[bluemoon24]

*



Ben seni bir eylül akşamı ilk gördügümde tarifi imkansız anlatılması imkansız ürkek ceylan misali gül misali sana vuruldum... vuslattt cumaovalı







Yigit hiç bir zaman ölmez vurulmayınca yanlızca sevda kurşunu onu vurur öldürür sevdicegim. vuslattt cumaovalı







Kalbime bir gül yarası cizdin canımı aldın can yerimden hancerledin vicdansız,güz gelince yaprak dalından ayrılır kış gelince anlatmaya ne hacet bahar geldi yapraklar cicekler actı sende gel bir kere gör beni aşkın beni ne hallere koydu.sana birşiir yazmıştım o boşlugu dolduramadım. Hüsnüne bakıpta yanayım diye,Adını kalbime yazayım diye,Vuslat bahcenizde gezeyim diye,Varıpta................,Aşkından yanar bu gönül...vuslatt







Günler uzayıp gece olsada, seneler uzayıp asır olsada aşkın ızdırabı beni boğsa da bir gün gelirsin diye bekleyeceğim bitanem.....







Sende Öleceğim







Saçlarını rüzgar uçursa



Benim yüreğimi fırtınalar alır.







Gözleri bir ceylandan çalınmış,



Aklımı alıp götürür.



Bir katre gelse



Benim içim kan ağlar







Üzüldüğünü görsem,



Dertler bir bir üstüme gelir.







Sende doğdum ben,



Sende büyüyorum,



Sende öleceğim







Ağlayacaksın







Veren Allah alan sen



Ne kadar günah bilsen



Ben hergün gözyaşlarında boğulurken



sen beni görmüyorsun bile



Hiçmi anlamadın bu canın senin için yaşadığını



Hiçmi görmedin bu yüreği



Anlamadın mı kalbimi



Yalancı gülümsemelermiş meğer onlar







Bu yalan güzelliğinin



Omasumca bakan



Yüreğime ateş gibi düşen gözlerinin



Yalan olduğunu



Anlamamışım meğer







Şimdi ne hayatın



Nede bu canın önemi var



Sen olmadıktan sonra



Bir şarkı daha gömülür topraklara



O şarkı hep dilinde olacak



Her söylediğinde



Ardımdan Ağlayacaksın







seni özledim gecenin bir yarısı,



sende beni aradım bulamadım,



seni seviyorum dedim, sana duyuramadım..!







binlerce kez af diledim,



binlerce yaşadım senin için,



geçen yıllara inat yaşlanmadım,



hep seni yaşadım ilk günkü gibi,



hep seni içtim yudum yudum,







bir bir çekildi perdeleri bu şehrin,



ışıkları söndü,



bana bıraktığın hasret çok büyüdü,



paslı bir hancer, kestin bileklerimi,



içimdeki ben sen oldu,



içindeki sen beni.......







bir egri uykudur sabahsız vakit düşlerimde bahar acar leylalar makamsız bir türkü dökülür telden caddeler günaha hasret cağırır bu yetim bu mazlum benim bir ses duyar donar bedenim daha gelmezmisin sabır kılıfda catlayan betonlar günah batagı ay aksamsız gün gündüzsüz ben sensiz carmıha cekilmiş göz bebeklerim bir yavru kuş gibi beklerim sürülmüş umutlar haberin varmı EYLÜL eser bir yırtıcı kuş olur oyulan gözlerde kanayan benim kac korku kaldırdım tozlu raflara sen gideli yagız sevda bilendim eşiğinde mermer oldu bedenim daha gelmezmisin doğum şafakta doğacak sevginin en son atagı kefenim ilk örtüm renksiz desensiz kursuna dizilir göz bebeklerim bir sonsuz düş gibi seni beklerim insan cicegine saksıdır alem ve gökler kafesdir yarabilirsen yetiş artık güneş doğmak üzere ey benim sevgilim askım mesalem yüreğim umudum sımsıcak tenim bir anda afrika olur bedenim







GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK















Bir şey anlat bana yüzüm gülsün gülüm,







Bana birşeyler anlat







Benki yüzyıllık acı bir tohumun







Bugünlere düsmüs ızdıraplı meyvesiyim







Gelme üstüme gelme hiç tadim yok







Ama birseyler anlat yüzüm gülsün







Birseyler anlat gülüm







Rüzgar deme sakin karanlık deme







Gece deme sakın karanlık deme







Umtu deme sakin hayaller yıtmıs







Sabir deme sakin sabır çokdan bitmiş







Ama birseyler anlat gülüm







Ilık birşeyler sıcak birşeyler anlat







Aydınlık birşey anlat mesela güneşi anlat







Evet evet güneşi anlat







Ama Paris'in degil,Londra'nin degil







Newyork'un degil hele hele Telaviv'in günesi hiç degil







Onlar ki benim gölgemden devşirilmiş çalınmış güneşler







Bana benim güneşmi anlat







Yüzyı var ki dogmuyor güneşim







Güneş ne zaman dogacak bana onu anlat.







Kaynak:Antropoloji