![]() |
Kuantum Olumlama Kitabından Alıntılar Öz varlık “gerçek varlığımı kabul ediyorum” Ben Tanrı’nın sevgisinden varedildim. O, beni ve her şeyi sevgisinden yarattı. O beni yaratırken özüme kendi nurunu ve ışığını koydu. Bu ışığın özü; kudret, bilgi şefkat ve maharetle doludur. Bu bakımdan ben, Tanrısal niteliklerle bezenmiş durumdayım. Ben tam ve mükemmelim. Sonsuz ve sınırsız olduğumu, ihtiyaçtan uzak bulunduğumu biliyorum. Hayatımın her anı, O’na doğru yaptığım bu yolculuğun bir açılımı anlamını taşır. Her olay ve her durum beni O’na biraz daha yaklaştıran bir araçtır. Dolayısıyla ben, O olmayı seçiyorum. O’nu ifade ediyorum. O olmak, O’nun gibi olmak zorunda olduğumu biliyorum. Ve şu andan başlayarak gerçek kimliğimi ve kişiliğimi kabul ve tasdik ediyorum. Aynı şekilde diğer insanlar da O’nun sevgisinden varedilmişlerdir. Onların gözlerinin derinliklerinde O’nun ışığını gördüğümde, ben ve diğerinin aynı hamurdan varedilmiş olduğunu bilirim. Özde onunla kardeş olduğumu bilirim ve herkese bu gerçeğin ışığında davranırım. Renkleri, dinleri ve görünüşleri ne olursa-olsun. İnsanları değerlendirirken, eylemlerin ve sözlerin gerisindeki Öz’e odaklanırım. Bilirim ki, Öz, her zaman tam ve eksiksizdir. Onların bütün niyetlerini ve gerçek düşüncelerini büyük bir sezgisel duyarlılıkla deşifre ederken, aynı anda daha derine,Öz’e odaklanırım. Hem gelişen ve olgunlaşan benliğim, hem de eksiksiz ve mükemmel yanım aynı anda tekamül alanındadır. Dolayısıyla ben, ikisini de bir anda ifade ederim. Özüm kırılmaz, yaralanmaz, ölmez ve yok olmaz. Dolayısıyla hiç kimse ve hiç birşey bana zarar veremez. Bu gerçeğin verdiği huzur ve güvenle ben rahat, dengeli ve sakin bir biçimde hayatımı sürdürürüm. Kendi Öz gerçeğimi ifade etmeyen sözleri kullanmam. Kullanmış olsam bile, hemen fark eder ve değiştiririm. Kendi Öz gerçeğime uygun olmayan davranışlarda bulunmam. Bulunsam bile, hemen fark eder ve değiştiririm. Hayatımı tümüyle kendi Öz gerçeğime uygun yaşarım. O beni sevgisinden yarattı. O beni sever. Ayak tırnağımdan saçımın teline kadar özenle yarattı beni. Her şeyi bilecek aklı verdi. Deney yapabilmek için dünyayı yarattı. İyiyi ve kötüyü deneme şansı verdi. O beni sevgisinden yarattı. O beni sever. O beni ve her şeyi sevgisinden yarattı. O bütün kâinatı sevgisinden yarattı. O beni en güzel yerde barındırır, en iyi şekilde korur. O benim hem babam, hem de annem gibidir. Sonsuz şefkatiyle beni sarar, gücü ve bilgisiyle terbiye eder. Bedenim benim varlığımı tümüyle ifade etmez. Ama ben varlığımı bedenimle ifade ederim. Varlığımın ışığı bedenimi, mesafeleri ve zamanı aşar. Ben bunlarla sınırlı değilim. Bir yandan da bedenim ve kimliğimin bir kısmıyla ben burada, bu sınırlı gerçeklik içinde sınırsızlığımı ifade ediyorum. Bedenim, benim gelişmek için kullandığım harika aracımdır. Ona çok iyi bakar ve güçlü tutarım. Bilirim ki, o yok olduğunda da ben varolmaya devam edeceğim. Her an gelişip – öğrenerek ilerliyorum. Her yaşadığım olayın bir mesaj taşıdığını bilerek. Üzerinde düşünerek.Seçip yaratarak, deneyip görerek ve yeniden seçerek. Bu oyunu oynamak hoşuma gidiyor. Aynada gözlerimin içine baktığımda gözbebeklerimden bana bakan mükemmel varlığımın ışığını görürüm. Gözleyen ve izleyen gerçek kimliğim orada bütün haşmeti ve sevgisiyle bana bakar. Ben de gerçek kimliğimi ifade etmeyi seçiyorum. O olmayı seçiyorum. Bu seçimin kaçınılmaz kaderim olduğunu bilerek yaşıyorum. |
