Üsteğmen
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 400
Tesekkür: 31
58 Mesajinıza toplam 318 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| HER NE İSEK YARIN O OLACAĞIZ Eğer bugün mutluysak, güvendeysek, sevgiysek biz her ne isek; yarın bilin ki o olacağız.
Siz hala bulamadığınız diğer yarınızı mı arıyorsunuz?
Kiminiz dışarılarda, kiminiz içerlerde?
Kiminiz bulamadım diye için için göz yaşı mı döküyorsunuz?
Üzülmeyin sakın. Bulamazsınız diğer yarınızı.
On kere aşık olsanız, hatta yüz kere aşık olsanız da bulamazsınız diğer yarınızı.
Farkında olmak lazım tastamam olduğumuzun.
Tamam olanın bir diğer yarısı olur mu hiç? Siz tamam olduğunuzun farkında olursanız, diğer yarınızı bulamamanın verdiği sıkıntı uçup gider hayatınızdan.
Sadece aşka müsaade edin kapınızı çaldığında. Aşk size sizi sunacak fısıltılar arasında.
Siz sadece kendinizi izlemeyi öğrenin aşkın büyüsü kalkmak üzereyken üzerinizden.
Siz mükemmeli mi arıyorsunuz hayatınızda? Arayıp da bulamadınız mı hala?
Bulamadım diye arayışlarınızı mı artırıyorsunuz dışarılarda?
Aşkları, sevgileri, dostları, işleri mi tüketiyorsunuz hiç durmadan?
Bulamazsınız mükemmeli.
Farkında olmak lazım mükemmel olduğumuzun.
Mükemmel olanın daha mükemmeli olur mu hiç? Siz mükemmel olduğunuzun farkında olursanız, onu bulamamanın verdiği sıkıntı uçup gider hayatınızdan.
Ben mükemmelim ama dışarısı değil mi diyorsunuz ?
O zaman okuyun Mevlana’dan “Yedi Mum Tek Işık”ın hikayesini…
Mum sayısını biraz çoğaltırsak özünde milyon sayıda mum ama hep tek ışık ortada…
Sözün kısası siz benken ve mükemmelken, ben de benim ve mükemmelim, tüm insanlar mükemmeldir ve başka bir bendir aslında.
Hayatınızda üst üste olaylar ters mi gitmekte? Kim bilir belki de olaylar değildir ters giden, belki de sizsiniz terslerde ilerleyen.
İki şey önerebilirim bu durumda ya gittiğiniz yoldan ters dönün bir an da ya da yaşayın ama izleyerek ve kabullenerek.
O zaman hayat matematiğinden bir küçük denklem çözersiniz muhtemelen.
Eğer tersliklerin içinde olduğunuz halde çok arzuladığınız şeyleri yaşamaktan vazgeçip dönebiliyorsanız yüz seksen derece geriye ama bir daha arkanıza bile bakıp düşünmeden, düşünecek bir şeylerin olduğunu bile hatırlamadan , keşke demeden , tüm yaşanacakları yaşamadan tüketebiliyorsanız ; siz tüm ego sisteminizi derinden sarsarsınız.
Ve inanılmaz güzellikler açılır önünüze.
Eğer vazgeçemiyor da yaşamam lazım diyorsanız, yaşayın ne mutlu. Sonuç yine aynı olacaktır.
Önce aydınlık günler yavaş yavaş kararacak, sıkıntılar veya acılar çekilir sanılacak. Belki kurtulup da kuş gibi özgürlüğe kavuşmak istenecek ama bir yerlerde bağımlı kalınacaktır. Hepsinin sebebi vardır aslında. Kişilere ya da olaylara takılıp da kalınınca yaşanacak muhakkak ki varsayılan acılar. Sonunda tükenince her şey , ortadan kalkacak bir perdedir aslında ve siz size koca bir adım daha yaklaşacaksınız.
Acı deriz biz , bazen de sıkıntı ve onu hiç içeri sokmak istemeyiz. Zorla girer kalp kapımızdan bir türlü engelleyemeyiz. Ama aşk girmek istediğinde hemen açarız kapıları sonuna kadar kendiliğimizden. Neden aşka, sevgiye, güzel dediğimiz, güvenebildiğimiz şeylere bu kadar açığız da acıya kapıları diretiriz?
Neden gülmeyi kabulleniriz de göz yaşına karşı direniriz. Her şey olması gereken değil midir aslında.?
Evet her şey olması gerektiği gibi mükemmel bir şekilde kurgulanmıştır ve kurgulanmaktadır. Olan ve yaşanan her şey sadece bizim kendimizi bulmamızı amaçlamaktadır. Sahiplendiklerimize o kadar sıkı sarılırız ki , egolarımız bizi o kadar destekler ve haklı çıkartır ki göremeyiz bütünü, bakış açımız sadece küçücük alanlardan, dar zihinlerden, daracık mekânlardan.
Zihinlerimizde ki zincirleri kırmak ve artık kendinle buluşmak zamanı gelmemiş midir ?.
Arabaya biniyorum.Şoför diyor ki: “ Şükür “ ama hemen ardından “Ah şu trafik yok mu ? Öldürdü beni.” Sonrasında açlık, kriz.”
Dostlardan biriyle beraberim diyor ki “Şükür” ama ardından gelen parasızlık, işsizlik, sorunlar ve hep sorunlar….”
TV ‘de görüyorum, sağda solda , her yerde “Şükür” çok değer verdiğim bir kelime.
Ve ne güzel ki sürekli etrafımda bu kelimeyi duyar oldum . Herkes “ Şükür “ diyor.
Bana bu kelimenin anlamını annem öğretti. Hiç bahsetmedi ne olduğundan. Çocukluğumda arada bir ağzından çıkan kelimedir ama pek çok şey gibi bunun da anlamını hiç konuşmamıştı benimle. Dedim ya her anne kendi doğrularında yetiştirir çocuğunu.
Biraz farklı doğmuşum herhalde onlara göre, çok sorgulayan oldum, çok meraklı,çok okuyan, çok gözlemci…
Sonra yıllar sonra , çok yıllar sonra gördüm ki şikayete gerek yok , annemden öğrendim yine de Şükür’ün anlamını. Annem Şükür dese de ardından gelen istekler , talepler bitmiyordu. Hep bir üzüntüsü vardı içinde. Çocuklarım evlense derdi, evlenince yanımda olsa, yanında olsa Şükür ama diğeri de burada olsa, hepsi orada olsa gördüm ki yine de bir eksiklik var hayatında bir türlü tamamlanamayan ve Şükür ‘ün ardı doldurulamayan.
Ve öğrendim ki nihayetinde eksiklik buydu insanlarda. Şükür güven ister, sözün bittiği yerde ancak gerçek anlamıyla bizi bekler.
Şükür dediğiniz an da söz bitmelidir , sadece sevgi ve sonsuz güven başlamalıdır. Denildiği zaman olan hiçbir şeye isyan kalmamalıdır. “ Şükür ama “diye başlayan her cümle isyanlarda, her cümle Şükür’den uzaklarda…
Yaşamın gerçek kurallarını, denklemini çözmemize yardımcı olan bir kelimedir…o bize affetmeyi, kabullenmeyi ,güveni ve uyum göstermeyi getiren , bu anlamları kalbimize, varlığımıza yükleyendir. Bu güven kendinize olabilir ,yaratana olabilir , evrene olabilir , adını ne koymak istiyorsanız ona , ama sonsuz güvenin olduğu yerde söz biter, direnç biter , düşünce biter, panik biter ve aslında gerçekten yaşadığınız zaman tüm çıkmazlar biter.
Gelen neydi ta uzaklardan bir an da yaklaşan… Acı …İçinden geçtim, içimden geçirdim , en derinlerine içimden geçirdim. Gördüm ki acı denilen sadece kabullenmemem, geleni kabullenememem.
O anlarda döktüğüm her bir göz yaşım aslında içimde paslanmış, göremediğim bir yerlerimi yıkayıp da , farkına varamadığım o güzel özelliklerimi dışarı çıkartmak adına bana verilen bir fırsat .
Bunu yaşarken dirençlerim , gerçekten canımı yaktı onlarca. İşte artık direnç gösterecek gücüm de kalmamıştı. Zaten her güzellik de direnç gösterebilecek gücümün kalmamasında başladı.
Eskiden çok affedici sanıyordum kendimi, çünkü kim ne yaparsa yapsın geri geldiğinde kabulümdü. Konuşmamda, görüşmemde de hiçbir sakınca yoktu. Sanki saman alevi gibiydim. Ama aslında içimde unutamıyordum hep bir güvensizlik ve aynı şeyi tekrar yaşayabilmenin korkusu. Gördüm ki burada dürüstlük yokmuş. Aslında olan güvensizlik.
Dedim ya henüz çok da ilerlememiş yaşlarımda artık dirençlerimin kırıldığı ve direnç gösterecek durumumun kalmadığında anlamaya başladım.
Düşüncelerim ve tasavvurları… Bunların esiri oluyormuş insan. Oysa beş yaşımdan beri mücadele ettiğim, kimseye dokundurtmadığım özgürlüm vardı benim. Ve ben yıllarca düşüncenin esiri olmuşum, özgürmüşüm gibi yaşamış sanmışım da teselli etmişim kendimi.
İşte ne zaman Şükür kelimesinin anlamını gerçekten çözdüm, o noktada esaret zincirlerini kırdım.
Nasılsın diyorlar ? Şükür ..Bunun ardından benden gelecek olan derin bir sessizlik ve sonsuz bir gülümseme..İşte bu yolla inanılmaz huzuru yaşıyorum hayatımda.
Yaratan, Yaratılmışlık, Evren, Enerji….neydi inancımız ne fark ederdi ? Sonuçta her şeyin başlangıcı bir yerden değil miydi? Her şeyin başlangıcının bir olduğu ve sonunu bilemediğim var oluşta her şeyi kabul etmek gerekiyordu.
Şükür olana güven duymaktı, olanın gelişimim için en mükemmel olduğunu bilmekti..
Bugün varlıkla gelebilirdi karşıma kabulümdü ama yarın var olduğunu sandığım her şeyi alıp götürebilirdi. Düşüncelerimdi beni esir alan, ne düşünüyorsam, ne istiyorsam ilahi bir talep olarak kabul ediliyordu. Düşüncelerim yargıydı çoğu zaman ve neyi yargılıyorsam onu yaşamaya dönüyordum sonuçta. Dar mekanlı zihnimin ötesine çıkamazsam yaşayacağım krizler, hatta dışarıda yaşanan toplu krizler, hepsi belli değil miydi?
Sonuçta inançlar gereği, aslında Şükür demek bile değildi gereken …
İçinizde hiçbir şey demeden de sonsuz güveni, gelenin en iyisi olduğunu hissedebiliyorsanız ve bu güven size, gerçekten affedişe ve kabullenmeye olanak sağlıyorsa , işte buydu önemli olan.
Bu anları sıklaştırdığınız zaman, unutuyorsunuz bir dönem sonra neyi affedecektim diye ya da acaba neyi kabullenecektim diye.
İşte bu anlara gelip de anlarda huzuru kaçırmazsanız sizin geçmişiniz de, geleceğiniz de hepsi şu an da durduğunuz yerde gerçekleşiyor. Eğer bugün mutluysanız, güvendeyseniz, sevgiyseniz siz her ne iseniz yarın bilin ki o olacaksınız.
Düşüncelerinizin ve tasavvurlarınızı esiri olmamanız ve özgür yaşam dileklerimle.
Sevgilerimle,
Alıntı... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ İnsan inandığına denktir;yapabileceğini düşündüğü kadardır. |