Hani böyle bir deyim vardır ya...Bakmayın öyle gözüktüğüne içinde ne fırtınalar kopuyor ne üzüntüleri var.
Yada çevresini güldüren olumlu ve güvenli gözüken ancak kendi içinde mutsuz olan bir çok kişi vardır.
Telkinlerin en önemli etkisi içinizde gerçekten mutluluğu ve güveni hissetmenizdir.Yani gerçek güveni ve mutluluğu yaşamak.
Ben daha önce kendimi mutlu ve güvenli sanıyordum oysa gerçek güven şimdi yaşadığımmış diyen bir çok üyemiz oldu.
Bu üyelerimiz herhangi bir sorunu olmayan sadece kişisel gelişim amaçlı olarak telkinleri dinleyenler... 44
Bu klibi daha önce mutluluk veren şarkılar bölümüne eklemiştik.Aslında ne kadar mutlu görünüyor bu şarkıyı söylerken.
Adeta gerçek mutluluk ve kendine güven bu dedirttiriyor.Oysa gerçek hiçde öyle değil.Aneroksiya rahatsızlığı nedeni ile kendisi ile barışık olmayan bir çok sorunları ve güvensizlikleri yaşayan birisiymiş.Bende belgeseli izledim ve şaşırdım...
Özetle dışarıda mutlu olmak ile içinde mutlu ve iyi olmak çok farklı şeyler.
[youtube=425,350]mq5pLi0huhw[/youtube]
Karen Carpenter vakası"
Hollywood'un "Lolipop" kadınlar yaratma tutkusu aslında eski bir gelenek. Elizabeth Taylor ve Judy Garland, beyazperdede canlandırdıkları zarif ve kırılgan karakterler için su diyetleri uygulamaya ve diyet hapları içmeye zorlanmışlardı! Zayıflık tutkusunun geniş kitlelerce duyulması, ilk kez 1983'te şarkıcı Karen Carpenter'ın ölümüyle oldu. Yıllarca bilinçsiz diyetler uygulayan 32 yaşındaki şarkıcı, ideal güzellik ölçülerine ulaşmak uğruna hayatını kaybetmişti. Carpenter'ın Las Vegas'ta düzenlenen "Top of the World" sırasında 35 kiloya kadar düştüğü dönemin gazetelerinde yer almıştı