BOLLUK VE BEREKET “Sonsuz kaynak benim içimdedir ve ben onu harekete geçiriyorum” Bolluk ve bereket içindeyim. Bütün ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayacağım kaynaklara sahibim ve bunu kullanıyorum. Gürül gürül akan bir çağlayan gibi hayatın nimetleri akıp-gelir sürekli. O çağlayanın içinde neşe ve huzurla yıkanıyor ve doya doya içip-kanıyorum. Her zaman içimdeki sonsuz kaynakla birlikte olduğumu bilirim. Benim asıl zenginliğim, işte ona sahip olmaktır ve bu duygu bütün zenginliği bana çeker. Bolluk duygusu, sahip olduğum şeyler dolayısıyla hissettiğim bir şey değildir. Varlığımın kendisi zaten ihtiyaçtan uzaktır. Temizlenmek ve gelişmek ve olgunlaşmak için çıktığım bu yolda, benim için en uygun araçlar her zaman yolumun üzerinde beni bekler. Hayatımda bol sevgi, bol para, yeterli zaman ve sonsuz bilgi her zaman mevcut. Onlar tam zamanında karşıma çıkıyorlar. Ben de uzanıp onları alıyorum. Her anımı hayatımın en önemli anı ve karşılaştığım her kişiyi hayatımın en önemli kişisi olarak düşünürüm. O beni yarattı ve bütün ihtiyaçlarımın garantisini verdi bana. O beni sever. O’nun katında ve yanında özel bir yerim olduğunu bilirim. Şimdi ve gelecekte bütün ihtiyaçlarım O’nun garantisi altındadır. Çalışarak, üreterek ve paylaşarak yaşadıkça bolluk bana akar. Sahip olduğum bolluğu paylaşırken verdiklerimin bana çoğalarak geri geldiğini bilirim. Bir elim bana sunulan bolluğu almak için yukardaysa, diğer elim ihtiyaçta olana vermek için aşağıdadır. Böylece ben, alma-verme döngüsünü sürdürmüş olurum. Kimsenin kalbini kırmamaya, hakkını yememeye özen gösteririm. Böylece bolluğun önünü kesecek enerjileri hayatımda barındırmam. Her günümü neşe, mutluluk ve kahkaha ile doldururum. Her bir saniyeyi bir gün gibi, her bir günü bir hafta kadar verimli yaşarım. Cebimdeki her bir lira bin lira gibi bereketlenir. Ve bin lira onbin lira gibi. Her yaptığım işe bütün dikkatimi, bütün sevgimi katarım. Her ne yapıyorsam en iyisini, en güzelini yaparım. İşim, benim imzam gibidir. Ve her ürettiğim şey bana birçok zenginlik katar. Çünkü ben ürettiklerimle insanların hayatlarına anlayış, sağlık, umut,konfor ve güzellik katarım. Ürettiklerim onların hayatlarında fark yaratır. Onlar da bana bunun bedelini sevinçle ve bolca öderler. Bu arada gereksiz israftan, boşuna ve gösterişe yönelik harcamadan kaçınırım. Çünkü bilirim ki Tanrı israftan hoşlanmaz. Gereksiz harcamalarda dikkatli, ama kendim ve başkalarının hayatına katkıda bulunacak harcamalar için cömertim. Bolluğu hayatıma çeker ve bolluğu oluştururum. Her an yaratıp-çoğaltan Tanrı’nın bu oyununa bende katılmış olurum böylece. |
çokk güzel yazılar bunlar çok tebrik ederim ama kafama takılan bişey var onu söylemdene edemeyeceğim. Yok diyen çoğalıyor , şükreden günden güne aalıyor. Bunu nasıl açıklamak mümkün? Wallahi çok merak ediyorum. |
