamak üzerinde durmak istiyorum. Çünkü bu haliyle affetmek bir terapi yöntemi. Bize kendimizi kazandırıyor.
Festivalin ilk günü ortalık henüz tenhaydı. Antalya Ruhbilim Okulu'nun standına gittim. Orada bana uzunca bir test yaptılar. Elliden fazla soru vardı galiba. Benzer sorular ve seçenekler farklı yerlerde tekrar karşınıza çıkıyor. Tuzak yani. Bir yerde kıvırırsanız samimi olmadığınız anlaşılıyor.Neyse ben dürüst olmayı da test çözmeyi de severim. Tüm soruları yanıtlamak 40 dakika falan sürdü. Onlar da gerekli notları aldı. Ayrıldım.
Araya başka yerler, başka insanlar girdi. Derken ertesi gün festivalde benim söyleşim vardı. Daha sonra da o stand bu seminer derken vakit geçti ve ben "Affetme Şampiyonası "nı fena halde unuttum.Pazar akşamı Ender Saracın konferansındayım ki oturacak yer yok. Telefonu sessiz moduna almışım, kapının arkasında bulduğum bir yere kıvrılmışım. Söyleşi bitince acıktım. Bu arada arayan soran var mı bir baktım ki ayni numaradan 14 kez aranmışım. Ağzıma bir lokma bisküvi attım telefon yeniden çaldı.
Ruhbilim Okulundan Yeşim Hanım arıyor.
" Neredesiniz, ödül töreni başladı, siz hala ortalarda yoksunuz. !" Hiih ! Aklımdan uçup gitmiş. Birinci olduğuma çok sevindim tabii. Ama beni ödüllerden daha çok sevindiren bir şeyi o zaman farkettim. Affetmiş olduğum kişi ve olaylardan geriye bende hiç bir iz bile kalmamış ki,affetme şampiyonasına katıldığımı bile unutmuşum.
Öylesine bir affediş yani !
Ödülün en güzel yanı da Antalya Dolfinland'de yunuslarla yüzerken uzun zamandır özürlü çocuklarla yapılan yunus terapi programına tanık olmam oldu.
Bir hafta kadar sonra Milliyet ve Akşam gazetelerinden röportaja geldiler. Ama çeşitli nedenlerle yayınlanmadı bu röportajlar, yayınlandıysa da benim haberim olmadı. Sonra düşündüm bunu ben yazayım diye. Bu yıl Naturel Festivali Başkanı Leyla Doğan " Bu yılki seminer konunuz ne olacak ? " diye sorunca aklıma geldi. Karşınızda canlı bir örneği olarak sizlerle affetmenin ne olduğu ve ne olmadığını paylaşabileceğimi umdum.
Affetmek hem en kolay, hem de en ucuz korunma yöntemidir.
Yunuslarla yüzmek neşe ve huzur uyandıran,öğrenme sürecini arttıran, farkındalığı geliştiren,özgüveni arttıran ve şefkat duygusunu pekiştiren etkiler yaratmakta. Dikkat ettiyseniz bu duygular çoğumuzun ne yazık ki yitirdiği bizi insan yapan nitelikler. Şöyle düşünün. Belki de insani değerlere sahip olduğumuzda, hasta olan bedendeki hasta duygu ve düşünceler de iyileşiyor.
Kanserli bir insanın tamamen iyileşebilmesi sadece tümorün erken teşhisine değil hastanın yaşama bakışına yani duygu ve düşüncelerine bağlı olduğunu biliyoruz. Bir tümörün gelişmesi, bu gelişmenin hızlı ya da yavaş ilerlemesi, o kişinin yaşamı nasıl ilişkilendirdiğine birebir bağlı. Bu kişi hayattayken nasıl yaşadı ? Nasıl beslendi ? Nasıl beslendi derken yalnızca neler yeyip içtiği değil ne tür hisler besledi, ne tür hislerden beslendi? İnsanlarla ilişkileri nasıldı ? Başkaları ve kendisi hakkında ne düşünüyor, nasıl hissediyordu ? Tüm bunların rolü var.
Bütün mesele duygu ve düşüncelerimize boyut atlatarak, beden,akıl ve ruh sağlığımızı korumak ! Tabiki buna ulaşmanın hem doğu felsefesinde, hem de batı tıbbında uygulama teknikleri var. Bunlar hem birbirinden farklı hem de birbirlerinden etkilenerek gelişiyorlar. Temelde her ikisini birarada harmanlayarak sentezlemenin bir yöntem olarak yararlı olduğunu biliyorum. 90'lı yılların kült kitaplarından " Mucizeler Kursu " Tüm hastalıkların affetmeme durumundan kaynaklandığını söyler.
Hastalandığımız zaman belki de ilk önce -yüreğimizi açıp , duygu ve düşüncelerimizi gözden geçirmeye ihtiyacımız var.Ya da hastalanmadan soralım. Kimi, niçin affedemiyoruz ?
Affedememek, çoğu kez geçmiş yaşamlarımızdan gelen ve bugüne kadar içimizde taşıdığımız bir blokaj. Affetmek bu tıkanıklığı yokederek,bizi özgürleştiriyor, ileriye bakabilme gücü sağlıyor.
Yine affetmek bir haksızlığı, bir kötülüğü hoşgördüyoruz anlamına gelmez. Haksızlığa maruz kaldığımızda, zararı yine bize dokunacak olan negatif duygularımızı engeller.
Kızgınlık, öfke, şiddet, acı, üzüntü, kaygı, kendimizi suçlama..bunlar hep yaralayıcı duygular. Bunlardan muaf tutarız kendimizi. Negatif duyguların hem o anda hem de uzun vadede zararları vardır.. Affetmediğiniz zaman, kendinize yapılmış olduğunu düşündüğünüz " Bana haksızlık edildi " düşüncesi beyninizi kemirir. Hissettiğiniz kötü duygular sizi yer bitirir. Ve unutmayın bugünkü düşünce ve duygularımız yarınki gerçeğimiz olur.
Hayatımızda kötü şeyler yaşamak istemeyiz değil mi ?
Hayatımız affedebildiğimiz ölçüde kötülük ve intikam duygularından uzak,huzurla sürerken yapılan haksızlıklara da dimdik ayakta durarak karşı tarafa hakkettiği en büyük cezayı zaten veriyoruz. Böylece sayfayı kapatarak yapılanlara karşı zorlanmadan ve vakit kaybetmeden korunmuş oluyoruz. Sadece affetmeyi isteyerek ve seçerek başarabiliyoruz bunu.
Yok günlerce,aylarca nasıl bir intikam alacağınızı planlıyor ve bu durumu aklınızdan çıkaramıyorsanız, içiniz içinizi yer ve bu sizin içinizde bir tür zihinsel , ruhsal kirlenme hatta zehirlenme yaratır. Zihninizde düşünce ve ruhunuzda duygu olarak çok uzun süre tutulan öfke ya da üzüntüler sizin bedeninizi de yorar, ciddi rahatsızlıklar başgösterebilir.
Eğer bunları biliyorsanız sağlığınız için en iyi korunma yönteminin de affetme olduğunu anlıyor olmalısınız.
Bedeninizi, ruhunuzu ve zihninizi zehirlememek için affedebilmelisiniz.
Mine Kavalalı ( Güncellenmiş versiyon 2007 )
Yunus terapisi bir aracı. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |