Bir ara yazıcıyı bir çocuk gibi okşadığımı, “ Bak, lütfen yazıcı bu senin işin beni artık üzme bu döküm anların yetişmesi gerekiyor!” Diye konuştuğumu hatırlıyorum. Bildiğim ne kadar enerji çeşidi varsa, ve rehber varlıklarımı sorunun çözümü için davet ettim. Tanrıya dua
ettim.
Çıktı almayı başardığımda nasıl sevindiğimi görmeliydiniz.
Ama itiraf etmeliyim bu ilişki beni oldukça yıprattı .Kendi öz güvenimi azalttı:)
Ben bu şekilde boğuşurken güzel oğlum bürodan içeriye girdi. Sanırım halim çok kötü olmalı ki Bana endişeli bir şekilde “anne iyi misin?” diye sordu.
“Evet her şey yolunda ancak yazıcı beni üzüyor saatlerdir çıktı almaya çalışıyorum. Sanırım bozuldu.”
Oğlum hemen duruma müdahale edip “bir bakayım” dedim.
Rahatladım, ama içimden imkansız bu yazıcıda iş yok diyordum.
Tam beş dakika içinde oğlum tüm dokümanları elime tutuşturdu.
Alaycı bir gülümseme ile “ Anne aynı yazıcıdan mı bahsediyoruz” dedi.
Anında savunmaya geçip “istersen buradakilere sor yalan mı söylüyorum, saatlerdir neler yaşadım.”
Utanç içinde tekrar ekranın karşısına geçip bir şeyler çıkartmaya çalıştım .Ve yine sonuç hüsran.
En sonunda bırakmaya karar verdim. Bir süre kendimi dinledim. Acaba bu yazıcı bana bireyler mi söylemeye çalışıyordu. Sonunda anladım. Kağıt haznesine kağıdı koydum ama sadece koydum. Yazıcı bir an önce alsın diye ileri doğru ittirmedim. Bilin bakalım ne oldu ?
Evet, yazıcı ile barış anlaşması imzaladık .Nasıl vicdan azabı çektiğimi anlatamam. Saatlerce benden neler çekti. Bu makinenin bir işleyişi var. Kağıdın sadece konulması gereken yere koymak.
Ben ileriye doğru ittirdiğimde o kağıdı göremiyordu .Ve beyni karışıyor garip, tehdit edici sesler çıkarıyordu .Onun kendini kötü hissetmesine, güvenini yitirmesine sebep oluyordum. Üstelik bunu onun işini kolaylaştırmak adına tamamen olumlu niyet ile yapıyordum.
Bir ara bu işin içinde mistik bir mesaj arayıp, ”acaba evren benim çıktı almamı istemiyor mu” diye de düşünmedim değil.. Bunu yapmayı gerçekte istemiyor muyum? Yazıcı bana ne demek istiyor?! . Ahh! bu evrenin bizden çektiği. Ne zaman tam olarak yaşadığımız her deneyimin, duygunun kendi seçimimiz olduğunu fark edeceğiz acaba?!.
Bu yaşadığım deneyimden sonra bir yere çekilip uzun zamandır yaşamımda tekrar eden benzer tekrarlara bir göz attım.
İlişkilerimde yaşadığım kısır döngünün farkına vardım. Üzerime aldığım gereksiz yüklerin, sorumluluğun temelindeki inancımı fark ettim.
Neden son 4 aydır üç bakıcı değiştirdiğimi anladım. Onlara da özür borcum var .Ne zaman yanıma biri gelse başta hiç sorun olmuyor ama kısa bir süre sonra bende kızgınlık oluşmaya başlıyor. Çünkü onların işini kolaylaştırmaya çalışırken onlara farkında olmadan aslında şu mesajı veriyorum.
“ Sen yetersizsin ben sana güvenmiyorum.”
Şimdi bu nereden çıktı diyebilirsiniz. Gerçekten öyle..Ben onlara yardım ediyor gibi görünüyorum. Aslında içimdeki inanç şu
-” Ben kimseye güvenmiyorum kimse benim kadar iyi yapamaz ve temel olan asıl inancım “KİMSE BENİM İÇİN BİR ŞEY YAPMAZ “
sürekli devam eden kısır döngüm. Ve inancımın doğru olduğunu bana kabul ettiren deneyimlerim. Ne zaman ki gerçekten cevabını aramaya başladım, sorular sormaya, anlamaya çalıştım. Hem rüyalarımda hem uyanık yaşamda mesajlar gelmeye başladı.
Yani hem yazıcım, hem arılar, hemde çevremdeki insanların ,hepsi birden yanlış olamazdı ya. Ben de bir arıza olduğu açıktı.
Uzun bir süredir danışanlarımda gözlemlediğim bazı rüyalar var. Bunlar ne bilinçaltı rüyaları nede rehber rüya. Bunların yaşamımıza çok büyük farkındalıklar kattığı ortada.
Çalışmalarımda sadece rüya yorumlamaz, onları nasıl hayata geçirebiliriz, onun üzerinde de dururuz .Ve yorumda ortaya çıkan bazı inanç ve duyguların çözümlenmesi içinde geçmişe yönelik uygulamalarda bulunurum. İşte o zaman tam anlamıyla o rüyaları hatırlamanın ve yorumlamanın anlamı olur.