BAĞIŞLAMA “Kimse bana kötülük yapamaz ve beni üzemez, çünkü her şeyi ben seçiyorum.” Bağışlıyor ve bırakıyorum. Anlıyor ve biliyorum. Kendi hayatımın yaratıcısıyım. Seçerek, planlayarak bu yaşamımı ve birlikte olacağım yol arkadaşlarımı seçtim. Annemi, babamı ve diğerlerini. Benim için en faydalı sonuçları almak üzere ince planlar yaptım. yüksek Benlik düzeyinde en uygun araçları yarattım. Benim hayat amacıma en uygun kişileri. Daha çok anlayış, daha çok bilgelik, daha çok sevgi, ifade ve özgürlük için. Bu amaç, bilinçaltımın derinliklerinde benim onu keşfetmemi bekliyor. Her an, her deneyim bu planı açığa çıkaran bir kurgu aslında. Zafiyetimi güce, acıyı sevince, yenilgiyi yengiye dönüştürmek için. Anlıyor, bağışlıyor ve teşekkür ediyorum. Bu hayatımı bu şekilde planladığım için kendimi kutluyorum ve sonra meleklere teşekkür ediyorum ve bütün bu olanakları bana koşulsuz sunduğu için Tanrı’ya. Bana sevgisini sunmayanlar içimdeki sevgiyi, beni onaylamayanlar kendimi keşfetmeyi, beni anlamayanlar ifade gücümü arttırmak için benimleydiler. Onlara teşekkür ediyorum. Bu rolü onlara ben vermiştim. Onlar da benle oynamayı istediler. Beni üzen, beni yoran, bana haksızlık eden, beni aldatan insanlar yapabileceklerinin en İyisini yaptılar. Daha fazlasını ve daha başkasını yapamazlardı. Zaten ben onları bunun için seçtim. Ben de yapabileceğimin en iyisini yapıyorum. Bağışlıyor ve teşekkür ediyorum. Aynı sahneyi paylaşan oyuncular gibiyiz onlarla. Şimdi bu anlayışımdan doğan ışığı onların varlığına gönderiyorum. İhtiyacım olan bütün kaynakların kendi içimde olduğunu kabul ediyorum. Onları kullandıkça başka insanlara duyduğum bağımlılık kayboluyor ve ben onlarla gerçek bir sevgiden beslenen gerçek bir ilişki kuruyorum. Hayatımın efendisi olduğumu biliyorum. Mutluluğu, kendimi ifade etmeyi seçiyorum. Her düşüncemin, her davranışımın hayatıma şekil veren araçlar olduğunu bilerek yaşıyorum. Hayatımla inançlarım arasındaki birebir ilişkiyi biliyorum. Bu yüzden dikkatli, özenli ve düşünerek yaşıyorum. Konuşurken yaratıyorum. Ve eylem halinde gelecek şekilleniyor. Beni güçsüz bırakan ve sınırlandıran bütün inançlarımı bir bir değiştiriyorum. Yerine beni geliştiren, büyüten inanç ve düşünceleri koyuyorum. Mazeret aramadan, ertelemeden ve küsmeden devam ediyorum yoluma. Hayatımın bütün olaylarının ve hayatımdaki insanlarla yaşadıklarımın gerisindeki anlamı bir bir çözüyorum. Orada benim asıl hayat amacım gizli. Ben bu amacı gerçekleştirmek için geldim. Kimse beni kıramaz, üzemez ve kötülük yapamaz, eğer ben izin vermezsem. Şimdi gücümü kabul ediyor ve ele alıyorum. |
teşekkür ederim sevgili tiriniti ben kendi fikrimce açıklayabilirim sorduğun soruyu ancak ne derece doğru olur bilmiyorum dusun2 şükretmenin erdemini bilmeyen kesim, elindekileri görmeden daha fazlasını ister. o yüzden sürekli yok derler. halbuki sahip olduklarını görseler, yok diyebilirlermiydi?? varlığını kavrayabilmek için sahip olduklarını yitirmeleri mi gerekir.. çekim yasasının nasıl işlediğini bilselerdi eğer, halen yok diyebilirlermiydi ben de onu merak ediyorum y789 çok şükür ki, şükretmeyi bilenlerdeniz b456 sevgiler ttli3 Alıntı:
|
sanemce vallahi tebrik ederim harika güzel şeyler eklemişsin canım sevinclisevincli kaç gündür giremedim foruma doğru dürüst görünce yani bu kadar olur dedim 2 gündür ben bu olumlamaları yapmaya karar verdim ve ben başlamıştımy789sanki kalbimiz bir atıyormuş.canım benim çok güzel paylaşım harikasıncilgin897cilgin897 |