Kısa bir süre önce bir ressamla tanıştım. Bana hiç unutmadığı iki rüyasını anlattı. Bunlardan birini yaklaşık yirmi yıl önce görmüştü.
Rüyasında bir at sürekli onu kovalıyor en sonunda çaresiz belki çözüm olur diye yere sırt üstü uzanıp ellerini kaldırıyor. At onun elleri üzerinde durmaya çalışıyor ancak başarılı olamıyor. Sonunda at onu yanına uzanıyor.
Bazen geçmiş rüyaları yorumlarken daha çok rüya sonrası deneyimleri sorarım. Önemli olan onlardır. Ona rüyadan sonra hayatında çok önemli gelişmeler, değişimler yaşamış olduğunu, at'ın onun gücünü temsil ettiğini içindeki güçle bütünleşmek istediğini ancak bunu yapamayacağına dair bir inancı olduğunu bu yüzden atı kucaklayamadığını ve yanına yattığını söyledim.
“Evet gerçekten öyle. Rüya sonrası hayatımda önemli gelişmeler oldu. O gelişmelerde temelde hep yapamayacağımı gereken güce sahip olmadığımı düşünürdüm. Bir şekilde başarırdım ama tam içime sinmezdi.”
Ona iş yaşamındaki başarıyı sordum .
Herkes resimlerimi çok beğeniyor ama doğru dürüst satılmıyor. Nasıl geçiniyorum soran yok ? Gibi benzer yakınmalardan sonra yakın zamanda gördüğü bir rüyayı anlattı.
Rüyasında büyük bir büroda çalışanlar var. Ressam kendisini onların başında sürekli onlara emir vererek görüyor .Yaptıkları Hiçbir şeyi beğenmiyor ve elinde bir kırbaç var. “İşin komik yanı” dedi. Çalışanların hepside bendim .
Ona şimdiye kadar yapmak istediği kaç projeyi gerçekleştirdiğini sordum .Kendinden emin 10 taneden onu dedi .Peki tekrar soruyorum .Bu yaptıklarından kaçının sonucu senin istediğin gibi oldu.
Aldığım cevap beni hiç yanıltmadı. Rüyası onun ne kadar mükemmelci bir yapısı olduğuna işaret ediyordu. Ne yaparsa yapsın bir tarafı elinde kırbaç onu eleştiriyor, yargılıyordu. Başarmak için çok ama çok çalışması gerektiğine inanıyordu, ne zaman ki elinde kırbaç olan kişi ona onay verecek işte o zaman başaracağına inanacaktır. İşte o zaman resimleri satılacak, doğal gazını ve masraflarını karşılayabilecekti.
“Ne yapmam gerekiyor? ” diye sordu. “ İlk olarak içindeki güçle bütünleş. Bunu yapabileceğine inan. İkincisi rüyanda elinde kırbaçla gördüğün senin gözlerinin içine bak .O hayatta kime benziyor, sana kimi hatırlatıyor .Onunla barış, bağışla.
İş birliğine çağır onu. O ve diğerleri senin yaratıcı kısmını ifade eden diğerleriyle birlikte hareket etmesini sağla. Onların birbirlerine ihtiyacı var. Kendi gücünü hayata geçirdiğinde kabul ettiğinde o seni artık yönetmek ihtiyacı duymayacak Yada o her kimse onun onayına ihtiyaç duymayacaksın.
Bunu yapmayı başardığında ilk işaret resimlerin satılıyor ve gerçek değerinin biliniyor olması olacak.
Buna benzer onlarca rüya bende rüyaların artık günümüzde çok farklı amaçlara hizmet ettiğini düşündürüyor. Bizler bilinç düzeyimizi yükselttikçe, nihai amacımızı fark ettikçe, hem kendimiz hem evren için hayırlı olan niyetlerde bulundukça rüyalar farklılaşıyor bizlere yardım , arınma, farkındalık konusunda hızlı adımlar atmamıza yardımcı oluyorlar.
İçinde bulunduğumuz dönem bir bilinç sıçramasının gerçekleşmekte olduğu önemli bir zaman dilimi. İnsan tekamülünün bu aşaması astronomik ve zamansal boyutta tüm dünya zamanının son önemli dönemini temsil ediyor.
Mesih bilinci, Altın çağ, Din günü, Armageddon denilen dönemin ta kendisi bu dönem.
O yüzden artık insan kendi hayatının biricik ve tek sorumlusu olduğunu fark etmek durunda.
Bu lazer hizmet bizim kendi değerimizi fark etme, ortaya çıkarma ile bağlantılı.
Ben bunlara ÜST BİLİNÇ rüyaları diyorum. Uyanık yaşamda ki iş birliği ise müthiş.
Bu süreç içinde üst bilinç rüyalarınızı harekete geçirmek için aşağıdaki çalışmayı yapabilirsiniz.
Yapmamız gereken gün içinde aklınıza geldikçe ve yatmadan önce “Sevgili Yüksek benliğim yaşamımda devam eden benzeri durum ve duygular için neyin farkında olmam gerekiyor, Hangi inancım sebebi ile bu olayları hayatıma çekiyorum. Öğrenmem için neyi bilmem gerekiyor ? “ niyetini tekrar etmek .Sonrasında hem uyanık yaşamda hem de uykuda ki yaşamda bir kedi gibi tetikte olmak.
Tüm inançlarınızın kazanca dönüşmesi dileğiyle...
Işık Elçi..