merhaba sevgili serpil benim sormak istediğim bir şey var. olumlama çalışmalarını yazarakmı yapıyorsun yoksa sadece okumak yeterlimi? bu arada olumlamalar bir harika paylaştığınız için teşekkürler. |
Alıntı:
|
çok teşekkür ederim alestason ve serpilim. çok severek okuduğum bir kitaptı. böylece hem bir kez daha okumuş oluyorum hem de yazarak zihnime daha bir yerleştirmiş oluyorum. sizlerle paylaşmış olmanın mutluluğu da ekstrası oluyor 956k sevgilerimle kiss3 Alıntı:
|
TESLİMİYET “Teslimiyet içindeyim ve rahatım” Her zaman sonsuz ve sınırsız evrensel akıl ile işbirliği içindeyim. Bırakıyorum ve teslim oluyorum. Biliyorum ki , bilincim bir kerede sadece dokuz ya da beş birimlik bir detayı hatırlar ve düşünür. Oysa sonsuz bilinçaltım benim düşünmediğim şeyleri bilir, hatırlar ve anlar. Ben bilinçli olarak çaba sarf etmeden o, binlerce işlemi bir saniyede yapar. Ben ona güvenirim. Bir şey hatırlamak ve öğrenmek istediğimde kendimi bırakır ve gevşerim. Sadece neyi bilmek istediğimi ve hedefimi net olarak ifade eder ve sonra bırakırım. Ve sonra mesaj kendiliğinden bir anda geliverir. Ve Evrensel Zekâ hep işbirliği içinde olduğum sonsuz akıldır. Ben niyetlerimi , isteklerimi ve planlarımı ona açık olarak bildirdiğimde, o da kendi planını bana sunar işaretlerle. Bazen bir konuşma, bazen bir kitap, bazen de bir duygu olarak. Gelen mesajı dikkatle değerlendirir ve uygulamaya koyarım. Asla hedeflerime ve planlarıma katı sınırlar koymam. Bir şeyin mutlaka sadece bir şekilde olmasında ısrar etmem. Bırakırım, beklerim ve uyum sağlarım. Bilirim ki onun aklı, benim aklımın binlerce katıdır. O halde bu büyük akılla akıllanmak en büyük akıllılık olur. Nasıl bir hasta doktora teslim oluyorsa, bir öğrenci öğretmene güveniyorsa, ben de o büyük akla güvenirim. Dalgalı denizde sörf yapan bir usta gibi, ben de yaşam denizinin üzerinde keyifle kayar-giderim. O mükemmel zekânın yarattığı dalgalarla bir oyuna girişirim. Evrense zekânın her bir adımına ben de yeni bir adımla karşılık veririm. Onun işaretlerini okurum. Biz evrenin müziği ve ritmine uymuş dans eden iki aşık gibiyiz. Bu güzel danstan ortaya çıkan şey, sadece uyum ve güzelliktir. Sadece keyif ve neşedir. Bu yüzden bırakıyorum ve teslim oluyorum. Evrensel zekâyla dostluğumu adım adım geliştiriyorum. Aramızdaki güven ilişkisini yavaş yavaş oluşturuyorum. Ve giderek bu güven duygusuyla gücümün arttığını, aklımın katlandığını görüyorum. Bu zekâ asla abes iş yapmaz. Her zaman beni ilerletecek ve geliştirecek olayları hayatıma sokar. Bu olaylar tam vaktinde, tam da benim onları anlayabileceğim anlarda ve benim için en uygun şekilde gelişir. Bu yüzden ben, bu zekâyla birlikte akar ve çoğalırım. Bu yüzden ben, her zaman rahat ve sakinim. Bu yüzden ben, sadece kaldırabileceğim kadar yükü omuzlarım, gerisini ona bırakırım. Bu yüzden ben, her zaman hafif ve neşeliyim. Bu yüzden her şey zorlamasız bir çabayla oluverir. Ve bu yüzden ben, her zaman tahmin ettiğimden ve beklediğimden fazlasını alırım. Bırakıyorum ve teslim oluyorum. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:04 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.